HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında konuştu.
Bu haftaki grup toplantısını "Parlamento Kadın Grubu" olarak gerçekleştirdiklerini duyuran Buldan, kadınların varlığına, kazanılmış haklarına AKP-MHP iktidarı tarafından topyekün saldırının gerçekleştirildiği bir dönemden geçiyoruz" diye konuştu.
İzmir HDP İl Binası'na yönelik silahlı saldırıda parti çalışanı Deniz Poyraz'ı öldüren Onur Gencer için "İzmir tetikçisi" ifadesini kullanan Buldan şunları kaydetti:
Özel olarak eğitilen İzmir tetikçisini hangi nefret siyasetinin yetiştirdiğini gayet iyi tanıyoruz. Deniz'i katleden zihniyet, zulümle, baskıyla başaramadıklarını katliamla başarmaya çalışanlardır. Deniz'i katleden zihniyet, kadını, Kürt'ü hedef gösteren faşist zihniyettir. Baskıyla korkmadığımızı, zulümle pes etmediğimizi, vazgeçmediğimizi çok iyi bilirler. Bir kez daha haykırıyorum: İzmir katliamı hak mücadelemizi daha da pekiştirmiştir. Bizden aldığınız her bir canın hesabını yargı önünde mutlaka soracağız.
"Kadınlar barikatları yıkarak 'dur' dedi"
1 Temmuz itibariyle feshedilen İstanbul Sözleşmesi'ne de değinen Buldan, "Biz fesih ederiz onlar da kabullenir sananlar yanıldılar. Kadınlar ne kabul ettiler ne biat ettiler. AKP-MHP erkek iktidarının inşa ettiği faşizme karşı kadınlar barikatları yıkarak dur dedi. Yasaklarınız, fesihleriniz, engelleriniz değil kadınların direndiği meydanlar kazanacaktır" diye konuştu.
Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, Parlamento Kadın Grubu Toplantımızda konuşuyor https://t.co/ZfwvPP9a30
— HDP (@HDPgenelmerkezi) July 6, 2021
İstanbul Sözleşmesi'nin kadın haklarını geliştiren ve koruyan, kadınlara yönelik suçları önleyen, çocuk istismarını önleme ve etkin mücadeleyi gerektiren bir sözleşme olduğunu kaydeden Buldan, "Kadınlar için gereklidir, vazgeçilmezdir. Fakat tek bir adam; erkek ittifakıyla, toplumun tüm kesimlerinden kadınların haklarını teminat altına alan sözleşmesi hedef aldı" ifadelerini kullandı.
"AKP-MHP iktidarı kadınlarla mücadele halindedir"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bu sözleşmeyle başlamadığı gibi bu sözleşmeyle bitmeyecek" sözlerini hatırlatan Buldan şu ifadelerle devam etti:
Bu gerçek dışı sözleri biz kadınlara değil, sarayındaki yardakçılarına anlatsın. Belki kendisine inanan birilerini bulabilir. AKP-MHP iktidarı kadına yönelik şiddetle değil, kadınlarla mücadele halindedir.
Kendisinin iktidarda olduğu süre içinde 16 bine yakın kadın katledildi. Kadına yönelik şiddet, görülmemiş oranda yükselmiştir. Sadece adalet bakanlığı verilerine göre 145 bin 939 çocuk istismarı davası açılmıştır. 2 milyona yakın kadın hayatta kalmak için koruma talep etmiştir. Kadın işsizlik oranı resmi rakama göre yüzde 45'e ulaşmıştır. Kadınların bütün hakları AKP hükümeti tarafından tehdit edilmiş, saldırıya uğramıştır.
HDP'nin ısrarıyla Meclis'te Kadına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu kurulduğunu belirten Buldan, "Bu komisyon bırakın kadınla yönelik şiddetle mücadelenin yöntemlerini tartışmayı, erkek şiddetini ve İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasını meşrulaştırmak üzere çalıştırıldı. Bu düzmece komisyondan çekildik. Çok açık ve net olarak ifade etmek istiyorum, AKP bu ülkede kadınların başına gelmiş en büyük felakettir" dedi.
"Talan düzeni 3. yılında"
Buldan şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri talan düzeni 3. yılındadır. Bu 3 yılın başında Türkiye'yi uçuracağız dediler, ekonomiyi çökerttiler, esnafı, emekçiyi çökerttiler. Hükümetin karnesi elbetteki sıfır. Yandaşın ekonomisini büyüttüler, yolsuzlukla, zam furyasıyla halkın ekonomisini çökerttiler. İşsizlik arttı, enflasyon arttı, yurttaşın borcu arttı. Bu sistem değişmeden çöküşün de sona ermeyeceğini iyi biliyoruz.
Emine Erdoğan'a tepki
Emine Erdoğan'ın "Porsiyonları küçültelim" açıklamasına da tepki gösteren Buldan şöyle konuştu:
Bir yıllık harcaması 2,8 milyar dolar olan saray ailesinin ferdi ise halka 'kemerleri sıkalım, porsiyonları küçültelim' telkinleri veriyor. Fakat halkın kemerinde ne sıkacak delik, ne tabağında küçültecek porsiyonu kalmamıştır. İnsanların çöplerden, pazar artıklarından karnını doyurmaya çalıştığı şu ülke ortamında bu açıklamalar utanmazlıktan başka bir şeyle açıklanamaz. Sarayın saltanatından hiçbir tasarruf yok. Her ay 3-5 maaş alanların huzur hakkından tasarruf yok. Yandaşların vergi affından hiçbir tasarruf yok. ÖSO ve çetelerine ödenen maaşlardan, savaşa aktarılan devasa bütçeden hiçbir tasarruf yok. Patronlara halkın cebinden peşkeş çekilen vergi affından tasarruf yok.
Independent Türkçe