Ülkede döviz kurunun hızlı yükselişi ve artan enflasyon nedeniyle ilaç krizi yaşanmaya devam ediyor. Eczacılık meslek örgütleri, Türkiye'de 650'nin üzerinde ilacın temininde sorun yaşandığını bu sayının her geçen gün arttığını söylüyor.
Temini zorlaşan ilaç listesinin başında çocuk ilaçları ile soğuk algınlığı ilaçları ve antibiyotiklerin olması mevsimsel koşulların da etkisiyle vatandaşların mağduriyetini artırıyor.
Fiyat Değerlendirme Komisyonu tarafından yılda bir kez belirlenenen ilaç fiyatları; güncel euro kuru ile ilaç fiyatlarının belirlenmesinde sabitlenen kur seviyesi arasındaki fark, ilaç tedarikinde sorunlara neden oluyor.
Türk Eczacılar Birliği'nin (TEB) kayıtlarına göre, eczane raflarında olması gereken 645 çeşit ilaç temin edilemiyor. 2021 yılında 4,57 TL'de sabitlenen kurun güncel rakamın çok altında kalması nedeniyle piyasada bulunamayan ilaç sayısının her geçen gün arttığı belirtiliyor.
Sağlık Bakanlığı, ecza depoları ve eczanelere yapılan "stok denetimlerinin" sıklaştırıldığını söylerken, eczacılar ve eczacılık meslek örgütleri bunun sanal bir stok olduğunu ve sistemsel bir hatadan kaynaklandığını savunuyor.
Eczacılar, tedarik sorununu dövizdeki yüksek dalgalanmalar karşısında üretici firmaların üretimi azaltması veya durdurmasına bağlıyor. Eczacılara göre, yeni yılda olası fiyat güncellemesi üretimi sağlayarak piyasayı rahatlatacak ancak ilaçların vatandaşa olan maliyetini de oldukça artacak.
"İlaç fiyatları değişmedi ancak vatandaşa yansıyan maliyeti arttı"
Van-Bitlis-Hakkâri Eczacı Odası Başkanı Hayrullah Fikret Baransel, kurda hızla devam eden yükselmenin ilaç fiyatlarına doğrudan yansımadığını; ancak Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) tolere ettiği farkı yüzde 10'dan yüzde 5'e çekmesiyle ilaçların vatandaşlara olan maliyetinin arttığını belirtti.
Baransel, şu değerlendirmede bulundu:
İlaçların vatandaşa yansıyan maliyeti yükseldi. Bunun sebebi ilaç fiyatlarının artışı değil. Daha önce SGK tarafından eş değer ilaçlar arasında yüzde 10'a kadar tolere edilen bir fark varken şu an bu fark yüzde 5'e düştü. Bu tutar yüzde 5'in üzerinde olduğunda vatandaşlar bir fark ödemek zorunda kalıyor. Bu da fiyat artışı olmuş gibi vatandaşa yansıyor.
Piyasada ilaçlarda yaşanan tedarik sorununu değerlendiren Baransel, bunu, 2021 yılı Şubat ayında ilaç fiyatlarının 4,57 Euro'da sabitlenmesine ve mevcut kur arasındaki makasın açılmasına bağlıyor.
Baransel, şunları söyledi:
Her yıl şubat ayında ilaç için kullanılacak kurun sabitlenmesiyle yapılan fiyat belirlenmesinden sonra yıl içerisinde kur ne kadar artarsa artsın fiyat değişmiyor. Mantık olarak doğru bir yöntem. Ancak şu an reel euro kurunun 17 TL'yi görmesine karşı sabit kurun 4,57 Euro'da kalması bu problemin ana kaynağı olmuş oluyor. Kur arasındaki bu makas açıldığında herkes ilaç bulmakta zorlanıyor.
"Çocuk ilaçları ve antibiyotiklerde temininin zorlaşması mevsimsel olarak mağduriyeti artırıyor"
Şu sıralar daha çok çocuk ilaçları ile ateş düşürücü, şurup, antibiyotik gibi mevsimsel hastalıklarda kullanılacak ilaçların temininde sorun yaşadıklarını aktaran Baransel, mevsimsel koşullardan dolayı vatandaşların mağduriyetinin katlandığını belirtti:
Daha önce kronik hastalıklarla ilgili ilaçların temininde sorun vardı. Şu an çocuk ilaçları, ateş düşürücüler, şuruplar, antibiyotikler ve soğuk algınlığına karşı iyi gelebilecek ilaçlar gibi çok acil durumlarda kullanılması gerek ilaçlara ulaşmakta zorluk çekiyoruz. Mevsim gereği şu an soğuk algınlığı ilaçlarına ve antibiyotiklere çok ihtiyaç duyuluyor. Ancak vatandaşa cevap olmakta zorlanıyoruz.
