Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi için gittiği Madrid'de medya mensuplarının sorularını yanıtladı.
Finlandiya ve İsveç’le imzalanan üçlü muhtıradaki terörizm ve dayanışma hususlarının tüm müttefikler için yol gösterici olacağını belirten Erdoğan, "Bundan sonra PKK ve FETÖ mensupları için terör propagandası yapmak, ülkemize ve vatandaşlarımıza saldırmak, insanları tehdit etmek, ortalığı yakıp yıkmak çok daha zorlaşacaktır" dedi.
Erdoğan, muhalefet partilerinin açıklamalarını da eleştirerek, "Her ne kadar muhalefet gölgelemeye çalışsa da NATO Zirvesi Türkiye için büyük bir diplomatik zafer olmuştur. Bu gerçeği sadece muhataplarımız değil akıl, vicdan ve asgari düzeyde diplomasi bilgisi olan herkes tasdik ediyor. Terör örgütüne sırtını dayayanların Türkiye’nin kazanımları karşısında yaşadıkları hayal kırıklığını hepimiz görüyoruz" ifadelerin kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"İkili görüşmelerinizde muhataplarınızın terörle mücadele konusunda samimiyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise Erdoğan şu yanıtları verdi:
Madrid Zirvesinde alınan ve kayda geçen bütün bu kararlar uygulamada ne getirecek ne götürecek bunu tabii zaman içerisinde görme fırsatımız olacak. Kaldı ki şunu bilmemiz gerekiyor; bu atılan imzalar bu işin bitmesi anlamına gelmiyor. Bazıları zannediyorum biraz da bunun telaşı içindeler. İş bitmiyor. Bu daha bir davettir. Bu davetle bir süreç başlıyor. Bunun ne kadar süreceği belli değil. Şu anda bu tabii kayıtlara giriyor. Bu kayıtlarla birlikte nereye varacak onu da göreceğiz. Ama görünen bir gerçek var ki bunlar şu anda bizim ne kadar doğru yolda olduğumuzun en güzel ispatıdır. Yaptığımız görüşmelerle PKK/PYD/YPG, FETÖ, tüm bu terör örgütleri NATO’nun artık yazılı kayıtlarına giriyor. Bu işin yazılı kayda girmesi ilk defa oluyor. Yani PKK Avrupa Birliği’nin metinlerinde vardı ama YPG/PYD ve FETÖ yoktu.
Peki sorun bakalım, bunları bu metinlere koydurana kadar nasıl bir mücadele verildi? Biz sinyali verdik, onlar da hemen yaptı gibi bir şey olmadı. Onlar bu metinlere girmemesi için mücadele verirken, biz de “Bu metinlere girecek. Girmediği takdirde, kusura bakmayın. Bu bizim kırmızı çizgimizdir” dedik. Ekiplerimiz görüştüler, konuştular, en sonunda metinlere bunlar da girdi. İş o şekilde davet mektubu haline geldi. Ama daha süreç bitmedi. Bundan sonra daha bu işin uzun bir yolculuğu var, süreci var. Biz sabırla bu mücadeleyi sürdürdük. İnşallah sonu da hayır olur diyoruz.
"Parlamentomuzun onayı olmadan zaten bu iş yürürlük kazanmıyor"
İsveç ve Finlandiya'nın verdiği taahhütleri yerine getirmediği takdirde sürecin ne olacağıyla ilgili soruya ise Erdoğan, "Zaten buraya giriş, davet veya kabul böyle bir anda olan işler değil. Makedonya ile ilgili süreç uzun yıllar sürdü. Bunlar böyle hemen olan işler değil. Bu süreç içerisinde ne yapacaklar, nasıl bir yol izleyecekler? Bunlar gerçekleştikten sonra, bu süreçte takip edeceğiz. Ki onay merciimiz parlamentomuzdur. Parlamentomuzun onayı olmadan zaten bu iş yürürlük kazanmıyor. Onun için bu konuda bir telaşa gerek yok. Bundan sonraki şey onların kucağındadır" dedi.
"Kendisine çeki düzen vermedikten sonra bizim bir araya gelmemiz mümkün değil"
Yunanistan ile yaşana gerilime ilişkin yorumlarda bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
Yunanistan’ın başındaki zatın tavrı zaten belli oldu. Bu tavır karşısında da bazı aracıları devreye sokuyorlar. Yaptığım görüşmelerde hemen hemen bütün cumhurbaşkanları, başbakanlar “Biz aracı olalım, bir araya getirelim, görüşmeniz olmayacak mı, en azından bu yıl sonuna kadar görüşme yapsanız” gibi bir yaklaşım ortaya koydular. Biz de kendilerine şunu söyledik; “Kusura bakmayın, bizim şimdilik bu görüşmeye ayıracak vaktimiz yok.” Çünkü adaları şu anda nasıl silahlandırdıkları ortada. Diğer taraftan hava sahamızı sürekli ihlal ediyorlar. Şimdi bizimle uyumlu bir hale gelecek olan kalkıp da hava sahalarımızı ihlal etmek suretiyle bizi tahrik eder mi? Bir de adalara gidiyor; oralarda beton barınaklar yapmak, çukurlar kazmak suretiyle oralardan da sinyal vermeye kalkıyor. İyi niyeti yok. İyi niyeti olsa bu adımları atmaz. Bunları yaptığına göre, kusura bakmasın, biz bu yıl bir defa Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısını yapamayız, yapmayacağız. Ve o artık Türkiye’deki gelişmeleri beklesin. Kendisine de çeki düzen versin. Kendisine çeki düzen vermedikten sonra bizim bir araya gelmemiz mümkün değil.
Pınar Gültekin davası kararı
Erdoğan, Pınar Gütekin davasında yargılanan Cemal Metin Avcı'nın cezasının "haksız tahrik" indirimiyle 23 yıla düşürülmesi ile ilgili de konuştu.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin idam konusunun yeniden gündeme gelebileceği yönündeki açıklamalarını değerlendiren Erdoğan, "Bunun için de gerekli müzakereleri, tartışmaları Adalet Bakanım ile de yaptık, bunları konuştuk. Gerekirse bu tekrar gündeme getirilerek tartışma konusu haline gelmeli. Bu tartışmadan ne çıkar bunu görmeliyiz. Ardından da çıkan neticeye göre bir adım atılabilir. Çünkü Pınar Hanım’ın durumunun benzeri birçok vahşetler var. Bunlar hakikaten böyle yenilir yutulur şeyler değil. Onun için burada da bu işin müzakeresi tartışmaları hepsi yapılır. Tabii bu bir anayasa değişikliği gerektiren de bir konu. Daha önce de söylemiştim, burada Adalet Bakanlığımızın yaptığı çalışmada parlamento böyle bir karar alması halinde ben böyle bir kararı onaylarım" dedi.
"Bu ülkede artık laiklik tartışması diye bir şey kalmamıştır"
Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesinde laikliğe uyulmadığı gerekçesiyle Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından yargıya başvurulması ile ilgili soruya da Erdoğan şu yanıtı verdi:
Bunların taziyesi bu kadar önemli mi? Hiç gerek yok. Oraya gelenler, özellikle Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi’nin bütün hayatı boyunca vermiş olduğu mücadeleyi yaşayanlar, buna saygı duyanlar. Ben de bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak orada bulundum. Arkadaşlarımla beraber bulundum. CHP’den de bir arkadaş geldi. O da orada bulundu. Demek ki nasibi olanlar da varmış. Bunlar maalesef nasibi olmayanlar. O söylediğiniz derneklerin zaten tarzlarını biliyorsunuz. Bunlar asla bizi üzmez. Bu ülkede artık laiklik tartışması diye bir şey kalmamıştır. Bunu onlar düşünsün. Laiklikle alakalı bütün tanımlar vesaire hepsi özellikle partimin tüzüğünde de en güzel şekliyle vardır. Biz o çerçeve içerisinde laikliği yaşadık, yaşıyoruz. Ve birilerinden de icazet almamıza gerek yok. Ana muhalefetin başı bu cenazeyle ilgili bir taziye niye göndermemiş veyahut yavru muhalefet niye göndermemiş; bundan dolayı hiç dertlenmeye gerek yok ki. Herkes nasibini alır.
Asgari ücret
Asgarti ücret konusu ile ilgili soruya da yanıt veren Erdoğan, komisyonun çalışmaya devam ettiğini söyledi.
"İnşallah arkadaşlarımız çalışmayı efradını cami ağyarını mani bir şekilde bitirirler" diyen Erdoğan, "Biliyorum ki Asgari Ücret Tespit Komisyonu en ideal seviyeyi belirleyecek. Biz de inşallah müjdeli haberi işçilerimizle, emekçilerimizle paylaşırız. Hiçbir vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme sözümüz, kararlığımız var. Şartlara göre ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz" dedi.
"Ne Kılıçdaroğlu ne Meral Akşener, bunlar siyaseti hala öğrenmiş değiller"
Muhalefet partilerinin İsveç ve Finlandiya ile imzalanan muhtıraya yönelik eleştirilerine ilişkin ise Erdoğan şunları söyledi:
Adı üzerinde muhalefet. Biz bu ülkelerle ilgili “Bunlar terörle mücadele konusunda terörizme meydan verdiği sürece, teröristlere kapıları açık tuttuğu sürece bizden destek alamazlar” dedik. Şu anda da aynı noktadayız. Değişen bir şey yok. Eğer NATO toplantısında terör gösterileri ekrana yansıtıldıysa bunun bir anlayışı var. Eğer liderlere kitapları, görüntüleri, belgeleri dağıttıysak bunun bir anlayışı var. “Buna bir bakın. Burada ne var ne yok bunları görün” dedik. Tabi iş bitmedi. Ne Kılıçdaroğlu ne Meral Akşener, bunlar siyaseti hala öğrenmiş değiller. Yani NATO’ya nasıl girilir veya girilmez bunlardan haberleri yok. Önce bunu öğrenmeleri lazım. Televizyonlarda bir tanesi Dışişleri Bakanlarının imza attığı muhtırayla ilgili, Genel Sekreterin de imza attığından bahsediyor. Genel Sekreterin imzası yok. Önce bu işi bir öğren. Burada sadece Türkiye, İsveç ve Finlandiya Dışişleri Bakanlarının imzaları var. Şurası da önemli; bu imzalarla davet süreci başladı. Bunlar NATO’ya girmiş değil. Böyle bir şey de yok. Kaldı ki Türkiye’nin bu işe evet demesi Tayyip Erdoğan’la da bitmiyor. Nerede bitiyor? Parlamentoda bitiyor. Parlamentonun onay yetkisi var. Bu öyle bir anlaşma. Yani NATO’ya girmesi için bizim bir defa parlamentomuzdan onay alması lazım. Bunları da bilmeleri lazım.
Erdoğan'dan cuma namazı sonrası açıklama
Cumhurbaşkanı Erdoğan cuma namazı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Madrid'deki NATO zirvesi ile ilgili konuşan Erdoğan, İsveç ve Finlandiya ile imzalanan muhtıraya ilişkin, "Liderler olarak yaptığımız görüşmeden sonra arkadaşlarımız bir görüşme yaptı. Bizler bu sözleşmenin içine girmesi gereken teröre ve teröristlere yönelik şartlarımızı koyduk. Bunlar kabul edildi. AB bu işi hep PKK ile geçiştirdi. Artık bu PKK ile kabul edilebilecek bir terör mücadelesi değildir. Buraya PYD/YPG ve FETÖ terör örgütlerini de yerleştirdik. Biraz yan çizmeye kalktılar ama bu bizim kırmızı çizgimiz dedik. Bunun NATO sözleşmesinin mutabakat zaptına özellikle PKK'nın dışında YPG ve FETÖ terör örgütü yerleşmiş olması bizim nasıl başarıyla çıktığımızın ifadesidir. NATO Zirvesi'nde de terörle mücadelemizi de Türkiye'deki bu gösterileri de, Avrupa'daki terör gösterilerini de yayınladık" ifadelerini kullandı.
"Böyle bir ihlal yaparsanız benim Hava Kuvvetlerim de size gerekli görselliği verecektir"
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis'in açıklamalarını da yorumlayan Erdoğan şunları söyledi:
Bizim Yunanistan ile savaşa girelim, savaşalım derdimiz yok. Ancak Yunanistan verdiği sözlerde durmuyor. 147 kere hava ihlali yaptılar. Komşuysak, dostsak, barış içerisinde yaşamak istiyorsak bizim hava sahamızı niye ihlal ediyorsun? Böyle bir ihlal yaparsanız benim Hava Kuvvetlerim de size gerekli görselliği verecektir. Miçotakis sadece hakkı teslim etmiştir diyeyim. Birçok lider, barıştırmaya çalıştı, şu anda böyle bir şey düşünmüyoruz.
"Üzerimizden buğday, arpa, ayçiçeğini mağduriyet çeken ülkelere gönderebiliriz"
Tahıl koridoru konusunda da değinen Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenski ile görüşmelerin yapılacağını belirterek, "Üzerimizden buğday, arpa, ayçiçeğini mağduriyet çeken ülkelere gönderebiliriz. Biz aracı olarak gönderebiliriz. 20 civarı gemimiz orada, her an hareket etmeye hazır" dedi.
Independent Türkçe