- Allah; şükredenleri sever.
- Allah; kendisinden razı olanları sever.
- Allah; ihlâslı kullarını sever.
- Allah; emaneti ehline verenleri sever.
- Allah; mâsivâdan korunanları sever.
- Allah; yetimleri koruyanları sever.
- Allah; peygamberini sevenleri sever.
- Allah; rahmetinden ümit kesmeyenleri sever.
- Allah; itaat ve ibadetlerinde devam edenleri sever.
- Allah; kâmil imana sahip olanları sever.
Bu hususlara inanarak yola çıkan herkes, eninde sonunda mutlaka zafere ulaşır. Aksini yapanlar da hüsrana uğrar. Sadece zahmet çeker, hedefine ulaşamaz.
Bu, herkes gibi, siyasiler için de geçer akçedir. Onun için hasbelkader makam sahibi olanlar, bunlara uyarak, tekebbürden uzak durmalı, herkese karşı müşfik davranmalıdır.
Yoksa hem kendilerine, hem de idare ettiklerine zulmetmiş olur. Allah da zalimleri sevmez ve asla payidar etmez, sadece mühlet verir.
Adil olmak, insan olmanın gereğidir. Herkese hakkını vermek, haksızlıkları önlemek için, elden gelen gayreti göstermek, Emri İlâhî'dir. Bu hükmü kulak ardı ederek, 'ben emreder, ben yaptırırım anlayışı' İslami anlayışla asla bağdaşmaz. Çünkü herkes güttüğünden sorumludur.
Unutmamak gerekir ki, her hareketimiz, her konuşmamız kayıt altına alınmaktadır. Günü gelince önümüze konacak ve sorgulanacağız.
O zaman siyasetimizdeki bu dağdağa neden? Bu siyasi kavgalar neyin nesidir? Bu enaniyet taşkınlığı, bu makam elde etme ihtirası neyin nesidir? Milleti ka'le almadan, nezaket dışı konuşmalar neyin nesidir?
Yetimin malına dikkat etmeden, millete ait olanı elden çıkarmak için, kanuni düzenlemeler yapmak suretiyle, şahsi mülk haline getirmek veya yabancılara peşkeş çekmek, neyin nesidir?
Allah'tan başkasına sevgi gösterilirse, üstelik bu sevgi sıralanan hataları yapanlara gösterilirse, sevgi gören insanları şımartır ve sapkınlığa sürükler.
Böyle durumlara düşmemek için, her konuda doğru olmalı, adil olmalı, taraf olmamalı, sadece hakkın rızasına talip olmalıdır.
Çünkü diğer hususlar dünyevidir, kıymeti harbiyesi yoktur. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, vali, genel başkan vs olmak, ilânihaye değildir.
Onun için makamlara gelenler şımarmamalı, milletine karşı daha terbiyeli olmalı, onlara karşı gelişigüzel konuşarak, milleti tiksindirmemelidir.
Yapılacak her şey, milletin ve Allah'ın övgüsüne mazhar olmalıdır.
Maalesef bazıları konuşmaya sıra gelince mangalda kül bırakmıyor. Oysa ülkede ekonomik açıdan yangın var, yapılan zamlarla, konan vergilerle milletimiz bunalmış durumdadır. Zira:
- Motorine yüzde 257 zam,
- Benzine yüzde 238 zam,
- M. Tüpüne yüzde 99 zam,
- Ekmeğe yüzde 180 zam,
- Ulaşıma yüzde 175 zam,
- Oto gaza yüzde 162 zam,
- Şekere yüzde 342 zam,
- Doğalgaza yüzde 300 zam,
- Elektriğe yüzde 260 zam,
- Ete-süte yüzde 195 zam
yapılmış olması, bizi teyit etmektedir.
Bütün bunlara rağmen hâlâ ekonominin düzde olduğunu söylemek, akıl tutulması değil de nedir?
Ayrıca, siyasilerin konuşmaları da vergiye tabi tutulsa, kesinlikle hazinemiz çok güçlenecektir.
Ekonomik bu sıkıntılardan başka, ahlak ve maneviyatımız, bugüne kadar görülmemiş bir şekilde dibe vurmuştur. Bu dönemde Allah korkusu iyice azaldı, çıplaklık moda haline geldi.
Sokaklarda, parklarda her türlü ahlaksızlık yapılabilmekte, muktedirlerin sesi ise çıkmamaktadır. Bu ahvalden dolayı nesil avuçlarımızdan kayıyor, kimsenin umurunda değil. Biz hâlâ sözde ar ve hayâdan bahsedip, duruyoruz.
Onun için Mehmet Akif der ki:
Hayâ sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde
Çünkü utanç duymamak kadar, utanç verici bir şey yoktur. Bizi şaşırtan kötü insanlar değil, insanların utanmadıklarını görmektir. Ama bunu idrak için de, insanda yüz olmalıdır.
Önlenmesi de, dikkatli siyasilerin bulunması ile sağlanabilir. Yani kafadan atmayla, gelişigüzel konuşmayla, milleti aldatma adına atraksiyonlar yapmayla sağlanamaz.
Derler ki:
Daima alnı ak, yüzü pak olmak istiyorsan, utanmayı iş edin.
Tercih sizin.
Maalesef bu anlayış siyasilerin yaptığı yanlışlardan dolayı meydana gelmiş, siyasi ikbal adına siyasilerin altına imza atmayacağı iş kalmamıştır.
Bu işin diğer müsebbipleri de iş bilmez, ehliyetsiz insanları işbaşına taşıyanlardır. Bu anlayış, zamları asla azaltmayacak, ahlak ve maneviyatı da çökertecektir.
Kalın selametle.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish