Antik İsrail monarşisi: Süleyman

Umut Ataseven Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Pinterest

Süleyman her ne kadar gelenekçi bir görüntüye sahip olsa da kurduğu iktidarda bu görüntüyü yakalayabilmek pek mümkün olmamıştır.

Ailesi köken itibarıyla bir yüzyıldan daha önce Kudüs kralı tahkimi altında altındaki Hititli Uriya'ya dayanır.

Böyle bir gelenekçi yahut köken itibarıyla arkaik Amori kültleriyle bezenmiş bir yapısı ile karşımıza çıkması pek muhtemel görünse de tam anlamıyla böyle bir konuda mutabık kalabilmek doğru değildir.

Yehovacılığın baş gösterdiği dönemlerde baskın olarak bu inanca sahip onlarca İsrailist olsa de Uriya'ya bu inanca karşı çok kez de karşı çıkmıştır. Yapısıyla itibarıyla Davut'tan çok ama çok uzaktır. 

Dönemin aristokrat zümreleri Davud'un getirilerine pek kulak asmamış ahlaki yıkımların baş gösterdiğini her daim dile getirmişlerdir. Yahovacılığa rakip tanrı ve tanrıça algıları Suriye inançlarına aynı zamanda meydan okuyordu. 
 

1.jpg
Görsel: Providence Lithograph Company

 

Süleyman da diğer İsrail çocukları gibi ömrünün ilk yıllarını babasından uzak olarak geçirmiştir. Bu uzaklık baba-oğul ilişkisi bakımından öne çıkar ve bu ilişki toplumsal bir dayatma olarak mı karşımıza çıktığı ayrı bir tartışma konusudur.

Bu sebeple çok kez çocuklar annelerinin himayelerinde Yahovacılığı benimser ve o bu doğrultuda ahlaki yapısı şekillenirdi. 

Süleyman devrinin idari taksimatını çizmek istersek şu şekilde izah etmek mümkündür: Filistin'in dağlık bölgeleriyle birlikte eski Mavera-i Ürdün olmak üzere bir bakıma diğer çokta nüfusu olmayan Dımaşk, Ammon ve Edob'u da içine alıyordu.

Süleyman'ın tahkimi altına aldığı bu bölgeler aslında monarşi inşa ederken olumlu bir etki sağlıyordu. 
 

2.jpg

 

Süleyman'ın babası da aslında çok da gelenekçi olarak görülse de bu görüş oğluna verdiği isimle çelişir.

Süleyman İsrail dilinde bir isim olmamakla birlikte bu ismi on vermesindeki amacın ne olduğu da kesin olarak açıklanabilmiş değildir.

Süleyman İmparatorluğu yükselme döneminde firavunun sınırlarına kadar dayanmış ve hatta öyle ki firavunu tehdit eder hale gelince firavun kızını Süleyman ile evlendirmek zorunda kalmıştır.

Antik Yakındoğu'da mevcut siyasi evlilikler her nasıl ki şaşırtıcı bir durum olmasa da yakın kültürlerin evlilikle tamamlanması oldukça önemlidir.

Firavun ile yapılan bu anlaşmalar neticesinde anlıyoruz ki Süleyman artık Filistinlilerin hamisi olarak anılamaya başlanacaktır. Hakimiyeti kuzeybatı ekseriyetince Fırat Nehri'ye kadar uzanmıştır.

Tıpkı Filistinliler gibi Dımaşk zümresi de Süleyman'ı tanımak durumunda kalıyordu ve bu durum Filistin-İsrail çatışmalarının ilk dönüm noktası olarak fitillenebilir. 
 

3.jpg
Görsel: Artvee

 

Bugün bu coğrafyaya baktığımızda bile Fırat ile Şam arasında mutlak bir yerleşimci bulabilmek pek mümkün değilken bir de bu bölgede yaşayan IŞİD, PKK, YPG, YPJ unsurları boy gösterirken modern İsrail'in tepkisiz kalıyor oluşu siyasi bir argümandan başka bir şey değildir.

Antik devirde ise bu bölgede başkaldırabilecek bir unsur görmek mümkün değildir. Süleyman'ın vergi tahsildarları bile bu bölgeyi uzun bir müddet idare edebilmişlerdir.

Süleyman'ın çizdiği sınırlar bir bakıma etkisiz coğrafyaların monarşi inşasından başka bir şey değildir. 


Sur kralının mezar amelelerinin ücret karşılığında Süleyman'ın Yahavo'ya adadığı Kudüs tapınağı oldukça önemli bir konudur.

Bu tapınak birçok külfeti de beraberinde getirirken Süleyman'ın uzak memleketlerden asker ithal etmesi kaçınılmaz bir durum olmuştur.

İktidarını inşa ederken Fenike kralına olan borcu için kendi sınırlarından onlarca köyü hibe etmek durumunda kalmıştır.

Monarşinin inşası elbette isyanlara ve kanlı isyan bastırmalarına neden olurken sağlam bir temel üzerinde iktidarını sürdürebildiğini söylemek çok güçtür.

Öyle ki bu sonuç ilerleyen yıllarda bile etkisini göstermeye devam etmiştir. 

 

Devam edecek...

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU