Avrupa Kulüpler Birliği'nin (ECA) 39. Genel Kurulu İstanbul'da gerçekleştiriliyor. 30 ülkeden 76 delegenin katıldığı toplantı, bugün sona erecek.
Toplantıya TFF Başkanı Servet Yardımcı, Kulüpler Birliği Başkanı Ahmet Ağaoğlu, TFF yöneticileri, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve kulüp başkanlarının yanı sıra La Liga Başkanı Javier Tebas ile İsviçre Futbol Ligleri CEO’su Claudius Schafer de katıldı.
Futbolun çeşitli sorunlarının tartışıldığı genel kurulda odak noktası futbolun finansmanı üzerine oldu.
Sürdürülebilir finansman yapısının nasıl sağlanacağı ve bu konuda Avrupa ligleriyle nasıl işbirliği içinde olması gerektiği tartışıldı.
Türkiye, futbolda bütçe açığı en fazla olan ülke
Toplantıda en dikkat çeken husus ise UEFA üyesi 55 ülke içinde en çok bütçe açığı veren ülkeler arasında Türkiye'nin son sırada yer alması oldu.
UEFA'nın finansal raporlarına göre en çok bütçe açığı veren ülkeler Polonya, İsrail ve Türkiye.
Polonya'nın bütçe açığının eksi yüzde 50, İsrail'in ise eksi yüzde 70 civarında olduğu belirtilen raporda Türkiye'nin durumu ise eksi yüzde 156 ile en sıkıntılı konumda.
Polonya ve İsrail'in açıklarının kabul edilebilir düzeyde olduğu, Türkiye'nin durumunun ise oldukça vahim olduğu göz önüne serildi.
Ağaoğlu: Fotoğrafımız çok iç açıcı değil
Toplantıda konuşan Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Ahmet Ağaoğlu, rakamları örnek göstererek, Türk futboluyla ilgili şunları söyledi:
Bugün Avrupa liglerine baktığımız zaman dünya genelinde futbol kulüplerinin yaşadığı en önemli sorunun finansman sorunu olduğunu hepimiz iyi biliyoruz. UEFA'nın yayınladığı raporda üye 55 ülke içinde bütçesi ciddi açık veren 3 ülke var. Türkiye en sıkıntılı durumda. Bizim fotoğrafımız çok iç açıcı değil.
Şüphesiz Ağaoğlu'nun sözleri, toplantının en dikkat çeken detayı oldu.
Yeni çıkan spor yasasında harcamalar ve sorumluluklar ile ilgili bölüme Kulüpler Birliği Vakfı ve kulüplerden tepki yükselirken gelinen noktada tek çıkar yol olup olmadığı ise tartışma konusu.
"Sadece kur değil, pandemi ve dövizdeki dalgalanmalar yükü arttırdı"
Futbol ekonomisi alanındaki çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu, Türk futbolunun bütçe açığı konusundaki durumunu ve bundan çıkış yollarını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Türkiye'nin bütçe açığında Avrupa'nın en kötü durumda olmasını yorumlayan Devecioğlu, "Bu problemler kötü mali yönetimden kaynaklanıyor" dedi.
Futbolun ekonomik yönünün iyi yönetilmediğini ve yasaların da buna açıklık yarattığını ifade eden Devecioğlu, "İyi yönetilemediğini zaten herkes söylüyor. Bir de yasalar da buna müsait olmadığı için bu şekilde ekonomik anlamda problem yaşadılar" diye konuştu.
Tablonun bu denli olumsuz görünmesinde sadece döviz kurunun baz alınamayacağını ve bunun birçok parametreleri olacağına değinen Devecioğlu, şu ifadeleri kullandı:
Sadece döviz kuruna bağlamamak lazım. Daha önce de biliyorsunuz bu kulüplerin yayın gelirleri oldukça yüksekti. Buna güvenerek yüksek düzeyde transferler yaptılar. Daha sonra pandemi ve döviz kurundaki dalgalanmalar da bu borç yükünü arttırdı. Bunlar da etkileyen faktörler.
"Resmi gelirler ve bütçe aşımı olmadan bu mali tablo nasıl yönetilecek orası soru işareti"
Yeni spor yasasının bu tabloyu tersine çevirmede önemli bir adım olacağını söyleyen Devecioğlu, "Yetmez aslında ancak bu bir başlangıç. UEFA da FIFA da buna benzer yeni kararlar alıyor. Finansal Fair-Play kurallarını yeniledi. 'Sürdürülebilir Finansal Fair-Play Uygulamaları' adı altında yeni uygulamalara başladı. Orada da harcama bütçe sınırlarını belirledi. Kulüpler, gelirlerinin yüzde 90'ını harcayabilecekler. Ve bunu üç yıl içerisinde yüzde 70'e çekecekler. Limit aşımlarını da 30 milyondan 60 milyon euroya üç yıl içerisinde yükseltecekler. Bir denge sağlamaya çalışıyorlar. Türkiye'de de aynı uygulama başlatıldı. Denk bütçe kuracaklar. Bunun dışındaki borçlanmalardan yöneticiler sorumlu olacak. Bu kulüpleri biraz disipline edecek ama bu resmi gelirlerle ve bütçe aşımı olmaksızın kulüpler bu mali tabloyu nasıl yönetilecek o soru işareti. Orada bir ekonomi yönetimi becerisi gerektiriyor" şeklinde görüş belirtti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Çözüm şu: Profesyonel kulüplerin ve Süper Lig'in şirket olması gerekir"
Mevcut tablonun tersine döndürülmesinin mümkün olacağını aktaran Devecioğlu, şu önerileri yaptı:
Türkiye'de profesyonel futbolu tamamen şirketleştirmek gerekiyor. Profesyonel faaliyet gösteren kulüplerin ve Süper Lig'in şirket olması gerekir. Çözüm bu ancak futbolun tabii ki amatör kulüp yönetimlerinin dokusuna da çok dokunmamak gerekir. O amatör ruhu, olimpizm, fair-play ruhunu kaybetmemek gerekiyor. Çünkü profesyonelleşince işin boyutları değişiyor. Spor olmaktan çıkıp, endüstriye dönüşüyor. Profesyonel futbolun temelinde ekonomi var. Bunun da temeli ekonomi yönetimi. Ekonomiyi nasıl yöneteceksiniz? Ürün ve hizmet üreterek arz-talep ilişkisini dengeleyeceksiniz. Kar-zarar dengesini koruyacaksınız. Bu kadar basit. Ama siz amatör bir ruhla, bu profesyonel yapıyı yönetemezsiniz. Federasyon da bunu beceremedi. Amatör ruha sahip yöneticiler profesyonel düşünemedikleri için Türk futbolu çöktü. Yayın ihalesi çöktü, lig çöktü. Hakem sistemi çöktü. Maçlar izlenmiyor. Ligleri pazarlayamıyoruz. Dünyada sıralamamız çok kötü. 2022 Dünya Kupası'na gidemiyoruz. Daha ne olsun? Her anlamda dibe vurmuşuz.
KAMUOYUNA DUYURU pic.twitter.com/7k89I5yozY
— Kulüpler Birliği (@kulupler) April 22, 2022
"Sadece İstanbul'daki kulüpleri yönetmekle bu işler olmaz"
Futbol yönetiminde artık İstanbul merkezli olunamayacağına dikkat çeken Devecioğlu, "Anadolu'da birçok kulüp var. Sadece İstanbul'daki kulüpleri yönetmekle bu işler olmuyor. Türkiye 80 milyonluk bir ülke. 81 il var. Her yerde futbol var. 3'üncü, 2'nci, 1'inci lig var. 200-300 kulüp var. Futbol Federasyonu Başkanı İstanbul'daki 3-4 kulübü yönetmekle 'Türk futbolunu yönetiyorum' demesin. Bu yanlış. Bu durum Türk futbolunda masaya yatırılmalı. Gerekirse Türkiye Futbol Federasyonu Kanunu'nun da değişmesi gerekiyor" serzenişinde bulunarak sözlerini noktaladı.
© The Independentturkish