Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver. Allah'tan korkan, öğüt alacaktır. Bedbaht olan, ondan kaçacaktır.
(A'lâ/9-11)
Allah müsaade ederse, her perşembe günü Independent Türkçe gazetesinde makale yazmaya, böylece bildiklerimizi ve düşüncelerimizi okuyucu ile buluşturmaya çalışacağız.
Niyet, İslam inancında tüm tutum ve davranışlar için en belirleyici faktördür. Zira niyet kalbin yönelişidir.
Onun için makale yazarken, mümkün mertebe tarafsız kalmaya ve sadece doğru olanları dillendirmeye çalışacağız.
Buna rağmen, sürçülisanda bulunmamız mümkündür. Bundan dolayı da okuyucularımızdan anlayış bekliyoruz.
Bugünlerde dünyamızda, savaş naraları ve güç gösterileri ile meydan okunmakta ve hanümanlar yerle bir edilirken, milyonlarca insan ölmekte, aileler perişan edilmektedir.
Bunun tek sebebi ise devletleri yöneten insanların bitmez tükenmez iştihalarıdır.
Maddeten güçlü olanlar, güçsüz olanları ezmek için her türlü öldürücü silahı kullanmaktan çekinmemektedir.
Bu olumsuzluklara rağmen, maalesef bütün dünya devletleri ve kuruluşları dökülen kanları seyrederken, Türkiye, Antalya Diplomasi Forumu'nu düzenlemekle farklılığını ortaya koymuştur.
Bağlantısız söylenmesi gerekenleri dillendirmek suretiyle, dünya devletlerine masajını vermiştir. Bu husus takdire şayan bir politika örneğidir.
Malumdur ki, güç asla hak değil; hak olan güçlüdür. Bunu algılayabilen azdır.
Zira daha önce Irak'ta, Libya'da, Suriye'de, şimdi de Ukrayna'da muktedirler, ellerindeki gücü kullanmakta ve ülkeleri perişan etmektedirler.
Maalesef zayıf ülkelere karşı zulmün envai çeşidi uygulanmaktadır. Bu halden analar üzgün, çocuklar perişandır.
Unutmamak gerekir ki, Allah zulmedenleri sevmez ve zalimleri lanetler.
Gelip geçici, yani fani olan bir dünya için bunca kanın dökülmesi, insanlıkla kabili telif değildir.
Dünyayı rahatsız eden tâğûtlar, devamlı arı kovanına çomak sokmaktadırlar. Arkadan da bu tâğûtlar, avazları çıktığı kadar bağırarak, doğru olanları gölgeleyip, saptırmaya çalışmaktadırlar.
Elbette bunların bu tutumlarını, aklıselim olan insanlar görmemezlikten gelemez. Zira zulme rıza, zulümdür. Derler ya;
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
Mazluma zulüm, Arş-ı Âlâ'yı titretir. Bu da Gayretullah'a dokunur.
O zaman da yeryüzü titrer. Böylece daha büyük lanetlerin önü açılır.
Hemen belirtelim ki, barış içinde yaşamak, insanlığa yapılabilecek en büyük hizmettir.
Savaşa hizmetse, en büyük zillettir. Bunu hem dış politikamızda, hem de iç politikamızda dillendirmek suretiyle, iktidar ve muhalefetimize duyurmalıyız.
Ayrıca belirtelim ki, ülkelerin payidar olması, insanları ötekileştirmeden, kucaklaştırmakla mümkün olabilir.
Devamlı çatışmalı politikalar, milletleri sıkıntıya sokmakta ve kamplaşmalara neden olmaktadır.
Bu hal, ülkelerde her türlü kaosun ziyadeleşmesine sebebiyet verir.
Milletimizin dua ve beklentisi, böyle bir durumun oluşmamasıdır. Aksi halde savaşlar meydan bulur.
Bu tehlikeli durum onaylanamaz. Bunu siyasilerimize de anlatmak gerekir. Yoksa vurdumduymazlık, sert tartışmalara, bölünmelere, ihtilaflara sebebiyet verir.
Bundan dolayı Allah kullarına; "Ey iman edenler ihtilafa düşmeyin, sonra devlet elinizden gider" (Enfâl/46) buyurmaktadır.
Unutmamak gerekir ki, yol birdir, iki değildir. Nitekim "Allah'ın ipine sımsıkı yapışın, bölünüp parçalanmayın" (Âl-i İmrân/103) diye ferman buyrulmaktadır.
Yeter ki bölünmeyelim ve kucaklaşalım.
Kalın selametle.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish