Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Başkan Joe Biden ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak medya, kimin siyasi pozisyon olarak diğerine üstün geldiğine odaklandı.
"Kim daha fazla puan aldı?", "En çok kim yararlandı" ve "Kim daha fazla kazandı?"
Medya ve sosyal medya daha ziyade bu sorularla ilgilendi.
Ortak açıklamalardan çok, satır aralarında anlatılanlardan ya da kapalı kapılar ardında yaşananlardan sonuç çıkarmaya çalıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Burada güvenebileceğimiz ve üzerine inşa edebileceğimiz sağlam gerçekler var.
Bunlar, Suudi yetkililerle yapılan basın açıklamalarında ve resmi açıklamalarda bahsedilmeyecek konulardır.
Birincisi, Beyaz Saray'ın Biden'ın Suudi Arabistan'ı ziyaret edeceğini açıkladığı andan itibaren ABD yönetiminin Suudi Arabistan'ın ulusal güvenliği için önemini fark etmemiş olmasıdır ki, kaydedilmesi gereken ilk nokta budur.
Bu, Suudi Arabistan için kimsenin küçümseyemeyeceği bir zaferdir. ABD basını ve Demokrat Parti dahil tüm dünya buna tanık oldu ve bunu kabul etti.
Ardından ABD basınında tartışmalar "Biden'in Veliaht Prens ile görüşüp görüşmeyeceğine ve Biden'in Kaşıkçı meselesinin açılması üzerine ısrarına" odaklandı.
Adil Cubeyr CNN'e verdiği röportajda buna, "Biden için meselenin aydınlatılması yalnızca birkaç dakika sürdü ve ardından ikili her iki ülkenin çıkarına olan şeyler hakkında konuşmaya başladılar" sözleriyle cevap verdi.
Bu, değiştirilemeyecek veya göz ardı edilemeyecek ilk gerçektir.
Bu zafer, Suudi Arabistan'ın ABD'nin güvenliği için konumunun ve rolünün yeniden değerlendirilmesiyle sonuçlandı.
Zira Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaştan sonra Batı'nın, Avrupa'nın ve ABD'nin güvenliği ile ilgili bu dönüm noktasında Suudi Arabistan'ın değeri daha iyi anlaşıldı.
ABD'nin Rusya ve Çin'le olan çatışması ve enerji meselesi açısından tarafların ihtiyaç duyduğu işbirliği hacmi yeniden değerlendirildi.
Bu yeniden değerlendirme, işbirliğinin pek çok yönünü beraberinde getirecektir ki, askeri kısmı bunun yalnızca bir parçası olacaktır.
ABD, 'Krallığın müttefik devletler listesinin başında kalmasını sağlamak için' cazip teklifler sunacaktır.
Suudi ve Amerikan taraflarca imzalanan mutabakat zaptı, ABD'nin 2030 Vizyonu'nun gerekliliklerine ve ihtiyaçlarına ne kadar açık ve hazır olduğunu gösterdi.
Daha önemlisi Başkan Biden, "Suudi Arabistan'da Çinliler ve Ruslar tarafından doldurulacak bir boşluk bırakmayacağız" sözleriyle bunu vurguladı.
Yeniden değerlendirmenin pratik sonuçlarına gelince, Suudi Arabistan ve ABD, enerji, yatırım, iletişim, uzay ve sağlık alanlarında 18 anlaşma imzaladı.
Anlaşmalardan 13'ü, Enerji Bakanlığı, Yatırım Bakanlığı, Jubail ve Yanbu Kraliyet Komisyonu ve bir dizi özel şirket ile öne çıkan bir grup Amerikan şirketi arasında imzalandı.
ABD Havacılık Şirketi Boeing, Raytheon Savunma Sanayii, tıbbi cihaz şirketi Medtronic ve yazılım şirketi Digital Diagnostics gibi şirketler bunlar arasında en öne çıkanlarıdır.
Öte taraftan Suudi Arabistan Uzay Dairesi, Ay, Mars ve kuyruklu yıldızların barışçıl amaçlar için kullanılmasını hedefleyen uluslararası koalisyona katılmak için ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ile Ay Keşif Programı Artemis'i imzaladı.
Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ise, bilişim teknolojisi alanında öncü bir şirket olan ABD merkezli IBM ile anlaşmalar imzalandı.
Bununla, Suudi Arabistan'ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde önemli bir teknoloji ve inovasyon merkezi olarak konumunu güçlendirmeyi amaçlayan sekiz yenilikçi girişim kapsamında beş yıllık bir süre içinde 100 bin gencin iş hayatına kazandırılması amaçlanıyor.
Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı, ABD Ulusal İletişim ve Bilgi İdaresi (NTIA) ile de bir işbirliği anlaşması imzaladı.
Beşinci ve altıncı nesil teknolojiler alanında iki ülke arasında işbirliği kurulmasını içeren anlaşma, Krallık için dijital ekonominin büyümesini hızlandırmayı, dijital sistemde araştırma, geliştirme ve yenilikçilik hızını artırmayı amaçlıyor.
Bunun yanında iki ülke, temiz enerji alanlarında, bu alanda işbirliği alanlarının ve projelerinin belirlenmesini ve temiz enerjinin yaygınlaştırılması çabalarının artırılmasını içeren bir ortaklık anlaşması imzaladı.
Bu işbirliği, nükleer enerjinin barışçıl kullanımını da içeriyor.
Suudi ve Amerikan sağlık bakanlıkları ayrıca halk sağlığı, tıp bilimleri ve araştırma alanlarında da ortak işbirliği anlaşması imzaladılar.
Bununla halk sağlığı alanlarında bireyler, kuruluşlar ve kurumlar arasındaki mevcut ilişkilerin güçlendirilmesi, halk sağlığı sorunları ve tıbbi, bilimsel ve araştırma zorlukları karşısında çabaların birleştirilmesi, sağlık ve tıp alanlarında çalışanların ortak eğitimi ve sağlık bilgi sistemlerinin doğru şekilde uygulanması amaçlanıyor.
Tüm bunlar, ABD yönetiminin yaptığı bir hatayı düzeltme girişimidir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil