Taliban'ın 15 Ağustos 2021 günü Afganistan'da iktidarı ele geçirmesinden beri gergin ve kaygılı bir şekilde bekleyen yurt dışındaki Afgan diplomatları, BM'nin Taliban elçisi Süheyl Şahin'in güven mektubunu kabul etmeyi ertelemesiyle bir an için bile olsa rahat bir nefes aldılar.
Zira, Şahin'in mektubu kabul edilseydi, diplomatik tanınmanın kapısı açılacak, bu da yurt dışındaki binlerce Afgan diplomatın bir anda işsiz ve yurtsuz kalması anlamına gelecekti.
Afganistan'ın yaklaşık 35 ülkede diplomatik temsilciliği bulunuyor. Ve Taliban'ın Kabil'e girdiği günden beri yurt dışındaki bazı Afgan diplomat dostlarla temas halindeydim.
Paris'teki Afgan elçiliğinde görevli bir Afgan diplomatın dediği şu:
15 Ağustost'an beri Kabil ile tüm temaslarımızı kestik ve elçilikteki görevimizi sürdürüyoruz. Ev sahibi ülke de henüz bize bir şey söylemiş değil. Kaderimizin ne olacağını bilmiyoruz.
Diğer ülkelerdeki Afgan diplomatlarının söyledikleri de üç aşağı beş yukarı aynı.
Hemen belirtelim; bu diplomatların bir kısmının çifte pasaportu bulunuyor. Dolayısıyla görevi bıraktan sonra yeni vatanlarına dönüp orada yeni bir hayata başlamaları pek zor olmayacak.
Zor olan, tek pasaportlu diplomatların durumu. Onlar da büyük ölçüde bulundukları ülkeye siyasi iltica başvurusunda bulunacaklar.
Diplomatik tanınmanın yolu açılırsa, yurt dışındaki Afgan elçiliklerinde şık takım elbiseli, temiz yüzlü ve bakımlı diplomatların yerini göbekli, çember sakallı ve şalvarlı diplomatlar alacak.
Böylece, uluslararası diplomasi camiası yeni tip diplomatlarla tanışmış olacak.
Elbette diplomatların kendi ulusal kıyafetleriyle ortalıkta dolaşmasında yadırganacak bir durum yok. Afrikalı ve Arap diplomatlar bunu yıllardır yapıyor.
Tuhaf olan, daha düne kadar Afganistan'ın en ürkütücü vadilerinde, dağ yarıklarında nefes kesici bir gerilla savaşı yürüten ve uygar dünyanın değerlerinden habersiz ve bunları umursamayan insanların bir anda New York, Cenevre, Paris veya Londra'daki diplomasi koridorlarında boy gösterecek olması.
Taliban, uygar dünyanın bir parçası olmak istiyorsa her şeyden önce bu dünyanın kurallarını kabul etmeli ve Afganistan'da kendilerini adeta açık bir hapishanede gibi hisseden milyonlarca Afgan'a insanca davranmalıdır.
Oysa bu ülkeden hiç de hoş haberler gelmiyor. Bağımsız kuruluşlar, şu ana kadar eski rejimde görevli yüzlerce Afgan'ın tutuklandıktan sonra ortadan kaybolduğunu, Şii Hazaralara mensup bazı kişilerin evlerinin yağmalandığını ve son olarak da Kuzey Afganistan'daki Türk asıllı Özbeklerle Türkmenlerin arazilerinin gasp edildiğini haber veriyorlar.
Doktorlar, mühendisler, bilgisayar uzmanları, sporcular, akademisyenler, devlet memurları, diplomatlar ve sanatçılardan oluşan Afganistan'ın yetenekli, bilgili, meslek sahibi, eğitimli ve kültürlü insanları, dünyanın dört bir yanına dağılmış durumda.
Uluslararası müsabakalarda yarışan Afgan sporcular gittikleri ülkelerde kalırken, daha düne kadar Kabil'de verdikleri konserlerde on binlerce insanın coşkuyla alkışladığı Afgan pop yıldızları, Istanbul'un Beylikdüzü ve Esenyurt gibi semtlerinde sığındıkları küçük dairelerinde yaşadıklarının kabus mu yoksa gerçek mi olduğunu anlamaya çalışıyorlar.
Zira düşüşleri o kadar hızlı oldu ki, her şey göz açıp kapayıncaya kadar bir sürede olupbitti.
Aynı şey, lüks araçlarla ve korumlarla gezen, diplomatik dokunulmazlığa sahip anlı şanlı büyükelçiler ve diğer Afgan diplomatların da başına gelmek üzere.
Şu anda Afganistan'ın dış temsilciliklerindeki -büyükelçiden kapıdaki şoföre kadar- herkes kendi derdine düşmüş durumda.
Herkes, ya bulumdukları ülkede veya bir başka ülkede kendilerine oturma izni alma ve yerleşme derdinde.
Afganistan'da kalan aile üyelerini veya akrabaları getirmek, ikinci bir dert. Kısacası, şu an Afgan olmak, çok zor.
Taliban, iktidarda kaldığı süre boyunca eğitimli kadrolardan yoksun olmanın sıkıntısını çekecektir. Zaten şu anda bile Afganistan'da devlet çarkı tam olarak dönmüyor.
Devlet daireleri, eğitim kurumları ve diğer sosyal kurumlar tam kapasite çalışmıyor. Birçok basın yayın organı ve özel okul kapandı. Eğitimli, meslek sahibi binlerce kadın evlerinde boş oturuyor.
Ve sınır kapılarında sık sık gerginlikler yaşanıyor. İki gün önce Nimruz vilayetinde İran-Afgan sınırında yaşanan çatışmalar, bunun en son örneği.
Ve önemlisi, Afganistan'ı kıtlıklarla dolu zor ve çetin bir kış bekliyor.
Ne diyelim; Allah, Afganistan'ın ve Afgan halkının yardımcısı olsun.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish