2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri play-off turu yarı final kura çekimi, İsviçre'nin Zürih kentindeki FIFA merkezinde gerçekleştirildi.

Kura çekimine, Avrupa Elemeleri'nde gruplarında ikinci sırada yer alan 10 takım ile Uluslar Ligi'nden gelen 2 takım katıldı.

Elemelerde G Grubu'nu ikinci sırada tamamlayarak play-off'a yükselen A Milli Takım, "C Yolu"nda zorlu rakiplerle eşleşti.

Türkiye, seri başı takımlar arasında yer alan Portekiz ile eşleşirken C Yolu'nun diğer eşleşmesi İtalya-Kuzey Makedonya oldu.

Ay-yıldızlıların yarı finalde Portekiz'i elemesi halinde final maçında İtalya-Kuzey Makedonya maçının galibiyle eşleşecek. 

Karşılaşmaların tek maç üzerinden oynanacağı play-off'larda yarı final maçları 24 Mart, final maçları ise 29 Mart 2022'de yapılacak.

Ronaldo'lu Portekiz, elemeleri 5 galibiyetle tamamladı

Cristiano Ronaldo, Bruno Alves gibi birçok yıldızı kadrosunda barındıran Portekiz, 2022 Dünya Kupası Elemeleri A Grubu'nu Sırbistan'ın ardından ikinci sırada bitirerek play-off hakkı kazandı.

Oynadığı 8 maçta 5 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 yenilgi elde eden Portekiz, 20 puanlı Sırbistan'ın ardından ikinci olurken, 9 puanlı İrlanda'yı geride bıraktı.

Söz konusu müsabakalarda rakiplerine 17 gol atan Portekizliler, kalesinde 6 gol gördü. 

Akdeniz ülkesinde Cristiano Ronaldo, Bruno Fernandes, Diogo Jota, Bernardo Silva, Danilo, Moutinho, Ruben Dias, Renato Sanches, Joao Felix, Andre Silva, Ruben Neves, Nelson Semedo ve birçok yıldız isim mücadele ediyor.

Eleme gruplarında 26,78 yaş ortalamasıyla oynayan Portekiz'in toplam kadro değeri 775 milyon euro.

Takımın en değerli isimleri Manchester United'da forma giyen Bruno Fernandes (90 milyon euro), Ruben Dias (75 milyon euro), Bernardo Silva (70 milyon euro) ve Joao Felix (70 milyon euro) oldu. Cristiano Ronaldo, 45 milyon euro market değeriyle takımın en pahalı altıncı futbolcusu.

EURO 2020 şampiyonu İtalya'da elemeler hayal kırıklığı ile sonuçlandı

Roberto Mancini ile büyük bir çıkış yakalayan ve EURO 2020'yi şampiyonluğuyla bu yükselişi taçlandıran İtalya, elemelerde play-off'a kalarak büyük hayal kırıklığı yarattı.

2022 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri'nde C Grubu'nda İsviçre, Kuzey İrlanda, Bulgaristan ve Litvanya ile mücadele ede "Gök Maviler" oynadığı 8 maçta 4'er galibiyet ve beraberlik elde etti.

Toplamda 16 puana erişen İtalyanlar, 18 puanı bulunan İsviçre'nin ardından ikinci olarak play-off'a kalmayı garantiledi. 

Söz konusu müsabakalarda rakiplerine 13 gol atmayı başaran Mancini'nin öğrencileri kalesinde 2 gol gördü. 

Dünya Kupası Elemeleri'nde 26,7 yaş ortalamasıyla mücadele eden Gök Maviler, 663 milyon 500 bin euro kadro değerine sahip.

Takımın en önemli isimleri arasında Federico Chiesa (70 milyon euro), Nicolo Barella (65 milyon euro), Gianluigi Donnarumma (65 milyon euro), Lorenzo Insigne (48 milyon euro), Jorginho (45 milyon euro), Domenico Berardi, Andrea Belotti, Manuel Locatelli (35'er milyon euro), Federico Bernardeschi (15 milyon euro), Francesco Acerbi (10 milyon euro), Leonardo Bonucci (8 milyon euro) yer alıyor.

Eljif Elmas'lı Makedonya play-off'ta

Blagoja Milevski'nin teknik direktörlüğünü üstlendiği Kuzey Makedonya, Dünya Kupası Elemeleri'nde Almanya'nın da yer aldığı J Grubu'nda Romanya ve Ermenistan'ı geride bırakarak 18 puanla ikinci oldu ve play-off'a kalmaya hak kazandı.

Play-off yarı finalinde İtalya ile eşleşen Makedonya, eleme grubundaki 10 maçında 23 gol kaydederken kalesinde 11 gole engel olamadı.

26 yaş ortalamasıyla mücadele eden Milevski'nin öğrencilerinin toplam kadro değeri 48 milyon 980 bin euro.

Takımın en değerli isimleri ise Türkiye'nin yakından tanıdığı ve 17 milyon euro piyasa değeri bulunan Eljif Elmas.

Makendonya'da ayrıca Enis Vardhi (12 milyon euro) ve Ezgjan Alioski (5 milyon euro) dikkat çeken diğer isimler.

"Şenol Hoca'nın oyuncularla bağlantısının bir nebze kopması ve güncellemeyi doğru yapamaması neden oldu"

Spor yorumcusu Haldun Domaç, A Milli Takım'ın play-off kurasını ve 2022 Dünya Kupası'na katılma şansını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Türkiye'nin Dünya Kupası elemelerine çok iyi başladığını ancak grup ikinciliğine getiren sürecin Avrupa Şampiyonası'na katılmayla başladığını ifade eden Domaç, şöyle konuştu:

Bizi bu noktaya getiren gerçekten de çok iyi başlangıç yaptıktan sonra Avrupa Şampiyonasında yaşadığımız süreçti. EURO 2020'yi ayrı bir yere yazacağım çünkü Dünya Kupası yolu onunla bağlantılıydı. Başladıktan sonra Şenol Hoca'nın oyuncularla arasındaki bağlantının bir nebze kopuyor olması ve Güneş'in güncellemeyi doğru yapamaması kopmalara neden oldu. Şenol hocanın oyuncu seçimleriyle ilgili ciddi handikaplar yaşadık. Onun sonucunda da dalgalı bir yapı izledik. Bunlar buzdağının görünen kısmı. 

Haldun Domaç / Fotoğraf: Twitter

"Bir futbol ezberimiz yok, günlük performanslar ve doğaçlama oyun bu sonuçları getiriyor"

"Genel olarak bizim ülke futbolundaki temel sorunumuz şu: Doğaçlama oynayan bir ülkeyiz" diyen Domaç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bizim bir futbol ezberimiz yok. Günlük performanslar, doğaçlama oynanan oyunlar doğal olarak bu sonuçları bize getiriyor. Bir gün bireysel performanslar doğaçlama oyunda bireysel becerilerle öne çıkıyor ve biz Hollanda'yı, Norveç'i yeniyoruz. Bir gün tıkandığımız noktada istediklerimizi yapamadığımızda ciddi sıkıntılar yaşamaya başlıyoruz. İkinci Hollanda maçını saymıyorum ancak genel duruma baktığımızda şu tabloyu rahatlıkla söyleyebilirim: Kendimizden güç olarak daha aşağıdaki takımlara karşı oynama becerisini geliştirebilmiş değiliz... Avrupa'da her takım birbirine yakın diyoruz ama Norveç'e oynarken gösterdiğimiz performansı Letonya'ya karşı gösteremiyoruz. Çünkü oyun ezberimizde kapanan takımlara karşı daha zorlandığımız gerçeği var. Letonya iyi kapandığı için açmakta zorluk çekiyoruz. Oralarda bireysel performanslara ihtiyacımız oluyor. Genel futbol anlayışımızı değiştirmeden bu tür sonuçları istatistik haline getirebilme şansına sahip olamayız. 

"'Ölüm Yolu'na düştük, buradan çıkabilmek kolay görünmüyor ama futbolda imkansız yok"

Play-off için çekilen kurada A,B,C yolunun ilk kez uygulandığını ve 12 takım için bir yol belirlendiğini hatırlatan Domaç, Tabii ki bu yollar içerisinde Stefan Kuntz'un da söylediği gibi 'bizim için olmasın' dediğimiz iki takım vardı. İtalya ve Portekiz. 'Bunlar olmasın geri kalan hangisi olursa olsun' diye bakıyorduk. Gariptir 'talihsizlik' mi 'şanssızlık' mı diyelim ikisinin birden olduğu yola düştük. Açıkçası bu kura talihsizliği... Genelde kuralar çekilirken söylenen bir söz vardır. 'Ölüm Grubu' denirdi biz 'Ölüm Yolu'na düştük'. Bu yol en ağır yol. Buradan çıkabilmek çok kolay görünmüyor ama futbolda imkansız yok" ifadelerini kullandı. 

Türkiye'nin doğaçlama oyununun getirdiği birtakım meseleleri olduğunu bu durumun bazen avantaja dönebileceğine işaret eden Domaç, şu görüşü paylaştı:

Biz, rakip takımlar için de belirsiz bir takımız. Çarkı çevirirsiniz 6 mı 8 mi gelir bilinmez ya bizimki de öyle bir takım. Onun için rakipler için de tehlikeli oluyoruz ama ne olursa olsun Portekiz ve İtalya istemediğimiz iki takımdı. Her ne kadar 'Portekiz de çok önemli bir takım değil', 'Son dönemde sıkıntılı süreç yaşıyorlar' gibi düşünceler, iddialar oluyorsa da bunlar çok beylik cümleler. Andrea Silva'sıyla Cristiano Ronaldo'suyla say say bitmeyecek oyuncuları olan bir takıma karşı oynamaz zor ancak tek maç olması bir avantaj. İkincisi doğaçlama oyun ve bireysel performanslarla elde ettiğimiz başarılar tamamen umutsuz olmamızı getirmiyor. Birinci maç için bunları söyleyebiliriz. Tabii ki umut var. 

A Milli Takım, Dünya Kupası bileti alırsa 20 yıl aradan sonra organizasyonda yeniden yer alacak / Fotoğraf: AA

"'Kaybetmek kolay, kazanmak olay' sözü var, eğer burayı kazanırsanız büyük iş yaparsınız"

Portekiz maçının deplasmanda oynanacağını ve durumun bir avantaja dönüştürülebileceğine değinen Domaç, "Kapanan takımlara karşı daha zor iş yapan ama açık oynayan takımlara karşı pozisyon bulabilen bir takımız. O yüzden ben 'Her şey bitti' gözüyle bakmıyorum. Tabii ki avantajın Portekiz'de olduğunu net şekilde söyleyebiliriz" dedi.

Teknik direktörlerin genelde daha kolay grup istediklerini söylediklerini ama daha zor gruptan da şikayetçi olmadıklarını dile getiren Domaç, gerekçelerini şöyle aktardı:

Türkiye bu gruptan çıkamazsa teknik direktörü kaç kişi eleştirir? 'Ölüm Yolu'ndaydık bu gruptan çıkmak kolay değil biliyorduk' diye en azından eleştirilerin önemli bir bölümünün yolu kesilebilir. Bu noktada bir avantaj oluşturacaktır. Ya da 'Burada kaybetmek kolay, kazanmak olay' diye bir beylik söz vardır. Eğer burayı kazanırsanız büyük iş yaparsınız. Zaten böyle Portekiz, İtalya gibi takımlara karşı başarılı olamayacaksanız Dünya Kupası'ndaki işinizin de çok zor olacağını, orada bir katılımcı olmaktan daha ileri gitme şansınızın çok az olacağını da anlamamız lazım.

"20 yıl geçmiş ve biz Dünya Kupası'na katılamamışız, bu ülke futbolu açısından düşünülmesi gereken bir konu"

Domaç, Türkiye'nin Dünya Kupası'na katılamaması durumunda teknik anlamda bir değişim yaşanmayacağını belirterek, şunları kaydetti:

Kuntz açısından 'Ne yapalım? Ben zaten işin yarısında geldim' diyerek yola devam edecek. Orada bir problem yok. Katılamazsak ne olur? Benim için en önemli nokta bir futbol ülkesi olabilmemiz için en temel nokta uluslararası organizasyonların üçünden en fazla birini kaçırmanız lazım. Daha fazla turnuvaya katılmazsanız uluslararası bir futbol ülkesi olmanız mümkün olmuyor.  Türkiye, Dünya Kupası'na en son 2002'de gitmiş. Yıl 2022'ye gelmiş, aradan 20 yıl geçmiş ve biz Dünya Kupası'na katılamamışız. Bu ülke futbolu açısından düşünülmesi gereken bir konu. Yoksa ilk katılmadığımız da olmayacak son katılmadığımızda. Hepimiz şapkamızı önümüze koyarak önlem almamız, üstüne düşünmemiz gereken bir konu. 

"Maalesef kaybettikten sonra ah-vah etmekten başka bir şey yapmayan bir ülkeyiz"

Türkiye'nin mevcut kayıplarında hiçbir şey yapılmamasını eleştiren Domaç, sözlerini şu öneriyle noktaladı:

Maalesef biz kaybettikten sonra ah-vah etmekten başka bir şey yapmayan bir ülkeyiz. Bunu değiştirmemiz lazım. Değiştirmezsek aynen bu şekilde devam ederiz. Bunun sebebi de şu: 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı oynadık ve en kötü sonucu alan ülke olduk. Neden bu duruma geldiğimizle ilgili ne bir araştırma, ne bir tez hazırlama, ne bir görüş birliği ne bir konferans veya seminer hiçbir şey düzenlemedik. O günü kapattık ve bitti. Biz eğer hatalarımızdan ders çıkartamıyorsak, neyi doğru-yanlış yaptığımızı planlamıyorsak Şenol Güneş gider Stefan Kuntz gelir, o gider başkası gelir, bu iş böyle yürür. O yüzden bu tür konulardan ders çıkartmamız gerektiği gerçeğini bilmemiz lazım.