Sürdürülebilir yaşam ve çevre için sıfır emisyon hedefi ve fosil yakıtlı araç üretimine son verilmesi uzun süredir gündemde.
Volkswagen ve Honda'nın da aralarında bulunduğu pek çok marka, benzinli ve dizelden çıkıp tamamen elektrikli otomobil üretimine geçmek için 2040 yılını hedefliyordu.
Ancak Avrupa Birliği (AB), bir hamlede bulunarak benzinli ve dizel yeni araç satışını yasaklama kararını 2035 yılına çekti.
Düzenlemeyle elektrikli araçlara geçişin hızlanması ve iklim değişikliğiyle daha etkin şekilde mücadele edilmesi amaçlanırken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda sıfır emisyon araçlara ilişkin anlaşmayı, "2030 iklim hedefimize ulaşmada hayati bir mihenk taşı" olarak niteledi.
Today’s political agreement between @Europarl_EN and @EUCouncil on zero emission new car sales as of 2035 is a crucial milestone to reach our 2030 climate target.
— Ursula von der Leyen (@vonderleyen) October 27, 2022
It will boost innovation and our industrial & tech leadership.
I look forward to more #Fitfor55 agreements soon.
AB'nin kararı sonrası Türkiye'nin nasıl bir tutum izleyeceği de merak konusu oldu. Hemen olmasa bile Türkiye'nin de yakın gelecekte benzer bir adım atması beklentisi doğdu.
Ancak Türkiye'nin elinde yerli ve milli elektrikli aracı Togg gibi bir değer olsa da hammaddeye ulaşım, şarj istasyonları ağı başta olmak üzere büyük bir altyapı gerektiren hazırlık ve uygulama sürecine ihtiyaç duyulduğu da bir gerçek.
Hem AB'nin kararını hem de bugün Bursa Gemlik'te Togg'un seri üretiminin gerçekleştirileceği fabrika açılışı öncesinde otomotiv sektöründe yaşananları, EBS Analiz Otomotiv Yönetim Danışmanlığı Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Erol Şahin ve Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın ile ele aldık.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"İşlerin doğal akışında Türkiye de benzer kararı alacak"
Şahin, işlerin doğal akışında ilerleyeceği ve Türkiye'nin de benzer bir karar alacağı görüşünde.
Yasal olarak da AB ile uyum çerçevesinde ilerlendiğini kaydeden Şahin, otomotiv sektörünün üretim ve kalkınma açısından kritik olduğunu, ihracatta her 5 dolardan 1'inin buradan sağlandığını belirterek, bu alanın uluslararası, çok ortaklı ve dünyaya pek çok alanda hızla uyum sağladığını vurguladı.
Şahin, otomotiv sektöründe hem iç pazar hem de ihraç edilenler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'nin de eninde sonunda benzer bir karar alacağını ileri sürdü.
Türkiye açısından bakıldığında iç pazardaki araçların yüzde 60'ı ithal ve çoğunluğunun Avrupa menşeili olduğunu aktaran Şahin, "Diğer taraftan biz de Avrupa'ya araç satıyoruz. Türkiye, dünyanın 13. üreticisi. Ticari araçta ise Avrupa'nın en büyüğü konumunda. Ticari araçta da elektrikli üretmeye başladık Ford Otosan'la. Volkswagen'le de üreteceğiz. Dolayısıyla üretilen araçların Avrupa normlarına uyması gerek. Türkiye açısından sürecin doğal akışı, dizel ve benzinli araçlarla ilgili benzer bir kararı getirecek" dedi.
"Türkiye'nin elektrikli araç üretmesi çok değerli ama karlılık gerekli"
Erol Şahin, bugün Bursa'nın Gemlik ilçesinde gerçekleşecek Togg açılışına ilişkin ise Türkiye'nin akıllı otomobil üretme hamlesinin çok yerinde olduğunu ve başarıya ulaşmasını istediklerini belirtti.
Üretim ve global marka olması açısından uzun bir yolun beklendiğinin ve dünya markası olmanın bambaşka bir kategori olduğunun bilinmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, global bir marka olmak için üretim hacmi konusunda belli seviyelere ulaşmanın şart olduğunu vurguladı.
"İlk etapta 2 bin 500 araç üretilecek, zaten çoğu kamuya gidecek" diyen Şahin, "Maksimum 175 bin yıllık olur, o da 2030 sonrası için. 1 milyonu adeti bulması 2033. Bir markanın yıllık satışıdır bu rakam, dolayısıyla global bir marka olmanız şu an için söz konusu değil. Sübvanse edileceği haliyle 1 milyon adet üretilecek. ÖTV düzenlemesi dahi yok. Temmuz ayındaki elektrikli otomobil ithalatında ek gümrük vergisi kararı Togg içindi. Mart ayına yakın bir tarihte elektrikli araçlarla ilgili matrah güncellemesi yapılır diye düşünüyorum. İhracat hedefi yüzde 15" ifadelerini kullandı.
Şahin'e göre yanlış bir algıyı da düzeltmek şart. Otomobil üretmek ile marka sahibi olmanın farklı. Türkiye 60 yıldır otomobil üretiyor. Şimdi ise kendi markasını oluşturuyor.
Global anlamda üretim ve satış yapmanın çok farklı bir kulvar olduğunun altını çizen Şahin, şunları söyledi:
"Türkiye'nin elektrikli araç üretmesi çok değerli ama karlılık gerekli. Togg mutlaka yaşamalı, başarılı olmasını istediğimiz bir proje ama uzun bir yolu var. Düzgün bilgi aktarımı, veri paylaşımı, şeffaflık şart. Vatandaşa ulaşabilecek adet için 3-4 yıla ihtiyaç var."
"Süreç siyasilerin dışında yürümeli"
Togg tanıtımının siyasi bir şova dönüştürülmemesi, siyasetçiler tarafından değil, işin profesyonelleriyle yürütülmesi gerektiğini savunan Şahin, "Siyasetçiler tarafından propaganda aracı gibi görüldüğünden ve teknik veri paylaşımı düzgün yapılmadığından desteklemeyenler var. Toplumun bir bölümünün mesafeli. Süreç siyasilerin dışında yürümeli. Şirketin '5 Babayiğit' olarak bilinen ortakları, bir genel müdürü var ama Sanayi ve Teknoloji Bakanı daha ön planda" eleştirisinde bulundu.
Çin'in de elektrikli otomobil alanında benzer süreçten geçtiğini, yapılan üretimlerden edinilen tecrübelerle yeni markalar oluşturulduğunu, bunlardan bazılarının milyonluk adetlerde satış yaptığını ve mevcut durumda 500’e yakın çalışma bulunduğunu kaydeden Şahin, Türkiye'de de Togg'un ardından farklı atılımların olması ve yeni markaların çıkması temennisinde bulundu.
"AB regülasyonlarının dışına çıkmayacağından Türkiye'nin de benzer bir karar alması çok uzun sürmez"
Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın'a göre de AB'nin 2035 itibarıyla benzinli ve dizel yeni araç satışına izin vermeme kararı hiç de şaşırtıcı değil.
Alınan kararı "AB tarafından tüm markalara önemli bir tebliğ" olarak niteleyen Yalçın, otomotiv sanayicilerinin bunu öngördüğünü, markaların halihazırda gelecek planlarını çevre dostu elektrikli araçlar üzerinden programladığını ve Volkswagen, Audi gibi birçok markanın fosil yakıtlı araç üretiminden çıktığını kaydetti.
Hükümetin henüz bu yönde aldığı bir karar bulunmadığı gerekçesiyle net bir tarih hakkında yorum yapmaktan kaçınan Hüsamettin Yalçın, "2035 olmaz da belki 2040 yılı olur, bilemiyorum ama neticede Türkiye'nin de AB regülasyonlarının dışına çıkmayacağından ötürü benzer bir karar alması çok uzun sürmez. Kısacası olacaklar Türkiye'deki regülasyona bağlı ama ileride buna ayak uydurmak zorunda kalacağız, bu nedenle kanun çıkmalı. Ama hemen geçiş olmaz, örneğin Anadolu'da benzinli aracıyla insanlar işlerini, ticaretlerini yapmaya devam ederler, orası ayrı. Türkiye'de ikinci elde fosil araç kullanımı devam eder" diye konuştu.
"Türkiye Togg'la birlikte elektrikli araç devrimini kaçırmamış oldu"
Hüsamettin Yalçın'a göre sıfır emisyona geçiş hedefinde Türkiye'nin en güçlü kozu Togg.
Elektrikli otomotiv üretimine geçme konusunda çok doğru bir zamanlama yürütüldüğünü savunan Yalçın, şunları kaydetti:
"Türkiye Togg'la birlikte elektrikli araç devrimini kaçırmamış oldu. Çemberin içine girdi. Artık yabancı markalar düşünsün. Elimizde Togg varken, Türkiye için elektrikli araç ülkesi ve üretim merkezi olma yolu açılıyor. Bunu iç piyasa satışı ve ihracat ayağı olacak. Çok kıymetli. Elektrikli bir alet, iPhone'a güncelleme gelir gibi güncellenecek. Birçok sanayi devrimini kaçırdık. Ancak şimdi otomotivdeki dijital ve elektronik dünyaya adım atıyoruz. Togg'la birlikte geçmişte kaçırdığımız fırsatı kaçırmak. Mercedes, Audi, BMW, Renault gibi dünya markalarının üretimleri var. Biz de artık bu ülkelerden biriyiz, üstüne üstlük kendi markamız. Olayı siyasileştirmemek lazım."
"Sıfır kilometre araç satışları düştü ama …"
Yılın son çeyreğine girmişken ülkedeki araç satışlarını da sorduğumuz Yalçın, sıfırlardaki satış geçen yılla kıyaslandığında düşük kalsa da mevcut ekonomik parametreler göz önünde bulundurulduğunda durumun "hiç de fena olmadığı" ve 2022'nin yaklaşık 750 bin adetle kapanmasının beklenildiği ifade etti.
"ÖTV'de matrah güncellemesi zaruri hale geldi"
İkinci elde ise sıfır araçlardakinin tersi bir tablo söz konusu. Yalçın bu durumu, "İkinci el satışları düştü çünkü fiyatlar sıfırla hemen hemen aynı oldu. Bir de insanlar önünü göremediğinden ne ellerindekini satıyor ne de yenisini alıyor. Araçlar sirkülasyona girmiyor" dedi.
Taşıt kredisi almanın zorlaştırılmasının da araç satışlarını olumsuz etkilediğini belirten Hüsamettin Yalçın, Özel Tüketim Vergisi'nde (ÖTV) matrah güncellemesinin zaruri hale geldiğini öne sürerek, "Kredi ve matrah güncellemesiyle piyasa canlanır" ifadesini sözlerine ekledi.