CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Birgün için bir yazı kaleme aldı.
Kılıçdaroğlu yazısında, "Türkiye Cumhuriyeti’nin 99’uncu yıldönümünü kutluyoruz; bir yıl sonra sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını kutlamayacağız. Bir yıl sonra demokrasiyle taçlandıracağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını kutlayacağız. Bundan hiç şüphe duymuyorum; bunu hep birlikte başaracağız" dedi.
"Peki, bunu nasıl başaracağız; yüzüncü yıla ilerlerken, bu cumhuriyetçi ve demokrat ilerleyişimizin ahlaki, vicdani ve felsefi altyapısını nasıl tamamlayacağız? Soru budur" diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
Yanıtı ise güzel Anadolu’muzun irfanında ve hamurunda fazlasıyla mevcuttur; “Hep birlikte başaracağız” diyenler, yanıtı beraber veriyor zaten… Yani kimsenin ötekileştirilmediği, dışlanmadığı, evrensel hukuk ve etik içtihatlar çerçevesinde tüm yurttaşlarımızın fikir ve ifade özgürlüğüne, yaşam tarzlarına ve inançlarına saygılı bir samimiyet mutabakatı ile bunu başaracağız. Üstelik bu mutabakat, yüzüncü yılla birlikte, derinleşerek sürecek; ötekileştirme, dışlanma, farklı fikirlere, farklı yaşam tarzlarına ve inançlara tahammülsüzlüğü bu topraklardan ortak irade ve ortak vicdanla kalıcı olarak söküp atacak bir mutabakattır. Ne mutlu bizlere! Ne mutlu bizlere ki, böyle bir mutabakatın altına imzalarımızı atıyoruz.
"Milletimizin hâkimiyetini hedefleyen bir dille, bir üslupla Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılına yaklaşıyoruz"
"Atatürk’ün idealleriyle uyumlu bir dille, bir üslupla ve bir kararlılıkla ilerliyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, "Kimseyi ötekileştirmeyen, kimseyi dışlamayan, destekçimiz olsun olmasın, tüm yurttaşlarımızın, yani istisnasız herkesin mutluluğunu, huzurunu, refahını amaçlayan bir kararlılıkla; milletimizin iradesi ve milletimizin hâkimiyetini hedefleyen bir dille, bir üslupla Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılına yaklaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kılıldaroğlu şöyle devam etti:
Biz samimiyetle sarıldığımız doğruların tüm yurttaşlarımız tarafından, istisnasız herkes tarafından bilinmesini istiyoruz; bizim gibi düşünmeyenlerle de azami müştereklerde buluşabilmenin, bu güzel ülkeye verilebilecek en güzel hediye olduğunu düşünüyoruz.
Bizim ve birlikte yol yürüdüklerimizin eksiklikleri ya da hataları varsa bile birlikte bunlardan dönmek, hep birlikte eksikliklerimizi tamamlamak; güzeli, doğruyu ve iyiyi hep birlikte samimiyetle geliştirmek istiyoruz.
Elbette her güzel doğru, her doğru iyi, her iyi güzel olmayabilir. Önemli olan, başkalarının da doğrularına, başkalarının da güzellik ve iyilik algılarına saygı duyarak, tüm bunlardan ortak bir gelecek inşa edebilmektir.
Bunu söylerken elbette fikirlerimizden, değerlerimizden, ilkelerimizden, inançlarımızdan ödün vermekten; tavizlerden veya tavizkar olmaktan bahsetmiyorum. Bahsettiğim, demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin, fikir ve ifade özgürlüğünün, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, doğa haklarının, hayvan haklarının, işçi haklarının, kadın ve çocuk haklarının vb. hak alanlarının evrensel, kabul görmüş içtihatları ışığında tüm yurttaşlarımız için ortak bir gelecek kurmaktır.
Farklı fikirlere sahip olabiliriz; olmalıyız da… Ancak hiç kimse kendi fikrini, farklı bir fikre sahip olanlar üzerinde tahakküm kurma aracına ve gerekçesine dönüştürememeli. Hiç kimse, kendi fikrinin değerler bütünlüğü üzerinden kendisi gibi düşünmeyenlere dönük üstenci bir dile, üstenci bir kibre kapılmamalı. Farklı fikirlere katılmama, onları beğenmeme, onları eleştirme, onlara karşı mücadele verme hakkı şüphesiz bakidir. Ancak faşizm, ırkçılık, terörizm gibi insanlık değerlerini hiçe sayan eğilimler dışındaki tüm sivil fikirlere karşı, demokrasinin evrensel içtihatları çerçevesinde toleranslı olunmalıdır.
Eğer bizler, hep birlikte kararlılıkla ve samimiyetle istersek, hep birlikte üretmek, hep birlikte kalkınmak ve hakça bölüşmek mümkün. Kendi yankı odalarımızdan çıkıp herkesle kucaklaşmak mümkün; geçmişte yaşanan tüm haksızlıkların hesabını Anayasa ve hukuk çerçevesinde, bağımsız ve tarafsız yargı yoluyla sormak mümkün.
"Tek bir ferdinin dahi yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa etmek için tüm gücümüzle çalışacağız"
Türkiye'deki ekonomik sorunlara da değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
Özellikle Cumhuriyetimizin geleceği ve umudu olan gençlerimiz, ebeveynlerinkinden daha kötü bir işe ve daha düşük bir maaşa mahkûm edilmiştir. Pırıl pırıl gençlerimizin fikri özgürlüklerinin yanı sıra ekonomik umutları da, özgürlükleri de gasp edilmiştir.
Gençlerimizin bu girdaptan çıkartılması için dahi gerekli olan tek reçete, birlikteliğimizdir. Bizler hep birlikte, Cumhuriyetimizi yeniden kimsesizlerin kimsesi yapacak; tek bir insanımızı dahi kimsesiz bırakmayacağız. Tek bir çocuğun dahi yatağa aç girmeyeceği Türkiye, Tek bir ferdinin dahi yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa etmek için tüm gücümüzle çalışacağız.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, elbette çocuklarımızdan başlayarak, tüm vatandaşlarımızı kapsayacak şekilde, milletimize yaraşır bir demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olacağız.
Tek bir çocuğumuzun, gencimizin, vatandaşımızın gelecek kaygısı taşımadığı, vatandaşlarının bağımsız ve tarafsız yargı önünde eşit, tüm özgürlük alanları bireysel ve toplumsal düzeyde güvence altına alınmış bir Türkiye yaratacağız.
Kurucu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun ideallerinin samimi takipçisi değerli yol arkadaşlarının bizlerden beklentisi budur.
29 Ekim 2023’te, Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında, sevincimiz ve seslerimiz memleketimizin keyifli türkülerinde ve şarkılarında buluşacak; buna inanıyorum; lütfen sizler de inanın! Çünkü Cumhuriyet’imiz, demokrasimiz ve bu güzel memleketimiz ancak emekle ve samimi inançla yükselir.
Yazının tamamını BURADAN okuyabilirsiniz
Birgün