Beyefendi ben bu elektrik faturasındaki TRT payına itiraz ediyorum.
Ben TRT izlemiyorum. İzlemem, izlemedim, izlemeyeceğim. Çok önceden belki izlemiş olabilirim.
Hafta sonları kovboy filmlerine falan baktım ama onları da bitirmedim zaten; Hep yarım kaldılar.
Onun için bu TRT payını ben ödemek istemiyorum, itiraz ediyorum.
Erdal bakkalın "Leyla ile Mecnun" dizisi TRT'de yayınlanırken karşı çıktığı TRT payı, daha önce defalarca kamuoyunun itirazlarına, muhalefetin de kanun tekliflerine konu oldu.
CHP ve İYİ Parti başta olmak üzere muhalefetin, sadece 2018'in sonundan bu yana verdiği "Elektrik abonelerinden alınan TRT payının kaldırılmasını öngören kanun teklifi" sayısı 10.
Kamuoyundaki şikayetlerden dizilere kadar konu olan TRT payı, 8 Kasım'daki Kabine Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasıyla yürürlükten kaldırıldı.
Böylelikle 37 yıldır devam eden TRT payı ve enerji fonu kesintileri kaldırılmış oldu.
Peki elektrik tüketen kişiler neden yıllardır TRT için de bir para ödüyor, bu pay neydi ve hayatımıza nasıl girdi?
1. TRT payı nedir?
TRT payı, en basit hâliyle, 1964'te kurulan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'na 1984'ten bu yana gelir getiren kalemlerden biri.
TRT'nin gelirlerini düzenleyen 3093 sayılı kanun, 4 Aralık 1984'te kabul edildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu kanuna göre elektrik enerjisi hasılatından ayrılacak pay, TRT'ye aktarılıyor. Yine benzer şekilde TRT'ye verilen reklamlar ile radyo, televizyon, video, cep telefonu gibi görsel/işitsel her türlü cihazdan alınan "bandrol ücreti" de TRT'nin önemli kaynaklarından.
TRT payı, faturadaki tüketim tutarı; yani aktif enerji bedeli üzerinden alınan yüzde 2'lik bir oran.
Dün itibarıyla TRT payı ile birlikte yürürlükten kaldırılan Enerji Fonu'nun oranı ise yüzde 0,7. Buradan toplanan hasılat da Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı'na iletiliyor.
Biz şimdilik TRT'ye iletilen payla devam edelim…
2. TRT payı neden alınır?
1964'te kurulduğunda "özerk tüzel bir kişilik" ilan edilen, 1972'deki anayasa değişikliği ile "özerkliği" kaldırılarak, "tarafsız kamu iktisadi kuruluşu" adıyla tanımlanan TRT'ye kamu yayıncılığı yaptığı gerekçesiyle sağlanıyordu bu kaynak.
Bu tahsilatın neden yapıldığı ile ilgili en ayrıntılı açıklamayı 2013 yılında Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunan Bülent Arınç yapıyor.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun "Elektrik abonelerinden her ay kesilen TRT payı, neye göre belirlenmektedir? Abone TRT'yi izlese de izlemese de kesilmesinin gerekçeleri nelerdir?" şeklindeki sorusuna Arınç şu yanıtı vermişti:
Dünyada birçok ülkede yayın kuruluşlarının kamusal görevlerini yerine getirmeleri için ihtiyaç duydukları güvenli finansal kaynaklar, kamu gelirlerinden sağlanmaktadır.
Özellikle Avrupa Yayın Birliği"nin (EBU) "evrensellik, bağımsızlık, mükemmellik, çeşitlilik, hesap verilebilirlik, yenilenmeden" oluşan altı önemli ilkesinin yerine getirilmesi için üye ülkeler ihtiyaç duydukları güvenli finansal kaynağı kamu gelirlerinden sağlamaktadır. Bu güvenli finans kaynağı geleneksel olarak lisans ücretidir.
Türkiye'nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 1994/1 sayılı kararı ile üye devletler kamu hizmeti görevlerini hakkıyla yerine getirebilmesi hususunda gerekli, uygun ve güvenli finansmanı sağlayacakları hususunda teminat vermişlerdir.Kamu yayıncılığı yalnızca kamunun çıkarlarına hizmet eden, izleyicileri "tüketici" olarak değil, "vatandaş" olarak gören bir hizmet niteliği taşımaktadır. Ülkemizde Kamu Hizmeti Yayıncısı Kuruluş olarak görevlendirilen TRT'nin Anayasa ve kanuna dayalı görevlerini en iyi şekilde yerine getirebilmesi için sağlıklı, düzenli ve devamlı bir gelir kaynağına sahip olması gerekmektedir.
Elektrik enerjisi satış hasılatından yüzdesel bir oranda pay alınmasının kanuni bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
Türkiye'de abonelerin elektrik faturalarıyla ödediği pay yüzde 2'dir. Bu rakam aylık ortalama 50 liralık bir fatura 1 liraya tekabül etmektedir. Söz konusu tutar Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde daha fazla olup, bazı Avrupa ülkelerinde yüzde 5'e kadar çıkmaktadır. Hatta kamu yayıncısının izlenip izlenmediği bir yana, o evde TV olup olmadığına dahi bakılmamaktadır.
Türkiye'nin de tanımak zorunda olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında kamu yayıncısı kuruluşlar aleyhine "Kamu yayıncısı Kuruluşun izlenmediği veya evinde TV-radyo bulunmadığı" yönünde açıklan davalar reddedilmiş, söz konusu kuruluşların yeterli ve düzenli bir gelir sahip olmaları gerektiği vurgulanmıştır.
Diğer yandan ülkemizin de aday statüsü kazandığı Avrupa Birliği, kamu yayıncılığının önemini vurgulamak için 1 Mayıs 1999 tarihinde, kamu yayıncısına görevlerini yerine getirebilmeleri için ihtiyaç duydukları güvenli finansal kaynağını sağlamaları hususunda üye devletlere sorumluluk yükleyen 1997 tarihli "Kamu Yayıncılığı Hakkındaki Amsterdam Protokolü"nün Avrupa Birliği kuruluş anlaşmasına eklenmesi ve anlaşmanın ayrılmaz bir parçası olması kararlaştırmıştır.
3. TRT katkı payı oranı zaman içerisinde nasıl değişti?
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun gelir yapısını belirleyen kanun 1984'te kabul edildiğinde TRT payı, yüzde 3,5 oranında belirlendi. Yasada şu ibare yer alıyordu:
… kanunla elektrik üretimi ve iletimi tesisleri kurmaya ve işletmeye dağıtım ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan diğer kurum ve kuruluşlar, tüketilen enerjinin miktarının birim bedeli ile çarpımından elde edilecek meblağın yüzde 3,5 oranı tutarındaki payı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.
Ancak bu maddede "tüketici" kavramı yoktu. Sadece "tüketilen" ibaresi kullanılmış, elektriğin kim tarafından tüketildiğine bakılmaksızın, elektrik tüketilen her durumda TRT payı ödeme yükümlülüğü getirilmişti. Bu madde 06 Temmuz 1999'da 4397 sayılı kanunla değiştirildi ve tüketici kavramı kullanılmaya başlandı.
1984'ten 1988'e kadar yüzde 3,5 seviyesinde olan TRT payı, 1992-1999 yılları arasında yüzde 2'ye çekilmiş, 1999'da tekrar yüzde 3,5'e yükseltilmişti.
AK Parti'yi tek parti olarak iktidara getiren 3 Kasım 2002 seçimlerinden tam 13 gün sonra, 16 Kasım 2002'de Erdoğan, partisinin "Acil Eylem Planı"nı açıkladı.
"Sürdürülebilir bir kalkınma ve küresel ölçekte rekabet edebilir güçlü bir ekonomi ye ulaşmanın en önemli araçlarından biri enerji politikalarıdır. İzleyeceğimiz enerji politikalarının temelini, enerjinin ucuz ve güvenilir bir şekilde temin edilmesi, rekabete dayalı bir enerji piyasası oluşturulması teşkil edecektir" diyen Erdoğan, ilk üç ay içerisinde hayata geçirecekleri projeleri şöyle sıralamıştı:
- Enerji piyasasının rekabete açılması sağlanacaktır.
- Elektrik fiyatlarının ucuzlatılmasına yönelik olarak elektrik faturalarındaki TRT payı kaldırılacaktır.
- Enerji fiyatı üzerindeki yükler azaltılacak,
- Ayrıca, bir yıllık süre içinde İşletme Haklarının Devri tamamlanacak ve enerji kayıp ve kaçakları azaltılacaktır.
Geçen 19 yılda enerji fiyatı üzerindeki yük, döviz krizleriyle daha da artarken, TRT payı 1 Mart 2003'te yüzde 3,5'ten yüzde 2'ye düşürüldü.
Sanayiciler TRT payından muaf tutuldu
TRT payının elektrik tüketicilerinin faturasına yansıtılacağı ile ilgili karar ise 9 Temmuz 2008 tarihli, 5784 sayılı "Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" başlıklı yasa ile açıklandı:
Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz.
Tarihler Temmuz 2017'yi gösterdiğinde sanayi sicil belgesi olan elektrik abonelerin de yüzde 2 olan TRT payı kaldırıldı. Sanayi sicil belgesine sahip olmayan kişi ve kuruluşlar sanayici olsalar bile bu haktan faydalanamıyordu.
4. TRT, elektrik faturalarından alınan katkı payından ne kadar gelir elde etti?
Bu sorunun cevabı, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun faaliyet raporlarından, TBMM'nin sitesindeki "Soru Önergeleri" kısmından ve Sayıştay'ın raporlarından derlemek mümkün.
Buna göre elektrik tüketiminden tahsil edilen TRT payının miktarı ve oranları yıllara göre şu şekilde:
Yıllar | Elektrik tüketiminden alınan TRT payı geliri (TL) |
1999 | 35 milyon 301 bin |
2000 | 65 milyon 37 bin |
2001 | 180 milyon 707 bin |
2003 | 240 milyon 392 bin |
2004 | 226 milyon 846 bin |
2005 | 250 milyon 598 bin |
2006 | 303 milyon 895 bin |
2007 | 334 milyon 639 bin |
2008 | 454 milyon 243 bin |
2009 | 448 milyon 128 bin |
2010 | 547 milyon 61 bin |
2011 | 514 milyon 174 bin |
2012 | 662 milyon 205 bin |
2013 | 800 milyon 700 bin |
2014 | 777 milyon |
2015 | 850 milyon |
2016 | 780 milyon |
2019 | 1 milyar 45 milyon |
Yukarıdaki tabloda 2013'e kadarki olan veriler, TBMM'de sunulan soru önergelerine verilen cevaplardan derlendi.
2013-2016 arasındaki rakamlar ise Sayıştay raporlarında belirtilen, aşağıda daha detaylı açıklanacak olan veriler yoluyla hesaplandı.
TRT'nin 2017, 2018 ve 2020 tarihli faaliyet raporlarında gelir kısmının detayları yer almamaktadır. Ancak 2019'da 1 milyar 45 milyon TL'lik TRT payı geliri alındığı belirtiliyor
5. Elektrik faturaları ucuzlayacak mı?
TRT payı ve enerji fonu kalemlerinin faturadan çıkması demek, toplamda yüzde 2,7'lik maliyetin faturalardan silinmesi anlamına geliyor.
Bu iki kalemden bir de yüzde 18'lik KDV alınıyordu. Anadolu Ajansı'nda yer alan bilgiye göre faturalarda aktif enerji bedeli üzerinden alınan bu iki kalemin yüzde 18'lik KDV etkisiyle yıllık yaklaşık yüzde 3,2'ye ulaşacağı hesaplanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Kasım'da yaptığı açıklamada mesken abonelerinin elektrik faturasında yıllık yaklaşık 930 milyon liralık indirim sağlanacağını söyledi.
En yaratıcı vergi kategorisinde bir ödül verilecekse bu, duşakabinden %8 TRT payı alma fikrini bulana verilmelidir!
— Ozan Bingöl (@ozanbingoll) July 6, 2017
6. TRT'nin diğer gelirleri ne?
3093 no'lu yasa, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun gelirlerini şöyle sıralıyor:
a) Radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlardan tahsil edilecek ücretler,
b) Elektrik enerjisi hasılatından kanuna göre ayrılacak paylar,
c) Genel bütçeden yapılacak katkılar,
d) Radyo ve televizyon vasıtasıyla yapılan her çeşit ilan ve reklam ile faaliyet gelirleri
e) Film, bant, plak, nota, dergi, kitap ve benzerlerinin yapım, yayın ve satışından elde edilecek gelirler,
f) Radyo ve televizyonla ilgili her türlü ticari işlemler ve ortaklıklardan elde edilecek gelirler,
g) Düzenlenecek konser, temsil ve benzeri programlara giriş ücreti ve bu yerlerde yapılacak ilan ve reklamdan elde edilecek gelirler,
h) Yapılacak her türlü bağış, yardım ve diğer gelirler
Tüm bunların haricinde yasa, bazı elektronik ürünlerden kesilecek TRT payını daha da detaylandırıyor.
Aşağıdaki tabloda görülen cihazların satış faturasındaki (özel tüketim vergisi hariç) Katma Değer Vergisi matrahı, ithal edenler ise Gümrük Giriş Beyannamesindeki (özel tüketim vergisi hariç) Katma Değer Vergisi matrahı üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere bandrol ücreti alınıyor ve TRT aktarılıyor.
Üstelik bu cihazların ilave bir yazılım veya donanım desteği olup olmadığına bakılmıyor. İnternet veya başka bir yolla her türlü görsel ve/veya işitsel yayını alması yeterli kabul ediliyor.
Örneğin, cep telefonu aldınız. Yüzde 10 TRT için bandrol ücreti ödüyorsunuz. Ki, bu oran 2017 öncesinde yüzde 6'ydı.
Ya da üzerinde görsel/işitsel bir cihazı olan otomobil satın aldınız. Yüzde 0,4'ü yine bandrol ücreti.
Daha enteresan kalemler de var.
Radyosu veya televizyonu olan koşu bandı, hatta duşakabin aldınız, yüzde 8'lik bir bandrol ücretini de ödüyorsunuz.
TRT gelirinin en büyük payı elektrik faturaları ve bandroller
Sayıştay'ın Kamu İşletmeleri Genel Raporları'na göre elektrik faturalarından alınan TRT payı ile sağlanan gelir, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun toplam net satışlarının yüzde 40 ila 50'sini oluşturuyor. Sonraki en büyük pay ise bandrollere ait.
Örneğin 2013-2016 arası raporlarda yer alan ifadeler şu şekilde:
- Ulaştırma-haberleşme sektöründe yer alan TRT'nin 2013 yılı net satışları önceki döneme göre yüzde 7,4 oranında artarak 1,5 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup, bu tutarın 800,7 milyon TL'si elektrik payı gelirlerine, 559,3 milyon TL'si bandrol gelirlerine ve 110,5 milyon TL'si ana faaliyet konusu yayın gelirlerine ait bulunmaktadır.
- TRT'nin 2014 yılı net satış hasılatı, 2013 yılına göre yüzde 4,8 oranında 71,2 milyon lira artışla 1,5 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Hasılatın; yüzde 51,8'i elektrik payı gelirlerinden, yüzde 38,8'i bandrol gelirlerinden, yüzde 5,1'i reklam gelirlerinden, yüzde 1,2'si sponsorluk gelirlerinden, yüzde 3,1'i diğer gelirlerden oluşmuştur.
- 2015 yılı net satış hasılatı, 2014 yılına göre yüzde 8,3 oranında 129 milyon TL artışla 1,7 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Hasılatın; yüzde 50,2'si elektrik payı gelirlerinden, yüzde 40,3'ü bandrol gelirlerinden, yüzde 6'sı reklam gelirlerinden, yüzde 1,7'si mal ve hizmet satışı gelirlerinden, yüzde 1,1'i sponsorluk gelirlerinden, yüzde 0,7'si diğer gelirlerden oluşmuştur.
- 2016 yılı net satış hasılatı yüzde 21,2 oranında 356 milyon lira artışla 2 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Hasılatın; yüzde 39'u elektrik payı gelirlerinden, yüzde 46,9'u bandrol gelirlerinden, yüzde 10,4'ü reklam gelirlerinden, yüzde 1,4'ü mal ve hizmet satışı gelirlerinden, yüzde 0,6'sı sponsorluk gelirlerinden, yüzde 1,7'si diğer gelirlerden oluşmuştur.
Son olarak TRT'nin 2019 faaliyet raporuna göre ise toplam brüt satış, 3,17 milyar, satışların maliyeti ve faaliyet giderleri ise 2,67 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.
Bunun 1 milyar 757 milyon lirasını bandrol gelirleri, 1 milyar 45 milyon lirasını ise enerji payı gelirleri oluşturdu. Bunun dışında 298,7 milyon lira ilan ve reklam geliri elde edildi.
© The Independentturkish