Eğitimde halimiz, gelecekteki ahvalimiz demektir…

Dr. Kerem Yavaşça Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları birkaç gün önce açıklandı. Sınavda yaklaşık 100 bin aday sıfır almış.

Üniversite sınavlarında her yıl buna benzer sonuçlar birkaç günlüğüne gündem oluyor, ardından unutulup gidiyor.

Halbuki eğitim konusundaki eksiklerimiz, günübirlik siyasi gündemlere harcadığımız zamandan ve enerjiden daha azını hak etmiyor. 


Herkesin malumu olduğu üzere, eğitim yalnızca gençlerin yaşamının bir parçası değil, aynı zamanda ülkenin geleceğini bugünden daha iyi hale getirebilecek en önemli alanlardan biri.

Ancak ülkemizde eğitime hak ettiği değer verilmiyor. Özellikle ülkenin sorunlarına çözüm bulmakla mükellef yöneticilerin eğitim konusundaki sorunları yeteri kadar önemsemedikleri anlaşılıyor.

Zira her yıl birkaç günlüğüne gündem olan sınavlardaki başarısız sonuçlar, hemen unutulup gidiliyor ve
aynı sonuçlarla her sene tekrar karşılaşıyoruz. 


Öncelikle sıfır çekmenin ne anlama geldiğinin altını bir kez daha çizelim.

En basit haliyle, öğrenci, okuduğu paragrafın örneğin ana fikrini anlamıyor ya da matematikte dört işlem konusunda bile yeterli değil anlamına geliyor.

Yani okuduğunu anlamayan, dört işlemi sorunsuz biçimde yapamayan binlerce öğrenciden söz ediyoruz.

Bu öğrencilerin ilkokuldan lise son sınıfa kadar 12 yıl boyunca eğitim almasının ardından bu seviyelerde olmaları, şüphesiz bireylerin değil, eğitim sisteminin sorunlu olmasından kaynaklanıyor. 

Keza 15 yaşındaki öğrencilerin düzeylerini ölçmek için gerçekleştirilen PISA sınavları da, benzer sonuçları ortaya koyuyor.

2003'ten beri üç yılda bir tekrarlanan sınavlarda, OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyoruz ve OECD ortalamasının düzenli olarak altındayız.


Kötü sınav sonuçları açıkça gösteriyor ki, eğitim sistemimizin sorunları üzerinde ciddiyetle durulması gerekiyor.

Dahası tüm eğitim sisteminin gözden geçirilmesi ve uluslararası seviyede başarı üreten sistemlerden ilham alınarak mevcut sistemin yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

Eğitim sistemi Türkiye'de hep sorunlarla anılan bir alan olmakla birlikte, pandemi sürecinde eğitim-öğretimin uzunca süre aksaması zaten sıkıntılı olan eğitimde kalite seviyesini daha da aşağı çekti.

Bunun neticesinde geçen yıl YKS'de barajı geçemeyen öğrenci sayısında ciddi bir artış gözlendi.

Barajı geçemeyen öğrenciler üniversite tercihinde bulunamayınca, çoğu üniversitede bölüm ve programlar boş kaldı.

Bu sene böyle bir sorun yaşanmaması adına YÖK, baraj puanı uygulamasını -bazı bölümler hariç tutularak- kaldırdı.  

Bu çözüm üniversite sıralarının boş kalmamasını engelleyebilir, ancak gelecekte yaşanması muhtemel sorunlara kapı aralayacaktır. 

Zira birkaç matematik neti ile üniversiteye giren öğrencilerin, üniversite yaşamlarında ne düzeyde başarılı olabilecekleri pek sorun edilmiyor.

Daha da önemlisi, yetersiz bilgi seviyesiyle üniversitelerden "bir şekilde mezun edilen" öğrencilerin, iş yaşamlarında oldukça dezavantajlı olacakları konusu neredeyse hiç dikkate alınmıyor.

Sorunları görmezden gelmek, ötelemek, palyatif çözümlerle geçiştirmek maalesef özellikle eğitim alanında ülkenin geleceğini de örselemek anlamına geliyor. 


Unutmamak gerekir ki, daha zengin, daha başarılı, daha üretken bir Türkiye yaratmak öncelikle insan kaynağını doğru alanlara yöneltmekten ve ardından iyi eğitmekten geçiyor.   

Eğitimde başarılı olabilmek ise bu alanı ideolojik çekişmelerden ve siyasi kutuplaşmalardan azade biçimde, objektif ve bilimsel kriterlere dayalı olarak düzenlemekten geçiyor.

Eğitimin temel alanlarında dahi vasatın altında sonuçlar üretilirken, siyasetçiler bu sorunları çözmek yerine "Nasıl kendi hayat görüşümüzü benimseyen gençler yetiştirebiliriz?" sorusuna odaklanabiliyorlar.


Ne yazık ki, belli bir hayat tarzını öğrencilere/gençlere dayatmak üzere kurgulanan eğitim sistemleri başarısız sonuçlar üretmeye mahkumdur.

Türkiye geçmiş yıllarda da farklı biçimde bunu yapıyordu, bugün de farklı biçimde yapıyor. Böyle bir ortamda, eğitim alanında hiçbir şey değişmiyor.

Gençlerimizin yılları heba oluyor. Ülkemizin bugünü de geleceği de heba oluyor.


Sonuç olarak, ülkemizin gelecekte her alanda daha iyi olabilmesinin eğitimde başarılı bir sistem kurmaktan geçtiği gerçeğine dayanarak, bu alana mutlaka özel önem verilmesi ve eğitim sisteminin reforme edilmesi gerekmektedir.

Bu yeniden şekillendirme sürecinde ise siyasi kutuplaşma/çekişme güdüsünden uzak kalarak ve çağdaş/başarı üreten sistemlerden ilham alarak, çağın gerekliliklerini karşılayacak biçimde düzenlemeler yapmak gerekmektedir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU