CHP Sözcüsü Öztrak: Grevsiz toplu sözleşme, sarımsaksız mantı gibidir

Öztrak, memurların toplu sözleşme görüşmesi hakkında, “Grevsiz toplu sözleşme, sarımsaksız mantı gibidir. Bir şeye benzemez. Çıkacak sonuç da ancak bu olur" dedi

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı, CHP iktidarında hepimizin için hakkın, hukukun, adaletin ve hepimiz için refahın yüzyılı olacak. Yeni kurallar, yeni kurumlar ve yeni kadrolarla ülkemizi hep birlikte ayağa kaldıracağız" diye konuştu.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Toplantı devam ederken açıklamada bulunan Parti Sözcüsü Öztrak, bugünkü toplantılarında ilk gündem maddesinin Afganistan’daki gelişmeler olduğunu söyledi.

"Erdoğan'ın Biden'la Brüksel'de yaptığı görüşmede, 'mali ve lojistik destek karşılığında' Mehmetçiğimizi, Kabil'deki havalimanına nöbetçi yazdırma pazarlığının ortaya çıkmasından sonra önemli gelişmeler oluyor" diyen Öztrak, "3 ayda düşer" denen Kabil'in 3 günde düştüğünü ifade etti.

Havaalanı projesinin de hayal olduğunu savunan Öztrak, "Afganistan'da yönetim Taliban'a geçti ama Erdoğan, para için Mehmetçiği feda etmekten çekinmiyor. Hala Kabil Havalimanı'nda Mehmetçiğin durması için ısrar ediyor. Allah aşkına bu nasıl bir havalimanı sevdasıdır? Daha önce Taliban'a karşı korumak istediğiniz tesisi, şimdi de Taliban için mi koruyacaksınız?" diye konuştu.

Taliban Sözcüsü'nün dün yaptığı açıklamada, "Havalimanında Türk askerine ihtiyaç yok, orayı kendimiz koruyacağız" dediğini aktaran Öztrak, iktidarın mesajları almamakta ısrar ettiğini savundu.

Öztrak, şöyle devam etti:

Savunma Bakanı, askerlerimizin Afganistan'da kalması için Bakanlığın ve kurumların, yeni bir tezkere üzerinde çalıştıklarını söylüyor. Ertesi gün Parti Sözcüleri çıkıyor, 'Yanlış anlaşıldı, eğer Türk askerinin kalmasına karar verilirse tezkere lazım' diye, Bakan’ın açıklamasını tevil ediyor. Bu şartlar altında Mehmetçiği Afganistan'da bırakmak, hem hukuksuzdur hem de askerlerimizi ateşe atmaktır. Askerlerimiz, başlarına kötü bir şey gelmeden derhal ülkemize ve asli görevleri olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırlarını korumaya geri dönmelidir. Diğer taraftan Erdoğan’ın Afganistan'da askerimizi sürekli pazarlık masasına sürmesi, olayın sarayın küçük ortağının iddiasının aksine, bir beka meselesi olmadığını, finans meselesi olduğunu açık seçik ortaya koyuyor.

Sığınmacı meselesine de değinen Öztrak, Taliban'ın hızlı ilerleyişiyle genç Afgan erkeklerinin, İran'ı aşarak, 2 bin 500 kilometre öteden Türkiye'ye gelişinin hızlandığını söyledi.

İlk başta farklı şeyler söylense de Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından sonra iktidarın "Türkiye yolgeçen hanı değil, Türkiye, Avrupa'nın mülteci ambarı değil, daha fazla göç yükü kaldıramayız" demeye başladığını aktaran Öztrak, "Bakın Rusya Devlet Başkanı geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, 'Sığınmacı kılığında, ülkemizde yeniden birtakım militanların belirmesini istemiyoruz' dedi. Putin’i seversiniz sevmezsiniz ama devlet insanlığı ve devlet ciddiyeti böyle oluyor. Bizde ise memlekete girenler terörist midir, arsız mıdır, uğursuz mudur belli değil. Sınırlarımız maşallah Nasreddin Hoca'nın türbesi gibi. Üç yanı açık ama kapısı kilitli" diye konuştu.

