Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen ‘Dijital Türkiye Konferansı’na katıldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Dijitalleşme, küresel ekonomik büyümeyi sağlayan en önemli faktör haline geldi” diyen Koç, “Dijitalleşme rekabetin oyun sahasını da genişletiyor; fikirleri hayata geçirirken ilk günden itibaren küresel düşünmek gerekiyor. Bu değişimin hızına ayak uyduramayan şirketler ve profesyoneller için parlak bir gelecek yok. Dijital dönüşümü kolaylaştıracak imkânları sağlayamayan ülkeleri de farklı bir akıbet beklemiyor” ifadelerini kullandı.
“Ülke olarak geleceğe hazır olmamız gerekiyor” uyarısı yapan Koç, şunları söyledi:
Geçmişteki kritik dönüşümleri kaçıranlar, bu süreçte daha düşük maliyetlerle hızla yol alıp fark yaratabileceklerini gördüler.Dijital dönüşümün Türkiye’nin de dâhil olduğu gelişmekte olan ülkeleri ilgilendiren en somut yansımalarını ise sanayi 4.0 dinamiğinde görüyoruz. Batı’nın dijital teknolojilerle verimlilik artışı sağlayıp sanayi üretimini geri çağırdığı bu süreçte, sadece iş gücü maliyeti avantajıyla katma değeri yüksek yatırımları çekmek artık mümkün değil
Yeşil ve dijital dönüşümü birbirini tetikleyecek ve hızlandıracak iki ana akım olarak görmeliyiz. Ülkemizin bu önemli dönüşümlerle şekillenen geleceğe ilerlerken atması gereken adımlar bellidir. Kamu idaremizin iş örgütlerimizle ve diğer paydaşlarla da istişare ederek içini doldurduğu strateji belgelerinde çok kıymetli tespit ve hedefler bulunuyor. Bunları gerçekleştirmek için en temel ihtiyacımızın nitelikli insan kaynağı olduğu kanaatindeyim.
"Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda saklı olduğunu düşünüyorum"
“Kamu idaremizin iş örgütlerimizle ve diğer paydaşlarla da istişare ederek içini doldurduğu strateji belgelerinde çok kıymetli tespit ve hedefler bulunuyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için en temel ihtiyacımızın nitelikli insan kaynağı olduğu kanaatindeyim” diyen Koç beyin göçüne dikkat çekti:
Sözlerime son verirken bilhassa vurgulamak isterim ki, ülkemizin kısıtlı imkânlarıyla yetiştirdiği pırıl pırıl gençlerimizin giderek artan bir şekilde kazanımlarını ülkemize aktarmak yerine istikballerini yurt dışında arama gayretine düştüklerini görmek beni hem fevkalâde üzüyor, hem de had safhada endişelendiriyor. Bu noktada, Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Bütün ümidim gençliktedir’ sözünü aklımızdan çıkarmadan gençlerimizi anlamak ve kendileri açısından hiç de kolay olmayan bu yolu neden tercih ettikleri üzerinde etraflıca düşünmek gerekiyor. Kuşkusuz farklı sebepler var. Ben bunların hepsinin çözümünün Ulu Önder Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda saklı olduğunu düşünüyorum.
Independent Türkçe