Dünya ve insanlığın en önemli beka sorunu, iklim değişikliğidir. İklim değişikliği varsa, onun dışındaki her şey teferruattır.
Birçok ülkede iklim değişikliği gündemde bile değildir. İklim değişikliğini gündeme almak yerine, anlamsız, yüzeysel, verimsiz siyasal iktidar mücadelelerinin gündemleştirildiğini ve asli konular haline getirildiğini görüyoruz.
Ülkemizde de iklim değişikliği hak ettiği şekilde gündemde değildir. Birleşmiş Milletler'in Glasgow'da düzenlediği İklim Değişikliği Konferansı bile gündeme alınmamaktadır.
İklim değişikliği konusundaki ilk uluslararası konferans, 1995 yılında yapılmıştır. Glasgow'da yapılan CoP 26 (Conference of the Parties) iklim değişikliği konusunda yapılan ikinci büyük küresel zirvedir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ülkemizde acilen iklim değişikliği konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturacak ve siyasal karar vericiler üzerinde olumlu düzenlemelerin yapılmasını sağlayacak iklim aktivisti gibi gayret gösterecek kişilere, gruplara ve yapılara ihtiyaç vardır.
İklim değişikliği, uykularımızı kaçıracak kadar sahici bir hayati sorundur. Önümüzde iklimin ve ekolojinin yıkımı şeklinde soğuk ve sarsıcı bir gerçek bulunmaktadır.
Bu gerçeğe rağmen coğrafyamızdaki ve dünyadaki karar vericiler, yapılar, hükümetler ve liderler, hiçbir şey yapmamaktadırlar.
İklim değişikliği ve ekolojik kriz konusunda hükümetlerin ve liderlerin duyarsızlığı, düşüncesizliği ve duygusuzluğu, insanlığı ve dünyayı korkunç bir sona doğru götürmektedir.
Dünya liderlerinin bir araya geldiği bütün zirvelerden sonra iklim değişikliği ve ekolojik kriz konularında dünya kamuoyuna pozitif mesajlar verilmiştir.
Verilen pozitif mesajlara rağmen, iklim değişikliği ve ekolojik kriz konusunda somut, işlevsel ve verimli politikalar şimdiye kadar hayata geçirilmemiştir.
İklim değişikliğini ve ekolojik krizi, liderler ülkelerindeki iç politik oyunlara kurban etmektedirler.
Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey, dünya liderlerinden pozitif mesajlar duymak değildir.
İnsanlığın ihtiyacı olan şey, hükümetlerin ve devletlerin iklim değişikliği konusunda somut ve sahici politikaları hayata geçirmek üzere harekete geçtiğini görmektir.
İklim değişikliği, küresel ısınma ve ekolojik kriz konularında harekete geçmek ve sahici politikaları hayata geçirmek yerine liderler, politikacılar ve hükümetler, on yıllar sonrasına dair vaatlerde bulunmaktadırlar.
Ülkeler, 2030, 2040, 2050 veya 2070 yılına kadar iklim değişikliği konusunda bir şeyler yapacaklarına dair taahhütlerde bulunmayı ilan etmektedirler.
Fosil atıkları, ormanların korunması, su kaynaklarının korunması, tarımsal arazilerin korunması, emisyon oranının düşürülmesi, gazların salınımının azaltılması ve sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesi alanlarında hemen ve şimdi harekete geçilmediği takdirde söylenilen şeyler, ölümcül bir oyalamadan ve ertelemeden başka bir şey değildir.
Her geçen dakika, iklim değişikliğini geri dönülmez hale getirmektedir. İklim ve doğa, politikacıların, hükümetlerin ve devletlerin keyfini beklememektedir.
İklim değiştikçe, her şey değişmekte ve yok olmaktadır. Ya şimdi harekete geçilecek, ya her şey yok olacaktır. İklim değişikliği krizi konusunda oyun, oyalama ve erteleme olamaz.
İklim değişikliği, dünyayı bir cehennem haline getirmektedir. İklim değişikliği konusunda sahiden bir şeyler yapılmadığı takdirde, herkes her şeyini kaybedecektir.
Dünya, tarımın yapılamadığı, insanların gıda, yiyecek ve içecek bulamadığı, nefes alamadığı bir yer haline gelmektedir. İklim değişikliği krizi, bizden sonrakilerin bir geleceğinin ve hayatlarının olmaması anlamına gelmektedir.
İklim değişikliği, insanlığın bir geleceğinin olmaması ve bizden sonra çocuklarımızın yaşanmaya uygun bir yeryüzüne sahip olmayacakları demektir.
Hükümetler ve politikacılar, iktidarlarını sürdürmek için her türlü siyasi oyunu ve hileyi yapmakta sakınca görmezken, iklim değişikliği konusunda ise derin bir gaflet, dalalet ve hıyanet boyutunda bir vurdumduymazlığın içindedirler.
İklim değişikliği tehdidi karşısında duyarlı bir toplumun oluşumuna ihtiyaç vardır. İklim değişikliği konusunda politikacıları ve hükümetleri harekete geçirmek için toplumsal bir seferberlik içine girilmesi gereklidir.
İklim ve ekolojik kriz konularında toplum olarak harekete geçtiğimiz takdirde sonuç almamız mümkündür.
Dünyanın politikacıların sahte çevrecilik gösterilerine ihtiyacı yoktur. İnsanlığın ihtiyaç duyduğu şey, hemen emisyonun azaltılmasıdır.
Emisyonun azaltılması konusunda sahici politikalar ortaya konulmadığı sürece iklim ve çevre krizi konusunda söylenenler aldatmacadan ve oyalamadan başka bir anlam ifade etmemektedir.
İklim değişikliği konusunda hemen ve şimdi harekete geçilmelidir. Aksi halde sonuç, dünyayı kaybetmek olacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish