Rus savaşının gücü ve zayıflığı üzerine

Rusya'ya siyasi destek vermek ya da Ukrayna'yı desteklemekten kaçınmak, Rus ordusunun saha performansına bağlı olarak etkisinin gücüyle ya da zayıflığıyla ilgilidir

Fotoğraf: Reuters

Rusya'nın -askeri bir hadise olarak- Ukrayna'ya açtığı savaş ile bu savaşa hizmet eden siyasi gelişmeler arasında gözle görülür bir fark var.

Burada doğuya doğru çekilen ve onunla sınırlı kalan saldırının bocaladığı hususunda bir fikir birliği var.

Yavaş ilerlemenin ve hızlı çekilmenin eşlik ettiği saldırıya dair Rusları heyecanlandırmayan veya ordularına ve silahlarına hayranlığın dile getirilmediği birçok haber var.

Ukrayna'ya yönelik geniş siyasi ve insani sempatinin yanı sıra çoğunluğun Rusya'yı cezalandırmak için oy kullandığı Birleşmiş Milletler'de art arda iki oylamaya rağmen, Rus savaşının kefesine konulan irili ufaklı kazanımlar hafife alınmamalıdır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tereddüt ve şaşkınlık içinde bulunan Çin, iktidardaki Komünist Partisi aracılığıyla Moskova'ya desteğini açıkladı.

Komünist Parti, Vladimir Putin'in kahraman olarak gösterildiği, üst düzey yetkililer tarafından tartışılan bir belgesel film hazırladı. Putin, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Stalin'e benzetildi.

Batı basınındaki haberlere göre, iktidar partisi ve elbette resmi üniversiteler, savaşın "doğru bir şekilde anlaşılmasını" sağlamak için sistematik bir kampanyayı destekliyor ve bu savaşın tek sorumlusu olarak ABD'yi suçluyorlar.


Çin'den çok uzak olmayan Pakistan Başbakanı İmran Han, ABD'yi, Pakistan rejimini değiştirme arzusunun bir parçası olarak kendisini tecrit etme girişiminin arkasında olmakla suçladı.

Burada ABD'nin böyle bir arzusu bulunduğuna ilişkin delili, Ukrayna savaşının başında Rusya Devlet Başkanı ile görüşmesi idi. Sonuç olarak, "bağımsız bir dış politika" izledi.

Bu arada Pakistan parlamentosunun, Washington'a karşı yürüttüğü kampanyadan hemen önce İmran'a güvensizlik oyu verdiği biliniyor.


Şüphesiz petrol ve gaz cephesinde bir tökezleme var. ABD'ye geleneksel anlamda dost olan bir dizi ülkeyi içeren diğer bölgesel cephelerle işbirliği kurmak kolay görünmüyor.

Üzerinde artan baskıya rağmen Almanya, Rus petrol ve gazını azaltsa bile tamamen bırakmayacağından emin.

Ukrayna Devlet Başkanı Vlodimir Zelenski, eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel'i ve eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'i Putin'i savaş politikalarını sürdürmeye teşvik eden birçok taviz vermekle suçladı.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban da kendisinin dördüncü bir dönem daha iktidarda kalmasını sağlayacak büyük bir seçim zaferi elde etti.

Orban, Ukrayna'ya yapılan saldırının ardından "arkadaşı" Putin'den biraz uzaklaştı, fakat seçimlerde zafer kazanır kazanmaz kendi "doğasına" geri döndü.

Hatta seçimlerden sonraki ilk konuşmasında "Brüksel bürokratlarına" ve Zelenski'ye 'düşman' diyerek saldırdı.

Zelenski daha önce Orban'ın komşusu Ukrayna'ya silah transferini engelleme politikasını eleştirmişti. Macar lider de aynı yönde başka bir pozisyonu duyurdu ve Avrupa Birliği'nin redçi pozisyonuna karşı, Rusya'dan aldığı gaz için ruble olarak ödeme yapmaya hazır olduğunu belirtti.

Sırbistan'da da Macaristan'dakine benzer durum var. Aşırı milliyetçi, Batı karşıtı ve Rus yanlısı Alexander Vucic ikinci dönem başkanlık seçimlerini kazandı.

Vucic de Orban gibi ülkesindeki insan hakları ve diğer görüşteki insanlara karşı davranışları konusundaki olumsuz tutumları sebebiyle muhalifler ve Avrupa Birliği ülkeleri tarafından en çok eleştirilenler isimler arasında yer alıyor.


Putin, Macaristan Başbakanı ve Sırbistan Cumhurbaşkanı'nı zaferlerinden dolayı ilk tebrik eden isimler arasındaydı.

Burada konuyla doğrudan ilgisi olmayan şöyle bir not düşülebilir: Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u "Putin'le sanki Hitler, Stalin ve Pol Pot ile müzakere ediyormuş gibi pazarlık yapmakla" suçladı.

Bu suçlama, Buça katliamından kısa bir süre sonra ve Fransa seçimlerinin ilk turundan önce geldi. Şüphesiz bu suçlama, Varşova'yı, demokratik değerlere ve ekonomik reformlara karşı çıkmakla suçlayan Fransız cumhurbaşkanından daha az ateşli olmayan bir cevabı hak etti. Polonya halkı ise "daha ​​iyisini hak ediyor."
 


Rusya'ya siyasi destek vermek ya da Ukrayna'yı desteklemekten kaçınmak, Rus ordusunun saha performansına bağlı olarak etkisinin gücüyle ya da zayıflığıyla ilgilidir.

Bir tarafta Moskova'nın bu destekten yararlanma yeteneği, diğer tarafta ise Ukraynalılara yönelik desteğin yokluğundan yararlanma yeteneği…

Görünüşe göre Rus askeri performansı, onu destekleyenlerin iyimserlik duyacağı bir durumda değil. Ayrıca, Moskova'ya verilen siyasi desteğin çoğunun Washington veya Avrupa Birliği ile ilişkilerindeki krizlerden kaynaklandığı belirtilmektedir.

Putin'e sempati duyanların ona özel bir sevgi duyması gerekmiyor. Elbette Çin Komünist Partisi'den olan 'gizli sızıntı' bunun dışındadır.


Son olarak, şimdiye kadarki verilerin gösterdiğine göre, giderek daha fazla insanın uzayacağını düşündüğü bu savaştaki kartları karıştırma yeteneğinin basitçe göz ardı edemeyeceği Ukrayna direnişi var.

Bu yeteneğe gelince, artan Rus askeri başarısızlığının ve "yakıp yıkma stratejisindeki ısrarının" bir sonucu olarak, Ukrayna trajedisinin tırmanması ve boyutlarının genişlemesi ile bu yeteneğin büyümesi muhtemel görünüyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU