İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun cumhurbaşkanı adayı olarak Mansur Yavaş'ı öne çıkaran açıklamaları siyaset dünyasını dalgalandırdı.
Kamuoyu Buğra Kavuncu'nun söylediklerini salt kendi fikri veya ağzından kaçırdığı sözler olarak değil, başta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener olmak üzere Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakmayan geniş bir kesimin düşüncelerinin dışa vurumu olarak algıladı.
Kılıçdaroğlu'nun adaylığının gündeme geldiği ilk günlerde üst üste birkaç yazı yazarak Türkiye'de TÜSİAD etrafında kümelenen büyük sermaye ile ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin her nedense Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakmadıklarını belirttim.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu çevrelerin Kılıçdaroğlu ile ilgili çekincelerinin sorgulanması gerekiyor.
Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanma ihtimalini düşük gördüklerinden mi, yoksa iç ve dış politikadaki duruşunu Türkiye ile ilgili hesaplarına uygun görmediklerinden mi karşı çıkıyorlar irdelenmeli.
Ben ikinci seçeneğin daha öne çıktığı düşüncesindeyim.
O günlerden bu günlere köprünün altından bir hayli su geçti.
Yana yakıla İmamoğlu'nu öne süren çevrelerin umutları boşa çıktı ve işin ilginç yanı muhalifleri değil, İmamoğlu'nun kendisi bizzat kendini devre dışı bıraktı.
Niye bıraktı, nasıl bıraktı, neler oldu?
Ayrı bir yazı konusu.
Esas üzerinde durmak istediğim Kılıçdaroğlu'nun adaylığı büyük oranda kabul görmeye başlamışken, pişmiş aşa Buğra Kavuncu eliyle neden bir sürahi soğuk suyun döküldüğü?
Olanlardan anlaşıldığı kadarıyla malum çevrelerin Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ile ilgili çekinceleri halen devam ediyor.
Onun için de operasyon düzenleniyor.
Başından beri Mansur Yavaş'ın aday olmayacağını/olamayacağını söyleyenlerdenim.
Bu konu da ayrı bir yazı konusu.
Ancak şu kadarını söylemek gerekirse Ümit Özdağ başta olmak üzere belli başlı tüm ülkücü-milliyetçi-ulusalcı çevrelerin gönüllerindeki aday olarak öne sürdükleri Mansur Yavaş'a Kürtlerin oy vermeleri mümkün değil.
Kürtlerin oy vermeyecekleri birinin de cumhurbaşkanı olması mümkün değil.
Bunu ben biliyorum da anlı şanlı analistler, büyük siyasetçiler bilmiyorlar mı?
Tabi ki biliyorlar.
Peki o halde ne yapmak istiyorlar?
Benim görebildiğim kadarıyla Mansur Yavaş'ı öne sürerek önce Kılıçdaroğlu'nu tartıştırmak ve elemine etmek istiyorlar.
O da olmaz, bu da olmaz noktasına geldikten; kamuoyunu o noktaya getirdikten sonra ise işleri kolay.
Bu aşamadan sonra esas olmasını istedikleri adayı öne çıkarıp sonuca gitmek istiyorlar.
'Siyaset bir yönüyle de taktikler savaşıdır' diyenler boşuna söylememişler.
Sağ gösterip sol vurmak, sol gösterip sağ vurmak siyaset ustalarının en iyi bildikleri şeyler.
Benim gibi bilardo oynamayı bir türlü öğrenemeyenler için hamle yapılan topun hangi toplara çarptıktan sonra hedefe varmasını gerektiğini hesaplamak oldukça zor.
Ancak Buğra Kavuncu'nun hamlesini en azından iyi bir seyirci olarak anlamamam mümkün değil!
Mansur Yavaş'ın bu olanlarla ne kadar ilgili olduğu, yapılan hamleleri ne kadar görebildiği ile ilgili ise bir fikrim yok.
Halk tabiri ile kendisi de topa girmiyor.
Anlaşılan seçim süreci hızlandıkça daha çok ilginç gelişmelere şahit olacağız.
Hayırlısı.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish