Bildiğiniz gibi Ali Babacan da, Ahmet Davutoğlu da eski AK Parti'liler. Üstelik aynı kabinede biri bakanlık biri başbakanlık yaptılar.
Her ikisi de AK Parti'den ayrılarak partilerini kurdular. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı çıkarak istifa etmelerinden sonra benzer rahatsızlıklar duyan hemen herkes aralarına Saadet Partisi'ni de katarak birlikte hareket etmelerini bekledi.
Böyle bir birliktelikten büyük bir sinerji doğacağı umut edildi.
Ancak daha ilk günden Ali Babacan ve arkadaşları eski tabirle 'müstağni' bir tavır içine girerek, her türlü ittifaktan ısrarla kaçındılar.
Tabi ki kendi bilecekleri iş.
Her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi var!
Lakin 'bu yoğurt yeme şeklini' özellikle eski AK Parti'liler beğenmemiş olacaklar ki kurulan bu yeni partilere ciddi bir yönelim olmadı.
Bunun en önemli sebeplerinden biri bölünmüşlük iken, diğer bir önemli sebebi de İslami-muhafazakar kesimin AK Parti dönemindeki kazanımlarının kaybedilme endişesiydi.
Bu endişelerin güçlü bir şekilde giderilerek muhafazakar kesime güven verilebilmesi için Saadet Partisi ve Gelecek Partisi yaklaşık bir yıl önce bir deklarasyon hazırlayarak Deva Partisi'ne götürdüler ve ortak bir açıklama yapmak istediler.
Ne hikmetse Deva Partisi'nden olumlu veya olumsuz bir cevap alamadılar.
Uzunca bir süre sonra Ali Babacan nereden icap etti ise bir konuşmasında konuyu açtı ve idare kurullarındaki 21 kişi ile konuyu değerlendirdiklerini ve 21 oy ile öneriyi reddettiklerini söyledi.
Bu durum Saadet ve Gelecek Partilerinde haklı olarak kırgınlığa neden oldu ancak 6'lı masanın selameti için bir tepki vermediler.
Geçen hafta Deva Parti'li bir üst düzey yetkilinin aynı olayı tekrar gündeme getirmesi doğal olarak Gelecek Partisi'nin sigortalarını attırdı ve aynı üslupla karşı açıklamalar yapıldı.
Bunca karışıklık içinde aralarının Abdullah Gül ile de iyi olmadığı söylentileri ve seçimlere tek başına girme kararları da ne yapmak istedikleri ile ilgili kafaları karıştırdı.
Deva Partisi'nde neler olup bittiğini ve nereye varmak istediğini anlamak gerçekten zor.
Bakalım bu tavırları hangi yola çıkacak!
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
