Uzun zamandan beri ülkemizde ekonomik, sosyal ve ahlaki huzursuzluk alabildiğine devam etmektedir.
Bu sadece siyasi beceriksizlikten ibaret değil, yönetimde ehliyete önem verilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Çünkü eskiden hükümet üyeleri bilinir ve isimleri sayılabilirdi. Şimdi ise mevcut bakanların ismini bilen yok gibi.
Bunlardan kahır ekseriyeti, zaten güdümlü olduğu için, performans gösteremiyor. Bundan dolayı işler birisinin omzunda kalıyor. Buna karşı da millet maalesef susuyor.
Hemen belirtelim ki, ülkemizde kalifiye insan var ama siyasi alana müdahil olamıyor ve onların önü, herkesin bildiği gibi, kesiliyor veya karalanarak devre dışı bırakılıyor.
Bu siyasetin tükenişine ve devlet çatısının çatırdamasına sebebiyet veriyor.
İfade edelim ki, devletin tek bir insanın eline terk edilmesi asla doğru değildir. Çünkü bir insanın devletin tüm birimlerini ihata etmesi imkânsızdır.
Onun içinidir ki ülkemizde huzurdan eser kalmadı. Onun içindir ki ülkenin problemleri çözülemiyor.
Onun içindir ki iç ve dış politikada şaşkın ördek gibiyiz. Ekonomik çıkmazdayız. Ahlak ve maneviyatımız çöktü. Helal ile haram birbirine karıştı. Çalanlar, soyanlar ziyadeleşti.
Bundan dolayı dış itibarımız zayıfladı, ülkemizde huzur kalmadı. İnsanlarımız şaşkınlık yaşıyor. Çare olabilecek er kişileri arıyor ama bir türlü Elif gibi dik duramıyor.
Unutmamak gerekir ki her derdin bir çaresi vardır. Ancak onu bulmak için samimiyetle aramak gerekir.
Olayların yığılmasına sebebiyet veren, insanların taassup içinde olmasıdır. Doğru olanın yerine yanlış olanın peşinde koşmasıdır.
Artık uyanmak gerekmiyor mu?
Yoksa eski tas eski hamam mı diyeceğiz?
Ya da gaflet uykusunu terk edip, halay mı çekmeliyiz?
Günümüze kadar hep –cek, –cak'larla meşgul edildik.
Böylece siyasilerin devamlı zokasını yutup, durduk.
Artık uyanmak gerekmiyor mu?
Serapta su bulunmadığını, hâlâ anlamıyor muyuz?
Söz verip, yapamayanları hâlâ terk etmeyecek miyiz?
Hâlâ yalana dolana itibar ederek, bu yanlıştan vazgeçmeyecek miyiz?
Bu ülkede iyi insanlar olduğunu unutmamak gerekir. Bu insanlarla, eskiler değiştirilmeli ve millet nefeslenmelidir.
Daha iyisini bulmak için herkes gayrete gelmeli ki, ülkenin problemleri çözülebilsin, birlik sağlansın, güven ortamı artsın, itişmelere son verilsin. Böylece insanımız bir nebze nefeslensin.
Bunların sağlanabilmesi için:
- Herkes siyasi taassuptan uzak durmalıdır.
- Daha iyisinin işbaşına gelmesini sağlamak için gayret göstermelidir.
- Denenmişleri denemekten kaçınmalı, yeni arayışlara geçilmelidir.
- Şahısların menfaatini değil, milletin menfaatini düşünenlere imkân tanınmalıdır.
- Yalan konuşanlardan, şaibe altında bulunanlardan uzak durulmalı, dürüst siyasilere yardımcı olunmalıdır.
- İdare seçiminde boya, posa değil, ahlaka önem verilmeli, bunun için de tefekkür edilmelidir.
- Aldatıcı konuşmalardan uzak durulmalı, sözüne güven duyulanlar aranıp, bulunmalıdır. Görevin onlara verilebilmesi için elbirliğiyle çalışılmalıdır.
Sonuç olarak:
Biz ki, gaflet dağında otlayan sürüleriz.
Ardına kâğıt kuyruk takılana güleriz.(Necip Fazıl)
Kalın selametle.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish