Orman yangınlarıyla mücadele... Yetkili bakanlık mı belediyeler mi? Tedbirler yetersiz mi kaldı?

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli'nin yangınla mücadele yerleşim yerleri odaklı çalıştıklarını açıklaması ve belediyelere dikkati çekmesi tartışma yarattı

Gazeteci Veysel Karahan, Muğla'daki yangını yerinden takip etti. 

Gördüğü sahneleri, "Manzara felaketti, gece geçtiğimiz yollar kilometreler boyunca cehennem yeri gibiydi" ifadeleriyle anlatan Karahan, "Aydın sınırından, Menteşe, Kavaklıdere civarında hemen hemen geçtiğimiz tüm yollar ateş altındaydı. Muğla'nın kuzeyi, Aydın'ın güneyi dün geceyi (2 Ağustos) uykusuz geçirdi diyebilirim. Sivil toplum kuruluşları, köylüler, arama kurtarma ekipleri ve itfaiye ekipleri sabah saatlerine kadar rüzgarın etkisiyle sürekli yayılan yangınla mücadele etmeye çalıştı" dedi.

"Sahada gördüğümüz kadarıyla arazöz eksikliği de vardı. Gece havadan müdahale yetersiz kaldığı için yüzlerce hektarlık kara çam ormanları küle döndü" diyen Karahan şunları söyledi:

"Biz gazeteciler, zaman zaman kendi işimizi yapmayı bırakıp küreklerle halka yardım ettik. Tabi beni en çok etkileyen ahırlarda kalan hayvanlarını kurtarmak için gelen cesur yörük kadınları oldu. Gözyaşları içerisinde susuz kalan, dumana maruz kalan hayvanları alevlerden uzaklaştırdılar. Teknik anlamda en çok dikkatimi çeken hem kamu kurumları hem de söndürme çalışmalarına katılan halkın koordinasyon problemiydi."

toma yangın AA.jpg
Muğla'daki orman yangınını söndürme çalışmalarına polis de TOMA'yla destek verdi / Fotoğraf: AA

 

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, bütün devletlerde olduğu gibi Türkiye'de de yangınlar çıkmadan önce önleme çalışmaları yapıldığını, yangınlarda görev alacak köylülerin listelerinin de önceden hazırlandığını söylüyor.

"Ciddi bir yangınla mücadele organizasyon ekibi vardır" diyen Türkyılmaz, "Yangınla mücadele çıkmadan önce başlar, alan ağaçlandırılıncaya kadar da sürer. Bu tedbirler Türkiye'de alınıyor. Ama sabotaj dolayısıyla ya da mevsimsel nedenler büyük yangınlar çıkıyor. Son yangınlar yerleşim yerlerine kadar sirayet edince insanlarda tedirginlik oluştu. ‘Acaba tedbir alınmıyor mu' sorusu akıllara geldi ama tedbirsizlik gibi bir lüks yok" dedi.

 

E72s7VaWEAE4IXo.jpeg
Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz / Fotoğraf: Twitter

 

Küresel ısınma yeni konseptleri zorunlu kılıyor

Yaşananların doğal bir afet olduğunu vurgulayan Türkyılmaz, ABD, Sibirya, Fransa ve İtalya'da da büyük yangınların çıktığını hatırlatarak "Küresel ısınma dediğimiz iklim değişikliği Türkiye başta olmak üzere bütün ülkelerin dikkate alması gereken bir olay. Artık ormanları korumak için iklim değişikliği referans alınarak yeni konseptler geliştirilmeli. Bugüne kadar olanlar yeterliydi ama iklim değişikliği yeni konseptlerin ve çözümlerin ortaya çıkarılmasını öneriyor" ifadelerini kullandı.

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli: Maalesef ormanlarımızı da bırakmak zorunda kalıyoruz

Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli dün yaptığı açıklamada yangınla mücadelede yerleşim yeri odaklı çalıştıklarını belirterek "Burada maalesef ormanlarımızı da bırakmak zorunda kalıyoruz" demişti. Anadolu Ajansı'nın abonelerine geçtiği habere göre Pakdemirli, "Yerleşim yerlerindeki can ve mal emniyetini sağlamak için özellikle tahkimat böyle gitti. Özellikle Marmaris özelindeki yangında da çok ciddi bir yerleşim yerleri tahkimatla çalıştık. Dün de söyledim, yerleşim yerlerinin normal şartlar altında güvenlik altına alınması belediyelerimizin işi. Ama belediyelerimizin de bundan sonra 'şu binada yangın çıktı, buraya bir itfaiye gönderelim söndürelim' ötesinde, özellikle ormana yakın belediyelerimizin de bunların tahkimatı konusunda da yine ormanla iş birliği içerisinde bu konuda ileriye yönelik mutlaka tedbir alınması gerekir diye düşünüyorum" demişti.


 

PakdemirliAA1.jpg
 Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli / Fotoğraf: AA

 

Sabotaj vardı

Pakdemirli'nin bu sözlerini değerlendiren Türkyılmaz, "Yangınlar 35 il 130'un üzerinde alana sirayet etti. Manavgat'ta, Akseki'de, Gündoğmuş'ta yerleşim yerlerine ulaştı. Burada bir sabotaj ihtimali de görünür hale geldi. Teknik verilere göre yangınlarda iklim değişikliği, küresel ısınma, nem düşüklüğü, rüzgar kesinlikle etkili oldu ama sabotaj yapanlar zaten bunların bilgisine de vakıf. Yangınların bir kısmı yerleşim yerlerine sıçrasın diye koordine edildi. Tüm sahayı gezdim, yangınla mücadele eden arkadaşlarımızı yerinde ziyaret ettim. Yangın yerleşim yerlerine ulaşsın diye provokatif çalışmalar yapıldı. Devlet resmi belge elde etmeden açıklama yapmaz ama benim bir meslek örgütü genel başkanı olarak, 30 yıllık ormancılık tecrübeme dayanarak gördüğüm şey burada bir sabotajın olduğuydu. Tabii doğal bir afet aynı zamanda da bir sabotaj. Bir tane ağacın yanması canımızı yakar, akciğerlerimiz yanıyor ama mesele insan canı olunca bir tane insan yanacağına bin tane ağaç yansın. Bakan Bey, bütün eforumuzu insan canı için şehirlere yönlendirdik dolayısıyla yangınlar istenilen erkenlikle kontrol edilemedi dedi. Bundan çıkan yorumun bu olması gerekiyor" şeklinde konuştu.

6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 69. maddesine göre orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü görev Orman teşkilatının kontrolünde bulunuyor.

Belediye İtfaiye Yönetmeliği'nin 6. maddesinde ise belediyelere ait itfaiye görevlileri talep edilmesi halinde orman yangınlarının söndürülmesi çalışmalarına destek gönderiyor. 

 

EDixk6UWwAA1J6U.jpeg
İBB İtfaiye Daire Başkanı Remzi Albayrak / Fotoğraf: Twitter


"Biz sadece çağrı üzerine muavenet ederiz"

Antalya ve Muğla'daki orman yangınlarının söndürülmesi amacıyla bölgeye giden ekipler arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait itfaiye görevlileri de vardı. 

Dün Halk TV'de yayınlanan bir yayına bağlanan İBB İtfaiye Daire Başkanı Remzi Albayrak'a Pakdemirli'nin o sözleri de soruldu. Albayrak konuyla ilgili şunları söyledi: 3 çeşit itfaiye var. Bunlardan birincisi orman itfaiyesi, bir tanesi kara ya da şehir itfaiyesi bir de deniz itfaiyesi. Ormanlardaki yangınlardan Tarım ve Orman Bakanlığı sorumludur, kara itfaiyesi muavenet olarak çağrı üzerine gider ve yardıma koşar. Denizdeki yangınlarda ise Kıyı Emniyeti sorumludur, onlar bizden böyle talep açtıkları takdirde biz de muavenet olarak yardıma gideriz. Sorumluluk Tarım ve Orman Bakanlığı'ndadır. Bizleri muavenet olarak davet ettikleri takdirde veya durumdan vazife çıkararak AFAD üzerinden reaksiyon göstererek yangına müdahalede katkı sunmaya çalışıyoruz.

 

Independent Türkçe, AA, Halk TV

 

DAHA FAZLA HABER OKU