Teknolojinin demokrasiyi güçlendirdiği bir gerçek ancak son yıllarda dijital tekellerin ekonomi ve demokrasi üzerindeki etkisi de iyice belirdi.
Tekel nedir?
Belirli bir mal veya hizmet için piyasada güce sahip olan bir şirkettir. Bu, pazarda o kadar büyük bir güce sahip olduğu anlamına gelir ki, rekabet eden herhangi bir işletmenin pazara girmesi fiilen imkansızdır.
Ne zaman ortaya çıkar?
Bir firma, faaliyet alanının büyük payına, önemli altyapısına veya teknolojisine (her yerde bulunan bir arama platformu gibi) sahip olduğu için rakipsiz hale geldiğinde ortaya çıkar.
Nasıl oluşur?
Birçok tekel, rakiplerin birleşmesiyle veya büyük bir şirketin daha küçük rakiplerini satın almasıyla oluşur.
Küçük ya da orta ölçekli şirketlerle portföylerini geliştiren büyük şirketler, bu satın almalarla yeni başlangıçlar yaparlar. Bu sayede sermaye merkezileşir, az sayıda kişi, sermayeye sahip olur.
Tekeller ayrıca büyük şirketlerin rakiplerini fiyat savaşları yoluyla rekabet edemeyecek hale getirmesinden sonra oluşur.
Örneğin ABD'de birçok belediyede, Walmart gibi büyük perakendeciler, küçük perakendeciler kapanana kadar küçük perakendecilerin fiyatını başarılı bir şekilde düşürmeyi başardılar.
Bu, Walmart ve benzeri mağazalara bölgesel perakende ekonomisi üzerinde bir tekel sağladı.
Neden eleştirilirler?
Geleneksel olarak tekeller, fiyatları yükseltebilecekleri ve hizmetleri sonuçsuz bir şekilde azaltabilecekleri için onlara sahip olan şirketlere fayda sağlar.
Ancak daha düşük fiyatları veya daha kaliteli teklifleri teşvik edecek uygun bir rekabet olmadığı için tüketici çıkarlarına zarar verebilirler.
Yani şartları dikte edebilir, bir piyasa üzerinde keyfi ve sorumsuz bir güç kullanabilirler.
Dijital tekeller
Bazı sektörler dijital platformlar ile dönüştü. Örneğin; Google ile bilgi sektörü, Amazon ile ticaret, Uber ile şehir içi ulaşım gibi.
Uber'in en büyük varlıkları, otomobil ve şoför ağı değil; yolculuk deneyimi, yollar, trafik, şehir olayları, taşıtların ve sürücülerin kişisel davranış özellikleri hakkındaki veri bankası ve bunu kullanabilen dijital zekâsıdır.
Dijital toplumun nasıl şekillendiğini anlamak için çalışan bu platformlara sahip olan şirketler çoğunlukla çok uluslu, ABD merkezli tekellerdir.
Bu şirketlerde gelişmekte olan ülkelerden gelen ücretsiz ham veriler bir araya getirilerek yeniden düzenlemekte ve tüm sektörlerin hâkimiyetinde kullanılan dijital zekâya dönüştürülmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik sömürüsünün sürdürülebilir bir modeli olmasının yanı sıra, bu yeni dijital bağımlılık biçimi politik, sosyal ve kültürel sonuçlar doğurmaktadır.
Google, Facebook ve Amazon gibi teknoloji şirketlerinin siyasi güçte de büyüdüğü görülmektedir.
Teknoloji devlerini daha güçlü yapacak olan veriler bazı hükümetleri de daha otoriter hâle getirmektedir.
Bir yandan teknoloji devlerinin tekelleşmesi diğer yandan hükümetlerin verileri kontrol etmesi, dünyanın mevcut siyasi, sosyal ve ekonomik sisteminin yeniden tanımlanmasını zorunlu kılmaktadır.
Twitter'ın Trump'ın hesabını kapatması
Twitter, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kongre baskını sonrasında geçici olarak askıya aldığı hesabını kalıcı olarak askıya aldığını açıklamıştı.
Twitter'in yanı sıra Facebook ve Instagram da Trump'ın hesaplarını paylaşımları nedeniyle askıya almıştı.
Hesabı askıya alınanlar Trump'la sınırlı değil elbette; Twitter, şirket kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle Venezuela Ulusal Meclisinin (AN) resmi hesabını bloke ettiğini de duyurmuştu.
Ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle Twitter, #IStandWithPutin (Putin'in yanındayım) hashtag'ini kullanan 100'den fazla hesabı kaldırdığını bildirdi.
Yine Snapchat, Ukrayna'daki Snap'lerin ısı haritasını geçici olarak devre dışı bıraktı. Açıklamaya göre gerekçe Rusya'nın Ukraynalıların yoğunlaştığı bölgeleri öğrenmesini engellemek.
Google ve Apple da Ukrayna'daki trafik yoğunluğunun göründüğü özellikleri kapatmıştı.
Diğer teknoloji şirketleri de Ukrayna'ya yönelik saldırısı nedeniyle Rusya'ya baskı yapmaya başladı.
Apple, Rusya'daki tüm ürün satışlarını durdurduğunu ve devlet medya kuruluşları RT News ve Sputnik News uygulamalarını App Store'dan kaldırdığını açıklamıştı.
Twitter, Facebook ve Youtube'dan da reklam hamleleri gelmişti. Snapchat, Rusya'ya reklam satışlarını durdurmuş, Ukrayna'yı desteklemek için 15 milyon dolarlık insani yardım bağışlayacağını duyurmuştu.
Büyük teknoloji tekellerine karşı savaş ve ağ tarafsızlığı için mücadele
Teknoloji her zamankinden daha fazla dünyayı değiştiriyor, iletişim kurma, bilgi alma ve karar verme şeklimizi dönüştürüyor.
Bu şirketler modern yaşamımızın çok merkezinde yer aldığından, ticari uygulamaları ve kararları ekonomimiz, demokrasimiz üzerinde büyük bir etki oluşturuyor.
Bu şirketlerden herhangi birinin herhangi bir eylemi artık yüz milyonlarca kişiyi derin ve kalıcı şekillerde etkileyebilecek durumda. Demokrasi ve siyaset üzerindeki etkileri ortada.
Hem küreselleşme hem de dijitalleşme politik riskin artmasında etkili oluyor. Bazı ülkelerde yaşanan son siyasi karışıklıkların altında yatan faktörlerden birinin yıllarca süren küreselleşme politikaları ve dijitalleşme olduğu belirtiliyor.
Ne yapmalı?
Bugüne kadar, neredeyse hiçbir demokratik devlet veya sistem, demokratik süreçlerin temel meşruiyetine yönelik bu meydan okumayla nasıl başa çıkacağını çözmedi.
Teknoloji danışmanı Kevin Bross'un söylediği gibi;
Teknoloji, nasıl kullanıldığına ve onu kimin kontrol ettiğine bağlı olarak demokrasiyi iyileştirebilir veya zayıflatabilir. Şu anda, bu şirketler çok az kişi tarafından kontrol ediliyor. Tarih bize gösteriyor ki, büyük bir güç birkaç kişinin elinde toplandığında, sonuç çoğunluk için demokrasi için iyi olmuyor.
Yetkililer, büyük teknoloji şirketlerinin (Google, Facebook ve benzer şirketler) gücünü kısıtlamak için harekete geçmezse, demokrasi sıradan bir vatandaşa şimdiki gibi görünmeye devam edebilir ancak vatandaşlar artık sahip oldukları güce sahip olmayabilirler.
Belki de demokrasinin sadece ismen demokrasi olmasını sağlayabilirler.
Demokrasi, teknoloji tabanlı risklerle karşı karşıya. Oylama verilerinin ve sistemlerinin devlet aktörleri tarafından fiili veya görünür şekilde manipüle edilmesi, sosyal medya manipülasyonu (devletler, siyasi kampanyalar ve diğer devlet dışı aktörler tarafından) ve 'deepfakes' ile orijinal videodan daha doğal ve ayırt edilemez görünen videolar güveni sarsabilecek ve seçmenin bazı değişiklikleri kabul etme istekliliğini artırabilecek durumda. Birlikte ele alındığında, bu eğilimlerin seçmenlerin otoriter değişiklikleri kabul etme istekliliğini artırma riski vardır.
Avustralya, Southern Cross Üniversitesi'nden Denise N. Rall; "Teknolojinin, şu anda sahip olduğumuz diktatörlere yardım edeceğine ve hayatımızın daha fazla yönünü kontrol etmesine yardımcı olacağına inanıyorum" diyor.
Rall haklı… Politika ve kamuoyu, insanların çıkarlarından ziyade güçlü çıkarları destekleyecek şekilde giderek daha fazla şekilleniyor.
Teknoloji şirketlerinin güçlerinin etkili bir şekilde dizginlenmesi ise asıl mücadele alanı olarak karşımıza çıkıyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish