Hürriyet yazarı: Bir video ile işinden mi oldu?

"Okuldaki üstlerim, müdür ve müdür yardımcısı bana videoyu silmemi söyledi"

Fotoğraf: TikTok

Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş, öğrencisine, annesi ile birlikte doğum günü sürprizi hazırlayan Dilara Kuş isimli öğretmenin, çekilen videoyu silmediği için işten çıkarıldığını yazdı.

Soybaş, bugünkü köşe yazısında sosyal medyada milyonlarca kez izlenen videonun silinmemesi dolayısıyla Kuş’un görevine son verildiği iddialarını yazdı:

Geçen ay bir video elden ele dolaştı. ‘Tık’lanma rekorları kırdı. O videoda 6 yaşındaki İbrahim’e annesi ve öğretmeni Dilara tarafından pastalı bir doğum günü sürprizi yapılıyor, İbrahim’in ise bu sürpriz karşısında mahcup duruşu, minnetle el öpüşü yürekleri titretiyordu. Videonun viral olması ile 23 yaşındaki Dilara Öğretmen de bir anda tanındı. Ancak video ile başlayan popülaritesi işine mal oldu. İddia şu ki okul yönetimi genç öğretmenden videoyu silmesini istedi, o silmedi. Sonrasında da ‘Atama’ bahane edilerek işten çıkarıldı.

"2 yıldır 2 bin 500 lira ile öğretmenlik yapıyorum"

Soybaş, yazısında öğretmen Kuş’un şu ifadelerine yer verdi:

İşten çıkartıldığım doğru. İşsiz kaldığım tarafıma son dakika -ayın birinde, telefonla arayarak- haber verildi, bu da doğru. Oysa e-devlet üzerinden baktığımda 31 Ocak’ta okul ile ilişiğim kesilmiş. Yani beni işten çıkarıp bana sonra haber vermişler. İşten çıkarılma sebebim ise başka bir öğretmenin çalıştığım okula atanması. 2 yıldır, 2 bin 500 lira maaş ile ücretli öğretmenlik yapıyorum. Ücretli öğretmenin kaderi budur, birinin ataması yapılır, birinin ilişiği kesilir. Buraya kadar sorun yok. Ancak biz okulda 3 ücretli öğretmendik. Diğer arkadaşlarımızı arayıp, ‘Devam edecek misiniz?’ diye sorulması, bana ise hiçbir şey sorulmaması, fikrimin dahi alınmaması beni çok kırdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Neden ben?"

Hürriyet yazarı, şöyle devam etti:

Burada araya giriyorum, ‘Madem bir atama yapılmış, sen gitmesen o zaman diğer 2 öğretmenden biri gidecekti’ diyorum. ‘Doğru’ diyor ve ama ile bağlayıp şöyle devam ediyor: “Neden ben? Niye? Neye göre? Sadece soruyorum... Bu durum bana neden son dakika haber verildi? Sorgulamak en doğal hakkım. Video 9 Ocak’ta yayınlandı, akabinde de viral oldu. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de izni ile videonun haberleri yapıldı, canlı yayınlara çıktım. Video benim kontrolüm dışında bu kadar çok yayıldıktan sonra okuldaki üstlerim, müdür ve müdür yardımcısı bana videoyu silmemi söyledi. Ben de silmeyeceğimi söyledim çünkü videoda kötü bir şey yok. Siyasi bir içerik değil. Sayfa benim kişisel sayfam. Ayrıca İbrahim’in videosu ile unuttuğumuz ‘minnet’ başta birçok duyguyu hatırladık. Bu olaydan hemen 20 gün sonra iş akdimin, ‘Atama yapıldı’ denilerek feshedilmesini sorgulamak benim hakkım. Yapılan bir haksızlık varsa ortaya çıksın istedim. Susmak istemedim. Bak ne okul adı verdim ne müdür ne de öğretmen adı. Kimseyi kötülediğim, ekmeğinden ettiğim, linç ettirdiğim yok ama bana yapılanın da haksızlık olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bunu sorgulasın istedim.”

"Paylaşımımı kötüye kullanmak isteyenler oldu"

Tüm bunlar yaşanırken İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden de açıklama geldi. Açıklamada “31 Ocak 2022 Pazartesi günü sözleşmeli öğretmen olarak ataması yapılan 15 bin öğretmenin 7 bin 500’i İstanbul’a atanmıştır. ‘Ek Ders Karşılığı Görevlendirme’ kapsamında görev yapan okul öncesi öğretmenimizin (Dilara Kuş) birinci dönem çalıştığı ilçede ihtiyaç duyulan başka bir okulda görevlendirmesi planlanmıştır” denildi. Dilara Öğretmen de Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün kendisini aradığını, başka bir okulda görevlendirmek istediklerini doğruluyor ve “Benim bu paylaşımımı kötüye kullanmak isteyenler oldu. Devletimin karşısındayım falan sandılar herhalde. Asla. Hem Milli Eğitim hem de bazı özel okullardan teklif geldi. ‘Hemen başlayın hocam’ dediler. Kabul etmedim” diyor.,

"Meslek yaşantım kimsenin iki dudağı arasında olmamalı"

Peki, neden kabul etmedi? Diyor ki: “Çocuklarımdan bir anda koparıldığım için çok üzgünüm. Olayın şokunu hâlâ atlatabilmiş değilim. Bu olay beni silkeledi, kendime getirdi. Meslek yaşantım kimsenin iki dudağı arasında olmamalı. Bir yaprak gibi oradan oraya savrulmamak için, sınavı kazanıp 657’ye tabi bir öğretmen olarak görevimi en doğru şekilde devam ettirmeye çalışacağım. Atanmak istiyorum. Benim bu mevzuyu gündeme getirmemin bir nedeni de sözleşmeli-kadrolu öğretmenlik diye iki farklı kavram olması. Öğretmenlik gönül işidir. Ücretliyiz diye biz öğretmen değil miyiz? Biz 16 yıl okumadık mı? Dirsek çürütmedik mi? O eğitim fakültesinden çıkmadık mı? Öğretmen öğretmendir. Tüm öğretmenler aynı haklara sahip olmalı.”

 

Hürriyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU