HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına "AKP iktidara geldiğinde bu ülkede OHAL vardı şimdi de olağan hale gelmiş bir OHAL var" ifadeleriyle başlayan Sancar şöyle devam etti:
20 Temmuz 2016'da 3 ay için ilan edilen OHAL resmi olarak 2 yıl, fiilen hala devam ediyor.
Kayyım ve KHK uygulamalarında ısrar eden AKP-MHP faşist yönetimi OHAL'e can simidi gibi sarılmıştır.
Olağan şartlarla demokrasi ve hukuk ile bu ülkeyi yönetmenin kendi zihniyetleri açısından mümkün olmadığını biliyorlar. KHK ile yarattıkları düzeni, OHAL'in resmi düzeninde yarattıkları politikaları kalıcı hale getirmişlerdir. Türkiye, kalıcı bir OHAL rejiminde yaşamaktadır.
OHAL döneminde çıkarılan KHK ile kamudan 152 bin kişi ihraç edilmiştir. AKP bununla da kalmadı, 35. madde kapsamında keyfi, hukuk dışı ve haksız ihraçlarla kamu çalışanlarını baskı altında tutmaya çalışıyor.
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde Şenyaşar ailesinden 3 kişinin yaşamını yitirdiği cinayetleri hatırlatan Sancar, "AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın koruma ve yakınlarının Şenyaşar ailesine ait iş yerine ve devlet hastanesine uzanan saldırıları sonucu aileden 3 kişi yaşamını yitirmişti. 8 kişi de yaralanmıştı. Fadıl Şenyaşar tutuklanmıştı. Aradan 4 yıl geçti, adalet açısından tek olumlu gelişme yaşanmadı. Olan tek şey Emine Ana'ya hakkını aradığı için sürekli taciz uygulamak ve ceza vermek, oğullarını sürekli gözaltına almak, eziyet etmek. Emine Şenyaşar ve oğlu katilamdan bugüne adalet mücadelesini kararlılıkla sürdürüyorlar. Urfa Adliyesi önünde başlattıkları adalet nöbeti 463’üncü gününe girdi. Buradan bir kez daha söylüyoruz; Emine Ana yalnız değildir. Onun adalet talebi bizim talebimizdir" diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Tecrit, çözümsüzlüğün parçasıdır"
Bir "Kürt sorunu gerçeği" olduğunu kaydeden Sancar, "Yok diyenler de biliyor ki var. Yüz yılı aşan bir Kürt sorunu gerçekliği gözümüzü kapatabileceğimiz bir şey değil. Görmezden gelirsek, yüz yıldır yaşadığımız bu karanlık, kanlı kısır döngüyü devam ettiririz" dedi.
İmralı Cezaevi'nde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'a "tecrit" uygulandığını iddia eden Sancar şunları kaydetti:
Tecrit, çözümsüzlüğün parçası mıdır, evet bu bir gerçekliktir... 2013-15 yıllarını hatırlayalım. Çatışmalar durmuş, çözüm umudu yükselmiş, demokraside de ekonomide de ilerlemeler vardı. Müzakere ve diyalog yöntemi uygulanıyordu. Cenazeler gelmiyordu, 'analar ağlamıyordu'. Umut yaratan, kanın durduğu 2,5 yıllık süreç ne zaman sona erdi? Fiilen 5 Nisan 2015'te sona erdi. İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşülen kesildiği, tecridin yeniden devreye sokulduğu tarih... Çözümsüzlük politikalarının, savaş uygulamalarının ve zihniyetinin yeniden en ileri noktaya taşındığı yeni dönemin başlangıcıdır. O günden bugüne yaşadığımız yıkımlar herkesin gözü önündedir.
"Güvenlik güçleri iktidar emriyle ağır şiddet uyguladı"
İmralı Cezaevi'nde Öcalan ile en son Ağustos 2019'da avukat görüşmesi yapıldığını hatırlatan Sancar, "Öcalan kamuoyuna net bir mesaj vermişti. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım demişti. Burada da başta devlet aklı olmak üzere bütün kesimlere bir mesaj iletmişti. Neden bu şans değerlendirilmedi? Neden daha önce tecrübe edilmiş ve aslında önemli gelişmeler de yaratmış yöntem rafa kaldırıldı?" ifadelerini kullandı.
Sancar şöyle devam etti:
Gemlik yürüyüşü de bizim demokratik çözüm konusunda tutumumuzun bir başka alandaki yansımasıdır. Çeşitli kuruluşlar, kamuoyunun dikkatini, yaygınlaşan savaş politikalarına, daha da derinleştirilmeye çalışılan çatışma anlayışına karşı demokratik çözüm ve barış imkanlarına dikkat çekmekti. Bu bir demokratik hak... Ama bu demokratik imkanı kullandırmamak için güvenlik güçleri iktidar emriyle ağır şiddet uyguladı.
Parlamento seçimlerine mevcut ittifaklar dışında "en geniş barış, çözüm, demokrasi ittifakı" ile gireceklerini açıklayan Sancar cumhurbaşkanlığı seçimine dair de değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday fikrine açık olduklarını hatırlatan Sancar, "Açık müzakere, doğrudan diyalog temelinde bir mutabakat, eğer bu saydığımız yöntem karşılık bulmazsa kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Şüphesiz kendi adayımızı çıkarmayı da önümüzde en önemli seçenek olarak tutuyoruz" diye konuştu.
Independent Türkçe