Pandemi sürecinde Kovid-19 sürekli şaşırtıyor. Beklenmedik mutasyonlarla yeni bir hamle yapıyor. Her defasında bilim insanları yeni strateji ve çözüm geliştiriyor.
Omicron varyantıyla birlikte pandemi son mu bulacak daha mı şiddetlenecek?
Pandemi ile yaşamımız değişti. İnsanlığı nereye götürüyor?
Herkes enfekte olursa, pandemi biter mi?
Uzmanlar merak edilen soruları yanıtladı.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Esin Şenol, "Herkes, Omicron ile pandeminin sonunun geleceğine inanmak istiyor. Ancak Omicron çok bulaşıcı bir varyant olarak hayatımıza girdi. Hep varyantlar bir bayrak yarışı yapıyorlar. Çevre koşullarına uyumlu olan ve çok bulaşıcı olan bir önceki varyantın yerini alıyor. Ama bu daha önceki varyantların gittiği anlamına da gelmiyor. Virüslerin bizim uyum ortamı dediğimiz, dış basınca cevap olarak, çıktıkları zirve ya da indikleri vadi hangisinde olduğumuzu da göstermiyor. Dolayısıyla biz eğer gidişata ya da sürece etkili bir dış uygulama yapmazsak, şu anda elimizde aşı gibi bir mucize var. O zaman tamamen söz virüste oluyor ve virüsün insafına kalmış oluyor. Omicron kendi dalgası bittikten sonra salgının biteceği anlamına gelmiyor. Omicron salgının içindeki bir fazla, salgının gidişi ile ilgili bir öngörümüz yok henüz" diyor.
"Omicron'un kardeşleri ve çocukları dediğimiz BA.2 isimli varyant pek çok yerde baskın olmaya başlıyor"
Virolog Dr. Semih Tareen, son gelişmeler hakkında şu bilgileri veriyor:
Pandeminin bitmesindeki en önemli etken bir an önce herkesin bağışıklığa kavuşabilmesi ve bunu yaparken de yoğun bakım ünitelerinin ve hastanelerin zorlanmaması. Böyle olması içinde en mantıklı yol tabi ki aşılama. Şimdi Omicron varyantın zayıf bir varyant olduğu, bu yüzden de pandemi sonlandıracağını dair iddialar var. Böyle bir tahmin yürütmek için henüz çok erken. Şu an Omicron'un yaygın olduğu yerlerde aşılama sayesinde ve kazanılan bağışıklıklar sayesinde Omicron vakalarının daha hafif seyrettiğini görüyoruz. Bununla beraber tabi Omicron varyantın bir özelliği var. O da akciğere çok iyi tutunamaması. Bunun moleküler sebepleri var. Üst solunum yollarına daha iyi tutunuyor ama alt solunum yollarına o kadar iyi değil.
Bu tabi güzel bir şey fakat, unutmayalım Omicron da aslında diğer varyantları göre, Delta'ya göre çok daha hızlı yayılan bir varyant, aynı zamanda ciddi hastalarda kullanılan monoklonal antikorlardan kaçabiliyor. Bu yüzden Omicron'a genel olarak zayıf bir varyantı pandemiyi bitirecek demek yanlış olur.
Sonuçta burada pay ve payda önemli bireysel olarak hastanelik vaka riski az olsa bile, çok daha yayıldığı için hastanelerin tekrar dolma taşma riski ve ölümlerin artma riski yine var. Omicron'dan sonra ne olur onu bilemeyiz. Bakın şu an zaten Omicron'un kardeşleri ve çocukları dediğimiz BA.2 isimli varyant pek çok yerde baskın olmaya başlıyor. Omicron'dan sonra başka varyantlar da gelecek. Çünkü varyantlar gelir gider. Kısacası bu yüzden Omicron'dan sonra ne olacağını tahmin etmek zor ama, pandeminin bitmesinde en önemli etken bir an önce herkesin bağışıklığa kavuşabilmesi ve o yüzden aşılanması.
"Pandeminin hayatımızda en çok değiştirdiği şey sağlıklarımız"
"Aslında pandemiyi bitirecek alışkanlıklarımızı değiştirmesini istiyoruz" diyen Prof. Dr. Esin Şenol , şunları söylüyor:
Nedir onlar? Havalanması olmayan binalarda yaşamak, uygun olmayan koşullarda çalışmak, uygun olmayan koşullarda toplu taşımalara binmek. Bütün solunum yolu virüslerinin yayılması için uygun olmayan koşulları kastediyoruz, ama aslında pandemi bu alışkanlıklarımızı değiştiremiyor. Çünkü bu alışkanlıklarımızla ilgili süreçler, yönetsel süreçler ve bunu koordine edecek insanlar bu değişimlerin ne maliyetini ne de bu değişimlerle ilgili koordinasyonu göze alıp sorumluluğu da üstlenmiyorlar. O zaman bireye kalan istemeye istemeye, işine yarayan bazı şeyleri terk etmek oluyor.
Şehir hayatında sosyalleşmenin, sanatın, sporun tamamen bırakılması gibi tabi ki bazı iyi alışkanlıklar kazandırıyor. Açık havada daha çok vakit geçirmek gibi ama şu anda pandeminin hayatımızda en çok değiştirdiği şey sağlıklarımız. Geride kalanların sağlıkları da hem fiziksel hem ruhsal hem de zihin sağlıkları da çok ciddi biçimde etkileniyor. Daha sonra gelecek çok hafif hastalandıracak etkenlere karşı bile hepimizin direnci değişiyor. Tabir yerindeyse ki beraber yaşadığımız trilyonlarca mikroorganizma, yani bizim mikrobiyotamız ve yerkürenin mikrobiyotası aslında toptan değişiyor. Pandeminin en çok değiştirdiği şey bu.
"Dünyanın her yerinde her hafta yeni salgınlar oluyor"
Pandeminin hayatımızı değiştirdiğini söyleyen Virolog Dr. Semih Tareen, "Ama unutmayalım bu bizim hayatımızdaki özellikle benim yaş grubundakiler için söylüyorum, ilk pandemi değil ikinci bir pandemi hala devam ediyor. Mesela AIDS'e sebep olan HIV pandemisi. Dolayısıyla yaşadığımız şartlara göre tabi ki karşılaştığımız unsurlar farklı olabiliyor. Kovid-19'dan sonra ne olacak? Global olarak çok ciddi solunum yoluyla bulaşabilen bir pandemiye tanık olduk. Bu insanlık tarihinde ilk defa olmadı. Bizim neslimiz de ilk defa olmuş olsa bile, bundan sonra tabi ki gelecek pandemilere daha dikkatli, daha özenli yaklaşacağız. Halkımız insanlar biyoloji hakkında biraz bilgilenmiş oldular. Ama biz virologlar sürekli salgınları takip ediyoruz. Zaten dünyanın her yerinde her hafta yeni salgınlar oluyor. Önemli olan bu salgınların pandemi boyutuna erişmemesi. Her salgın pandemi olacak diye bir şart yok. Fakat Kovid-19'da gördüğümüz gibi bazı salgınlar maalesef özellikle solunum yoluyla bulaşıyorlarsa pandemiye sebep olabiliyorlar. Bundan sonra sanıyorum ki öncelikle maske kullanımı epey bir süre devam edecek, bunun şahsi sebepleri olabilir. Bunun bazı ülkeler tarafından zorunluluk sebebi de olabilir ama, maske kullanımını görmeye devam edeceğiz. Umarım hijyen kuralları her zaman zaten çok önemliydi ancak, umuyoruz ki artık bu pandemi insanları hijyenin ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlattı ve insanlar hijyenik olmaya devam edecekler. Son olarak da umuyorum ki, bu pandemi sayesinde insanların bilime olan merakı daha da arttı. Pandemide çok eksik ve hatalı bilgilerin sosyal medyayı ne kadar kolay yayıldığını gördük. Umuyorum ki insanlar bunun farkında olup sosyal medyada paylaşılan her şeye inanmayı bırakırlar ve bilimin nasıl işlediğini biraz olsun anlamış olduklarını umuyoruz" şeklinde konuşuyor.
"Eninde sonunda herkes bir gün bu virüse maruz kalacak"
"Kovid-19'a sebep olan SARS-CoV-2 virüsü daimi olarak bizimle kalacak" diyen Tareen, "Bu insanları korkutmasın. Bu pandemi sürekli devam edecek anlamına gelmiyor. Hayır ama bunun gibi bundan önce 4 tane Coronavirüs pandemisi zaten bizle kaldı. Bu bizim neslimizde olmadı. Bundan önce 4 tane Coronavirüs pandemisi insanların arasında daimi olarak kaldı ve o Coronavirüs vakaları her sene devam ediyor. SARS-CoV-2'de bizim aramızda daimi olarak kalacak. Dolayısıyla büyük ihtimalle eninde sonunda herkes eğer ki sosyal hayat içerisinde yaşıyorlarsa eninde sonunda herkes bir gün bu virüse maruz kalacak. Bu yüzden aşı olmak çok önemli. Çünkü bu virüsün insanlarda sebep olacağı hasarı önceden tahmin etmek zor fakat aşıların ciddi hastalık riskini azalttığını biliyoruz. Herkeste eninde sonunda bu virüse maruz kalacağı için, bizim amacımız toplum sağlığındaki yüksek riski indirgemek, hastanelerdeki yoğunluğu, hastanelik vakalarını indirgemek ve virüse karşı da aşı bu şekilde işe yarıyor. Evet, eninde sonunda herkes enfekte olacak ama umuyoruz ki enfekte olsalar bile virüse karşı aşılar sayesinde hazırlıklı oluruz. Zamanla da ilaçların araştırması devam ettikçe ve ilaçların başarısı devam ettikçe, ciddi hastalarda kullanılabilecek tedavilerin seçenekleri artmış olacağını ümit ediyoruz. Bu da umarız pandeminin gidişatında olumlu bir etken olur" diye konuşuyor.
"Pandeminin sonunun nereye gideceğini hiç bilemiyoruz"
Herkesin Omicron ile enfekte olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Esin Şenol, şunları söylüyor:
Korunmak mümkün. Mesela ben aşılı olduğumu unutarak korunuyorum. Yani aşılı değilmişim gibi sanki salgının ilk günlerindeymişim gibi korunuyorum. Ama aşılı olmak beni zihinsel olarak tabi ki rahatlatıyor. Hala kırılgan insanların yanına büyük bir özgüvenle girmiyorum. Hala ağzım burnum hafifçe karıncalarınsa, gidip test yaptırıyorum. Yani başkalarına bulaştırma sorumluluğundan kurtulmaya çalışıyorum.
Çünkü biliyorum ki mevcut aşılar beni mutlak neredeyse mutlak bu hastalık nedeniyle ölmekten koruyacak ama genede bana bulaşmasına razı değilim. Çünkü ben başkaları için taşıyıcı olabilirim. Pandeminin sonunun nereye gideceğini hiç bilemiyoruz. Bazı ülkeler tedbirleri kaldırıyor olsa da bu bir deneme, bu denemenin nasıl sonuçlanacağını göreceğiz. Ama ülkeler değişik stratejiler benimsiyor. Bazı ülkeler, 'Ben ölümü ve hastaneye yatışı azaltmak yetineceğim, vakalarla ilgilenmiyorum' diyor. Bazı ülkeler ise ,vakaları azaltmakla da ilgileniyor. Az sayıda ülke tabi ki, dolayısıyla biraz bölgesel ve biraz ülkeden ülkeye değişen bir salgın yükü bir salgın hasarı izleyeceğiz.
© The Independentturkish