Belli ki büyük bir güç savaşı yaşanıyor Türk futbolunda. Kim nerede duruyor, ne üzerine hamleler yapılıyor çok da net değil.
Ve maalesef bu güç savaşının gölgesinde kalan Türk futbolunun içinde, şu an için futbol pek yok.
Her ay yayıncı kuruluşa para verip, futbol izlemek isteyen taraftar, aslında başka bir gösteri izliyor.
Ve bu gösterinin içinde koşu mesafeleri, pas sayısı ya da topun oyunda kalma süresi de yok maalesef.
Bu yaşanan güç savaşı ise şimdilik hakem camiası üzerinden gerçekleşiyor.
Zaten hakemlerin sahada verdiği ve vermediği her kararda, bu güç savaşının en sıcak çatışmaları görülüyor.
Çünkü her hakem kararının tartışma ebatları, oldukça büyük.
Merkez Hakem Kurulu (MHK), geçtiğimiz haftalarda tarihte hiç görülmemiş bir karara imza atarak, 13 hakemi görevden aldı.
Ve bu karara göre MHK, sezonun geri kalanında hakemlere görev vermeyecekti. Fakat Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) en üst hukuk kurulu olan Tahkim Kurulu, hakemlerin itirazını kabul ederek, MHK'nın aldığı bu kararı iptal etti.
Gerçi MHK, Tahkim Kurulu'nun iptal kararına rağmen, hakemlere maç vermeyeceğini tekrarladı.
Yani bu karar aslında bize, bu zamana kadar oynanmış maçlarda görev almış hakemlerin, bundan sonraki maçlarda görev alması sakıncalı diyor.
Ve bu şekilde MHK, bu 13 hakemin isimlerinin yanına, siyah bir çentik atıyor.
Bakıldığında, TFF'nin iki kurulu arasında yaşanan bu durum, Türk futbolunda gelecek dönemlerde, yaşanacak bazı krizlerin de ön gösterimi.
Kurullar üzerinden güç savaşı
Yaşanan süreç ile ilgili kulislerde konuşulanlar ise oldukça dikkat çekici.
Kulislere göre, Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili Servet Yardımcı ile Başakşehir SK Başkanı Göksel Gümüşdağ, gelecek dönemde TFF Başkanı olabilmek için birbirleri ile kurullar üzerinden mücadele ediyor.
Servet Yardımcı'ya yakın olan MHK'nın aldığı karar, Göksel Gümüşdağ'a yakın Tahkim Kurulu tarafından iptal edilmesi de bu yüzden.
Deneyimli gazeteci Atilla Türker'in, geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkardığı Tahkim Kurulu Başkanı Murat Balcı'nın, Göksel Gümüşdağ'ın avukatı olması da bu yaşanan süreç ile ilgili fikir veriyor.
Kulislerde konuşulan bir başka konu da Beşiktaş ve Trabzonspor'un Servet Yardımcı'ya, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın da Göksel Gümüşdağ'a yakın olduğu.
Yani sonuç olarak, karşılıklı gollerin atıldığı, bir başka maç oynanıyor Türk futbolunda.
Kim kazanırsa kazansın, maalesef Türk futbolu kaybedecek
Milyarlarca TL borç, hem milli takım düzeyinde, hem kulüpler düzeyinde başarısızlık, sürekli birbirini suçlayan futbol aktörleri ve kurumları, düşen yayın gelirleri, kaybolan güven ortamı ile zaten tam bir kaos için Türk futbolu.
Zaten büyük sorunları olan Türk futbolunun enerjisi, yanlış yerlerde harcanıyor.
Bu güç savaşında kazananın futbol ve taraftar olmadığı da ortada duruyor.
Anlaşılıyor ki futbolu yönetenler, sorunları çözmek yerine, kendi hâkimiyet alanı ve güçlerini korumaya çalışıyor.
Ve bunu da her hafta sonu tartıştığımız, hakemler üzerinden yapıyorlar.
Sonuç olarak Türk futbolunda, kurullar üzerinden bir güç mücadelesi yaşanıyor.
Ve bu güç mücadelesini kim kazanırsa kazansın, maalesef Türk futbolu kaybedecek.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish