Tarih yaprakları 31 Mayıs 2010'u gösterdiğinde Türkiye kara bir haberle sarsıldı.
İsrail ablukası altındaki Gazze'ye dikkat çekmek için yola çıkan Mavi Marmara'ya saldırı düzenlendi.
Pek çoğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak üzere farklı ülkeden 700'ü aşkın kişinin bulunduğu gemiye baskın düzenleyen İsrail askerleri, 10 kişiyi öldürdü, onlarca kişiyi de yaraladı.
Mavi Marmara gemisi, uluslararası sulardan İsrail'in bir limanına çekildi, içindeki herkes psikolojik işkencelere maruz kaldı.
Kadın, genç, yaşlı demeden herkes çıplak aramalardan geçirildi, yolcuların değerli eşyalarına el konuldu.
O tarihte bebek olanlar bugün 11 yaşında. 11 yaşında olanlar artık evlilik çağına gelmiş genç kız ve delikanlılar.
Onlardan biri de gazeteci Cevdet Kılıçlar'ın oğlu Erdem Kılıçlar.
Şehit oğlu Erdem, üniversiteyi bitirdi, evlilik çağına geldi. Çevresinden çok sevilen Cevdet Kılıçlar'ın biricik oğlu Erdem, pazar günü yapılacak bir düğünle dünyaevine giriyor.
Üzerinden uzun zaman da geçse Mavi Marmara olayı unutulmuyor. Unutulacağı da pek mümkün değil. Çünkü Mavi Marmara ile ilgili aralıklarla gelişmeler yaşanıyor.
Her seferinde ise yaşananlar hem şehitlerin hem de yaralananların yakınlarının acılarını tazeliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Mavi Marmara ile ilgili Türkiye ve İsrail büyük oranda bir uzlaşmaya varmıştı.
Tel Aviv yönetimi özür diledikten sonra olayda hayatını kaybedenlerin ailelerine belli bir bedel ödemişti.
Dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi'nin de yer aldığı failler hakkında dava açılmıştı.
2016'da İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hükümetin İsrail'le vardığı "normalleşme" anlaşması kapsamında dava düşürülmüştü.
Mavi Marmara'ya ilişkin ceza davası düşürüldüğünde mağdurlar verilen karara itiraz ederek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurmuştu.
"Hukuksuzluğun dibi"
Mavi Marmara ceza davasının düşürülmesine yapılan itiraz dün reddedildi.
Yaşanan gelişmeyi "Hukuksuzluğun dibi" olarak niteleyen Mavi Marmara davası avukatlarından Gülden Sönmez, tepkisini "İsrail'in taleplerini harfiyen yerine getirme konusunda sıraya dizilmiş yasama, yürütme ve yargı var. Bu ülkeye yazık!" diye gösterdi.
Avukat Sönmez, Mavi Marmara davasında gelinen noktayı ve bundan sonra yapılacaklar hakkında Independent Türkçe'ye bilgi verdi.
Düşürülen Mavi Marmara davasının itirazları sonucunda hala açık olduğunu taleplerinin reddedilmesine ilişkin kararın temyiz edeceklerini ifade eden Sönmez, hukuki sürecin henüz sona ermediğini söyledi.
"Utanç vesilesi"
Mavi Marmara'nın mazlumların davası olduğunu, gölge eden ve engel olanların bunun vebalini taşıyacaklarını dile getiren Sönmez, "Yaptığımız istinaf başvurusunun dalga geçilir gibi birkaç cümleyle reddedildi. Karar hukuksuzluğun dibidir. Gerekçelendirme zahmeti bile duymayan bu karar, TBMM'de İsrail anlaşmasını savunanlarla aynı yerde duruyor. Vallahi utanç vesilesi. Bize göre sorun yok. Başımız dik, Hakk'ı savunduk. Ama siz ahirette şehitlerin yüzüne nasıl bakacaksınız?" diye sordu.
"Bir de ilahi mahkeme var" diyen Sönmez, şunları kaydetti:
"İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava usule aykırı bir şekilde düşürüldü. Tüm şehit yakınları olarak itirazlarımızı yaptık. Tam da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler'de haritalar eşliğinde Filistin topraklarının nasıl işgal edildiğini anlatırken bizim dosya sürpriz bir şekilde tüm eksiklikleriyle beraber istinafa gönderildi. Bu bizim için şok bir durumdur. Çünkü teknik olarak eksiklikleri olduğu için gönderilemez bir dosyaydı. Burada itirazımızın reddedildiğini öğrendik."
"İsyanımız adil yargılanmanın engellenmesinedir"
Gülden Sönmez'e göre her şey bitmiş değil. Bölge mahkemesinden alınan kararın önce Yargıtay arkasından da Anayasa Mahkemesi'ne götürme aşamaları var.
Başvurunun reddedildiğine ilişkin kararı öncelikle Yargıtay'a taşıyacaklarını buradan olumlu netice alınmaması halinde Türk vatandaşları adına gerekli diğer adımları da atacaklarını aktaran Sönmez, "Belki birileri ‘Türkiye'yi şikayet etmeyiz' diyeceklerdir ama açıkçası bu durumu kendi adıma sürdüreceğim. Çünkü çok bariz bir hukuksuzluk var. Hapsedilen, tekmelenen, çıplak arananlar biziz. Gözlerimizin önünde arkadaşlarımız şehit edildi. Evini gözleyen iki kişi ‘ajan' diye tutuklanıyor ama böyle bir vakaya müdahale ediliyor. Biz devletten bir kolaylık da istemedik. Sadece adil yargılama yapılmasını istiyoruz. Aksine Türkiye'nin kurumları adil yargılamayı engellemeye bile çalıştı. İsyanımız da büyük oranda bunadır" değerlendirmesinde bulundu.
"İsrail tazminat ödemedi, bağış yaptı"
"Türkiye ile İsrail devleti uzlaştığında karşılıklı bazı adımlar konusunda bir anlaşmaya varılmadı mı? Bunlardan biri de davalardan vazgeçilmesi değil miydi?" sorumuza Gülden Sönmez, şu cevabı verdi:
"Bir anlaşmaya varmış olabilirler. Bunu yapmaya hakları yoktu. Kimin adına devletler karar veriyor? İsrail, Türkiye'ye karşı bir suç işlemiş. İnsanlara karşı bir suç işlemiştir. Yürüyen de ceza davasıydı. Ayrıca İsrail tazminat ödemedi. Bağış yaptı. İşlediği haksız bir suçtan dolayı ödenmiş bir para değil. İkincisi sadece 10 şehit ailesine rızaları olmayan bir ödeme yapıldı. O haksız uygulamayla yaklaşık 700 kişi karşı karşıya geldi"
"9 kurşun yemiş ölümden dönmüş olanlar var. Bunun davası niye düşürülüyor" diyerek itirazını sürdüren Sönmez, "Anlaşma hukuken geçersizdir. Ama bu mahkeme tarafından gerekçesiz bir şekilde düşürüldü. Ceza davaları bu şekilde düşürülmez" ifadelerini kullandı.
Sönmez, alınan kararın çok can sıkıcı olarak gördüğünü bu nedenle tepkisini dün sosyal medya mecralarında dile getirdiğini, attığı her tweetin arkasında durduğunu belirtti.
"Mavi Marmara bir duruştur, vazgeçmeyeceğiz"
"İsrail ile anlaşanlar, ahirette şehitlerin yüzüne nasıl bakacaksınız?" diye tepkisini tekrarlayan Mavi Marmara yolcusu ve şu anda da avukatlığını yapan Gülden Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı:
"Henüz yargı süreçleri bitmedi. Buna devam edeceğiz. Şehit aileleri, yaralı yakınları ve yolcular ile avukatları bu anlaşmanın feshedilmesini istiyor. Yargılamanın kaldığı yerde devam etmesini talep ediyoruz. Bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz. Mavi Marmara bir duruştur. Ondan vazgeçmeyiz. Herkes vazgeçse de ben şahsen o şehitlerin avukatı olarak ben her hâlükârda sonuna kadar devam edeceğim. Hem Türkiye'deki davaların tekrar görünmesi hem de Gazze ablukasının son bulması için mücadele etmeye devam edeceğim. Çünkü, bunun büyük bir anlamı var. Bir tane ceza davası açılmıştı. Ama bireylerin açmış olduğu tazminat davaları da sürüyor. Burada da bireylerin lehine sonuçlanmış davalar da bulunuyor. Şehitlerin dışında tazminat almaya hak kazanan kişiler artık İsrail'den değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Hazine'sinden alacaklar."
"80 maddi ve manevi dava açıldı"
Sönmez'in dile getirdiği tazminat davalarına ilişkin detaylı bilgi Mavi Marmara davasını takip eden hukuk bürosundan geldi.
Avukat Merve Nur Özaydın, açılan tazminat davalarına ilişkin şunları paylaştı:
"80 tane maddi-manevi tazminat talepli dava açıldı. Davaların toplam değeri yaklaşık 8 milyon Türk Lirası. Şu ana kadar 20 tane dava sonuçlandı. 1 milyon 500 bin liralık tazminat bedeli tahsil edildi."
© The Independentturkish