Kürtlerin Acem satrancında son büyük direnişi: Mahabad Kürt Cumhuriyeti

Mahabad merkezli bu Kürt Cumhuriyeti; Kürtçeyi resmi dil ilan etti ve bir kabine kurdu. Devletin başına da Kadı Muhammed getirildi. Aynı yıl İran Azerbaycan'ı da harekete geçti ve Rus desteği ile özerkliğini ilan etti

Osmanlı Devleti'nin belki de son büyük padişahı Abdülhamid dönemi Kürtlerin altın çağıydı.

Sultan Abdülhamid; Doğu'da Rus, Ermeni ve Acem yayılmacılığına karşı Kürtlere güçlü bir siyasi ve askeri destek sağlamıştı. Bu destek öyle boyutlara ulaşmıştı ki İstanbul'daki birçok kesim bu durumdan rahatsızlığını açık bir şekilde dile getiriyordu.

Sultan eleştirilere şu sözlerle cevap verecekti;

Kürt ağalarından bazılarının çocuklarını, İstanbul'a getirip yerleştirdiğim için de tenkit edildiğimi biliyorum. Senelerdir Hıristiyan Ermeniler nazır mevkilerini işgal etmişlerdir. Bundan sonra da kendi dinimizden olan Kürtleri kendimize yakınlaştırmakta ne gibi bir zarar olabilir?

(Alakom - Eski İstanbul Kürtleri)
 

abdülhamid (2).jpg
Sultan II. Abdülhamid


Sultan desteğini yalnızca Kürt çocuklarını yetiştirmekle sınırlı tutmayacak, doğrudan kendisine bağlı Hamidiye Alaylarını kurarak bu desteği daha da ileri bir safhaya taşıyacaktı. Bu karar Takbir Hattı-ı Hümayunda şöyle ilan edildi;

Memleketin, teaddiyat ve tecavüzat-ı ecanibten muhafazası zımnında tertibi muk tezi olan heyet-i ask eriyenin terkibi ol memleket ahalisinin nüfus-i umumiyesine ait mükellefiyet cümlesinden olup, bu mükellefiyetten ahaliden bir kısmının istisnası kuvve -i umumiyenin noksanını icab edeceği derkar bulunduğuna ve bu kaide -i meşruanın Memalik -i Mahruse-i Şahanede bi-hakkın mer'i tutulmasıyla kuvve-i umumiye-i Osmaniye'nin tezyid ve teksir olunması maksad-ı meşruasına binaen hususiyet-i halleri hasebiyle şimdiye kadar tamamıyla intizam-ı askeri altında olarak hizmet-i askeriyede bulunamayan ve cundilik ile meşhur ve me'luf oldukları halde haymenişin (çadırda oturan) olan Efrad -ı aşairden müceddeten 'Asakir-i Hamidiye' namı celiliyle Süvari Alayları teşk ili muk teza -yı irade-i seniyye-i hilafetpenahidir.


Günlerden bir gün Ermeni Aram, Laz Arif Hikmet, Selanik mebusu Yahudi Karasu ve Draç mebusu Arnavut Esad Toptani'den oluşan bir ayak takımının tebliğ ettiği fetvadan sonra en büyük Kürt hamisi Sultan Abdülhamid tarih sahnesinden çekildi. 

Bu süreçten sonra Osmanlı Kürtleri devlete bağlılığını sürdürse de özellikle İran coğrafyası içerisinde kalan Kürtler ile politik rabıta da tamamen kopmuş oluyordu. 


İran'da bir Kürt Cumhuriyeti'ne giden süreç

İran'da ciddi bir nüfus teşkil eden Kürtler siyasi tarihleri Medlere dayandırmaktadırlar. Her millet de olduğu gibi Kürtlerin İran'da tarih sahnesine çıkışı bir mitte şekilde anlatılır;

XVI. yüzyılda yazılmış olan Şerefname'nin yazarının derlediği bazı hikâyeler vardır. Tarihsel bir belge olan Şerefname'de mitolojik bir despot olan Zahak (Ezda hak ve Dahak da denir) ile olarak bir Fars ilgili efsanesi anlatılmıştır. Bu efsaneye göre Zahak'ın iki omuzunda birer yılanbaşı çıkmış. Ancak bunlara günde iki gencin beyni yedirilerek rahat durmaları sağlanabilmiş.

Gençlerin grup grup bu yılanbaşlarına kurban edilmeleri uzun süre devam etmiş. Sonunda parlak bir hile bulunarak, yılanbaşlarına bir gencin beyni yerine bir koyun beyni yedirilmiş. Böylece her gün kurbanlardan birinin kurtulup dağlara kaçması olanağı doğmuş. İşte dağlara kaçan bu kişilerden meydana gelen topluluk Kürt halkını oluşturmuş. (XX)


Tarihi mitler bir kenara bırakıldığında; İran Kürtleri, tarih boyunca Şii Acem politikaları için büyük bir tehdit sebebiydi; çünkü Kürtler her hadisede Sünni Osmanlı ile ittifak kurarak ciddi sorunlar yaratabilmekteydi. 

Şii Türk ve Acemler bu konuda haksız da sayılmazdı. Yavuz Sultan Selim'in Doğu seferlerinde İran Kürtleri az daha tüm Acem diyarının Osmanlı'nın eline geçmesine neden oluyordu. 

İranlıların Urmiye bölgesinde gerçekleştirdikleri katliam sonrası, 1880 yılında, Osmanlı Devleti'nin örgütlediği 20 bin Kürt Süvari Şeyh Ubeydullah liderliğinde sınırı geçerek birçok şehri ele geçirdi ve İran ordusuna büyük kayıplar verdirdi.
 

Şeyh Ubeydullah.jpg
Şeyh Ubeydullah


İran bu isyanı ancak Osmanlı ile anlaşıp büyük tavizler vererek bastırabildi. 

İran Şah'ı ile görüşen Şeyh Ubeydullah kendisinin yalnızca Osmanlı Sultanına boyun eğeceğini söyleyerek ele geçirdiği şehirleri Osmanlı garantörlüğünde teslim etti.

Osmanlı Devleti bu seferi gerçekleştiren Şeyh'i, Mekke'ye göndererek ömrünün kalan kısmında huzur içinde yaşamasını temin etti. Elbette Şeyh, zaman zaman Osmanlı'ya karşı da bazı sorunlar çıkarsa da çoğunlukla Sultan'a bağlı bir siyaset takip etti. 

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusu, Tebriz'i 30 Ocak 1915'te fethetmeyi başardı; İran'ı kontrolü altında tutan Rusya yeni bir Kürt-Osmanlı ittifakına karşı büyük bir katliama girişti. 

Birkaç yıl içinde Sevr Antlaşması'nın 63. ve 64. maddeleri Kürtlere Osmanlı topraklarını da içine alan bir coğrafyada bağımsızlığa giden bir devlet vadediyordu.

Oysa bu maddeler bazı aşırı milliyetçi Kürt grupları dışında ciddi bir karşılık bulmadı. Bunun temel nedeni Ermeni, Rus ve Acem denkleminde Kürtlerin en büyük müttefiki günün sonunda yine Sünni Türklerdi. 

Rus desteği ile İran Şahlığı Kürtlere yönelik ciddi bir asimilasyon politikası izledi. Kürtçe resmi kurumlarda yasaklandı, yerel kıyafetler siyasi sembol sayıldı ve önemli Kürt liderleri ülkeden sürüldü.

İkinci Dünya Savaşı yılları ise İran Kürtleri için bir kırılma meydana getirdi. Sovyet Rusya, Kürtlere olan bakışını değiştirdi. Bunun iki nedeni vardı; Kürtlerin Nazi Almanya'sı ile yakınlaşmasını engellemek ve Rusya'nın Batı ile ilişkilerini geliştiren Şahlık rejimine karşı Kürtleri bir koz olarak kullanmak istemesiydi. 

Özellikle 1941'de tahta geçen Muhammed Rıza Pehlevi'nin tamamen İngiliz güdümünde olması İran Kürtlerinin Rusya ile güçlü bir ilişki kurmasını sağladı. 

Kürtler Rusların desteğini de arkasına alarak 'Komel' isimli gizli bir teşkilat kurdu. Kürtlerin İran hegemonyasından kurtulmasını amaçlayan bu örgüt bir lidere sahip olmaması nedeniyle ciddi bir varlık gösteremedi.

Mahabad isimli küçük bir Kürt Vilayeti'nde yaşayan Kadı Muhammed'in bu gizli teşkilata katılması ile Mahabad bir anda İran'daki bağımsızlık hareketinin merkezine dönüştü. 1945 yılına gelindiğinde bütün İran Kürt aşiretleri bu gizli örgütünün mensubu olmuştu. 
 

molla mustafa barzani.jpg
Molla Mustafa Barzani

 

Barzani ailesinin Komel örgütüne desteği

Komel Örgütü kurulduktan sonra İranlı Kürtler kısa sürede güçlü bir yapılanmaya gitti. Irak'ta bulunan Mustafa Barzani'nin askerleriyle bu örgüte katılması güçlü bir isyanın fitilini ateşledi. 

1945 yılında Bakü'de Ruslar ile görüşen Kadı Muhammed, Şah rejimine karşı harekete geçti. Şah rejimi, arkasına güçlü bir Rus desteği alan Kürt isyanına karşı koyamayınca 22 Ocak 1946 senesinde resmen özerk bir Cumhuriyet kuruldu.
 

kadı muhammed 2.jpg
Kadı Muhammed


Mahabad merkezli bu Kürt Cumhuriyeti; Kürtçeyi resmi dil ilan etti ve bir kabine kurdu. Devletin başına da Kadı Muhammed getirildi. Aynı yıl İran Azerbaycan'ı da harekete geçti ve Rus desteği ile özerkliğini ilan etti.
 

kadı muhammed.jpg
Kadı Muhammed


Kürtlerin kurduğu bu Cumhuriyet, Rus destekli olması sebebiyle Batı dünyası tarafından kabul görmedi ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı. 

Batı desteği ile iç sorunlarını halleden Şah rejimi harekete geçti ve Tebriz merkezli İran Azerbaycan'ında kurulan hükümeti yıkmayı başardı. Şah rejiminin İran Türklerine karşı giriştiği kıyımda Rusya'nın sessiz kalması Kürtleri endişeye sevk etti.

Bunun üzerine Şah rejimi ile müzakere masasına oturan Kadı Muhammed, şehri İran rejimine teslim etmeyi kabul etti. Urmiye ve Mahabad'ta İranlı Kürtler direnişi bırakınca Mustafa Barzani birlikleriyle İran topraklarından ayrıldı. 
 

molla mustafa barzani 2.jpg
Molla Mustafa Barzani


Mahabadlı Kürtlerin komünizme tevessül etmemeleri ve İran Azerbaycan'ı ile birlikte hareket etmemesi Rus desteğini kaybetmemesine gerekçe olarak gösterilirken Molla Mustafa Barzani, Mahabad'ın düşüşünü şu sözlerle açıklayacaktı;

Aslında Iran ordusu Kürtleri yenmedi, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri Sovyetler Birliği'ni yendiler.
 

Mahabad düştükten sonra idam edilen Kürt liderleri.jpg
Mahabad düştükten sonra idam edilen Kürt liderleri


İran ise başlarda Kadı Muhammed ile uyum içinde şehre giriyor gibi davransa da idareyi tamamen ele geçirince ilk iş olarak Kadı Muhammed'i bağımsızlık ilan ettiği Mahabad meydanında asarak idam etti. 

Mahabadlı Kürtler, İranlı Türklerin uğradığı gibi bir katliama uğramamaları sebebiyle kendilerini şanslı saydı. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU