HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar partisinin grup toplantısında konuştu.

Konuşmasında 15-16 Haziran işçi direnişine yer veren Sancar, "Bu büyük işçi direnişinin bıraktığı miras bugünün talancı mafyatik karanlık tablosunda Türkiye halkalrına ve emekçilerine ışık saçmaya devam ediyor. Biz bu mirasın sahibiyiz" diye konuştu.

"İfşaat, ikrar, itiraf"

Sedat Peker'in iddialarında ismi geçenlerin sustuğunu konuşanların da iddiaları doğruladığını kaydeden Sancar, "Karşımızdaki denklem ifşaat, ikrar, itiraf denklemidir. Buradan bakarsak anlayabiliriz ancak Türkiye'de güçler dizilişinin nasıl gerçekleştiğini" ifadelerini kullandı.

Sancar şöyle devam etti:

Kurdukları her cümle kendi suçlarını itiraf etmekten başka bir sonuç doğurmadı, şimdi susuyorlar. Susanların çevresinin genişlediğini de görmeliyiz. Bu iddiaları kabul ediyorlar. İktidar her kademede susuyorsa bu suçları kabul ediyor. İktidar en tepeden, yanındaki küçük ortaktan aşağıya doğru her konuda susuyorsa bu suçları kabul ediyor.

"Muhalefet de susuyor"

Muhalefet saflarında da iktidardakine benzer bir suskunluk olduğunu iddia eden Sancar, "Olayları küçültmeye, iddiaları sıradanlaştırmaya çalışan yaklaşımlara tanık oluyoruz. Bu ülkede birilerinin aklından bir suskunluk paktı yaratmak geçiyor olabilir. Gelin hep birlikte susalım bu dönemi idare ederek geçirelim diye bir niyet varsa buradan uyarıyoruz, HDP susmayacak. HDP hakikatleri söylemeye devam edecek, suskunluk paktını asla tanımayacak" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Peker'in iddiaları karşısında "Bizim bu işlerle kaybedecek zamanımız yok" dediğini hatırlatan Sancar şu ifadelerle devam etti:

Başkaları da buna aile içi mesele muamelesi yapmaya çalışıyor. İkisinin de çıktığı yer aşağı yukarı aynı kapı. Bunun Türkiye’ye, geçmişteki adalet anlayışına zararı büyük olur. Böyle bir niyet varsa bundan şimdiden vazgeçsin.

Ortada büyük bir suç yapılanması olduğunu belirten Sancar "İktidar ortaklığı da suçlular ittifakına dönüşmüştür. Her konuda muhalefete, demokratik çevrelere hakaretler yağdıran iktidarın ortakları bu konuda susmayı tercih ediyor. Bu suçluluğun itirafı olduğu kadar ayıptır da. Hiç utanma da mı kalmadı? Bu iktidarın savaş açtığı şey halkın ekmeği, özgürlüğü ve refahıdır. Büyük kirli işler yaptıklarını gösteren herhangi bir gelişme olduğunda hemen iç düşman propagandasına sarılıyorlar" dedi.

"Gazetecisi bile 10 milyon euro'dan aşağısına iş yapmıyor"

İsim vermeden Habertürk'ün ekran yüzlerinden Veyis Ateş hakkındaki iddialara değinen Sancar şunları kaydetti:

Çok iddialı TV program yapımcıları ve köşe yazarları sürekli ‘vatanseverlik’ edebiyatı ve millet hamaseti yaparak HDP'yi linç ediyorlardı. İftirayla ve yalanla bunu yapıyorlardı. Şimdi bir kısmının neler yaptıkları, icraatları ortaya çıkıyor.

HDP bu ülkenin vicdanıdır, bunu yok etmek için de öyle kirli ilişkiler düzeni kurmuşlar ki gazetecisi bile 10 milyon euro'dan aşağısına iş yapmıyor. Gerçekler ortaya çıktıkça TV’de konuşanların ve onları konuşturanların çok büyük çoğunluğu bu kirli düzenden beslenenlerdir. 

