Örtüşen semptomlara neden olan üç virüs

Söz konusu virüsler Kovid-19, grip ve RSV (Respiratuar Sinsityal Virus) olarak sıralanıyor

Üç virüs, solunum yolu hastalıkları mevsiminde tüm dünyayı tehdit ediyor. Fotoğraf: Şarku'l Avsat (arşiv)

 

Kovid-19 pandemisinin ortaya çıkmasından bu yana, solunum yolu enfeksiyonlarına yönelik ilk tehdit, SARS-CoV-2 virüsü oldu. Solunum sistemini enfekte eden virüslerin etkisi, 2019’un sonlarına doğru Çin’in Wuhan şehrinde Kovid-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2’nin orijinal halinin ortaya çıkmasının ardından yavaşlamış gibi görünüyordu.

Solunum yolu enfeksiyonu mevsimi olarak nitelendirilen kışın gelmesiyle birlikte bilim insanları, solunum yolu enfeksiyonlarının, SARS-CoV-2 virüsünden daha kapsamlı olduğunu hatırlatmak için uygun bir zaman olduğu görüşünde. Zira enfekte etmek için SARS-CoV-2’ye karşı yarışan başka virüsler de bulunuyor. Bunlardan en önemlisi, SARS-CoV-2 gibi hafif veya şiddetli semptomlara yol açarak ölüme neden olabilen grip ve Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV) olarak biliniyor.

Uzmanlar, kış mevsiminde üç ana virüsle enfeksiyon olasılığının bulunduğunu ve bu virüslerin örtüşen ve ayırt edilmesi zor benzer semptomlara sahip olduğunu vurguluyor.

ABD’deki Mayo Clinic Hastanesi’nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan John O’Horo perşembe günü hastanenin internet sitesinde yayınlanan bir raporda şu ifadelere yer verdi:

“Gerçekten, bir Kovid-19 veya grip mevsiminde değiliz. Ancak solunum yolu enfeksiyonu mevsimindeyiz. Semptomlara dayanarak, normal soğuk algınlığından RSV’yi, Kovid-19’u veya gribi ayırt etmek imkansız. Özellikle hafif semptomlu bir vaka söz konusuysa.”

Bu durumda sorulması gereken sorunun ‘Kovid-19’dan korunmak için ne yapabilirim değil, solunum yolu enfeksiyonlarını önlemek için ne yapabilirim?’ olduğunu söyledi.

O’Horo cevabın değişmediğini şu ifadelerle vurguladı:

 “Cevap Kovid-19 ve grip aşılarının yaptırılması, çok sayıda insanın bulunduğu noktalarda veya enfeksiyon tehlikesi altında olunması halinde maske takılması, ellerin yıkanmasının yanı sıra hastalık durumunda başkalarına bulaşmasını önlemek için evde kalınması ve herhangi bir semptom varsa sık sık kullanılması gibi elimizden gelen her şeyin yapılmasıdır. Ayrıca el yıkamak gibi önlemleri almakta alışılmadık derecede özenli olunması lazım.”

Omikron’un, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yakından izlenen B.1.1.529, BA.1, BA.1.1, BA.2, BA.3, BA.4, BA.5 gibi çeşitli varyantları şu an yayılmaya devam ediyor.

O’Horo konuya dair şunları söyledi:

 “Bu alt varyantlar hakkında bilinmesi gereken önemli şey, her birinin halen Omikron ile aynı özelliklere sahip olmasıdır. Zira yüksek derecede bulaşıcılar. Önceki varyantlarda tanık olduğumuz derecelerde hastaneye yatışlara veya ölümlere yol açmıyorlar. Ayrıca aşı yaptırdıysanız ve özellikle de aşılarınız güncellemiş aşılarsa, ciddi hastalığa yakalanma şansınız çok daha düşük kalıyor.”

O’Horo yine de daha önce enfeksiyon geçirmiş veya uzun süre önce aşı olmuş kişilerin ‘bağışıklık kaçışı’ ile yeniden enfekte olması daha yüksek bir ihtimal olsa da bir önceki aşı veya enfeksiyonla karşılaştırıldığında güncel aşıları yaptırmanın büyük bir yararı olduğunu belirtiyor.

O’Horo’nun bahsettiği içeriği güncellenmiş aşılar, formülasyonları Omikron’un baskın varyantlarını da hedeflediği için hastalara büyük fayda sağlayan ‘bivalan güçlendiriciler’ olarak adlandırılıyor.

Mevsimsel grip aşısı, Kovid-19 aşısından daha az önemli görülmüyor. O’Horo konuya dair şunları söyledi:

“Bu sefer endişelenmemiz gereken sadece Kovid-19 değil, grip seviyelerinin de yükselmesi muhtemel. Bu mevsimin daha şiddetli bir grip mevsimi olması bekleniyor. Zira ülkelerin uyguladığı kapanma önlemleri nedeniyle son iki yılı grip mevsimi olmadan geçirdik.”

O’Horo’ya göre, kapanma önlemleri, son kışlarda grip virüslerine maruz kalmayı azalttı. Son kış mevsimlerinde grip virüsleri enfeksiyonlarının azalmasına neden oldu. Bu da hastalığa karşı doğal bağışıklığı olan insan sayısının daha az olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla da bu yıl enfeksiyon sezonun yoğun geçmesi bekleniyor.

Assiut Üniversitesi’nde viroloji alanında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Halid Şehata’nın belirttiğine göre bilim insanları halen Respiratuar Sinsityal Virüsü (RSV) için aşı geliştiriyor. Bununla birlikte risk altındaki çocuklara ve bağışıklığı baskılanmış bireylere verilen Palivizumab isimli koruyucu bir ilaç bulunuyor. Normal insanlar için RSV enfeksiyonu hafif geçiyor ancak bu noktadaki tehlike, RSV enfeksiyonun, bağışıklık sistemini aynı anda diğer virüslerle enfeksiyona karşı savunmasız hale getirmesinden kaynaklanıyor.

Geçtiğimiz iki yılda, söz konusu iki virüsün bir hastada tespit edildiği vakalar kaydedildi. 2021 yılında Birleşik Krallık’ta yapılan ve Uluslararası Epidemiyoloji Dergisi’nde yayınlanan bir araştırma, aynı anda hem Kovid-19’a hem de gribe yakalananların ölme olasılığının, yalnızca Kovid-19’a yakalananlardan iki kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Dr. Halid Şehata’ya göre grip ve RSV üzerinde yapılan yakın tarihli bir araştırmada, daha tehlikeli olan şeyin, grip ve RSV’nin bir araya gelerek melez bir virüs üretmesi olduğu sonucuna varıldı.

İngiltere’de yer alan Glasgow Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen ve yakın zamanda Nature Microbiology dergisinde yayınlanan çalışma, grip virüsü ve RSV virüsünün insan dokusunda bir araya geldiği zaman, melez bir virüs oluşturmak üzere kaynaşabileceği sonucuna ulaştı. 

Araştırmacılar yaptıkları çalışmada, grip mevsiminin yaklaşması ve RSV insidansının yüksek olması göz önüne alındığında, iki virüsün birlikte bulaşma olasılığının var olduğunu, dolayısıyla melez bir virüs üretmek için bir araya gelme fırsatları bulunduğunu belirtti. Araştırmacılar, hibrit virüsün çok tehlikeli olduğunu ve yakındaki diğer hücrelere bulaştığını ayrıca melez virus bazı hücrelere RSV proteinleri bulaştırdığı için grip enfeksiyonuyla savaşmak üzere müdahale eden antikorların işe yaramadığını tespit etti.

Grip ve Kovid-19 için mevcut aşılar, insanları bu viral karışımdan korumayı amaçlayan diğer önleyici tedbirlerle birlikte bu kış mevsiminde enfeksiyonlardan korunmak üzere önemli araçlar olmaya devam ediyor. Şehata, bu önlemleri şöyle sıraladı:

“Başkalarının hastalanmamasını önlemeye yardımcı olacağı için özellikle solunum yolu enfeksiyonu semptomları görüldüğünde maske kullanılması, ellerin sık sık sabun ve suyla yıkanması, kalabalık yerlerden kaçınılması ve hasta olunduğunda evde kalınması.”

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU