Muğla'nın orman köylüleri yazın aleve, kışın şirkete karşı mücadele ediyor: Kızılçam ormanına çimento fabrikası inadı

Uzun süredir ormanın içine çimento fabrikası yapmak isteyen şirket en sonunda ruhsat aldı. İlk ÇED raporunu mahkemede iptal ettiren köylüler hukuk mücadelesine devam ediyor

Menteşe'deki ormana 7 bin 657 dönümlük çimento tesisi yapılmak isteniyor / Fotoğraf: AA (Arşiv)

Geçen yaz mevsiminde ormanlarının bir kısmı yanan Muğla'da yine doğa savunması var ama köylüler şimdi ateşe karşı değil özel bir şirkete ve belediyeye karşı direniyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kızılçam ormanlarıyla bilinen Menteşe ilçesine bağlı Bayır Mahallesi'nde yapılmak istenen dev çimento fabrikası, uzun yılların ardından ruhsat alabildi. Ama bu durum köylüleri ve çevrecileri tedirgin ediyor.  

Buraya bir çimento fabrikası yapılması fikri ilk olarak 1993'te gündeme geldi. Ancak o dönem bu fabrika bölge halkının karşı çıkması nedeniyle yapılamadı.

Dava sürerken şirket isim değiştirerek yeni bir ÇED raporu aldı

Dosya 2006'da tekrar açıldı. 

Özel bir şirket, bölgeye bir çimento fabrikası yapmak için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu aldı. Ama şirket, rapordan 1 yıl önce bölgede arazi satın almaya başlamıştı.

2006'da bölgeye çimento fabrikası yapılmasını sağlayacak ÇED raporu hazırlandıktan sonra köylüler bu raporun iptali için mahkemeye başvurdu. 

Dava sürecinde bilirkişiler, söz konusu raporda birçok eksik olduğunu saptamıştı. Bilirkişilere göre iklim analizi yapılmamış, fabrikanın hava kirliliğine, trafik yükünün ise çevreye etkisi değerlendirilmemişti. 

Muğla 1. İdare Mahkemesi köylülerin istemini haklı buldu ve ÇED raporunu iptal etti. Danıştay da bu kararı 2016 onadı.

Henüz dava devam ederken ilk ÇED raporunu alan şirket isim değiştirmiş ve 2010 yılında yeni bir ÇED raporu hazırlatmıştı.

Projeden en çok etkilenecek olan Deştin Köyü sakinleri, 2. ÇED sürecine katılmalarının engellendiğini belirtiyor.

 

IMG_20220107_135247_1-1536x715.jpeg
Bölgede yaşayanlar projenin yapılmaması için Menteşe Belediyesi'ne çok sayıda dilekçe verdi / Fotoğraf: Muğla Yenigün 

 

Hukuki süreç sürerken belediyeden ruhsat alındı

Konuyla ilgili hukuki süreç devam ederken, süreç içinde ismini değiştirerek ikinci ÇED raporunu hazırlayan şirket Menteşe Belediyesi'nden çimento fabrikası için ruhsat aldı. 

Türkiye'de orman mühendisliği denildiğinde akıllara gelen ilk profesörlerden biri olan Doğan Kantarcı, ikinci ÇED raporunu analiz ederek mahkemeye sunulmak üzere bir uzman görüşü hazırladı. 

Rapordaki jeoloji haritası başka bir bölgeyi gösteriyor

Kantarcı'nın raporunda, ÇED Raporunda verilen jeoloji haritasının, Bayır çimento fabrikası ve ham madde ocaklarını değil, Dalaman'ın kuzeydoğusundaki bir yeri gösterdiğini, bu haritanın ÇED raporu yapılan yer ile ilgili olmadığını belirtti.

Burası seyrek değil yeterli sıklıkta bir kızılçam ormanı

Açık ocak işletmesi için izin istenen alan 7 bin 657 dönüm olduğuna dikkati çeken Kantarcı, buranın bozuk ve seyrek bir orman değil, yeterli sıklıkta bir kızılçam ormanı olduğuna vurgu yaptı.

Raporda ayrıca şu ifadeler yer aldı:

"Açık ocak işletmesi yapılmak istenen kızılçam ormanı, Yatağan Barajı, Kazan Göleti ve Bayır Barajı su yüzeylerinden ve bu barajlardan sulanan tarım alanlarından buharlaşan suyun oluşturduğu nemli havanın etkisinde bulunmaktadır. Güneybatıdan esen rüzgârlar su ve toprak yüzeylerinden buharlaşan nemi buradaki kızılçam ormanlarına taşımaktadır. Çam balını üreten kabuklu koşnil de ancak nemli ortamlarda yaşayabilmektedir. Çam balı üretimi bölge halkının çok önemli, vazgeçilmez beslenme ve geçim kaynağıdır. Bu sebeple 'Öncelikli ve üstün kamu yararı' kapsamındadır. Dolayısı ile buradaki ormanlar odun ham maddesi ile su üretiminin yanında çam balı üretimi bakımından da çok değerli olup, tahrip edilemezler."

"Açılacak taş ocaklarında kireç taşının gevşetilmesi için yapılacak patlatmalar kayada binlerce yıldan beri oluşmuş su sızıntı yollarının kapanmasına, yeraltı suyunun başka yere kaçmasına sebep olur. Bunun en belirgin örneği Yeniköy Termik Santralı İkizköy kömür ocağındaki patlatmaların Su çıkan deresi ve karst kaynaklarındaki olumsuz etkilerinde görülmüştür."

 

060820210225406140024.jpeg
Menteşe, 2021'deki orman yangınlarından etkilenen bir bölge / Fotoğraf: AA

 

Rapor iptali mahkemenin önünde

Köylülerin avukatları, 2. ÇED raporunun iptal edilmesi için idare mahkemesine dava açtı. 

Konuyla ilgili Menteşe Kent Konseyi, MUÇEP Menteşe Meclisi ve Deştin Çevre Platformu ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, proje alanı tarım alanlarına ve yetişmiş zeytinliklere fazlasıyla yakın olduğu belirtilerek, bu durumun Zeytincilik Kanunu'nun 20. Maddesine kesin aykırılık oluşturmaktadır. 

Son yıllarda Muğla'ya yönelik bu ve benzer nitelikli büyük ölçekli kirletici faaliyetlerin arttığının savunulduğu açıklamada, "2021 yılı yazında yaygın olarak yaşadığımız yangın felaketleri, kent ve doğal yaşam alanları üzerinde ciddi bir tahribat yaratmıştır.  Bu nedenle önümüzdeki dönemde, ilimiz sınırları içerisinde gerçekleştirilecek bu yöndeki faaliyetlerin tamamı bakımından, yangınlarla yaşanan tahribat göz önünde bulundurularak işlem yapılması zorunludur. Bu sebeple kurulması planlanan Entegre Çimento Fabrikasının çevre ve canlı yaşamı yönünden yaratacağı sıkıntıları tekrar hatırlatıyor, Belediyeler Kanunu'nu 76 ve Anayasanın 56 maddelerinde tanımlanan görev gereği sürecin takipçisi olacağımızı duyuruyoruz" denildi. 

Muğla Tabip Odası da endişeli

Muğla Tabip Odası ise çimento fabrikasının halk sağlığı üzerinde olumsuz etkiler bırakacağı görülünde. Tabip Odası'ndan yapılan açıklamada çimento üretiminin en kirletici sanayi sektörleri arasında yer aldığı hatırlatılarak, "Hava kirliliğine etkileri, tarım alanlarına etkileri, halk sağlığı ve çevreye etkileri yönünden olmak üzere içerdiği tehlike ve riskler çok yönlü ele alınmalıdır. Oluşturdukları fiziksel kirliliğin yanı sıra çevreye salacakları zehirli baca gazları ve partiküllerin doğrudan insan sağlığına olan olumsuz etkileri, tarım arazilerine- yeraltı sularına olan zararlı etkileri düşünüldüğünde bu tesislerin geri dönüşü olmayan ciddi sağlık sorunlarına yol açtıkları daha belirgin anlaşılacaktır" ifadeleri yer aldı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU