Geçen günlerde Türkiye siyasi yaşamına yeni bir parti katıldı. Sosyalist Cumhuriyet Partisi'nin kuruluşu resmen ilan edildi.
Partinin Twitter hesabından 6 Aralık 2021 Pazartesi günü yapılan paylaşımda, çoğunluğu yaşı kemale ermiş bir grup insanın yumruklarını kaldırarak slogan atarak partilerinin kuruluşunu kutladıkları görüntülere yer verildi.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, yeni olsa da genel başkanlığını üstlenen Mehmet Bedri Gültekin, siyasal yaşamda bilinen bir isim.
Türk siyasetinde halen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile özdeşleşmiş Aydınlık Hareketi'nin içerisinde 50 yıldan beri yer alan Gültekin, bu hareket tarafından geçmişten beri kurulan partilerde görev aldı. Gültekin, Perinçek'in yakın çalışma arkadaşı olarak üst düzey görevlerde bulundu.
Gültekin, 1953 yılında Tunceli'de doğdu. Siyasal mücadeleye 1970'te kazandığı Ankara'daki Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) Sosyalist Fikir Kulübü'ne üye olarak adım attı.
1971 yılında Perinçek'in lideri olduğu Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP) saflarında yer aldı. Siyasi faaliyetlerinden dolayı 1972'de tutuklandı.
1974 affıyla serbest kalınca Aydınlık dergisinin yayımlanmasında görev aldı. 1978'de yeniden kurulan TİİKP'de görev aldı.
12 Eylül darbesinden sonra tutuklanıp 1984'e kadar hapis kaldı. 2000'e Doğru dergisinin kuruluşunda yer alan ve Sosyalist Partisi, İşçi Partisi'nde üst düzey görevler üstlenen Gültekin'in Kürt sorununa dair olmak üzere çok sayıda yayınlanmış kitabı ve makalesi bulunuyor.
Perinçek'i iktidara destek vermekle eleştirip ayrıldılar
Eski Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gültekin, geçen sene tartışmalı bir sürecin ardından bir grup arkadaşıyla birlikte partisinden ayrıldı.
Ayrılmalarının birinci nedeni olarak Genel Başkan Doğu Perinçek'in iktidara destek veren söylemleri gösterildi.
Ayrıldıktan sonra Milli Demokratik Devrim Hareketi adı altında faaliyet sürdüren Gültekin ve arkadaşları geçen günlerde Sosyalist Cumhuriyet Partisi'ni kurdu.
Yeni kurulan bu partiyi tanımak, hedeflerini öğrenmek için Gültekin ile görüştük. Gültekin, önce partisi hakkında bilgi verdi.
Yeni bir başlangıç yapan Gültekin heyecanlıydı. 60'a yakın il ile temas halinde olduklarını, seçimlere girebilmek için 40'dan fazla ilde örgütlenme çalışmalarını tamamlamak üzere harekete geçtiklerini söyleyen Gültekin, sorularımızı cevapladı.
"Son 5-6 yıldır adım adım AKP'nin eklentisi durumuna gelme söz konusu oldu"
Kurduğunuz partinin Vatan Partisi'nden veya Perinçek'ten görüş olarak farkı nedir?
Son yıllardaki gelişmeler nedeniyle hem siyasi örgütsel hem ideolojik olarak temelden farklarımız oluştu. Bunun sonucunda yollarımız biraz da mecburen ayrılmış oldu. Siyasi olarak bakarsak Sayın Perinçek ve Vatan Partisi açısından özellikle son 5 - 6 yıl içerisinde adım adım AKP'nin adeta eklentisi durumuna gelme şeklinde bir gelişme söz konusu oldu. Buna bizim itirazlarımız vardı parti içerisinde. Konuştuk, tartıştık. Başta bu konuda görüşler dile getiriliyordu. Bir müddet sonra bu konudaki itirazlara adeta düşman muamelesi yapılması ve itirazları yapma imkanının ortadan kalkması yani parti içi demokrasinin yok edilmesi örgütsel bakımdan partinin geldiği noktaydı. Kendimizi ifade edemedik, kongreye gidemedik. Kongreye gitme imkanının da ortadan kalkması örgütsel olarak artık orada durmanın mümkün olmadığı bir sonucu ortaya çıkardı.
"Eskiden işçinin penceresinden bakıyordu dünyaya, şimdi patronun penceresinden"
İdeolojik olarak nasıl bir farkınız var?
İdeolojik olarak da şöyle bir şey söyleyeyim. Eskiden Vatan Partisi ve önceki partimiz İşçi Partisi, işçinin penceresinden bakıyordu dünyaya. Şimdi ise işçinin penceresinden değil, patronun penceresinden bakan bir Vatan Partisi gerçeği çıktı ortaya. Bütün bunlara toplam olarak bakıldığında bizler açısından Vatan Partisi'nde politika veya mücadele etmenin mümkün olmadığı sonucu çıktı, yollarımız ayrıldı.
"Perinçek'e '50 yılda kurduğumuz yapıyı kazma kürekle yıkıyoruz bunda en büyük pay sizindir' dedim"
Perinçek'le 50 yıllık bir siyaset arkadaşlığınızın ardından yollarınızı ayırmış olmanız sizde bir hayal kırıklığı yarattı mı?
Hayal kırıklığı demeyelim de şöyle bir durum söz konusu. Biz arkamızda kalan on yıllar içerisinde hep taş üstüne taş koyarak geldik. 2011- 2015 arasında İşçi Partisi, halk muhalefetinin merkezi durumundaydı. Çağrıları büyük kitlelerde karşılık buluyordu. Ancak bu durum son 5-6 yıldır değişti. Doğu Perinçek'e yazdığım mektupta şöyle demiştim: '50 yıl boyunca iğneyle kuyu kazarcasına bir yapı inşa ettik ve onda en büyük pay sizindi. Son 5-6 yıldır ise o iğneyle kuyu kazarak inşaat ettiğimiz yapıyı kazma kürekle yıkıyoruz. Ne yazık ki burada da en büyük pay sizindir'. Gerçekten öyle oldu. Yani 50 yılın emeğiyle kurulan yapının zarar görmesi gibi bir durum yaşandı. Bu tabii üzüntü verici bir durum. Yoksa ben hayal kırıklığı olarak ifade etmiyorum çünkü mücadele içerisinde bunlar oluyor.
"Halk ihtiyacı olan devrimci seçeneği yaratacaktır"
Peki 50 yılın ardından halen mücadelenizin başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?
Eğer bir devrimci seçenek Türkiye için bir ilkeyse o ihtiyaç eninde sonunda kendi karşılığını bulacak ve buna olan inancımızda bütün yaşananlara rağmen en ufak bir sarsılma olmadı. Çünkü halk ihtiyacı olan devrimci seçeneği yaratacaktır. Önemli olan bizim üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmemizdir. Biz sadece Vatan Partisi içerisinde bunu yapmanın imkanı kalmayınca ülkesine ve halkına sorumluluk duyan devrimciler olarak o seçeneği yaratmak için yani yaklaşık bir yıldır bir çalışma yapıyoruz arkadaşlarımızla birlikte. Ve o çalışmayı Sosyalist Cumhuriyet Partisi'nin kuruluşuyla tamamladık.
"Türkiye'nin Cumhur ve Millet İttifakları dışında üçüncü seçeneğe ihtiyacı var"
Vatan Partisi, Cumhur İttifakı'na yakın görünüyor. Sizin tercihiniz ne yönde?
Türkiye'nin Cumhur ve Millet ittifakları dışında bir üçüncü seçeneğe ihtiyacı var. Önümüzdeki seçime bunun koşulları olgunlaşıyor. Bizim partimizin en önemli görevi bu seçeneği örgütlemek için çalışmak olacaktır. Bunun koşulları var. Cumhur İttifakı üzerinden çok fazla konuşmaya gerek yok çünkü Türkiye'nin bugün geldiği noktanın sorumlusu zaten.
Millet İttifakı'yla işbirliği yapar mısınız?
Millet İttifakı'na gelince sonuç olarak önerdiği çözümlere baktığınız zaman temelde çok farklı bir duruşu yok. Avrupa'ya ve Amerika'ya dayanarak Tayyip'in yerini almak, onun yerine Avrupa'nın ve Amerika'nın tercih ettiği yeni seçenek olmak üzerine temel prensiplerini bu şekilde benimsemiş durumdalar. O da çözüm değil. Millet İttifakı açısından bakıldığında bir yandan HDP'yle kol kolalar. Öte yandan Babacan ve Davutoğlu, Türkiye'nin bugünkü noktaya gelmesinin esas sorumluları arasındadır. Onlarla beraber bir seçenek olabileceklerini düşünmek bu Millet İttifakı'nın da bir çözüm olmayacağını göstermeye yeterlidir.
Partinin kuruluşunun duyurulduğu toplantının görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı / Video: @Sosyalist_C_P
"Demokrat, yurtsever güçleri ortak payda etrafında birleştirmek için çalışacağız"
Siz başka bir ittifak mı kuracaksınız?
Türkiye'de bugün yüzde 30 - 40 civarında bir seçmen kitlesinin bu iki ittifakın bir çözüm olmayacağı noktasında olduğunu biliyoruz. Fakat bu seçmen kitlesini ikna edebilmek, harekete geçirebilmek veya toparlayabilmek bir kuvvetin ortaya çıkmasına bağlı. Bunun sadece biz Sosyalist Cumhuriyet Partisi olarak yapacağız diye söylemiyorum. Ama bu şekilde düşünen parti ve çevreleri bir araya getirerek önümüzdeki aylar içerisinde bunun çalışmasını yapacağız. Yani bir yandan seçime katılmak için gerekli örgütlenmeyi yapmak ve seçime katılma hakkını elde etmek ama öte yandan bunu sadece bizim kendi özgücümüzle başarılmayacak bir görev olduğundan hareketle seçenek olarak bir araya gelebilecek yurtsever ve demokrat güçleri, partileri bir ortak payda etrafında birleştirmek için çalışacağız.
"Parti sadece ileri yaşlı insanlardan oluşuyor sözü bugün için bile doğru değil"
Twitter'da paylaştığınız videoda kurucularınızın genellikle ileri yaşlı insanlardan oluştuğu dikkat çekti. Partiniz genellikle "Eski tüfek" diye tabir edebileceğimiz kişilerden mi oluşuyor yoksa gençler de var mı?
Sadece ileri yaşlı insanlardan oluşuyor sözü bugün için bile doğru değil. Ama şu bir gerçek yıllarca mücadele vermiş ve bin bir türlü sınavdan geçerek bugüne gelmiş önemli bir kadro birikimi de var. Bugün parti olarak 60'a yakın il ile ilişkilerimiz var. Hepsinde genç arkadaşlarımız da var. Bütün bu illerde genç arkadaşlara ve kadınlara sorumluluk vererek onları ön plana çıkaracağız. Gençlerin, kadınların ağırlıkta olduğu bir parti haline geleceğiz. 6 ay sonra birinci kongremizi toplayacağız. Birinci kongremizdeki tabloya bakarak bu sorunun cevabını almanız daha mümkün olacak.
"ABD ile doğrudan ilişkisi olmayan her çevre ile beraber mücadele ederiz"
Vatan Partisi'nin diğer sol ve sosyalist partilerle ilişkileri genel olarak pek iyi değil. Siz diğer sosyalist partilerle işbirliğini geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
ABD ile doğrudan bir ilişkisi olmayan her çevre ve örgütle bir araya gelip hep beraber mücadele ederiz. Şüphesiz bu ülkenin solcuları ve bizden ibaret değil. Bizim dışımızda da birçok çevre ve parti var. Dedim ki burada bir kırmızı çizgimiz olacak. Bu kırmızı çizgi ABD emperyalistiyle yan yana durmamaktır. Bu bizim kırmızı çizgimizdir. ABD uzantısı olan kuvvetlerle hiçbir zaman yan yana gelemeyeceğiz, durmayacağız.
"PKK ile yan yana duran hiçbir siyasi parti ile yan yana gelmemiz mümkün değil"
- Kırmızı çizginize uymayan partiler hangileri?
ABD Başkanı Obama, "Suriye'de sahadaki kara gücümüz PKK" demişti. PKK'nın Türkiye'deki siyasi yapısının kim olduğu da belli. Ayrıca FETÖ de ABD uzantısı. Somutlayarak söylersek PKK örgütüyle yan yana duran hiçbir siyasi yapıyla bizim yan yana gelmemiz mümkün değil.
"Erken seçim olmaz, çünkü kaybedecekleri belli"
Bir erken seçim bekliyor musunuz?
Şahsen bir seçim beklemiyorum. AKP ve onun ortağı erken seçim kararı almadıkça erken seçim olmaz. Onların da erken seçimden yana hiçbir çıkarı yok. Çünkü kaybedecekleri belli. Dolayısıyla şahsen seçimin zamanında olacağı kanaatindeyim. Yani 2023 Haziran'ın da.
"2023 Haziran'ından sonra Türkiye'yi bekleyen bir kaos ve karışıklık dönemidir"
Seçime kadar geçen süreç ve sonrasına dair öngörünüz nedir?
