Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) PM Üyesi, eski milletvekili Eren Erdem, Twitter hesabından 3 Ocak 2021 Pazartesi günü dikkat çeken paylaşımlarda bulundu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına açık desteğini açıklayan Erdem, "Adalet için, hukuk için, hak için Kemal Kılıçdaroğlu, herkes için mücadele ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu, devleti normalleştirecek; adalet için can pahasına mücadele edecek kişidir. Başka aday aramaya gerek yoktur" dedi.
Ancak Erdem'in asıl dikkat çeken paylaşımı bundan sonra geldi ve şöyle dedi:
Hayırdır? Bu tweetleri beğenmediniz mi? Tüm CHP örgütleri bunu paylaşmalı! Eğer CHP'nin bir Cumhurbaşkanı adayı varsa, o Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Kemal bey, bizleri "danışmanların kuyruğuna takmaz…" Devlet adamıdır, terbiye sahibidir. Toparlar, çözer. NOKTA!"
Hayırdır? Bu tweetleri beğenmediniz mi?
— Eren Erdem (@erenerdemnet) January 2, 2022
Tüm CHP örgütleri bunu paylaşmalı!
Eğer CHP'nin bir Cumhurbaşkanı adayı varsa, o Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Kemal bey, bizleri "danışmanların kuyruğuna takmaz…" Devlet adamıdır, terbiye sahibidir. Toparlar, çözer. NOKTA!
Mesajlar tartışma yarattı
Erdem'in sitemkar görünen bu tweetine gelen yorumların ardından attığı son mesajında ise "Danışmanların kuyruğu olmaz" sözleriyle kimi kastettiğini şöyle açıkladı:
Türkiye, Erdoğan ve danışmanları tarafından yönetiliyor. Bakanların iradesi yok. Türkiye, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçecek, yönetim halkın elinde olacak. Emin olun, her şey muhteşem olacak…
Ancak Erdem'in bu mesajlarına yorum yapan ve CHP taraftarı olduklarını öne süren bazı kişiler ise İmamoğlu ve Yavaş'ın adaylığını destekleyen ifadelerde bulundular.
Peki Erdem'in söz konusu mesajları paylaşmasından amacı neydi? Bir yerlere veya birilerine mesaj mı vermek istiyor? Bütün bu soruları bizzat kendisine sorduk.
"Kimsenin adaylığını açıklamadığı ortamda kimseyi hedef almam ki?"
Açıklamanızda birini mi hedef alıyorsunuz?
Hayır. Sayın Genel Başkan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı doğrultusunda bir görüş beyan ediyorum. Ortada şu an adaylık açıklayan kimse yok. Ancak Kemal Bey adaylık noktasında ciddi bir şekilde dil geliştirdi. Ben de örgütün bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa şimdi 'ben adayım' diyen biri olsaydı onu hedef alırdım zaten. Yani ortada böyle biri yok. Şimdi kimsenin adaylığını açıklamadığı bir ortamda kimseyi hedef alamam ki.
"Örgütler, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını desteklemiyor diye bir şey yok"
CHP örgütlerine çağrıda bulunuyorsunuz. Örgütlerin, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını yeterli düzeyde desteklemediğini mi düşünüyorsunuz?
Destekliyor tabii ki ama Kemal Bey açıktan söylemediği için orada şimdi tabii böyle bir sakin, durgun bir hava var. Kemal Bey, henüz adaylığını ilan etmedi. Ancak ben örgütlerin bu konuda baskı yapması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa örgütler desteklemiyor diye bir şey yok. Tam tersine adaylaşması hususunda bir baskı oluşturmak gerektiği kanaatindeyim.
"Bir erken seçim olabilir"
Kılıçdaroğlu dışında İmamoğlu ve Yavaş gibi güçlü isimlerin adının da cumhurbaşkanı adayı olarak anılması CHP örgütlerinde ve tabanında kimi destekleyeceği konusunda kafa karışıklığına mı neden oluyor?
Hayır tam tersine örgütten kastımız parti profesyonel anlamda yöneticileriyse il, ilçe yöneticileri herkes genel başkanın aday olmasını ister. Benim buradaki esas niyetim şu. Türkiye bir seçime gidiyor. Bir erken seçim olabilir. Şahsiyetler yarışırsa; bu doğru zemin olmaz. Yapmamız gereken Tayyip Erdoğan'ın temsil ettiği sistem ile bizim o sistemin yarattığı ağır tahribatları ortadan kaldırıp Türkiye'yi normalleştirecek sistem önermemizi yarıştırmamız gerekiyor. Yani aslında bizim bu seçimi bir anayasal referanduma dönüştürmemiz gerekiyor. Bunun için de bir an önce aday tartışmasının bitmesi gerekiyor.
"Örgütler baskı yapsın, liderini adaylaştırsın"
Yani Kılıçdaroğlu'nun adaylığının bir an önce ilan edilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
Şimdi Sayın Akşener aday olmadığını ifade etti. 'İttifak sistemi kabul ederse ben aday olurum' diyen bir aktör var sadece. O da Kılıçdaroğlu. Yani bunu bir basınca dönüştürüp Kemal Bey'in adaylığında bu işi birleştirelim. Aday tartışmasını kapatalım bir an önce. Ve ne yapacağımızı anlatmaya başlayalım. Bundan dolayı da kendimce bir çağrı yaptım. Örgütler baskı yapsın, liderini adaylaştırsınlar.
"Bir an önce aday tartışmasının sona ermesi sistem tartışmasına geçmemiz lazım"
Peki aday şimdiden belirlenmese ne olur? Adayın yıpranmaması için geç açıklanması gerektiğini savunanlar da var
Adayın kendisinden ziyade aday kim olursa olsun halihazırda ne yapacağına dair topluma mesaj vermek için bütün ittifak partileriyle kapı kapı dolaşıp bunu anlatmamız gerekir. Aksi takdirde ne yapacağımızı anlatamadan seçime gireceğiz. O mu aday olacak bu mu tartışmasından bir an önce çıkmazsak seçim hattına girdiğimizde vatandaşa ne anlatacağız. Bu çok tehlikeli bir ortamdır. Ben bu tehlikeyi öngördüğüm için bir an önce ittifakın netleşmesi, ittifakın kafasının netleşmesi ve adaylık meselesinde örgütlerimizin Kemal Bey'e daha fazla baskı uygulaması tabiri caizse ve bir an önce aday tartışmasının sona ermesi ve sistem tartışmasına geçmemiz lazım. Hala 'Kemal Bey mi olacak, Akşener mi olacak Ali Babacan mı olacak' tartışmasını sürdürürsek buradan nasıl bir hükümet programı çıkaracağız.
"Bütün belediye başkanları, milletvekilleri ve yöneticiler genel başkanın adaylık iddiasını koşulsuz desteklemekle yükümlüdür"
İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın "Bizim cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu'dur" diye bir beyanda bulunması gerektiğini düşünüyor musunuz?
CHP'nin lideri "Eğer ittifak sistemi kabul ederse ben adayım. Dediği an itibariyle yani zaten CHP kamuoyunu arkasına alarak bunu söylemeli yani. Partinin kurultayı Kemal Bey'e niye yetki verir iki seneliğine? Yürütmenin başına iddia koysun diye. Şimdi bu oramda partinin milletvekili, belediye başkanları, parti meclis üyeleri şekilsiz, şartsız, koşulsuz parti genel başkanının iddiasını desteklemelidir. Yükümlüdür zaten. Tüzüğü, programı gereği herkes hükümlüdür. Benim attığım tweetler aynı zamanda siyasi yükümlülükten de doğan bir durumdur. Şimdi konu ittifak masasına kalmışken parti içinden bahis bile etmek doğru değil. Yani topyekûn tüm kadrolarımızın bu düzeyde yüksek perdeden iddia koymuş genel başkanı açıktan yanında olduğumuzu söylemek elbette doğrudur.
"İmamoğlu ve Yavaş'ın yakinen destek verdiklerini biliyorum"
İmamoğlu ve Yavaş'ın bugüne kadar bu konuda açıklama yapmamış olmalarını nasıl değerlendirmek lazım?
Sayın İmamoğlu'nun, Sayın Yavaş'ın, Kemal Bey'in adaylığına dair açıklama yapmamış olması hiçbir zaman destek vermedikleri anlamına gelmiyor. Ben yakinen destek verdiklerini biliyorum. Ve her zaman genel başkanlarıyla beraber olacaklarından eminim. Burada en ufak bir şüphem yok. Halk tam karşısında bu konuda bir takım işte yazarlar, çizerler, ilişkileri kaşımaya çalışıyorlar. Bunu çok gerçekçi bulmuyorum. Ben bizzat hadisenin tanığı olduğum için sistemin içinde olduğum için hem Ekrem başkanın, hem de Mansur Bey'in, Kemal Bey'in iddiasını her şart altında desteklediğini biliyorum. Bugün yüksek sesle söylenmiyorsa konjonktürdür, kişisel tercihtir. Yani acaba yüksek sesle söylersek İYİ Parti kırılır mı? diğer partiler kırılır mı gibi kaygılarla hareket ettikleri kanaatindeyim. Başka bir kanaatim yok zaten. Yani Kemal Bey'in adını bizim yüksek sesle söylememiz doğru zaman mı veya ittifak partileri içinde adaylık düşünen başkaları var mı diye düşündükleri kanaatindeyim.
"Geçiş süreci bir siyasi rejim değiştirme sürecidir"
Bu açıklamalarınızdan dolayı İmamoğlu veya Yavaş'ın adaylığını destekleyenlerden tepki aldınız mı?
Herkesin gönlünde bir aday vardır. Belediye başkanı arkadaşlarımızın bu şekilde yürütmenin başına iddia koymasını isteyen çok vatandaşımız olabilir. Bu mutluluk verici Türkiye'nin geleceği açısından. Türkiye'nin normalleştiği an itibariyle, yani geçiş sürecini tamamladıktan sonra, Türkiye'nin yönetimine iddia koyma potansiyeli olan çok fazla sayıda aktörümüzün olduğunu gösteriyor bize. Ancak şimdi bu bir geçiş süreci var, normal bir süreçte değiliz. Yani bir siyasi aktör çıkacak projeleri hayata geçirecek, kendisi bir siyasi özne olarak bir program tatbik edecek ve bunun üzerinden de hükümet edeceği bir dönemde değiliz. Türkiye normalleştikten sonra bizim belediye başkanlarımız ciddi birer ülke yönetimine talip aktör haline gelecekler. Ama bu geçiş sürecinde öncelikle devletin çökmüş taraflarının restore edilmesi lazım. İkincisi ciddi bir reform programına ihtiyaç var. Yani siz rejim değiştireceksiniz. Bu bir siyasi rejim değiştirme sürecidir.
"Parlamenter sistemde seçime gittiğimizde belediye başkanlarımızın iddia koymalarının önü açılacak"
Bu geçiş süreci nasıl bir dönem olacak?
Bu sürecin bir de şöyle bir dezavantajı var. Parti programınızı tatbik etmeyeceksiniz. İttifak protokolünü tatbik edeceksiniz. İttifak ortaklarınızla birlikte yani dostlarınızla birlikte siz devleti onaracaksınız. Bu bir onarım sürecidir. Aynı zamanda ekonominin iyileşmesi için dünyaya reform programı açıklayacaksınız. Türkiye'nin risklerini azaltmak için. Ondan sonra siz parlamenter sistemde seçime gittiğiniz zaman bu üst düzeydeki bizim onur duyduğumuz belediye başkanı arkadaşlarımızın yürütmenin başında parti programıyla iddia koymalarının önü açılacak. Yani bütün aktörlerin siyaset yapabileceği dönem açılacak. Bu ara dönem siyaset dönemi değil. Tabiri caizse bu bir hastayı iyileştirme, tedavi dönemi.
"Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı olursa CHP programını değil ortak protokolü uygulayacak"
Siz bu sürecin en iyi Kılıçdaroğlu tarafından yürütüleceğine mi inanıyorsunuz?
Meral Hanım, 'ben başbakan adayıyım' dedi. Geçiş sürecinin karakterini ortaya koymak için Temel Bey de 'Geçiş sürecinin cumhurbaşkanı bir sonraki dönemde yürütmenin başına talep açmamalı' dedi. Bunlar kritik ifadeler. Dolayısıyla şimdi ittifakın bir müşterek ruh hali var. Yani ittifakın bir sözde protokolü var zaten. Geçiş süreci tarif edildi zaten. Biz siyasetin en doruk noktada bir hükümet programına dönüşeceği bir seçime gitmiyoruz. Biz problemleri çözülecek, devletin problemlerimiz çözüleceği bir geçiş dönemine bir rejim değişikliği dönemine gidiyoruz. Ve burada da CHP'nin başındaki Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olursa CHP programını uygulamayacak zaten. Ne uygulayacak? Ortak protokol uygulayacak.
© The Independentturkish