Gıda fiyatlarında rekor artışa yol açan 3 neden

IMF, 2022’ye kadar gıda fiyatlarının yüzde 45 artmasını bekliyor

Hong Kong'daki bir mahalle pazarı. (AFP)

Uluslararası Para Fonu (IMF), özellikle enflasyon oranlarındaki artışı doğrulayan göstergelerin ortaya çıkmasıyla birlikte önümüzdeki dönemde emtia ve gıda fiyatlarında artış olacağı uyarısında bulundu. Son verilere göre her ne kadar küresel olarak tüketici gıda fiyatları enflasyonunda düşüş olsa da bu durum önümüzdeki aylarda değişebilir. Küresel olarak tüketicilerin geçen yıl olduğu gibi yeni bir fiyat artış dalgasıyla karşı karşıya kalması bekleniyor. Zira fiyatların tekrar yükseldiği görülüyor.

Fiyat artışlarından çeşitli faktörler nedeniyle ülkeler arasında önemli farklılıklar olması ve tüketicilerin bu etkiyi en çok Kovid-19 salgınının etkileriyle boğuşan pazarlarda ve gelişmekte olan ekonomilerde hissetmesi muhtemel görülüyor.

Gümrük vergileri

IMF, yakın tarihli bir raporda tüketici gıda fiyatları enflasyonundaki artışın salgının patlak vermesinden öncesine dayandığını ortaya koydu. 2018 yazında Çin, dünyadaki domuzların yüzde 50'sinden fazlasını, Çin domuz sürüsünün çoğunu yok eden bir Afrika domuz vebası salgınıyla sarsıldı. Bu, dünyanın birçok bölgesinde et ve diğer hayvansal protein fiyatları üzerinde dalgalanma etkisi yaratarak Pekin'deki et fiyatlarını 2019 ortalarında tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkardı.

Washington ve Pekin arasındaki ticaret anlaşmazlığı sırasında ABD'de domuz eti ve soya fasulyesi ithalatında Çin’e yönelik farklı tarife uygulanması da krizi daha şiddetlendirdi. Salgının başlangıcında, gıda tedarik zinciri aksaklıkları, gıda hizmetlerinden dışarıda yemek yeme gibi perakende marketlere geçiş ve tüketici depolaması, ABD dolarının değerinde keskin bir değerlemeyle birlikte tüketici gıda fiyat endekslerini yükseltti. Raporda bazı ülkelerde gıda ve enerji de dahil olmak üzere birincil emtia üretici fiyatlarının keskin bir şekilde düşmesine rağmen Nisan 2020'de tüketici gıda enflasyonunun zirveye çıkmasına işaret edildi. Bununla birlikte birincil gıda ürünlerine olan talebin kesintiye uğradığı belirtildi. 2020 yazının başlarında çeşitli tüketici gıda maddelerinin fiyatı azaldı ve bu da birçok ülkede söz konusu malzemelerin enflasyonunun düşmesine neden oldu.

Fiyatlar deniz taşımacılığının yüksek maliyetinden etkileniyor

Gıda fiyatları yükselmiş olsa da bunun son yıllardaki en sert yükseliş olduğunu söylemek abartı olur. Kriz bu yılın ilerleyen zamanlarında, hatta 2022'ye kadar devam edebilir. Ancak gerçek zamanlı olarak enflasyona katkıda bulunmaz.

Diğer yandan üretici fiyatları da son zamanlarda yükseldi. Ancak tüketici fiyatlarının üretici fiyatlarındaki değişiklikleri yansıtması en az altı ila 12 ay sürüyor. Ayrıca ortalama olarak, üretici fiyatlarından tüketici fiyatlarına geçiş sadece yüzde 20 civarında kalıyor. Bunun nedeni, tüketici gıda fiyatlarının, birincil gıda ürünlerinin nakliyesi, gıdaların işlenmesi, paketlenmesi ve pazarlanması ile nakliye ücretleri gibi nihai dağıtım maliyetlerini de içermesidir.

Raporda, nakliye maliyetleri endeksine göre deniz navlun oranlarının son 12 ayda yaklaşık iki ila üç kat arttığı belirtildi. Bu arada yüksek benzin fiyatları ve bazı bölgelerde kamyon şoförlerinin azlığı, karayolu taşımacılığı hizmetlerinin maliyetinin de artmasına neden oldu. Sonuç olarak daha yüksek nakliye maliyetleri, tüketici gıda fiyatlarını daha da şişiriyor.

Uluslararası gıda fiyatları 2020 yılının nisan ayındaki en düşük seviyelerinden yüzde 47,2 artarak 2021 Mayıs ayında 2014' den bu yana gerçekleşen en yüksek seviyelerine ulaştı. Örneğin Mayıs 2020 ile Mayıs 2021 arasında soya fasulyesi ve mısır fiyatları sırasıyla yüzde 86 ve yüzde 111'den fazla arttı.

Krizin 3 nedeni

Rapor, üretici fiyatlarındaki son artışın arkasında 3 ana faktör olduğunu ortaya koyuyor. Bunlardan ilki gıda ile ilgili. Sorun, salgın endişeleri nedeniyle ülkelerin gıda rezervlerini stoklaması, yiyecek insan tüketimi ve hayvan yemi için temel gıda maddelerine olan talebin özellikle Çin'den yüksek kalması ile kendini gösteriyor.

İkinci neden, iklim krizinin Arjantin, Brezilya, Rusya, Ukrayna ve ABD de dahil olmak üzere gıda ihraç eden başlıca ülkelerde kuru havaya neden olması. Bu, bazı durumlarda karşılanamayan talebe yol açtı. Talebin arzı geçmesiyle birlikte piyasadaki sıkılığın bir ölçüsü olan ABD ve küresel öz sermaye-kullanım oranları, bazı emtialar için birkaç yılın en düşük seviyelerine ulaştı.

Üçüncü nedense tüccarlar tarafından ticari olmayan spekülatif talebin artmasına neden olan biyo yakıtlara yönelik güçlü talep ile ilgili. İhracat kısıtlamaları da küresel üretici fiyatlarını destekleyen ek faktör olarak ön plana çıktı.

Bu verilere dayanarak tüketici gıda fiyatları enflasyonunun 2021 ve 2022'nin geri kalanında tekrar artması muhtemel gözüküyor. Gerçekten de, uluslararası gıda fiyatlarındaki son keskin artışla maliyetleri karşılayamayan perakendeciler fiyatları tüketicilere yansıttığından bazı bölgelerde yavaş yavaş yerel tüketici fiyatları da yükseliyor. 

Gelişmekte olan ülkeler için yüksek ithalat faturaları

Bununla birlikte uluslararası gıda fiyatlarının bu yıl yüzde 25, gelecek yıl da yüzde 20 olmak üzere yüzde 45 oranında artması bekleniyor. Daha fazlasının görülmesi de muhtemel. Bu, tüketici gıda fiyat enflasyonunda 2021 ve 2022 yıllarında ortalama 3,2 puan ve 1,75 puan artış anlamına geliyor. Daha yüksek nakliye maliyetler nedeniyle 2021 için küresel tüketici gıda enflasyonuna yüzde 1 puan daha eklenebilir.

Rapor, yükselen pazarlardaki tüketicilerin gıda ithalatına bağımlılığın artması nedeniyle daha da yüksek artışlar görebildikleri için krizin ülkeden ülkeye farklılık göstereceğini ortaya koydu. Sahra Altı Afrika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki ülkeler bunlara örnek. Üreticiden tüketici fiyatlarına geçiş de gelişmekte olan piyasalar için daha büyük olma eğiliminde.

Halihazırda Kovid-19 salgınının etkilerinden ve yansımalarından muzdarip olan düşük gelirli ülkeler için artan gıda fiyatlarının enflasyona etkileri korkunç olabilir. Açlığı ortadan kaldırma çabalarını geri çekme tehdidinde bulunabilir. Ayrıca gelişmekte olan piyasalar ve düşük gelirli ülkeler gıda fiyat şoklarına karşı daha savunmasızlar. Zira bu ülkelerdeki tüketiciler genellikle gelirlerinin nispeten büyük bir kısmını gıdaya harcıyorlar.

Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomiler için ek bir risk faktörü de muhtemelen düşük ihracat, turizm kazançları ve net sermaye çıkışları nedeniyle ABD doları karşısında yerel para biriminin değer kaybetmesidir. Çoğu gıda ürünü ABD doları üzerinden işlem gördüğünden daha zayıf para birimlerine sahip ülkelerde gıda ithalat faturalarında bir artış görülüyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Esma Gül Kar

https://www.independentarabia.com/node/236021

DAHA FAZLA HABER OKU