Mevsimsel hastalıklarda hastanın yaşam kalitesini arttıracak ilaçlar olmayınca bu ihtiyaç öteleniyor. Ya da cevap olacak eş değer ilaçlarla bu durumu tolere etmeye çalışıyoruz ancak hem biz hem de hekimler bu süreci yönetmekte zorlanıyoruz. Özellikle alternatifi olmayan ilaçlarda büyük problemler yaşıyoruz.
"Bakanlık stok kayıtlarında uyumsuzluk olduğunu söylemişti"
Sağlık Bakanlığı geçen günlerde; döviz kurundaki yükseliş nedeniyle bazı ilaçlara erişilemediği iddiaları üzerine ecza depoları ve eczanelere yaptıkları denetimler sonucu 17 ecza deposu ile 144 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edildiğine yönelik açıklama yapmıştı.
Bakanlığın açıklamasına değinen Baransel, daha önce satılan ilaçların hala kayıtlarda görünüyor olmasının sistemsel bir sorun olduğuna dikkati çekti:
İlaç takip sisteminde bizim stoklarımızda olmayan, geçmişte eczaneler tarafından satılan ancak sistemsel hatadan dolayı üzerimizde görülen sanal bir stok var. Bu sistemsel bir sorun. Sayın bakan da sanırım bu sanal stoka binaen böyle bir açıklaması oldu. Ancak eczanelerimizde fiilen yaptığımız incelemelerde bu ilaçları ihtiyacı karşılayacak seviyede bulamıyoruz.
"Sayısal yetersizlik ilacı yok pozisyonuna düşürüyor"
Piyasaya çok az miktarda sunulan ilaçların gerçek ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğunu söyleyen Baransel, sözlerini şöyle sürdürdü:
Örneğin Van için bir ilaca günde 5 bin dolaylarında bir ihtiyaç var, biz 100 adet ilacı piyasaya sürdüğümüzde bu ihtiyacın yüzde beşini karşılamış oluyoruz. Dolasıyla bu ilacın var olduğunu söylemekte güçlük çekiyoruz. Sayısal yetersizlik ilacı yok pozisyonuna düşürüyor. Günlük veya aylık olarak ihtiyacı gideremeyecek seviyede piyasada olan ilaç, ilacın olduğu anlamına gelmediği gibi ilaç eksikliği gerçekliğini de ortadan kaldırmıyor.
"Firmalar üretim yapmakta zorlanıyor; bulunamayan ilaç sayısı bini geçmiştir"
Eczacı Emrah Uğurlu da artan kur karşısında ilaç üretiminde yaşanan sorunlara dikkati çekiyor.
"Son zamanlarda kurun artmasıyla beraber üretici firmalar etken madde sorunu yaşıyor" şeklinde konuşan Uğurlu, şu değerlendirmede bulundu:
Özellikle çocuk pediatrik grubu ilaçları, soğuk algınlığı ilaçları veya burun spreylerinde büyük sıkıntılar yaşıyoruz. İki aydır bu sorunu yaşıyoruz. Ve günden güne olmayan ilaçların sayısı artıyor. Hastalar için önemli olan ihtiyacı olan ilacı bulabilmek. Bazı ilacalar bazen günde bir adet iki adet geliyor. Bu da yetmiyor. Bunun sebebi kurdaki yükseliş. Sabitlenen kur karşısında döviz dalgalanması devam ettikçe yok olan ilaçların sayısı artıyor. Bundan iki ay önce olmayan ilaçlar için 650 gibi bir sayı konuşuluyordu; ancak şu an bini geçmiştir bu rakam.
"Olası bir zamla ilaçların tedarik sorunu aşılacak ancak vatandaşa maliyeti daha çok artacak"
2022 yılı için üretici firmaların bir zam beklentisi olduğunu sözlerine ekleyen Uğurlu, sözlerini şu tespitini aktardı:
Yeni yılda bazı ilaç fiyatı düşebilir ancak genel olarak fiyatlarda artış olacak. İlk kez böyle bir yokluk yaşanılıyor. Geçtiğimiz dönemlerde yüzde 10-15 dolaylarında bir zamla çözülüyordu. Bu sefer beklenti yüzde 35-40 hattında. İlaçlara da zam gelmeyince firmalar etken madde bulmakta sorun yaşıyor. Dolar artarken üretimi durdurmak zorunda kaldılar.
"Olası bir zamdan sonra ilaç temin sorunu yavaş yavaş aşılacak diye düşünüyorum" diyen Uğurlu, "Tabi belki tedarik sorunu aşılacak ama vatandaş için fazla maliyet olmuş olacak" ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish