CHP kendisini dünyaya nasıl anlatmalı?

Dr. Onur Alp Yılmaz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

CHP lideri Kılıçdaroğlu, amacı "teknolojik ve bilimsel gelişmelere yönelik görüş alışverişleri" olarak açıklanan bir kapsamda ABD'ye gitti ve bu doğrultuda ziyaretlerine hâlâ devam ediyor.

Kılıçdaroğlu'nun bu ziyaretini olumlu, ancak geç kalmış bir ziyaret olarak değerlendirmek mümkün.

Bizde olduğu gibi büyük bir değişimin eşiğinde olan her ülkede bu değişimin itici gücü olma iddiasındaki liderlerin kendisini iç kamuoyuna olduğu kadar dışarıya da anlatması elzem.

Dolayısıyla içeride en azından 2019 Yerel Seçimlerinden beri büyük bir değişim umudu taşıyan muhalefet, neyi nasıl değiştirip dönüştüreceğini dış dünyaya anlatmakta geç kaldı. 

En azından 28 Şubat'ta üzerinde uzlaşılan güçlendirilmiş parlamenter sistem metninden sonra muhalefet, bu metnin çıktılarını gerek entelektüeller, gerekse muhalefetin yönetici aktörleri üzerinden dünyaya anlatacak kanalları ve alanları zorlamalıydı.

Bunun içinse tüm muhalefetin elinde iktidarın otoriterleşme ve bunun sonucunda halkı yoksullaştırma politikalarından kaynaklı olarak ülkeyi terk eden nitelikli insanlardan oluşan muazzam bir Türk diasporası var. 

Muhalefetin elindeki bu ortak kaynağın yanında ise CHP'nin ek bir imkânı daha var: dünyadaki ideolojik akrabalarının, yani sosyal demokrat partilerin yazılı ve görsel medya organları. Bunun ise iki önemi var: 

  1. Dış kamuoyunu etkilemek 
  2. Dünyanın eşiğinde olduğu büyük dönüşüm 

Batı'da birçok ülkenin ve iktidarın, özellikle mevcut iktidara karşı elinde biriktirdikleri kozlar, mevcut iktidarın aldığı maddi karşılıklar sonucunda her pazarlıkta ülke çıkarlarının yerine iktidarının sürekliliği lehine esneyebilme kapasitesi, Türkiye'nin bu maddi pazarlıklar sonucunda Batı'nın ileri mülteci karakolu hâline gelmesi ve tüm bunlara karşı Cumhurbaşkanının tabanıyla kurduğu ilişki ile medya hegemonyası sayesinde kamuoyunu sanki pazarlıklar ülke lehine sonuçlanmış gibi ikna edebilme kapasitesinden kaynaklı olarak mevcut iktidarla devam etmeyi tercih edebilecekleri aşikâr. 

İşte böyle bir konjonktürde muhalefetin elindeki yegâne alternatif araç, iktidarlar yerine dış kamuoyunu etkilemek.

Bunu da Batı'nın yegâne savunucusu olduğu demokrasinin aksine Türkiye'de ülkeyi demokrasi dışı bir rejime taşıyan mevcut iktidarı desteklediğini teşhir ederek yapmaktan çekinmeyerek Batı'nın çelişkilerini gözler önüne sermeli.

Yani, Batılı iktidarların yalnız kendilerine hak gördükleri demokrasiye karşı CHP, tıpkı Atatürk'ün 1919-1922 arasında yaptığı gibi Batı'nın ilkeleri ve pratikleri arasındaki çelişkiyi "Batı'ya rağmen Batı" diyerek Batı kamuoyuna teşhir etmeli.

Bu, başta seçim süreci olmak üzere kritik anlarda Batılı ülkelerin iktidarın lehine en azından açıktan verecekleri destekleri kamuoyu baskısı nedeniyle törpüleyebilir. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Diğer yandan dünya büyük bir dönüşümün eşiğinde. Bu dönüşümün detaylarını "Demokrasi ve aşırı sağ arasında Dünya ve Türkiye" başlıklı yazımda değerlendirmiştim.

Mevcut durumda, 40 yıllık neoliberal sağ hikâyenin yarattığı sorunlar, seçmenleri daha da sağa, yani aşırı sağa yönlendiriyor.

Elbette bunda 1980 sonrasında 35 yıllık sınıf kiniyle emekçilerin elinden hemen hemen bütün maddi-manevi kazanımlarını alan burjuvazinin elindeki devasa gücü ve lehine tamamen araçsallaştırıp, sosyal yönünü budayarak bir tahakküm aracına dönüştürdüğü devlet ile refahı yeniden paylaşmak istememesinin rolü çok büyük.

Ancak bu durum, dünyanın yaşaması muhtemel bumeranga da işaret ediyor. Yani tıpkı dünyayı ikinci büyük emperyalist paylaşım savaşına götüren süreç öncesi gibi aşırılıkların aşırılaştığı günler ile büyük acılar ve bunun sonucunda kendisini ıslah etmek zorunda olan kapitalizm.

İşte bu noktada ideolojik stoku sağlam olan ve demokrasi içinde, sosyal adaletle kapitalizmi ıslah edebilecek kapasite taşıyan hareketler ön plana çıkacaktır.

20 yıllık çok boyutlu bir travma ve tahribatın ardından ülkeyi dönüştürme iddiasını sürdüren CHP, bu dönüşümün dünyadaki dönüşüme sunabileceği katkıyı da göz ardı etmeden, buna dönük bir programla ideolojik akrabalarına bir vizyon çizme ve dönüşüm ihtiyacı esnasında bu harekete liderlik etme şansına da sahip.

Dolayısıyla CHP'nin ideolojik akrabalarıyla kurduğu ilişki de en az yurtdışı ziyaretleri kadar önem taşımaktadır. Çünkü bu ilişki hem bugünün kamuoyunu etkilemekte hem de geleceği dizayn etmekte büyük bir potansiyele sahiptir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU