Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir'in görevinden istifa etmesi spor kamuoyunda büyük yankı buldu.

TFF'den yapılan açıklamada, yönetim kuruölunun gerçekleştirdiği toplantıda Özdemir'in istifa ettiği belirtilerek, "Yönetim kurulunun aldığı kararla Türkiye Futbol Federasyon'una Başkan Vekili Sayın Servet Yardımcı vekaleten başkanlık edecektir" denildi.

Mustafa Çağlar'ın da TFF Başkan Vekilliği görevine getirildiği kaydedildi.

Özdemir dönemi 3 yıla yakın sürdü, tartışmalar bitmedi

1 Haziran 2019'da gerçekleştirilen olağan seçimli genel kurula tek aday olarak giren Nihat Özdemir, geçerli 179 oyun tamamını alarak başkanlığa seçilmişti.

Aradan geçen 2 yıl 10 ayda Türkiye spor kamuoyu sıkça tartışmalarla muhatap kaldı.

Özdemir döneminde EURO 2020 finallerine kalmayı başaran Türkiye, buna karşılık UEFA Uluslar Ligi'nde küme düşerken, 2022 Dünya Kupası'na katılamadı. Türkiye ayrıca, FIFA sıralamasında 43., UEFA Ülkeler Sıralaması'nda ise 19. sıraya geriledi.

Özdemir, yönetiminde Türkiye A Milli Futbol Takımı'nda Mircea Lucescu, Şenol Güneş ve Stefan Kuntz olmak üzere üç teknik adam görev aldı.

Nihat Özdemir döneminde federasyonunun en çok eleştirildiği konulardan biri yayın ihalesi oldu.

Sezon sonunda beIN Sports'la anlaşmanın sona ermesi ve yeni sezonda yayıncı kuruluşun belli olmaması tepki çekmeyi sürdürüyor.

En büyük eleştirilerden biri de ihale bedelinin 500 milyon dolar+KDV'den bugün konuşulan 2 milyar 700 milyon lira civarlarına düşmesi.

Futboldaki değer kaybının önüne geçilememesi Özdemir döneminin en belirgin özelliklerinden biri olarak hatırlanacak.

Özdemir'in eleştirildiği konulardan diğeri ise hakemler oldu. Hemen her maçtan sonra tartışılan hakemler konusu futbolda oyunun ve diğer sorunların önüne geçerek en önemli figür haline geldi.

Özellikle Ferhat Gündoğdu başkanlığındaki Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) 8 Mart'ta aralarında Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Ali Palabıyık gibi isimlerin de yer aldığı 13 hakem ve birçok gözlemcinin bir gecede görevlerine son vermesi, tüm tepkilerin odağına Özdemir'i yerleştirdi.

TFF'nin onayladığı MHK kararının 26 Mart'ta Tahkim Kurulu'ndan dönmesi ise tartışmayı farklı bir boyuta taşıdı.

Yine Nihat Özdemir dönemine damga vuran kararlardan diğeri ise yabancı sınırı oldu.

Federasyon, yeni yabancı kuralıyla Türk sporcularının önünü açmak istese de zamansız alınan karar nedeniyle kulüplerin ve kamuoyunun tepkisini çekti.

Şansal Büyüka / Fotoğraf: Milliyet

"Nihat Özdemir'i çok iyi tanıdığım için geç bile kaldığını düşünüyorum"

Türk spor basınının duayen isimlerinden Şansal Büyüka, Nihat Özdemir'in istifasını, başkanlık için ismi geçenleri ve yapılması gerekenleri Independent Türkçe'ye yorumladı.

Özdemir'in istifasını son derece doğal karşıladığını ifade eden Büyüka, "Hatta Nihat Özdemir'i çok iyi tanıdığım için geç bile kaldığını düşünüyorum" dedi.

Özdemir'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ayıp olmasın diye, bu kadar işi varken, kendisinin yapmadığı bir yönetim kuruluyla çalıştığını aktaran Büyüka, "Bir de bölgeciliğin, siyasetin ağırlığı olan bir yönetim kurulu vardı TFF'de. Diğer kurullar da hemen hemen öyle. Bölgecilik, hemşerilik ve yakındaşlıkla kurulan bir Türkiye Futbol Federasyonu silsilesi var. Yönetimden başlayarak Tahkim Kurulu, PFDK'sı, Hukuk Kurulu nereye giderseniz gidin... İyi sabretti. Kolay değil bu işleri yapmak, yürütmek, çözmek" diye konuştu.

"Keşke kalanlar basiret gösterse de 'Başkan gitti, biz de istifa edelim' deseler"

Özdemir'in istifasının birçok gerekçesi olabileceğini dile getiren Büyüka, milli takımın bu süreçte yaşadığı düşüşe ve gündemi meşgul eden diğer konulara dikkati çekerek şöyle devam etti: 

Kaldı ki milli takım, yayın işi ve hakem işi problem. Hakem işinde adeta bir skandal var. Daha dün oynanan maçlarda gördük. Artık her şey o kadar belli ki bu şartlarda istifa etmesini normal karşılıyor 'Geç bile kaldı' diyorum. Keşke kalanlar bir basiret gösterseler de 'Başkan gitti. Haydi biz de istifa edelim' deseler. Ki içeride 1-2 yönetici bunu söylemiş duydum. Ancak orada koltuğa yapışanlar var onları da biliyoruz. İsterdim ki yakışanı yapsınlar. Madem başkan istifa etti. Haydi biz de edelim deselerdi ama tatlı geliyor insanlara, böyle devam ediyorlar. Normaldir yani normal buluyorum. 

Ahmet Ağaoğlu, TFF Başkanı olacağı iddialarını yalanladı / Fotoğraf: AA

"Bu sistem liyakat değil, siyaset ya da sadakatle yürüyecekse kim gelirse gelsin bu iş yürümez"

Yeni TFF Başkanlığı için Ahmet Ağaoğlu, Ahmet Nur Çebi, Göksel Gümüşdağ, Servet Yardımcı, Hüsnü Güreli ve Hamit Altıntop gibi isimlerin anılmasını da yorumlayan Büyüka, "Şunu söylemeliyim: Eğer bu sistem, yine onun bunun atamaları, hemşerilik, yandaşlık duyguları, liyakat değil, siyaset ya da sadakatle yürüyecekse kim gelirse gelsin bu iş yürümez kardeşim. Çok radikal, çok tarafsız, çok gerçekçi önlem almak lazım. Özgür iradesiyle biri adaylığını koyacak. Özgür iradesiyle delegeler oy verecek. Hukuk Kurulu'na giren liyakatiyle girecek. TFF yönetimine giren liyakatiyle girecek. MHK'ye girenler liyakatiyle girecek. Üçüncü sınıf hakemlerden MHK kurulmayacak. Bunun dışında, bu sisteme dayalı bir başkan seçilirse kim gelirse gelsin asla başarılı olamaz. Bir an önce bu sistemi düzeltmeliyiz" ifadelerini kullandı. 

Göksel Gümüşdağ / Fotoğraf: Independent Türkçe

"'Siyasetin adamı' diyecekler ama adı geçenler içinde en beceriklisi Göksel Gümüşdağ"

Bahsi geçen isimler arasında en başarılı olacak ismin Göksel Gümüşdağ olacağını ancak onun göreve gelmesi durumunda 'siyaset atadı' eleştirilerinin devam edeceğini vurgulayan Şansal Büyüka, sözlerini şöyle noktaladı:

'Siyasetin adamı' diyecekler ama bu saydıklarınız içinde en becerikli Göksel Gümüşdağ'ı görüyorum ama o gelirse 'Siyaset atadı, o oldu, bu oldu' olacak. Nereden bakarsanız herkes sakıncalı. Bana göre bu iş yürümez. Eski futbolculardan birini yaparım. Hamit Altıntop'un ismi de geçiyor ama kusura bakmayın milli takımda ne başarısı var? Gelecek, Türkiye Futbol Federasyonu'nu yönetecek. Futbolculuğuna saygı duyuyorum ama milli takımda, TFF yöneticiliğinde ne yaptı? Hangi gerekçeyle Hamit Altıntop aday gösteriliyor? Gösteren biri varsa bir gerekçesi olmalı. Hiç öyle bir şey yok. Birinin aklına geliyor, söylüyor. Birilerine yakınsan zaten oluyorsun. Kimse özgür iradesini ortaya koyamıyor. Böyle bir düzen olmaz.