Bir nehrin ağız kısmında başlıyor hikayeleri. Meriç'in bir başında iki ezeli düşman iki ebedi dost. Bu düşman ve dostun Trakya'dan Ege'ye uzanan tarihi çekişmeleriyse hiçbir zaman son bulmuyor. Bir küs bir barışık komşular Türkiye ve Yunanistan'ın en sık kavgaya tutuşma sebebiyse kıta sahanlığı ve adalar meselesi.
İki komşu arasında Ege Denizi'ndeki güç savaşı her geçen gün biraz daha alevleniyor. Yunanistan'ın 12 mil çıkışları Türkiye'yi gererken, Yunanistan'ı güneyinde de Türk bayrağı görmek kızdırıyor. İhlaller, uyarılar, it dalaşları nedeniyle Ege Deniz'inde bir türlü sular durulmuyor.
Tüm bu krizlere son dönemde Yunanistan'ın adaları silahlandırması eklenince de Türkiye'nin tepkisi gecikmedi. Geçen günlerde BM Daimi Temsilcisi Feridun Siniroğlu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e mektup yazarak, "Yunanistan'ın adalar üzerindeki egemenliği geçmişte olduğu gibi bugün de adaların silahsızlandırılmasına bağlıdır. Yunanistan'ın bu adalar üzerindeki egemenliğinin silahsızlanmaya bağlı olmadığını söylemenin bir yasal dayanağı yoktur" dediği öğrenildi.
Yunanistan'ın hamlelerine Türkiye'nin yanıtı da gecikmiyor. Memleketin, batısı ve güneyi iki ülkenin yıllar süren çekişmesi nedeniyle daima hareketli.
Son dönemde ise Milli Savunma Bakanlığı'nın sık sık Gökçeada ve Bozcaada'ya yaptığı ziyaretler dikkat çekiyor. Öte yandan bakanlığın Bozcaada'nın en yüksek tepesi olan Göztepe yamacı adıyla bilinen bir meralık alana talip olduğu öğrenildi.
Bozcaada Belediyesi CHP Meclis üyesi Recep Yalçın, Milli Savunma Bakanlığı'nın Tarım İl Müdürlüğü'ne mera vasfından kaldırılması yönünde başvuruda bulunduklarını söyledi.
Bilirkişi olarak Tarım İlçe Müdürlüğü'ndeki toplantıya davet edildiğinden bahseden Yalçın, bölgenin 1/100 bin ölçekli çevre ve imar planında ağaçlandırılacak alan olduğunu söyleyerek plana aykırı olduğundan talebe muhalefet şerhi koyduğunu dile getirdi.
Yalçın, şu an ön çalışma yapıldığını ancak belediye gündemine gelen bir şey olmadığını söyledi.
Milli Savunma Bakanlığı'nın bölgeyi neden istediği sorumuza da Yalçın, "Muhtemelen birliği büyütmek için" yanıtını verdi. Şu an için sadece bölgenin mera vasfının kaldırılmasına yönelik talep olduğunu söyleyen Yalçın, "Birinci aşama olarak mera vasfının kaldırılması gerekiyor, daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın nezdinde 100 binlik planlarda tadilat olması gerekiyor. Çünkü 100 binlik planları bakanlık yaptığı için belediyenin yetki alanı dışında kalıyor" dedir.
Milli Savunma Bakanlığı'nın Bozcaada'daki hamlesi yeniden Ege Denizi'ne gözleri çevirdi.
İki komşu arasında sert rüzgarlara neden olan çekişmeleri Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik ile konuştuk.
Uluçevik, tahkimat bakımından bir faaliyet varsa bunun sebebinin silahsızlandırılmış olan adalara Yunanistan'ın yığınak yapmasından kaynaklı olduğunu ifade etti.
Uluçevik, bu adaların hem Lozan Anlaşması hem de 1947 tarihli Paris Anlaşması ile silahsızlandırılma kaydıyla Yunanistan'a verildiğini hatırlattı. Uluçevik, Yunanistan'ın bu adaları pervasızca silahlandırdığını söyledi.
Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Siniroğlu'nun Guterres'e gönderdiği mektuba atıf yapan Uluçevik, "Yunanistan da zaten bu durumu inkâr etmiyor. 1960'lı yıllardan beri yapıyor bunu. Özellikle 1964'te Kıbrıs bunalımı çıktığından beri EOKA çeteleri Kıbrıs Cumhuriyeti'nin anayasasını yıkmışlardır. İşte o zamandan itibaren tabiatıyla Türkiye'de buna tepki gösterince Yunanistan da "meşru müdafaa hakkımızdır" diyerek açıkça adaları silahlandırma başladı" dedi.
Uluçevik, adaların silahlandırılması konusu bugün hala gündemdeyse buna sebebin Yunanistan'ın davranışlarının olduğunu söyledi.
Uluçevik, Milli Savunma Bakanlığı'nın Bozcaada'da birliğini genişletmesinde herhangi bir beis görmediğini Türkiye'nin hakimiyeti altındaki bir adada gayet doğal bir karar olduğunu ifade etti.
Uluçevik, "Türkiye 12 mil konusunda da tavrını ortaya koymuştur. Eğer 6 milin ötesinden Yunan karasuları genişletilmeye kalkarsa bu casus belli sayılacağını 1976'da ilan etmiş. 1996'da yine Meclis kararıyla teyit etmiştir" diye konuştu.
© The Independentturkish
