Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözünün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle gerçeğe dönüşüp devletin merkezine oturduğunu belirterek, "Sorunları yok mu? Var. Onları çözeceğiz" dedi.
Bazı programlar için geldiği Aydın'da AK Parti ve MHP İl başkanlıklarını ziyaret eden Bilgin, ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ve milletvekilleriyle, kentteki bir otelde düzenlenen "2023'e Doğru Şehir Buluşmaları" kapsamında, sivil toplum kuruluşu ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi.
Sivil toplumun demokrasinin temel dinamiği olduğunu, Aydınlıların, sivil toplumun önemini bildiğini kaydeden Bakan Bilgin, "27 Mayısçılar darbe yaptığı zaman arkasından da Türkiye'nin seçilmiş ilk Başbakanını idam ettikleri zaman ortada hiç kimse yoktu. Çok cılız itirazlar oldu. Onun dışında kimse ne sokağa çıktı ne fabrikaları durdurdu ne boykot yaptı ne grev yaptı. Çünkü zaten böyle şeyler yoktu. Niye yoktu? Çünkü sivil toplum gelişmemişti" ifadelerini kullandı.
Vatandaşların 15 Temmuz'daki direnişini hatırlatan Bilgin, "Sivil toplumun olduğu yerde neler olduğunu 15 Temmuz'da gördük. Sivil toplum aynı zamanda bireyin, yani yurttaşların 'Ben varım, benim hukukum var ben buna sahip çıkarım.' dediği yerdir. Güçlü bir sivil toplumun, sivilleşme sürecinin Türkiye'nin demokratikleşme dinamiğinin ifadesi olarak 15 Temmuz'da biz zafer kazandık" diye konuştu.
Vedat Bilgin, Türkiye'nin demokratikleşme meselesinin sivil toplumla, sivil toplumun güçlenmesiyle ve demokrasi bilinciyle, militarizmin tasfiye edilmesiyle yakından ilişkili olduğunu söyledi.
"Türkiye yeni yeni demokratikleşiyor"
Türkiye'nin 27 Mayıs'tan sonra artık bir "MGK devleti" haline geldiğini dile getiren Bilgin, şöyle devam etti:
Öyle ki Milli Güvenlik Kurulu Sekretaryasının gündemini bile başbakan bilmez. Başbakana orada küçük bir yer verirler, orada yerinde oturur. Başbakanı azarlarlar. Böyle bir yapı. Türkiye ne zaman demokratikleşiyor? Türkiye yeni yeni demokratikleşiyor. Milli Güvenlik Kurulunun Türkiye'yi yönetmesine izin vermedik. Ne dedik? 'Milli Güvenlik Kurulunun işi başka.' Türkiye Cumhuriyeti'ni kim yönetir? Türkiye Cumhuriyeti'ni Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetir. 1920'de o Ankara'da mütevazı taş binanın üzerinde yazan 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.' sözü son 25 yılda yükselerek. Başkanlık sistemine geçişle birlikte realite oldu, devletin merkezine oturdu. Sorunları yok mu? Var. Onları çözeceğiz. Türkiye'nin yeni bir anayasaya, yapılanmaya ihtiyacı var vesaire... Demek ki demokrasi konusunda büyük adımlar attık ama bunun devam etmesi lazım.
Kalkınma konusu
Kalkınma konusunda geçmişte Türkiye'nin "ithal ikamesi" yöntemini tercih ettiğini, bu yöntemin yeni değiştiğini kaydeden Bakan Bilgin, "Değiştirdiğimiz için de bu büyük bir rahatsızlık doğuruyor. Dışarıda büyük rahatsızlık var. Çünkü Türkiye'nin gücü artıyor. Bunu çözüyoruz. Yani Türkiye'nin dışı açık, ihracata dayalı büyüme modeli aslında Türkiye'nin bağımsızlık yolunda ilerleme ve kalkınma hamlesidir" dedi.
Beyaz bayrak uygulaması
Bilgin, Türkiye'nin üçüncü meselesin de birlik ve dayanışma olduğunu dile getirerek, farkı sınıfları, kesimleri, farklı grupları, farklı kültürel toplulukları sosyal politikalarla, kültür politikalarla entegre edeceklerini, herkese eşit fırsatlar sunma amacında olduklarını dile getirdi.
Toplu sözleşme ve pazarlık uygulamasının düşük gelir gruplarının desteklenmesinin yöntemlerinin birisi olduğunu dile getiren Bilgin, şöyle dedi:
Biraz önce bir fabrikaya gittim. Fabrikada işçilere şunu sordum: Sendikanız var mı? Yok. İşverene şunu söyledim; 'İşçiler toplu pazarlık yoluyla, kolektif pazarlık yoluyla haklarını, ücretlerini belirlerse sizlere beyaz bayrak vereceğiz.' Beyaz bayrak, tıpkı turizm şirketlerindeki 'Mavi bayrağa' benzer. 'Burada düzgün iş vardır, düzgün iş yeridir, burada örgütlü iş yeri vardır, örgütlü sendikaları vardır.' anlamına gelir. Bunu Türkiye çapında uygulamaya başlıyoruz. Tören yapma uygulamamız başladı. törenle yapacağız inşallah. Netice itibarıyla gelir transferinde düşük gelirli grupları koruyacağız, emekçileri koruyacağız. Bu aynı zamanda toplumsal entegrasyonun en önemli mekanizmasıdır.
AA, Independent Türkçe