"Bu iktidarla birlikte hareket edenler de kaybedecek"

Kamuoyunun gündeminde yer alan iddialar için Meclis’te komisyon kurulması çağrısında bulunan Sancar, "Korkunç bir suçlular düzeni oluşturulmuş. Onun için partimize kapatma davası, Kobani davası açıyorlar" diye konuştu.

Sancar şunları kaydetti:

İşledikleri suçlar ve onlarla bağlantılı bütün diğer işler 128 milyar doları da bulur. 128 milyar doların hesabını soracağımız gibi 128 milyar suçunuzun da peşinizdeyiz. Kaçamayacaksınız. Bu iktidar da bu iktidarla birlikte hareket edenler de, meselelerin etrafında dolanan, sessizlik mutabakatına göz kırpan kim varsa kaybedecek, onurla yürüyenler kazanacak. 

İddialar karşısında savcılar harekete geçmediğini belirten Sancar "Bunları sayacağız tek tek. Yargı içinde varsa vicdanlı insanlar vardır inanıyorum, güç bulsunlar, cesaret bulsunlar Ya bu oyunları bozsunlar ya da oyundan çekilsinler" ifadelerini kullandı.

"HSK sessiz kalmakla suça ortak oluyor"

Sancar HSK’nın demokratik meşruiyetinin olmadığını, yargıyı dizayn ettiğini söylediklerini hatırlatarak muhalefet partilerinin HSK seçimlerinde 11 üyeden 3’ünü almak adına iktidarla uzlaştığını iddia etti.

Sancar şöyle deam etti:

Bu uzlaşmaya katılan muhalefet partileri yargı eliyle yaratılan kirliliklerin peşine düşmezlerse sorumluluk altında olacaklar. Savcıların, hâkimlerin, çantalarla valizlerle paralar aldığını iddia ediyor, isimler veriyor Sedat Peker. Savcıların harekete geçmesi için zaten kâfi. Bir İdari Yargı Hâkimi davasını karara bağlayacak müteahhitle boy boy fotoğraf çektiriyor. HSK sessiz kalmakla suça ortak oluyor. Bu hâkim dediğini de ihbar kabul etmeyecek misiniz? Hâkimlerin içinde yüzde 25 ne yapıyor?

"Soylu, Korkmaz'la görüştü" iddiası

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kara para aklama suçlamasıyla yurtdışına kaçan Sezgin Baran Korkmaz'la görüştüğü iddilarına da değinen Sancar, "İçişleri Bakanı aranan kişilerle görüşüyor, 'Kaçın sizi alacaklar' diyor, öte yandan da bir tweet atanan kapısına polis ordusu gidiyor. Halkın parasını mı çaldık, halka haksızlık mı yaptık? O nedenle her sözümüze suç duyurusunda bulunuyorlar. Eş Genel Başkanı olduğum zamandan beri her konuşmaya soruşturma açmışlar" diye konuştu.

AYM hakimlerine seslendi

HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) açılan davanın iddianamesini hazırlayan Yargıtay Başsavcısı Şahin'in "Elimizden geleni yaptık" ifadesine de tepki gösteren Sancar, "iraz utanma. HDP’ye kapatma davası açarken bu kadar çürük şeyleri delil olarak iddianameye koyabiliryorsan, diğerlerine karşı da sessiz kalıyorsan, senden isteyeceğimiz şey utanma duygusudur" ifadelerini kullandı.

AYM hakimlerine de seslenen Sancar şu ifadelerle devam etti:

Bu kadar alanen siyasi temele dayanan bir davada şahsınızın ve kurumunuzun itibarını düşünüyorsanız şimdi hemen iddianameyi kökten reddetmektir.

Bu davayı açmadan önce MHP her birinize şantajlar yöneltti. Bu bir siyasi operasyon. Sevgili raportör kardeşim bu siyasi operasyonun adını senin de koymanı bekliyoruz. Reddetmek göreviyle karşı karşıyasın

Independent Türkçe