2023 Haziran'ında sonra Türkiye'yi bekleyen bir kaos ve karışıklık dönemidir. Bugün AKP'nin iktidarda olması sayesinde parasını kazanan çok geniş bir toplumsal taban oluştu. Milyonlarla tabir edilebilecek bir kitle bu. İlk olarak bu kitle AKP'nin gitmemesi için ellerinden geleni yapacaktır. Ancak AKP büyük ihtimalle seçimi kaybedecek bir mucize olmadıkça. Bu sefer de seçimden sonra AKP'den nemalanan kesimler Türkiye'nin yönetilememesi ve AKP'nin yeniden iktidar dönmesi her türlü yola başvuracaklar. Dolayısıyla Haziran 2023 sonrası kaos, istikrarsızlık dönemidir. Türkiye'yi bir erken seçimler dönemi bekliyor. Biz asıl bu dönem için hazırlanacağız. Sokaktaki insanlara evet üçüncü bir seçenek varmış dedirtecek Türkiye İttifakı bir seçenek haline gelecektir.
"AK Parti'den nemalananlar eski durumlarına kavuşmak için ellerinden geleni yapacaklar"
Sizce Erdoğan seçimi kaybederse yine erken seçimle döner mi?
Hayır... Erdoğan, seçimi kaybederse dönecek diye söylemedim. Erdoğan kaybettiği zaman AKP'nin de tıpkı Özal'ın ANAP'ının yaşadıklarını yaşayacağını düşünüyorum. Ancak AKP seçimi kaybedince ondan nemalanan kesimler, "Kader böyleymiş" diyerek hemen kenara çekilmeyecekler ve eski durumlarına kavuşmak için ellerinden geleni yapacaklar. Ama yine de orta vadede Türkiye'nin geleceğinin tam tersine iyi olacağını görüyoruz.
"Çin'le Türkiye'nin en ufak bir alakası yok"
Son zamanlarda ekonomide Çin modeli uygulandığı iddia ediliyor? Sizin de içinden çıktığınız Aydınlık Hareketi, sosyalist Çin'in kurucusu Mao Zedong'un görüşlerinden derinden etkilendi. Sizce şu an Çin modeli mi uygulanıyor?
Çin'le Türkiye'nin en ufak bir alakası yani benzerliği yok. Kamu ekonomisinin hakim ve yönlendirici olduğu Çin nerede, kamu ekonomisini tasfiye etmiş olan ve kalanları da şu anda elinden çıkarmakta olan Türkiye nerede? Birincisi bu. İkincisi Çin'de iç piyasada yabancı para kullanamazsınız. Yani dolar, euro, şu bu kullanamazsın. Türkiye'de ise iç piyasada yabancı paranın egemenliği var. Üçüncüsü Çin'de işçi ücretlerinin çok ucuz olduğu iddiası da çok büyük başka yanılgı. Yani orada bir yalan propaganda yapılıyor. Yani eğitim, sağlık ve bütün temel ihtiyaçları devlet tarafından karşılandığı için çalışanın kazandığı paranın elinde kaldığı, tasarruf oranının yüzde 30'da olduğu Çin ile kazandığı kendisine yetmediği için çalışanın tasarruf oranının yüzde 10'da kaldığı Türkiye'yi kıyaslamak akıl karı değil.
"Bizim sosyalizmimiz Türkiye'ye özgü olacak"
Mao Zedung'un görüşleri partinizde de geçerli olacak mı?
Mao, Çin'in lideridir. Bir sosyalist önderdir ama Çin devriminin önderidir. Çin gerçeklerine uygun bir sosyalizm uygulamasını başarıyla gerçekleştirmiş bir devrimci liderdir. Ama şimdi Çin'de yapılanı Türkiye'de yapmak gibi bir düşünce çok büyük bir yanlış olur. Programımızın ikinci maddesine bakarsanız aslında biz Türkiye devrimine veya Türkiye'de inşa edilecek sosyalizme nasıl baktığımızı da orada anlatıyoruz. Türkiye sosyalizmi Türkiye tarihinden ve Türkiye gerçeklerinden kaynaklanır. Mustafa Kemal Atatürk öncülüğündeki devrimin kazanımlarına dayanmak ve oradan hareket etmek bizim için tayin edicidir ve belirleyicidir. Ve bizim sosyalizmimiz de Türkiye'ye özgü sosyalizm olacaktır.
"Maocu, Marxcı, Leninci yani kişi ismiyle bir siyasi akımı tanımlamak yanlış"
Eskiden olduğu gibi "Maocu" olarak anılmak istemiyorsunuz anladığım kadarıyla?
Maocu değil herhangi bir kişinin ismiyle adlandırılmak yanlış bir şeydir. Doğru bir şey değil. Marxcı, Leninci veya Maocu yani kişi ismiyle bir siyasi akımı tanımlamak kadar büyük bir yanlış olamaz. Bilimsel sosyalizm, ideolojik görüşümüzdür. Türkiye'nin gerçeklerine dayanır. Türkiye'nin gerçeklerinden üretilen politikalarla yol almaya çalışır.
© The Independentturkish
