Hayatın her alanında görmeye başladığımız dronelar, özellikle son yıllarda sağladığı avantajlar ve yenilikler ile dünya genelinde yaygınlaşmaya başlamıştır.
Savunma sanayisinden tarım ve turizme kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan bu insansız hava araçları, iyi veya kötü birçok amaç için de kullanılabilmektedir.
İnsanlığın gökyüzüne olan ilgisi ve ve gökyüzüne hükmetme çabasının bir sonucu olarak devamlı gelişen hava araçlarının günümüzde kazandığı kabiliyetler son iki yüzyıl içerisinde yaşanan gelişmeleri de gözler önüne sermiştir.
Drone kelimesinin hayatımızda oldukça yeni bir kavram olmasına rağmen, kısa sürede benimsenmesi dikkat çekiyor. Genelde son yıllarda bu teknolojinin adını daha sık duyar olduysak bile, aslında bu alanda yapılan ilk çalışmaların tarihte oldukça eskiye dayandığı görülmektedir.
Tarihi süreç içinde insansız hava araçlarının özellikle askeri ve istihbarat amaçlı olarak kullanımı görülmektedir.
İnsansız hava araçlarının son yıllarda herkes tarafından benimsenen ve günümüzde son derece kolay ulaşılabilir bir teknoloji olmasından öncesi ise dikkat çekiyor.
Tarihsel süreçte drone teknolojisinde ilk denemeler
Drone veya insansız hava aracı (İHA) olarak da son yıllarda çok sık karşılaştığımız bir kavram haline gelen bu teknolojinin temelleri aslında oldukça eskiye dayanmaktadır.
Gözetleme ve keşif amaçlı genelde askeri amaçlar için geliştirilmek istenen bu teknoloji, zaman içinde gelişerek ve küçülerek hayatın her alanında kullanım için uygun hale getirilmiştir.
Tarihsel süreç içinde bakıldığında ilk olarak 1849 yılında Avusturya bugünkü formundan çok farklı olsa da ilk insansız hava aracı olan balon ile Venedik'in bombalanmasını hedeflemiş ancak bu girişiminde başarısız olmuştur.
Takip eden yıllarda başka bir takım denemeler yapılsa da bu alanda ilk önemli başarı olarak 1925 yılında İngiltere'nin Birinci Dünya Savaşında istihbarat amacıyla Alman siperlerinin 1500 kare fotoğrafının insansız hava aracıyla çekilmesi gösterilebilir.
1916 yılına gelindiğinde ise ABD tarafından yeni Birinci Dünya Savaşı'ndan telsiz ile kontrol edilen insansız hava araçları üzerinde çeşitli denemeler yapıldığı görülmektedir.
Hemen bir yıl sonra 1917 yılında ise ABD, Birinci Dünya Savaşında Hewitt - Sperry Auyomatic Aircraft adlı bir drone uçurmayı başarmıştır.
Askeri alanda drone çalışmalarına ağırlık veriliyor
Tarihsel süreçte insansız hava araçlarının ortaya çıkması ve teknoloji üzerinde geliştirmelerin yapılmasındaki temel amacın askeri amaçlı olduğu görülmektedir.
1937 yılında ABD Deniz Kuvvetleri tarafından Curtiss N2C-2 adlı insansız hava aracı en önemli başarılardan biri olarak gösterilebilir. Bundan tam iki yıl sonra ise Radioplane OQ-2 adlı uzaktan kumandalı ilk seri drone üretilmeye başlamıştır.
Askeri gözetleme, istihbarat ve askeri taarruz amacıyla kullanılabilen bu teknolojinin devletlere en büyük kazanımı herhangi bir can kaybı olmadan ve çoğu zaman gökyüzünde düşman unsurlar tarafından fark edilmeden aktif olarak faaliyet gösterebilmesidir.
1973 yılında İsrail'in gözetleme araçları arasında yer alan Mastiff UAV ve IAI Scout'un geliştirilmesinin ardından 1985 yılında ise ABD ordusu tarafından İHA teknolojisi üzerinde çalışılması için geliştirme programı başlatılması tüm dünyayı yeni bir teknoloji ile tanıştırmanın temellerini attı.
İnsani yardım amacıyla kullanılmaya başlaması
İnsansız hava araçlarının ilk defa 2006 yılında ABD'de gerçekleşen ve ciddi felaketlere yol açan Katrina Kasırgası sonrasında insanı yardım amaçlı olarak kullanıldığı görüldü.
Tarihsel süreç içinde ağırlıklı olarak askeri ve istihbarat amacıyla kullanılan dronelar, 2006 yılından sonrasındaki dönemde hayatın birçok farklı alanında kullanılabileceğinin sinyallerini vermiştir.
Söz konusu tarihten sonra havacılık sektöründe dev bir pazara dönüşecek olan İHA ve drone teknolojileri üzerinde çeşitli girişimler başlatılmıştır.
ABD'de yayımlanan bir raporda sadece 2021 yılında 21 milyar dolar olan pazarın 2028 yılına kadar toplamda 46 milyar dolar seviyesinin üzerine çıkacağı düşünülmektedir.
Her teknolojide olduğu gibi insansız hava araçlarının da insanlığa sunduğu olumlu katkıların yanı sıra çeşitli kötücül faaliyetler için de kullanılabildiği görülmektedir.
Özellikle herkesin küçük-büyük insansız hava aracına rahatça sahip olması bu alanda yeni tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
İnsansız hava araçları ile gelen yeni sorunlar!
Askeri amaçlı kullanımının dışına çıkılması ve kullanım alanını genişlemeye başlamasının ardından özellikle 2006 yılından sonra bu alanda yapılan girişimlerin sayısı hızla artmış ve doğa rekabet ortamında birçok yeni özellik eklenirken bireylerin erişimi de kolaylaşmıştır.
İnsansız hava araçlarının farklı sektörlerde faaliyet göstermeye başlamasının ardından her teknolojide olduğu gibi yeni bir takım tartışmaların da ortaya çıktığı görülmektedir.
Çeşitli endişelerin de beraberinde gelmesinin ardından özellikle özel mülklerin üzerinde kolayca uçurulabilen droneların mahremiyeti ihlal ettiği aktarılıyor.
Dronelar ile mahrimeyetin ihlal edilmemesine karşın önemli bir adım ABD'nin Kaliforniya eyaletinde atılmıştır. Eyalet yasalarına göre burada özel mülklerin etrafında ve üzerinde drone uçurulması yasaklanmıştır.
Bu araçların zaman içinde siviller tarafından kullanılması ve askeri/stratejik tesisler üzerinde uçurulmasının ardından güvenliği tehdit eden bu davranışlar çeşitli sinyal kesici faaliyetler ile önlenmektedir.
Drone teknolojisinde öne çıkan son gelişmeler
Türkiye'de Baykar tarafından geliştirilen ve savunma sanayinde ciddi başarılara imza atan insansız hava araçları, operasyonel geçmişiyle de dikkat çekmektedir.
2014 yılından itibaren devam eden çalışmalar ile Türkiye'de drone çalışmalarının en önemlisi olarak İHA ve SİHA'lar gösterilebilir.
Dünyada ise drone teknolojisi hakkında ülkelerde yürütülen yeni çalışmalar dikkat çekiyor. Hindistan tarafından Drone AR-Ge ve üretim merkezine bağlı olarak son derece agresif yatırımlar yapıldığı aktarılmaktadır.
Supertech tarafından geliştirilen drone, 15 kilogram yük taşıma kapasitesi ile düzenlenen bir yarışmada birincilik ödülünü almıştır. Bu gelişmenin öne çıkmasında ise en önemli unsur özellikle doğal afet durumlarında acil ilaç ve tıbbi malzemelerin hızlı bir şekilde iletilmesi gösteriliyor.
Japonya ise drone teknolojisine yönelik yine tıbbi malzeme ve acil tedarik zincirleri için drone üretimi yapan Wingcopter, Japonya merkezli olarak faaliyetlerine devam eden Drone FUND'dan yatırım almayı başarmıştır.
ABD'de ise su altında da dayanıklı ve hızlı droneların geliştirilmesi için yatırımların arttığı görülüyor. Özellikle tarım alanında droneların kullanımına yönelik atılan adımlar ve yatırımlar dikkat çekmektedir.
Dronelar hayatın her alanında kullanılıyor
Dünyada genelinde drone teknolojisi hakkında çalışmalara bakıldığında hayatın her alanında bu cihazlara yer verildiği görülmektedir.
Kullanım alanının son derece genişlemesinin ardından ortaya çıkan yeni etik sorunlar ve güvenlik tehditleri ise bu alanda yeni hukuki düzenlemelerin gerekliliğini ortaya koymuştur.
Kötücül faaliyetler için potansiyel bir tehdit unsuru olan bu teknoloji, basit geliştirmeler ile terör faaliyetlerinde de kullanılabilmektedir.
Gelecekte ise droneların çok daha geniş bir alanda kullanılması hedefleniyor. Özellikle çok da uzak olmayan bir gelecekte firmaların ve insanların kargolarını, teslimatlarını dronelar ile yapmaları bekleniyor.
Teknolojinin de sunduğu yenlikler ile tarımdan arama kurtarmaya, sanattan turizme ve savunma sanayisine kadar oldukça geniş bir alan öne çıkmaya devam ediyor.
Herkes için hayatı kolaylaştıran bir teknoloji olarak temel özellikleri öne çıkan dronelar, beraberinde birçok yeni tartışmanın da gündeme gelmesini ve bu sorunlara karşı çözüm arayışlarını doğurmuştur.
Özellikle mahremiyet ihlallerinin ortadan kaldırılması için hukuki çözümlerin ve düzenlemelerin yapılmasının gerekliliği ortadadır. İnsansız hava araçlarının ise daha önümüzdeki dönemde çok daha yaygın olarak görülmeye devam edeceği beklenmektedir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish