Kadir Has Üniversitesi'nin "Türkiye'nin Eğilimleri Araştırması"nın 2021 yılı çalışması sonuçlandı.
2010 yılından bu yana her yıl gerçekleştirilen çalışmada, ülke sorunları ve siyasi, sosyal, ekonomik, güvenlik ve kültür konularında toplumun nabzı tutuluyor.
Koordinatörlüğünü Prof. Dr. Mustafa Aydın'ın üstlendiği araştırmayı Prof. Dr. Mitat Çelikpala, Prof. Dr. Erinç Yeldan, Prof. Dr. Murat Güvenç, Prof. Dr. Osman Z. Zaim, Prof. Dr. Banu Baybars Hawks, Dr. Öğr. Üyesi Kerem Yıldırım, Dr. Öğr. Üyesi Berkay Ayhan, Dr. Öğr. Üyesi M. Kerem Çoban ve Sezen Kaya yaptı.
Prof. Dr. Aydın, araştırmanın 23 Ekim-5 Kasım arasında yapıldığını kaydederek, enflasyonun son iki ayındaki baskının sonuçlarının araştırmaya yansımadığı söyledi.
26 ilin kent merkezinde yaşayan 1000 kişiyle yapılan araştırmada kendini "dindar", "siyasal İslamcı" ve "muhafazakar" olarak nitelendirenlerin oranının yüzde 36,5'e gerilediği aktarıldı.
Bu oran 2018 araştırmasında yüzde 44,4'tü. En yüksek oran ise yüzde 47,4 ile 2017'de tespit edilmişti. Kendisini Kemalist olarak ifade edenler ise 9 puanlık yükselişle 19,2'ye çıktı.
"Dindarlar da namaz kılmıyor"
Kendisine "Çok dindar" diyenlerin oranı ise yüzde 30 iken, "dindar" olarak tanımlayanların yüzde 41'i namaz kılmadığını söyledi. Dindarlar arasında tüm vakit namazlarını kılanların oranı yüzde 21'i.
Yaş arttıkça dindarlık düzeyinin arttığı da belirtildi. Düşük dindarlıkta 18-20 yaş arası daha yoğun. Araştırmaya göre gelir artıkça dindarlık düşerken CHP'liler kendisini "orta dindar" düzeyinde kabul ediyor.
Ekonomik kriz, koronavirüs salgınını üçüncü sıraya attı
Toplumun yüzde 55'i Türkiye demokratik sistemle yönetilmesinin önemli olduğunu düşünüyor.
"Parlamento ve seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmanın iyi bir şey olduğunu düşünenlerin" oranı ise yüzde 51. Geçen yıl bu oran yüzde 46'ydı.
Toplumda en önemli sorun yüzde 22,7 ile ekonomi görülüyor.
Ekonomik krizin koronavirüs salgınını üçüncü sıraya attığı görülürken, mülteciler "sorunu" ise yüzde 17,9 ile ikinci sırada yer aldı.
Farklı bölgeler ise farklı problemleri öne çıkarttı.
Bölgelerin sorunları farklı
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da "mülteciler", Marmara ve Ege'de "koronavirüs", İç Anadolu ve Akdeniz'de "ekonomi", Karadeniz'de ise terör en önemli sorun olarak görülüyor.
"Kendimi/ailemi geçindiremiyorum" diyenlerin oranı geçen yıla oranda yüzde 51,1'den yüzde 57,2'ye ve "Ekonomik olarak daha kötü durumdayım" diyenlerin oranı yüzde 51,8'den yüzde 55,4'e yükseldi.
Borçlarının seviyesinden endişe duyanların oranı yüzde 48,9'dan yüzde 45,8'e düşerken, gelirinin aylık tüketim harcamalarını karşılamaya yeterli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 33,4'ten yüzde 40'a çıktı.
Katılımcıların yüzde 5,4'ü "Aylık ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tasarruf yapma imkânı" olduğunu belirtti.
Türkiye'de yakın dönemde yaşanan ekonomik zorlukların temel nedenleri ise katılımcılarca şöyle sıralandı:
- Faizlerin yüksek olması
- Yüksek dış borçlanma
- Göçmen ve mülteciler
Katılımcıların büyük kısmı Türkiye'nin göçmen alımına son vermesi gerektiğini düşünürken, Türkiye'ye en büyük tehdidin sırasıyla IŞİD, FETÖ, El-Kaide ve PKK'dan geldiğini belirtiyor.
Yüzde 67 ise Türkiye'nin bölünme tehlikesi altında olmadığını da düşünüyor.
En çok polise güveniliyor
Kurumlara güven endeksinde güvenlik güçleri tepeye yükseldi.
Bütün kurumlara güvenin arttığının ortaya çıktığı araştırmada en çok güvenilen kurumların Emniyet, Jandarma ve TSK olduğu belirlendi. Medya ise muhalefet partilerinden daha güvenilir çıktı.
TBMM yüzde 57 ile dördüncü, Cumhurbaşkanlığı yüzde 56,9'la beşinci sırayı alırken, Türk Tabipleri Birliği bu yıl oranını yükselterek altıncı sıraya yerleşti.
Listenin devamındaki Milli İstihbarat Teşkilatı, Anayasa Mahkemesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye İstatistik Kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Barolara güven geçen yıla oranla az da olsa arttı.
"Yargı siyasallaştı" yargısı düştü
"Yargı siyasallaştı mı?" sorusuna yüzde 45'lik grup "evet" yanıtı verdi. 2015'te bu oran yüzde 65'ti.
En çok HDP tabanı "yargı siyasallaştı" derken bunu İYİ Parti ve CHP tabanı izledi. AK Parti ve MHP ise yüzde 30 ve 38 oranında yargının siyasallaştığını düşünüyor.
Her seçmen kendi partisini başarılı buluyor
Partileri başarılı bulma derecesi de genelde düşerken seçmen kendi oy verdiği partiyi başarılı bulduğunu ifade etti.
AK Parti seçmeni partisini yüzde 92 oranında partisini başarılı buluyor. Bu oran İYİ Parti'de yüzde 88,5, MHP'de 86, CHP'de ise yüzde 83'e kadar çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu'nu başarılı bulan CHP'lilerin oranı 63,6'dan 79,7'ye çıktı.
Cumhurbaşkanlığı sistemini isteyenler parlamenter sistemi isteyenlerden çok
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı başarılı bulanlar 2020'de 40,4'ken 2021'de 39,2 olarak saptandı. Erdoğan'a desteğin geçen yıla oranla yükseldiği belirlendi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni "çok başarılı" bulanların oranı yüzde 39,8'ken, "çok başarısız" bulanların oranı ise yüzde 33.
Katılımcıların yüzde 55,7 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni, yüzde 44,3 ise parlamenter demokrasiyi tercih ettiğini söyledi.
AK Parti tabanının yüzde 87,9'u, CHP tabanının 24,5'i, İYİ Parti tabanının ise yüzde 26,5'ı mevcut sisteme destek verdiğini belirtti.
En beğenilmeyen politikalar: Ekonomi ve eğitim
Hükümetin icraatlarına en az destek ekonomi ve eğitim politikalarına olduğu anlaşıldı. Yolsuzluk, tarım ve enerji politikalarına da destek az çıkarken en fazla beğenilen üç politika ise "koronayla mücadele", "ulaşım" ve "sağlık hizmetleri" yer aldı.
Terörle mücadele politikaları 10, iletişim hizmetleri ise 9. sırada kaldı.
Erken seçim istenmiyor
Katılımcıların yüzde 64,5'i erken seçimi gerekli görmüyor. Bu oran "erken seçim olmalı" diyenlerde yüzde 17 olarak kaldı.
Yüzde 58,4'ü "Gençlere Türk milletinin manevi değerlerine sahip çıkmayı öğretmenin demokrasi eğitimi vermekten daha önemli" olduğunu belirtirken, yüzde 50,3'ü "Türkiye demokratik bir ülkedir" önermesine katıldığını aktardı.
"İdeal bir Cumhurbaşkanının sahip olması gerektiği düşünülen özellikler" sıralaması şöyle belirlendi:
- Başarılı bir siyasi geçmişi olmalı
- Yönetim tecrübesi olması
- Dürüst ve ahlaklı olması
- Yüksek değerlendirme becerisine sahip olması
- Halk ile iç içe olması
"Bugün bir seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?" sorusuna ise katılımcılar şöyle yanıtlar verdi:
- AK Parti yüzde 35,9
- CHP yüzde 24,6
- MHP yüzde 9,7
- İYİ Parti yüzde 9,4
- HDP yüzde 9
AK Parti'liler ikini turda Erdoğan'ın karşısında Yavaş ve İmamoğlu'nu görmek istemiyor
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda en çok Erdoğan-Kılıçdaroğlu rekabeti talep edilirken AK Parti tabanının Erdoğan'ın karşısında en az İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı görmek istediği ifade belirlendi.
Hangi komşu istenmiyor?
Farklı dini kimliklerle komşu olma isteği sorusunda en yüksek oran "ateistlerle komşu olmak istemem" sorusunda yoğunlaştı. Bunu Hristiyanlar ve Museviler takip etti. Katılımcılar en çok dindarlarla komşu olmak istediğini aktardı.
"Farklı Sosyal Kimliklere Komşu Olma İsteği" sorusunda en az eşcinsellerle, sığınmacılarla ve içki içenlerle komşu olunmak istemediği belirtildi.
Katılımcılar çocuklarının mültecilerle evlenmelerini istemediğini belirtti. Siyasal kutuplaşmanın ana ekseni laik-dindar çatışması olarak görülürken ikinci sırada ise sağcı-solcu çatışması yer aldı.
Katılımcıların yüzde 44'ü gazeteleri sadece internetten okuduklarını belirterek sadece basılı gazete okuyanların oranı 9,3'te kaldı.
© The Independentturkish