İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, 15 kişinin ölümüne neden olan bir türbe saldırısına karşılık verme tehdidinde bulunurken, çelişkili resmî açıklamalar arasında DEAŞ saldırının sorumluluğunu üstlendi.

Bu saldırı, 16 Eylül’de ahlak polisinin gözetimi altındayken yaşamını yitiren 22 yaşındaki Mahsa Emini’nin ölümünden beri geniş çapta devam eden protestolar ile karşı karşıya olan hükümetin üzerindeki baskıları artıracak.

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, bu saldırının arkasındakilerin ‘kesinlikle cezalandırılacağını’ söyledi. Reuters haber ajansının aktardığına göre İran devlet televizyonunda yayınlanan Hamaney’in yazılı açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Hepimiz düşmanın ve onun hain veya cahil ajanlarının karşısına dikilmeliyiz. Güvenlik güçleri, yargı, düşünce aktivistleri ve halk insanların canlarının, güvenliklerinin ve kutsal değerlerinin hiçe sayılmasına karşı birleşmelidir.”

Söz konusu saldırı, güvenlik güçlerinin Emini'nin ölümünün 40. gününde gösteri yapmak için dışarı çıkan protestocularla çatıştığı sırada yaşandı.

İran devlet medyasına göre İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ‘ayaklanmaların’ ‘terör’ saldırılarına zemin hazırladığını söyleyerek, Şiraz’da yapılan saldırıya karşılık vereceklerini vurguladı.

Protestoların nedeninden bahsederken yaptığı önceki açıklamaları tekrarlayan Reisi, ülkenin kuzeybatısındaki Zencan eyaletinde yaptığı bir konuşmada, “Düşmanın niyeti ülkemizin ilerlemesini engellemek. Bu ayaklanmalar terör eylemlerinin önünü açıyor. Bu yüzden Şah Çerağ Türbesi'ne gelip Allah'a ibadet eden masum insanları vuruyorlar ve ardından saldırıyı DEAŞ üstleniyor” dedi.

Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise yaptığı açıklamada, “İran saldırıyı karşılıksız bırakmayacak. Saldırı, ülkeyi istikrarsızlaştırmayı amaçlıyor. Elimizde düşmanların İran'ın güvenliğini istikrarsızlaştırmak için çeşitli seviyeleri içeren bir proje oluşturduklarına dair güvenilir bilgiler var. Elbette İran'ın çıkarlarının ve ulusal güvenliğinin, insan hakları bahanesiyle ülkenin iç işlerine karışan teröristlerin ve yabancıların elinde oyuncak edilmesine izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Devlet medyası tarafından aktarılan açıklamada Abdullahiyan, “İnsan haklarını savunduklarını iddia eden teröristlerin ve yabancı müdahalecilerin, İran'ın ulusal güvenliği ve çıkarlarıyla oynamalarına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu suç, İran'da terör ve şiddete teşvik edenlerin kötü niyetlerini açıkça ortaya koydu” dedi.

Öte yandan İran İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi, İran'ı kasıp kavuran protestoları Şiraz saldırısına zemin hazırlamakla suçladı.

Reuters haber ajansının Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Tesnim Haber Ajansı’ndan aktardığına göre DMO Genel Komutanı Hüseyin Selami, “Net bir şekilde söylüyoruz: Bilinçli İran halkının öfke ve intikam ateşi, onlara utanç verici eylemlerinin ödülünü verecek” ifadelerini kullandı.

Güvenlik güçleri tarafından eylemden sonra vurularak gözaltına alınan silahlı bir kişi tarafından gerçekleştirilen saldırı, Şiilerin masum imamlarından sekizincisi olan İmam Rıza'nın kardeşi Şah Çerağ lakaplı Ahmed bin Musa el-Kazımi’nin türbesini hedef aldı. Fars eyaletinin yönetim merkezi Şiraz'da bulunan bu türbe, İran'ın güneyindeki en önemli dini türbelerden biridir. Devlet televizyonuna göre saldırıda 19 kişi de yaralandı.

İranlı yetkililer olayla ilgili çelişkili açıklamalarda bulundu. İran medyası başlangıçta saldırıyı üç silahlı kişinin gerçekleştirdiğini ve ikisinin gözaltına alındığını bildirdi. Ancak yönetim merkezi Şiraz olan Fars eyaleti başsavcısı Kazım Musevi, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada ‘bu saldırıya sadece bir teröristin karıştığını’ açıkladı. Üst düzey bir yetkili, polis tarafından vurulduktan sonra gözaltına alınan saldırganın durumunun kritik olduğunu belirtti. Tesnim Haber Ajansı’na göre Fars eyaletinin Güvenlik İşlerinden Sorumlu Vali Yardımcısı İsmail Muhibipur, “Türbe saldırısını gerçekleştiren teröristin durumu kritik. Henüz kendisini sorgulayamadık” dedi.

Güvenlik kameraları tarafından kaydedilen ve dün devlet televizyonunda yayınlanan görüntülerde, saldırganın türbeye girerken çantasında sakladığı silahı çıkarıp ateş açtığı ve ibadet edenlerin koridorlarda kaçmaya ve saklanmaya çalıştığı görüldü.

Devlet medyası, vurulduktan sonra polis tarafından gözaltına alınan saldırganın İranlı olmadığını belirtti, ancak uyruğunu açıklamadı. Yetkililer, Şiraz'daki saldırının ardından güneydeki Fars eyaletinde üç günlük yas ilan edilmesini istedi.

Bu sırada Mısır, Lübnan, Katar, Irak ve Çin Şiraz'daki ‘terör’ saldırısını kınadı.
 

Muhibbipur, yetkililerin saldırının kurbanları için cenaze törenini önümüzdeki cumartesi günü gerçekleştireceğini söyledi.

Şiraz'daki saldırı, aktivistler tarafından cumartesi günü şehrin 60 kilometre kuzeyindeki bir arkeolojik alanda her yıl yapılan büyük bir toplanma için gönderilen çağrılarla aynı zamana denk geldi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre törenler, bazı İranlıların ‘Kiros Günü’ olarak kabul ettiği günü anmak için yapılıyor. Son yıllarda ortaya çıkan etkinliklerden biri olan bu etkinlikte İranlı aktivistler eski Pers medeniyetinin sembollerini canlandırmaya çalışıyor.

Son yıllarda yetkililer, İranlıların buraya gelişini kısıtlamaya çalıştı ve ülkenin farklı bölgelerinden MÖ 529'da Ahameniş İmparatorluğu’nun kurucusu Kirus’a atfedilen bir mezarın bulunduğu Taht-ı Cemşid bölgesine seyahat eden birkaç kişiyi tutukladı.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat