Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, resmi ziyaret kapsamında geldiği Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE), Savunma İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Muhammed Bin Ahmad Al Bowardi ile bir araya geldi, BAE Devlet Başkanı ve Abu Dabi Emiri Şeyh Muhammed Bin Zayed el Nahyan tarafından kabul edildi, çeşitli temaslarda bulundu.
Türkiye'den 15 sene sonra bir savunma bakanı tarafından gerçekleştirilen ilk resmi ziyarete ve yoğun geçen görüşme trafiğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akar, gündeme ilişkin soruları da yanıtladı.
Abu Dabi'ye ayak bastığı ilk andan itibaren gösterilen misafirperverliğe teşekkür ederek sözlerine başlayan Akar, ilk görüşmeyi BAE Savunma İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Al Bowardi ile gerçekleştirdiklerini belirtti. Baş başa ve heyetler arası görüşmelerin samimi ve olumlu bir havada geçtiğini aktaran Akar, şunları söyledi:
Savunma ve güvenlik başta olmak üzere bütün konuları karşılıklı görüşme, ele alma imkanı bulduk. Büyük bir memnuniyetle belirtmek isterim ki konuşulan bütün konularda aşağı yukarı mutabık olduğumuzu gördük. Bir tarafta askeri, eğitim iş birliği konularını, bunlarla ilgili neler yapabileceğimizi ele aldık, diğer taraftan da potansiyelimiz, ihtiyaçlarımız ve bunların karşılanmasına yönelik iş birliği konularını masaya yatırdık. Açık ve net olarak bu konuları görüştük, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunduk.
Akar iki ülke ilişkileri ile ilgili, "Önümüzdeki dönemde hızlı bir şekilde askeri eğitim iş birliği ve savunma sanayii konularında önemli, olumlu gelişmeler bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Olası sınır ötesi harekatı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları ve MGK bildirisi hatırlatılarak Suriye'ye yönelik yeni bir olası harekata ilişkin soru üzerine Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 2016'dan itibaren sırasıyla Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Barış Kalkanı harekatlarını başarıyla icra ettiğini hatırlatarak şöyle konuştu:
Bizim bu faaliyetlerdeki tek amacımız ülkemizin, milletimizin, hudutlarımızın güvenliğini sağlamak oldu. Orada oluşturulmak istenen bir 'terör koridoru' vardı. Bunlara müsaade etmeyeceğimizi, bunların ülkemizin güvenliği bakımından son derece sakıncalı ve tehlikeli girişimler olduğunu belirttik. Eğer bunlara müdahale etmeseydik şu anda çok daha zor şartlarla mücadele ediyor olacaktık. Dün de bugün de aynı fikirdeyiz, aynı değerlendirmeyi yapıyoruz. Dolayısıyla ülkemizin, milletimizin güvenliği bakımından buradaki terörist faaliyetlere müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. Bu konuda Silahlı Kuvvetlerimizin azimli, kararlı ve buna da muktedir olduğunu herkesin bilmesini istiyorum.
PKK ve YPG arasında bir fark olmadığını vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
Bunu defalarca ifade etmemize rağmen maalesef hala bazılarının bunu anlamamakta ısrar ettiğini görüyoruz. Bunu tekrar tekrar söylüyoruz. Muhataplarımızla yaptığımız görüşmelerde de çok teferruatlı bir şekilde, tüm somut delilleriyle PKK’nın YPG, YPG'nin de PKK olduğunu ortaya koyduk. Artık bunun herkes tarafından anlaşılmasını bekliyoruz. Herkesin bu konuyu, bizim pozisyonumuzu anlaması lazım. Biz herhangi bir şekilde ülkemizin güneyi, Suriye'nin kuzeyinde teröristlerin varlığını kabul etmiyoruz. Teröristlerin arkasında kim olursa olsun terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
"Bizim tek hedefimiz teröristler"
Suriye'nin kuzeyinde teröristlerin olası bir harekata karşı daha önce yaptıkları gibi tüneller kazdığına yönelik iddialara ilişkin de Akar, "Yıllardır terörle mücadelede kazanılan tecrübe de ortada. Bu nedenle herkes teröristlerin ne yaptığına değil, bizim ne yaptığımıza bakmalı" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin tek hedefinin teröristler olduğunu vurgulayan Akar, "Kimse olayı saptırmasın. Bizim tek hedefimiz teröristler. Bizim için terörün ve teröristin etnik, dinsel, mezhepsel ayrımı söz konusu değildir. Terörist teröristtir. Kürtler, Araplar bizim kardeşimiz. Bazıları fitneyle, fesatla bilinçli şekilde hedef saptırmaya çalışıyor" açıklamasında bulundu.
Akar, olası operasyonun zamanına ilişkin soru üzerine de "Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyle, araç gereç, silah ve teçhizatıyla ve sahip olduğu üstün moral, motivasyon ve tecrübesiyle verilecek her türlü görevi yapmaya hazırdır. Bu konuda azimli, kararlı ve muktedirdir" yanıtını verdi.
AA