Almanya ve Avusturya Başbakanı ile Belçika'nın Göç Bakanı'nın, Afgan göçmenler için Türkiye'yi adres gösteren açıklamalarda bulunduğunu dile getiren Faik Öztrak, şöyle devam etti:

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Afganistan'dan kaçacak olanlara, Türkiye'yi adres gösterdi mi? Gösterdi. Bunlara ilk tepki Sayın Genel Başkanımızdan geldi. En sonuncusunda, sarayın Dışişleri Bakanlığı 36 saat sonra devreye girebildi. Peki, tüm bu ülkeler bu cüreti kimden, nereden alıyor? 6 milyar avro karşılığında Türkiye'yi Avrupa'nın sığınmacı gettosu yapmayı içine sindirebilen Erdoğan'dan alıyor. Bize kimse 'Erdoğan'a neden güvenmiyorsunuz' diye sormasın. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Suriye yandı, bitti, kül oldu. Olan da Suriye'den sonra, en çok bize oldu. Milletimizin cebinden 40 milyar dolardan fazla para çıktı. Yüzlerce askerimiz sınırlarımızı korumak için şehit düştü. En son, Erdoğan İngiltere Başbakanı ile telefonda görüştüğü gün, İngiliz Savunma Bakanı'nın, kendi ülkesinde bir gazeteye yazdığı yazı üzerinden saray bir karalama ve yalan kampanyası yürütmeye çalışıyor. İngiliz Bakan ülkelerine getirecekleri Afgan sığınmacılar için, 'Üçüncü ülkelerde sığınmacı merkezleri kurmayı düşündüklerini' yazdı. bugün de bu sözlerinin arkasında. Aynı yazıyla birlikte, iki İngiliz muhabir, Savunma Bakanlığındaki kaynaklarına dayanarak, 'Kastedilen yerlerin Türkiye ve Pakistan olduğunu' yazdı. Gazeteler de bu haberlerin arkasında duruyor. "Genel Başkanımız da bu haberler üzerine 'Buna müsaade etmem' deyince, sarayı aldı bir telaş. Bu telaş suçluların telaşı. Öyle görünüyor ki Genel Başkanımız yeni bir 'finansman' oyununun önünü kesmiş.

Memurların toplu sözleşme görüşmeleri

Öztrak, Boğaziçi Üniversitesine rektör atanması ve Cumhurbaşkanı kararıyla Devlet Denetleme Kurulundaki düzenlemeye tepki gösterirken, hükümetin hızla otoriterleşmeye devam ettiğini ileri sürdü.

Faik Öztrak, "Genel Başkanlarının kibrini gören AK Parti milletvekilleri de ondan aşağı kalmamak için yarışıyor. Mersin milletvekili yolda kendisini durduran polise hakaretler ediyor. Valilik polis memurları hakkında yasal işlem başlatıyor. Atama İçişleri Bakanı da sus pus. Devletin polisine sahip çıkmıyor. Devletin memuru, emeklisi zaten Erdoğan şahsım hükümetinin üvey evladı" diye konuştu.

İki gün önce, memurların toplu sözleşme görüşmelerinin tamamlandığını ve memurlarla memur emeklilerinin, gelecek iki yılda alacağı maaş zammının belirlendiğini hatırlatan Öztrak, "2022'in ilk altı ayında yüzde 5, ikinci altı ayında yüzde 7 birde üstüne enflasyon farkı. 2023'te ise ilk altı ayda yüzde 8, ikinci altı ayda yüzde 6 zam yapıldı. Eğer enflasyon bunları aşarsa ki hiç şüphe yok aşacak, aradaki fark enflasyon farkı olarak eklenecek. Yani memurlar enflasyon kadar fark alacak, refahtan pay alamayacak. Nasılsa saray ve şürekası refahtan paylarını üç-beş ballı maaşla bol bol alıyor. Bakanın ballandırarak anlattığı yüzde 9 büyüme hikayesinin, memura faydası olmayacak" dedi.

Yıllardır, hemşirelerin, din görevlilerinin, öğretmenlerin ve polislerin beklediği 3600 ek göstergenin de komisyona havale edildiğini belirten Öztrak, ilk seçimden sonra 3600 ek göstergeyi vermenin kendilerine nasip olacağını savundu.

Öztrak, "Grevsiz toplu sözleşme, sarımsaksız mantı gibidir. Bir şeye benzemez. Çıkacak sonuç da ancak bu olur. Sendika, memura verilen sefalet zammından memnun. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı toplantıda, 'Çalışma hayatı boyunca böyle zam görmediğini' söyledi. Sayın Bakan, Türkiye de son yıllarda böyle enflasyon görmedi" dedi.

Temmuz ayı itibarıyla, 4 kişilik ailenin açlık sınırının 2 bin 903 lira, yoksulluk sınırının ise 9 bin 457 lira olduğunu aktaran Öztrak, şöyle konuştu:

Son bir yılda, doğal gaza yüzde 19, elektriğe yüzde 30 zam geldi. Arabası olan da olmayan da yandı. Pompacılar vergi tahsildarı. Son bir yılda 50 litrelik depo, benzinli arabada 61,5 lira, mazotlu arabada 59 lira, Tüplü arabada 56 lira daha fazlaya doluyor. Son bir yılda otomobil fiyatları dizelde yüzde 60'ın üzerinde zamlandı. Benzinlide ise artış yüzde 100. Gençler için yeni bir otomobil almak hayal oldu, ikinci el bile çok zor. Artık resmi rakamlarla bile mızrak çuvala sığmıyor. Bir yılda tavuk eti yüzde 56, mısırözü yağı yüzde 51, ayçiçek yağı yüzde 60 zam gördü. Ayçiçeği üreticisi ise hala alım fiyatı bekliyor. Çiftçinin ayakta kalabilmesi için, tarlasını önümüzdeki sene de ekebilecek kadar kazanması için ziraatçiler ayçiçeğinde fiyatın 6,5 liranın altına düşmemesi gerektiğini söylüyor. Üreticiyi ithalata ezdirmemek için, indirilen gümrük duvarlarının derhal eski seviyesine yükseltilmesi, ithalata bire bir buçuk kilo yerli ürün alım kotası getirilmesi de gerekiyor. Eğer bunlar yapılmazsa Türkiye önümüzdeki yıl ayçiçeği ithalatına daha büyük paralar ödemek zorunda kalacak.

Dün IMF'nin, salgınla mücadelede ülkelere destek vermek için 650 milyar dolar büyüklüğünde bir rezerv desteğini, kotalarına oranla üye ülkelerin kullanımına sunduğunu hatırlatan Öztrak, Türkiye'ye de buradan 6,3 milyar dolarlık bir pay düştüğünü bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir dönem, "IMF geldi, bizden 5 milyar dolar istedi" diye hava attığını hatırlatan Öztrak, "Şimdi ise IMF’nin verdiği 6,3 milyar dolar destekle caka satacak duruma düştü. Nereden nereye değil mi? Erdoğan dün, 'Süreci tamamlanan işlemlerle rezervimiz artacak' dedi. Süreci tamamlanacak işlem de ne? IMF'nin size verdiği rezerv desteği olduğunu neden açık seçik söylemiyorsunuz. Allah'ın bildiğini kuldan niye saklıyorsunuz? Kimden korkup çekiniyorsunuz?" diye konuştu.

Merkez Bankası rezervlerinin de açıklanan gibi olmadığını savunan Öztrak, "Merkez Bankasının kasasında 67 milyar doları brüt döviz, 40 milyar doları altın olmak üzere 107 milyar dolar var. Erdoğan'ın dediği gibi 109 milyar dolar da yok. Bundan döviz kredi ve mevduatlarını, SWAP’ları ve şarta bağlı döviz yükümlülüklerini düşüp, eti kemiğinden ayırdığınızda, IMF tanımına göre döviz kasamız 30 milyar dolar açık veriyor" dedi.

