Habertürk yazarı Fatih Altaylı, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın “şehirlerin kurtuluş yıldönümlerinin kutlanmasına karşı olduğunu” söylemesine tepki gösterdi. Altaylı’ya göre Kahraman’ın “alçakça niyetinin altında Kurtuluş Savaşı’nı ve onun kahramanlarını yok saymak” var.
Altaylı, bugünkü köşe yazısında şu an Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Kahraman’ın şu ifadelerini hatırlattı:
Şehirlerin kurtuluş yıldönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım. 2 Mart’ta Rize kurtulmuş, kim diyor? Yok Erzurum şu Mart’ta. Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılmaz. ‘Ben esirdim, esaretim bitti, ben köleydim’ diye ikrarda bulunulmaz. Tarihi zengin ve engin bir milletiz biz. Biz köklü bir devletiz. Zaferlerle dolu bizim tarihimiz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. 2 Mart’ta da aynı şey var. Ruslar çekildi gitti. Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık. Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz? Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Buradaki alçakça niyeti herhalde sezinliyorsunuz” diyen Altaylı, şu görüşlerini paylaştı:
Kurtuluş Savaşı’nı ve onun kahramanlarını yok saymak. Osmanlı’nın payitahtının, İstanbul’un 4 yıl düşman işgalinde kaldığını dahi unutturmak. Yıllar önce İstanbul’un işgalinin yeterince bilinmediğini, bu konuda yeterli yayın olmadığından yakınmıştım. Bu canım şehir, 4 yıl boyunca işgal güçleri tarafından yönetilmişti.
Şimdi İsmail Kahraman gibiler diğer kentlerimizin de işgalini de unutturmak niyetinde belli ki. Sonunda 30 Ağustos’u da tarihimizden silmek arzusunda oldukları aşikar. Bu topraklar hiç işgal edilmemiş, Kurtuluş Savaşı hiç olmamış gibi yapacaklar. Osmanlı’yı da bir grup iç isyancının yıktığı tezini işleyecekler muhtemelen. O zaman Maraş’ın başındaki Kahraman, Urfa’nın başındaki Şanlı, Antep’in başındaki Gazi sıfatlarını da silin bir zahmet.
Sonra biri çıkıp sorar “Bu şehirlere niye Kahraman, Şanlı ve Gazi diyoruz?” diye. Sonra apışıp kalırsınız. “Biz ne anlarız kahramanlıktan, gazilikten, biz kim şanlı olmak kim” diyecek haliniz yok ya!
Habertürk, Independent Türkçe