Konser hazırlıkları günler öncesinden başladı. 

Biletler satıldı, gerekli izinler için başvuru yapıldı. 

Sanatçı kardeşler hem kendi uçak biletlerini hem de orkestrada yer alan müzisyenlerin biletlerini aldı.

Konaklama için de kalacakları otellerde gerekli rezervasyonlar yapıldı. 

Muş'ta bugün verilecek konser dün mesai bitimine yarım saat kala valilik tarafından yasaklandı. 

Muş Valiliği'nin gerekçe göstermeden iptal kararına kardeşler yazılı bir açıklama ile tepki gösterdi. 

Metin ve Kemal Kahraman tarafından dün yapılan açıklamada, meslek birlik organizasyonlarını bu konuda tavır almaya çağrılmıştı. 

Derince Belediyesi'nin Aynur Doğan konserini iptal kararının mürekkebi kurumadan Metin ve Kemal Karaman kardeşlerin de aynı durumla karşılaşmasına meslek birliklerinin temsilcileri sessiz kalmadı. 

Independent Türkçe'ye açıklamada bulunan birlik temsilcileri, sanatçılara çıkartılan engelleri eleştirdi.

"Sektörden yüzbinlerce insan ekmek yiyor" 

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) Başkanı Burhan Şeşen yapılanın keyfi uygulama olduğunu söyledi. 

Burhan Şeşen / Fotoğraf: Twitter

Pandemi de zaten çökme noktasına gelen müzik sektörü bir de mülki yönetimlerin keyfi yasaklamalarıyla tamamen bitmek üzere olduğunu ifade eden MÜYORBİR Başkan Şeşen, "Bu sektörden yüzbinlerce insan ekmek yiyor. En kısa zamanda bu konuyu çözmek için yetkili bakanlarla görüşmek için talep etmeye karar verdik. Görüşmelerin sonucuna göre hareket edeceğiz" dedi.

"Muhalif sanatçılara yönelik negatif bir tutum sergilemek kabul edilemez"

Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) Başkanı Recep Ergül ise Aynur Doğan ve Metin & Kemal Kahraman kardeşlerinin konserlerinin iptali için tüm meslek örgütleriyle konuyu görüşmek üzere bir araya geldiklerini ifade etti. 

Kültür ve sanatın toplumları birleştiren önemli bir değer ve unsur olduğunu vurgulayan Ergül, "Kültür insanoğlunun yaşama stratejisidir. Ülkemizde kültür ve sanata uzun yıllardan beri zaman zaman özellikle muhalif sanatçılara yönelik negatif bir tutum sergilenmekte, bu kabul edilemez. Bu bir insan hakları ihlalidir" diye konuştu. 

Sadece MESAM Başkanı sıfatıyla değil, bir sanatçı ve aynı zamanda bir insan hakları savunucusu olarak açıklama yaptığını dile getiren Ergül, "Metin ve Kemal Kahraman kardeşler bu ülkenin önemli değerleridir. Kaybolmaya yüz tutmuş bir dilin yeniden canlandırılması ve bir kültürün temsilcileridir" ifadelerini kullandı.

Recep Ergül / Fotoğraf: Independent Türkçe

"Şarkıdan, türküden kimseye zarar gelmez"

"İnsanların şarkılarından, müziklerinden korkmamak gerekir" diyen MESAM Başkanı Recep Ergül, şunları kaydetti: 

Gerekçenin açık bir şekilde belirtilmesi lazım. Biz aynı şeyi müzik yasağında da dile getirdik. Neden yasaklıyorsunuz? Elinizde bir veri mi var? Bir toplumsal veya sosyal olay mı olacak? Hayır. Müzikle, konserle böyle bir şey olmaz. Yanlış yönetimlerle olur sosyal ve siyasal patlamalar. Onlar sadece şarkı söylüyorlar. Şarkıdan, türküden kimseye zarar gelmez. Aynı şey Aynur Doğan için de söylüyorum. İkisi de bizim değerli üyelerimizdir. Biz bunu büyük bir üzüntü ile karşılıyor ve bunu kabul etmiyoruz. Yetkililerin bu tarz konuları tekrar gözden geçirmesini ve bundan sonra olası bir yasak konusunda da daha dikkatli olmaya çağırıyoruz. Sanatçılar barışçıl insanlardır. Sanatçıları birtakım şeylere zorlamaya kimsenin hakkı yok ve bunu kabul etmiyoruz.

Kahraman dün Independent Türkçe'ye konuşmuştu

Sanatçı Metin Kahraman, gerekçe belirtilmeden konserlerin yasaklandığını sert eleştirmişti. 

Kahraman, 2021 yılında Kadıköy Belediyesi Halk eğitim merkezinde 3 ayda bir düzenledikleri konserlerinin kaymakamlık tarafından yasaklandığını kaydederek, "Nasıl oldu bilmiyorum ama yasaklandı. Gündem dahi olmadı" dedi.

Metin Kahraman, şunları söylemişti: 

"Türkiye'de tek tipçi, tek dilci ve tek kültürlü bir anlayış hakim. Bu kuruluşundan beri böyledir. Anadolu'da onlarca halkın dili asimilasyona uğradı ve yok oldu. Bu bir devlet politikası ve asimilasyon politikaları bitmeyecek gibi görünüyor. Konuşulan Zazaca bile günümüzde yok olma sınırına geldi. Milyonlarca insanın konuştuğu dil, yaşadığımız çağda gözümüzün önünde yok oluyor. Şu an bir dilin nasıl öldüğünü birebir yaşıyoruz. Yeni gelen kuşaklar bu dili bilmiyorlar."