AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “Öyle bir hava oluşturuyorlar ki biz sanki Türkiye'de bunca yıl hiçbir şey yapmamışız, taş üstüne taş koymamışız” dedi.
Ünal, partisinin Muğla İl Başkanlığı tarafından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
AK Parti Grup Başkanvekili olarak dezenformasyonla mücadele kanununu çalıştıklarını belirten Ünal, "AB internet ortamına ilişkin iki temel kırmızı çizgi koydu. Birincisi terörle mücadele, ikincisi dezenformasyonla mücadele. Dezenformasyonun terör kadar tehlikeli olduğunun altını çizdi AB. Dezenformasyon tek başına yalan, karalama, itibar suçu değil. Dezenformasyon gerçekle yalanın ayırt edilemez hale gelmesidir. Bugün Türkiye'de öyle bir iklim oluşturdular ki Türkiye maalesef dezenformasyona maruz kalan ülkeler arasında birinci sırada. Türkiye'deki haberlerin yüzde 49'u dezenformasyon içeriyor" dedi.
Ünal, son dönemde AK Parti ile ilgili bir itibarsızlaştırma çalışması yürütüldüğü görüşünü savunarak, "Biz eğer bu ülkeyi tam bağımsız bir Türkiye haline dönüştüreceksek bunun derdini tasasını hissetmemiz gerekiyor. Öyle bir hava oluşturuyorlar ki biz sanki Türkiye'de bunca yıl hiçbir şey yapmamışız, taş üstüne taş koymamışız. Bunu dikili bir ağacı olmayan, taş üstüne taş koymayanlar söylüyor" dedi.
“Geçen günlerde 10 büyükelçinin hukuk dersi vermeye kalkıştığını” söyleyen Ünal, şu ifadeleri kullandı:
Buradan onlara sormak lazım, siz demokrasi, insan hakları ve hukuk konusunda bu kadar hassassanız, dünyada her yıl milyonlarca çocuk, milyonlarca insan aç, mazlum ve ölümle yüz yüze geldiğinde bir kez olsun sesinizi çıkardınız mı? Siz 20 yıl boyunca Afganistan’da ne yaptınız? 20 yıl sonra Afganistan’dan ayrılırken, dünya görmek istemediği sahnelere şahit oldu. İnsanlar uçakların tekerlerinden düştü. Siz madem insanlığı ve insanlığın üzerinde yükseldiği değerleri, hakkı, adaleti, demokrasiyi, insan haklarını savunuyorsanız neden insanlar ölüyor? Neden insanlar zulüm altında? Neden Afrika sömürgeleştiriliyor? Bunun hesabını verin önce. Biz hiçbir zaman sömürgeci bir tavır takınmadık. Biz o kadar rahatız ki bizim tarihimizde ne bir soykırım, ne bir insanlık suçu, ne de bir sömürge bulamazsınız. Biz gittiğimiz her yere adalet götürdük. Osmanlı coğrafyasında, Osmanlı çekildiğinde her bir milletin kendi inancıyla, kendi diliyle, kültürüyle, folkloruyla Osmanlı tarafından korunduğunu görüyoruz. Çünkü Osmanlı insanların inançlarıyla, etnik yapılarıyla ilgilenmedi. İnancı gereği ‘dinde zorlama yoktur’ dedi ve insanları insan olarak görüp muhafaza etti. Emanet olarak gördü. Niye biz ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyoruz? Çünkü bizim asli görevimiz insanı yaşatmaktır.
AA