Sayın Biden'ın seçimleri

Riyad'daki siyaset, hiçbir ortak ilişkide bu tür kötü davranışları artık göz ardı etmiyor. Ulusal egemenlik, devletlerin büyüklüğüne veya servetlerinin çokluğuna bağlı değildir. Egemenlik ve çıkarların gözetilmesi herkes için en iyisidir

Fotoğraf: Reuters

Donald Trump ABD Başkanı olarak Riyad'a gelmişti. Kendisini ağırlamak için eski alışkanlıklarından feragat etmesi gerektiği bir başkent ile karşılaşmıştı.

Şahsına gösterilen misafirperverliğin yanında imzalanan siyasi ve ekonomik anlaşmalar iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmesi sebebiyle özellikle övünmüştü.

Bu zamana kadar Trump'ın Washington'daki rakipleri seçimlerdeki kazanımları yüzünden hop oturup hop kalktı.

Trump'ın rakibi Joe Biden kendi mücadelesinde Suudi Arabistan'ı rakip konumuna koydu.

Beyaz Saray'daki koltuğuna geldiğinde, iki ülke arasındaki özel ilişkinin önemini umursamadı ve hatta Trump'ın elde ettiği ve imzaladığı her şeyi lağvedip dağıtmaya başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Petrol fiyatlarındaki ciddi düşüş, Biden'a bu pervasız tutumunda yardımcı oldu ve onu destekledi.

Bir varilin fiyatı 30 doların altındayken Suudi Arabistan'a ve petrolüne kim ihtiyaç duyar ki?

Bu teoride kendisine görünmez danışmanları Barack Obama ve Bill Clinton cesaret verdi.

Obama, Araplarla ilişkileri tamamen ihmal ederken, Clinton'un eşi Dışişleri Bakanı olarak 'İhvan' devrimini kutlamak ve ona biat etmek için Kahire'deki Tahrir Meydanı'na gitmişti.


Ukrayna savaşından sonra petrol fiyatları fırladığında Biden ve çevresi, kısa vadeli vizyonun uzun süreli hasara yol açtığını fark etti.

Sayın Biden, dış politikasındaki toy acelecilik tünelinden nasıl çıkacağını artık bilmiyor.

Suudi Arabistan'ın ise konumu değişmedi. ABD'deki keşmekeşin ışığında Prens Muhammed bin Selman tek bir şey söyledi:

ABD Başkanı adresimizi biliyor. Değişmedi.


Şu anda Başkan Biden alelacele Riyad'ın adresini ve ona ulaşmanın yolunu arıyor.

Riyad'ın ulusal çıkarlarını vurgulayarak yerinde durduğunu görecek.

Suudi Arabistan dostlarının çıkarlarına saygı gösterir ve uluslararası ilişkilerdeki konumunu korur.
 


Ülkeler arasında yasal olarak izin verilmeyen ifadelerin kullanımına gelince, bu Sayın Biden'ın meselesi ve kendi çıkmazıdır.

Sadece Suudi Arabistan'a değil, aynı zamanda başta Vladimir Putin olmak üzere birden fazla tarafa bu ifadeleri kullanıyor.

Nitekim kendisi Putin'i 'bir savaş suçlusu' olarak nitelendirmişti. Bu yüzden Dışişleri Bakanı Blinken, bu ifadeyi kullanmanın sonuçlarından kaçınmak için bir açıklama yapmak zorunda kalmıştı.


Riyad, politikalarını Brent fiyatlarına veya Kanada'daki petrol kumu yataklarına dayandırmıyor.

'Koreliler' yıllar boyunca küresel enerjinin istikrarı ile oynarken, Riyad'ın daimi görevi, pervasız ve maceracı ruh hallerinin zararlarından tükenen halkları korumaktı.

Ayrıca Riyad'a herhangi bir politika dayatılamaz. İlkeleri hiçbir zaman değişmediği gibi, bağımsızlığı ve egemenlik politikaları da her alanda aynı kalmıştır.


Ne yazık ki Biden yönetimi, müttefiklerini eleştirip düşmanlarını memnun etmekten çekinmedi. İki politikada da kabul edilemez sınırlara gitti.

Riyad'daki siyaset, hiçbir ortak ilişkide bu tür kötü davranışları artık göz ardı etmiyor.

Ulusal egemenlik, devletlerin büyüklüğüne veya servetlerinin çokluğuna bağlı değildir. Egemenlik ve çıkarların gözetilmesi herkes için en iyisidir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU