İsrail Gilboa Hapishanesi’nde tutuklu altı Filistinlinin tutsağın kazdıkları tünellerle hapishaneden kaçmasının ardından olayı sansürleyen İsrail ordusu, kapsamlı karartma uygulayarak bilgilerin yayınlanmasını engelleyen bir mahkeme kararı aldı.
Aynı zamanda, keşif uçakları kullanılarak, sokak kameraları incelenerek ve binlerce Filistinli sorgulanarak kaçan mahkûmlar için başlattıkları büyük arama operasyonları devam etti.
Altı mahkûm Pazartesi günü şafak vakti hapishaneden kaçmıştı. Tüm bölgeyi kapsayan geniş bir kamera ağının varlığına ve verilerinin ayrıntılı analizine rağmen, İsrail güvenlik servislerinin elindeki bilgilerin halen sınırlı düzeyde olması büyük kafa karışıklığına sebep olmuştu.
Mahkumların yaklaşık 3 kilometre yürüdüklerini ve ardından dağıldığını gösteren kameralar, her grubun kaç kişi olduğunu ve nereye gittiğini bilmiyor.
Tel Aviv’deki Walla haber sitesine göre, güvenlik güçleri, mahkûmların sınırı geçmediklerine ve hala İsrail sınırları içinde olduklarına dair Salı günü güvence verdi.
Ancak Haaretz, güvenlik kaynaklarından bazı mahkûmların kendilerini bekleyen araçlarla Yeşil Hat alanlarından ayrıldığını ve “Ürdün’e kaçmış olma ihtimallerinin yüksek olduğunu” söylediğini aktardı.
Maariv gazetesine konuşan güvenlik kaynaklarına göre, Suriye veya Lübnan’a giderken Suriye’nin Golan Tepeleri’ndeki bir kasabaya ulaşmış olma ihtimalleri de bulunuyor.
Haaretz, bu kafa karışıklığını “tutukluların saklandığı yeri deşifre edecek güvenlik birimlerinde şu ana kadar ipucu olan bir taraf yok” ifadesinde özetledi.
Üst düzey bir İsrail polis yetkilisi, “Nihai hedef, kaçakları yakalamaktır” dedi.
İsrail Polis Operasyonları Dairesi Başkanı Şimon Nahmani, altı mahkumun aranmasını “bilinmeyene yönelik bir kovalama” olarak nitelendirerek, “Kaçış koridoru olabilecek yolları kapatıyoruz ve geçitleri kapatmak için çalışıyoruz. Birçok bilgiyi kontrol ettik ve birçok operasyon gerçekleştirdik ancak takibatta bir ilerleme gözükmüyor. Net bir resim elde etmek için çok sabır gerekiyor.” ifadelerini kullandı. Nahmani, mahkûmların sınır hatlarını geçme varsayımı üzerine önlemlerin “Gazze Şeridi için de geçerli olduğunu” ve polisin “ülkenin herhangi bir yerine helikopterlerden kısa sürede özel kuvvetler indirmeye hazır olduğunu” da sözlerine ekledi.
Güvenlik kaynakları, servislerinin hapishanedeki mahkûmları da sorguladığını ve “zaman geçtikçe soruşturmanın ağırlığının esas olarak Şin Bet’in sorumluluğunda olan istihbarat eksenine kaydığını” söyledi.
Kaynaklar, “her bilgi parçasıyla ilgilendiğini ve her taşı çevirdiğini”, ancak “dün incelenen tüm soruşturma talimatlarının herhangi bir sonuca yol açmadığını” sözlerine ekledi.
Walla internet sitesinde, İsrail ordusunun İsrail-Ürdün sınırlarında ve ülkenin kuzeyinde Lübnan ve Suriye ile sınır temas hattında konuşlu güçlerini takviye ettiği ve salı sabahı ülkenin kuzeyde 89 adet kontrol noktası kurduğu belirtildi.
Ceza İnfaz Kurumu’nun başarısızlıklarına ilişkin soruşturmada, güvenlik kameralarıyla görevlendirilen gardiyanlar ile nöbetçi kulelerinde görevli gardiyanların kaçış sırasında uyudukları, mahkûmların kaçtıkları tüneli en az yedi ay boyunca kimse fark etmeden kazabildikleri dün ortaya çıktı.
Güvenlik kaynakları, “Lahav 433” birimine bağlı gardiyanları sorgulayacak biriminin, mahkumların kaçmalarına katkıda bulunan gardiyanlardan veya cezaevi personelinden yardım aldığı şüphesiyle cezaevi personelinden ifade toplamaya başladığını doğruladı.
Emniyet Genel Müfettişi Yakup Şiftai, tutsakların adam kaçırma veya cinayet gerçekleştirme riskine karşı talimat verdiğini ve buna göre polisin ülke genelinde yaklaşık 720 devriye ve 200 kontrol noktası görevlendirdiğini belirtti.
Öte yandan İsrail ordusu, Batı Şeria’da, özellikle de kaçan tüm mahkumların bulunduğu kuzey Batı Şeria’daki Cenin civarında güçlerini takviye etmeye devam ediyor.
Soruşturmaların ilk özetine göre, İsrail güvenlik servisleri hapishaneden kaçış operasyonunun zaman çizelgesini şu şekilde açıkladı: Pazartesi günü yaklaşık 01:30’da altı mahkûm hücrelerinin banyosuna girdiler ve metal kiremitleri kaldırdılar. Hücrenin banyosunun zemininde, dar tünel açıklığına birer birer girdiler. Mahkumlar, uzunlukları 20-25 metre arasında değişen tünelden, daha önce kazdıkları, cezaevi duvarından birkaç metre uzakta bulunan ve bir gözetleme kulesinin hemen altında yer alan tünelin çıkışına sürünerek geldiler. Mahkumlar tünel açıklığından çıktıkları anda kıyafetlerini değiştirip kaçış sürecine başladılar. Sabah 01:49’da Bisan ve Afula arasında 71 numaralı rotada seyahat eden bir İsrail vatandaşı polise telefon ederek, şüphelilerin ellerinde bir şeyler taşıdığını gördüğünü söyledi. Saat 01:58’de olay yerine bir polis devriyesi geldi. Şüpheli gördüğünü söyleyen tanığı sorguya çekti. Sabah 02:14’te, Bisan karakolu komutan yardımcısı, polisin cezaevi çevresinde şüphelilerin görüldüğüne dair aldığı raporlar hakkında Gilboa cezaevi yönetimine bilgi verdi. Polisin ilk aramasından yaklaşık iki saat sonra, yani saat 03:29’da cezaevi yönetimi “üç mahkûmun” kayıp” olduğunu bildirdi. Saat tam dörtte, “diğer üç mahkûmun daha kayıp olduğu haber verdi.
İsrail soruşturmasına göre, sınırlı sayıda mahkûm kaçış planından haberdardı. Yedinci bir mahkûm daha onlara katılacaktı. Ancak son anda vazgeçti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Şarku'l Avsat