Türkiye'nin en gelişmiş ekonomiler liginde 2013'ten bu yana 3 sıra gerileyerek 19'uncu sıraya düştüğünü belirten Öztrak, "Bırakın vadettikleri gibi ilk 10 ekonomiye girmeyi, İlk 20'den düşme sınırındayız. Yine Uluslararası Finans Enstitüsünün raporuna göre gelişmekte olan ülkeler arasında, Çin’in ardından borcu en hızlı artan ülke Türkiye. Bunca makyaja rağmen 2018'in ikinci üç ayında ülkede 5 milyon olan işsiz sayısı 2021'de 10 milyona dayandı. Erdoğan şahsım hükümetinin iş başına gelmesinden sonra son 3 yılda bırakın vatandaşlara yeni iş vermeyi, 668 bin yurttaşımız, olan işini kaybetti. Erdoğan koruma ordusunu sarayında bırakıp, direksiyona atlasa, çarşıya, pazara gitse ülkenin de vatandaşın da gerçek halini görecek. Milletin, esnafın, çiftçinin, nasıl borca battığını anlayacak. Anlattığı bu masallara belki kendi il başkanları inanmıştır ama milletimiz kanmıyor. Millet herkesin ne yaptığını görüyor. Herkese notunu veriyor. İlk seçimde, bu hükümete tasdiknamesini verip eve göndermek için gün sayıyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı, CHP iktidarında hepimizin için hakkın, hukukun, adaletin ve hepimiz için refahın yüzyılı olacak. Yeni kurallar, yeni kurumlar ve yeni kadrolarla ülkemizi hep birlikte ayağa kaldıracağız. Bu ülkede dilleri kirleten nefret söylemini bitireceğiz. Bu ülkeyi sevmek noktasında buluştuğumuz tüm vatandaşlarımızı dostlukla kucaklayacağız. Biz bu ülkede üretimi yeniden canlandıracağız. Doğru planlamayla tarlada çiftçi alın terinin karşılığını alacak, mutfaktaki yangın sönecek. Sanayide yükte hafif pahada ağır, katma değerli üretim esas olacak" diye konuştu.

Faik Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İngiltere'den "Türkiye'de mülteci merkezi kurulacak" haberlerine yalanlama gelmesi ve Savunma Bakanlığının özür dilemesine rağmen Kılıçdaroğlu'nun konuyla ilgili sosyal medyadan yaptığı paylaşımı kaldırmayı düşünüp düşünmediğine yönelik bir soru üzerine Öztrak, "Benim bildiğim kadarıyla Savunma Bakanlığı özür dilemedi de oradaki bir televizyon özür diledi" yanıtını verdi.

İngiliz Bakan'ın bölge ülkelerinde sığınmacı merkezi kuracakları açıklamasını yalanlamadığını belirten Öztrak, "İki gazeteci verdikleri bu haberi sildi mi? Hayır. Üstelik bu iki gazetecinin çalıştığı gazete haberin kaynağının Savunma Bakanlığı olduğunu söyledi ve 'Biz haberimizin arkasındayız' dedi" ifadelerini kullandı.

CHP'nin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın bu konudaki dünkü açıklaması sorulan Öztrak, şunları söyledi:

Seçilecek cumhurbaşkanı çok zorlu bir görevle karşı karşıyadır. Bu nedenle, bizim gündemimizde bugün cumhurbaşkanının ismi değil nitelikleri, yapacakları ön plana çıkmaktadır. Ama saray çok merak ediyorsa getirsin erken seçim sandığını adayımızın kim olacağını hemen açıklayalım.

"Memur maaş zamları hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklananlardan farklı rakamları telaffuz ettiği" yönündeki bir soru üzerine de Faik Öztrak, şunları kaydetti:

Erdoğan'ın şöyle bir huyu var, vatandaşa verdiğini 6 sıfırlı eski parayla, vatandaştan aldığını da yeni parayla söylemeyi seviyor. Memur maaşlarına gelince de sineği tutmuş, kanadından yağ çıkarmaya çalışıyor. 2 yıllık oransal artışları topluyor, onun üzerine toplu sözleşme ikramiyesi gibi bazı ek artışları koyuyor, hepsini topluyor, çarpıyor, bölüyor yüzde 31'i zorlaya zorlaya buluyor. Neden artışları yıl yıl vermiyor. Neden tek bir yıllık artışla başlamıyor. Çünkü kendisi de gayet iyi biliyor ki enflasyonu gelecek yıl, öngörülen verdiği zam seviyelerine düşüremeyecek. Memura refahtan pay veremeyecek. Bunu söylemek yerine 2 yıllık toplam maaş artışını dikkate alıp ona göre hesap yapıyor. Erdoğan'ın söylediği maaşlar aslında 2 yıl sonra alınacak maaşlar. İki yıla kim öle kim kala. CHP iktidarında memurumuzu hem gerçek enflasyona ezdirmeyeceğiz hem de refahtan ve büyümeden pay vereceğiz. Gelir gelmez yapacağımız ilk işlerden biri, memurumuzun ve emeklilerimizin bu iktidar döneminde kaybettiklerini kendilerine iade etmek olacaktır.

 

Independent Türkçe, AA 

DAHA FAZLA HABER OKU