Yargıtay Başkanı'ndan "idam cezası" yorumu: AB ile oluşturmaya çalıştığımız birlik süreci gözetildiğinde bunun pek mümkün olmadığı gözüküyor

Yargıtay Başkanı Akarca, "Yargıtay üyelerinin 12 yıllık görev süresi sınırı kaldırılmalıdır" dedi

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtayda düzenlenen 2021 yılı değerlendirme toplantısında konuşma yaptı / Fotoğraf: AA

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, temyiz incelemesinin uzmanlık gerektiren bir konu olduğunu ancak bilgi birikimine ve deneyime bağlı yürütülebileceğini belirterek, bu nedenle Yargıtay üyelerinin 12 yıllık görev süresi sınırının kaldırılması gerektiğini söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yargıtayda düzenlenen 2021 yılı değerlendirme toplantısında konuşan Akarca, daha önce 6 farklı binada hizmet veren Yargıtayın yeni hizmet binasının, 1 Eylül 2021'de açıldığını hatırlattı.

Yeni binanın teknik ve fiziki imkanlarını anlatan Akarca, binanın açılışı öncesinde 24 daireli Yargıtay hedefine ulaşıldığını, aynı işlere bakan dairelerin birleştirilmesiyle de içtihat farklılıklarının ortadan kaldırıldığını kaydetti.

"200 üyeli Yargıtay sürecine doğru da gidiyoruz" diyen Akarca, Yargıtay üye sayısının da düşürülmeye çalışıldığını, şu an görevde bulunan üye sayısının 367 olduğunu bildirdi.

Akarca, içtihatların tutarlılığının güçlendirilmesi, hukukun herkese eşit şekilde uygulanması ve isabetli karar oranlarının artırılmasının Yargıtayın temel işlevleri arasında olduğunu vurguladı.

Yargıtayın uzman daireleri ile bölge adliye mahkemesi ve ilk derece mahkemesi hakimlerini geçen yıl içinde bir araya getirerek güncel içtihatların tartışıldığı bölgesel içtihat forumlarını düzenlemeye başladıklarını belirten Akarca, bu yıl da Ankara, İstanbul ve Antalya başta olmak üzere bölge adliye mahkemelerinin kurulduğu illerde bölgesel içtihat forumları düzenleneceğini kaydetti.

Akarca, böylece ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarının Yargıtay kararları ile uyumlaştırılmasını sağlamayı amaçladıklarını söyledi.

Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesi gereği 2015'ten itibaren tüm kararları kamunun erişimine ve denetimine açtıklarını anlatan Akarca, 6 milyonu aşkın karar arasından halkın ve hukukçuların güncel ve yol gösterici değeri yüksek kararları tespit etmesinde zorluklar yaşandığını dile getirdi. Akarca, "Bu nedenle, yapay zeka tabanlı yeni bir sistem üzerinden emsal ve güncel kararların yaygınlaştırılmasını kolaylaştırarak adli kaliteyi yükseltmeye çalışıyoruz. Bunun ihale süreci de tamamlanmak üzere" dedi.

Gerekçeli Karar Yazım Rehberi hazırlanıyor

Yargı alanında 2021'de üzerinde durulan reform konularından birisinin de gerekçeli kararlar olduğunu kaydeden Akarca, düzenlenen iki uluslararası sempozyumun ardından "Yargıtay Kararları Yazım Rehberi"ni geliştirmek üzere hukuk ve ceza alanlarında iki ayrı komisyon oluşturduklarını bildirdi.

Mehmet Akarca, "Geliştirilen ön taslaklar hakkında kurum içinde ilk görüşleri aldık ve aralık ayı içerisinde tüm daire başkanlarımızın da katıldığı iki günlük bir çalıştayda rehber taslağını değerlendirdik. Bu yılın ilk yarısına kadar Gerekçeli Karar Yazım Rehberi'ni tamamlamayı planlıyoruz" bilgisini verdi.

"Yargıtay için yeni bir hukuki çerçeve oluşturma zamanı gelmiştir"

Yargıtay üyelerinin görev sürelerinin 2016'da yapılan düzenlemeyle 12 yıl ile sınırlandırıldığını, bunun kaldırılması gerektiğini söyleyen Akarca, "Temyiz incelemesi, uzmanlık gerektiren bir konu olup ancak bilgi birikimine ve deneyime bağlı olarak yürütülebilir. Bu bakımdan 12 yıllık görev süresi sınırı kaldırılmalıdır" şeklinde konuştu.

"Yargıtay için yeni bir hukuki çerçeve oluşturma zamanı gelmiştir" diyen Akarca, Yargıtay Kanunu'nda son yıllarda yapılan değişikliklerle kanun sistematiğinin bozulduğunu ve daha modern bir hukuki çerçeve geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

Yüksek mahkemelere ilişkin hukuki çerçevenin genel olması gerektiğini vurgulayan Mehmet Akarca, "İç işleyişe ilişkin düzenlemelerin ise mahkemenin organları tarafından iç tüzükle belirlenmesi, yargı bağımsızlığına ve modern eğilimlere uygun olacaktır" diye konuştu.

Ceza dosyalarında birikmiş iş yükü yarı oranında azaldı

Ceza ve hukuk dairelerindeki iş yüküne ilişkin de bilgi veren Başkan Akarca, dosyaların görülme süresinin 2021'de düştüğünü, geçen yıl 362 binden fazla dosyada karar çıktığını ifade etti.

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, şöyle devam etti:

Ceza dairelerinin ortalama görülme süresi 2020'de 424 gün iken 2021'de bu 341 güne inmiştir. Hukuk daireleri bakımından 2020'de 459 olan gün süresi, 2021'de 164 güne düşmüştür. Bu süreler ortalama olup dairelere veya dosyaların niteliğine göre farklılık göstermektedir. 2020 yılı sonunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımızda devreden dosya sayısı 203 bin 632 iken 2021 yılı sonunda 97 bin olmuştur. Ceza dosyalarında birikmiş iş yükü yarı oranında azalmıştır. 2021 yılında hukuk daireleri tarafından 148 bin 990, ceza daireleri tarafından 213 bin 442 olmak üzere toplamda 362 bin 432 karar verilmiştir

23 bin hakim savcıdan 5'inin kıdemi 5 yıldan az

Başkan Mehmet Akarca, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir soruya karşılık, yargının en büyük sorununun, kaliteli hukukçuların yetiştirilmesi gerekliliği olduğunu dile getiren Akarca, geçmişte Fetullahçı Terör Örgütü'nün Türk yargısına zarar verdiğini, hukuku silah gibi kullandığını söyledi.

Akarca, görevdeki 23 bin hakim savcıdan 5'inin kıdeminin 5 yıldan az olduğunu, yapılan reformlardan beklenen sonucun henüz alınmadığını kaydetti.

Adalet algısında sosyal medyanın kötüye kullanılmasının etkisinin bulunduğuna dikkati çeken Akarca, basında yer alan bazı haberlerin de bilgi sahibi olmadan yapıldığına, bunun vahim sonuçlar doğurabildiğine işaret etti.

yargitay.jpg
Yargıtay'da düzenlenen 2021 yılı değerlendirme toplantısında, Yargıtay üyelerinin 12 yılık görev süresi sınırının kaldırılması istendi / Fotoğraf: AA

 

Akarca, Yargıtay olarak toplumdaki yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için çalışmalar yapıldığını vurguladı.

Üniversite sınavında daha önce 180 binlik dilime girenlerin hukuk fakültelerine girebildiğini, bunun zamanla 110 bine düşürüldüğünü kaydeden Akarca, "İlerleyen süreçte bunun önce 80 bine, daha sonra da tıp fakülteleri gibi belki 50 bine indirilmesinin uygun olacağını düşünüyorum" dedi.

"İdam, ülkelerin siyasi tercihi"

Yargıtay Başkanı Akarca, kadın cinayetlerine ilişkin soru üzerine, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde kadın cinayeti sayılarının binde 8, Türkiye'de ise binde 3,8 olduğunu belirterek, "sadece Türkiye'de kadın cinayetleri işleniyormuş" gibi bir algı yaratılmasının yanlış olduğunu söyledi.

Cinayet davalarının kısa sürede bitirilecek davalar olduğunu belirten Akarca, "Yargıtaydaki bu iş yükünü azaltabilirsek bu tür davaların, hiç istinafa götürmeden atlamalı temyiz gibi doğrudan buraya getirilmesi öngörülebilir" dedi.

Başkan Akarca, bazı suçlar için idamın geri gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine bunun ülkelerin siyasi tercihi olduğunu ifade ederek, "Yasama organı, hükümet, devlet, toplum eğer talep ederse Anayasa'da yapılacak değişikliklerle gündeme gelebilir ama Avrupa Birliği bünyesinde, Avrupa Birliği ile oluşturmaya çalıştığımız bu birlik süreci gözetildiğinde bunun pek mümkün olmadığı gözüküyor" diye konuştu.

Yargıtay Başkanı Akarca, bir başka soru üzerine, "yargı mensuplarının belli grup ve cemaatlere mensubiyetlerine" ilişkin haberleri doğru bulmadığını dile getirerek, hakim savcıların hukuki kararlarıyla konuşulması gerektiğini ifade etti.

AİHM kararlarının uygulanması

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanıp uygulanmaması konusundaki soru üzerine Akarca, AİHM'in yargı yetkisinin Türkiye tarafından yasal anlamda kabul edildiğini anımsattı.

Mehmet Akarca, şunları kaydetti:

AİHM'in verdiği her karar doğrudur, bunu tartışacak halimiz yok. Bu, aynı şekilde Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi için de geçerli. Sonuçta bir karar veriyorlar, bu karar doğru olsun veya olmasın. O kararın uygulama mercilerinin bunu hukuki çerçevede değerlendirip ona göre sonuçlandırması gerekiyor. Bunun ötesinde bir şey söyleme imkanımız yok. Bu, ister Yargıtay için olsun, ister Anayasa Mahkemesi için, ister AİHM için olsun, verdikleri her kararı kutsayacak değiliz, her kararı da doğrudur, benimsiyoruz anlamına gelmesin ama bunun muhatapları olan mahkeme Yargıtay ise bunu Yargıtay yerine getirir. Yerel mahkeme ise yerel mahkemelerin takdirinde olan bir konuya da biz müdahale etmeyiz, bizim önümüze gelinceye kadar. Hele yargılaması devam eden dosyalar hakkında asla böyle bir tartışmanın içerisine girmeyiz

HDP hakkındaki kapatma davası

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin de HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde açılan davada ek iddianame hazırlanıp hazırlanmayacağına ilişkin soru üzerine, "Parti, bulunduğu yerden farklı bir yerde değil, aynı sözleri ve eylemleri devam ediyor" dedi.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU