Ev sinemasında bu hafta: Only Lovers Left Alive

Mehmet Erduğan, Independent Türkçe için "Only Lovers Left Alive" adlı filmi ve bu hafta çevrim içi platformlarda yayımlanacak diğer seçme filmler ile "Festival ajandası"nı yazdı

Düşünüyorum da bundan sekiz yıl öncesine bile şu an “vay be ne günlerdi…” diyerek bakmaya başlayan ben, o günlerdeki sosyal ortamları artık büyük bir özlemle hatırlıyor ve iflah olmaz bir nostalji duygusuyla yad ediyorum.

Sekiz yıl öncesinin özel bir sebebi yok; sadece bu hafta sizin için önereceğim bir filmi ilk seyrettiğim zamanı düşününce o yıllar aklıma geldi.

Büyük bir coşkuyla katıldığım 4. Malatya Uluslararası Film Festivali’nin Çağdaş Ustalar kategorisinde yer alan ve başladığı saniye itibariyle beni büyülü dünyasına çeken Jim Jarmusch’ın Sadece Aşıklar Hayatta Kalır (Only Lovers Left Alive) filmini tama kapasite dolu bir sinema salonunda izleyebilmek için merdivenlerde oturmaya razı olduğum zamanı düşününce o anların ne kadar özel olduğunu düşünüp iç geçirmemek benim için mümkün değil.

 

Modern dünyayı sarsan şeylerin yarattığı varoluşsal krizler ve muazzam bir bilinç kaybına yol açan tüm yenilikler en azından benim içimde pek çok şeye iflah olmaz bir özlem duyma hissini tetikliyor.

Bu yüzden; Jim Jarmusch’ın yavaş çözülmeler, kameranın bir plak gibi döndüğü tepeden çekimler, tablo görünümündeki iç mekanlarla dünyanın değiştiğini ve havalı olmanın artık eskisi gibi olmadığını savunduğu, yirmi birinci yüzyılın başlarında ölmüş ya da ölmekte olan çeşitli şeylere biraz nostaljiyle yaklaştığı -ismi bile başlı başına şiir gibi olan- bu filmin ele aldığı şeyi anlamak şimdi benim için daha da kolay geliyor.

 

Ölümlüler için şiirsel bir ipucu; Sadece Aşıklar Hayatta Kalır

Yönetmen: Jim Jarmusch / Oyuncular: Tilda Swinton, Tom Hiddleston, Anton Yelchin, Mia Wasikowska, Jeffrey Wright, Slimane Dazi, John Hurt, Carter Logan, Aurélie Thépaut, Ali Amine, Dave W., Ego Sensation, Nick Name, Fouad El Achaari, Hawchi Mustapha, Abdelkader Dourkan, Mohamed Chairi Felah, Bilal Chair Felah, Omar Raissouli, Yasmine Hamdan, Marc Codsi, Noureddine Touati, Hanane El Karni, Hamza Kadri, Cody Stauber / Süre: 123 dakika

 

10 milyondan fazla sinemaseveri aynı çatı altında buluşturan ve her gün yeni filmlerin eklendiği gösterim programıyla dikkat çeken MUBI’de 14 Haziran’da gösterime girmesi beklenen Only Lovers Left Alive adlı bu film, izleyicisini; Detroit ve Tanca’nın zamanın sonsuzluğunda tekrar tekrar karşılaştığı, aşk ve yaşlılığın, müzik ve hayatta kalışın oluşturduğu karanlık bir hayal alemine doğru sürüklüyor.

İlk kez Cannes Film Festivali’nde gösterilen Sadece Aşıklar Hayatta Kalır; avangart sanattan, Doğu mistisizminden ve nice farklı disiplinden feyz alan filmleriyle sembol haline gelerek Amerikan bağımsız sinemasının öncü bir ismine dönüşen Jim Jarmusch’un Dead Man adlı filminden bu yana çektiği en iyi film olarak övgülerle karşılanan bir film oldu.

 

Bambaşka bir vampir hikayesi

Bildiğimiz vampir hikayelerine bambaşka bir boyut getiren bu fetişist, havalı, güncel, romantik dramın kahramanları Adam ve Eve (yani Adem ve Havva), insanlık tarihine çok uzun zamandır tanıklık eden ve bunun etkisiyle çoğu şeye karşı inancını yitiren iki ölümsüz aşık, iki depresif vampirdir.

 

Onlar vampirler, ancak tipik vampirlerden değiller; zamanlarının çoğunu odalarında kitap okuyarak, müzik dinleyerek ve şişelenmiş kan içerek geçirirler.

Yüzyıllardır evli olan ama birbirlerinden ayrı yaşayan çift farklı kıtalarda olsalar da birbirlerine içtenlikle değer vererek bağımsız hayatlarını sürdürürler.

Yıkık dökük bir dairede, karanlık ve darmadağınık bir şekilde münzevi bir şekilde yaşayan Adam, iflas etmiş ve büyük ölçüde terk edilmiş hayalet bir şehir görünümünde olan Detroit’te yaşayan, tüm zamanını müziğe ve kimseye dinletmediği şarkılarına ayıran başarılı bir müzisyen, eski plaklar, nadir gitarlar ve analog amfiler koleksiyoncusu, karamsar, depresif ve intihara meyilli bir vampirdir.

 

Adam’ın kasvetini gerçekten gideren tek şey ise hem ruh eşi hem de karısı iyimser Eve’dir.

Tek aşkı Eve ise uzun bir süredir Fas’ın Tanca şehrinde, bambaşka bir kültürün içerisinde nefes alarak hayatını sürdürmektedir.

Açık kahverengi bir giysi, güneş gözlüğü ve deri eldivenleri, bej rengindeki saçlarıyla podyuma çıkmaya hazır gibi görünen Eve, Adam ile aralarındaki uzak mesafeyi ellerindeki akıllı telefonlar ile irtibatta kalarak azaltmaya çalışmaktadır.

 

Aşkları yüzyıllardır sürmektedir, fakat son derece akıllı ve bir o kadar da ince zevklere sahip bohem entelektüeller olarak dünyanın gidişatı bu aşıkların canlarını oldukça sıkmaktadır.

Zeki oldukları kadar kırılgan da olan çift çağdaş dünyanın yıkılıp çökmesine tanık olurlarken ayakta kalmanın yollarını aramaktadır.

İnsanlığın bilinçli olarak, kendi elleriyle belirlediği yazgısı Eve ve Adam’ın penceresinden her ne kadar karamsar bir tablo gibi görünse de her daim tutunabilecekleri bir umut ışığı bulabileceklerine inanmaktalardır.

 

Ancak böylesi duygular içinde, Eve’in, Adam’ı ziyarete geldiği zamanlardan birinde hayatın keyfini çıkarmaya bakarlarken, sükunetleri Eve’in ele avuca sığmaz kız kardeşinin yanlarına gelişiyle bozulur.

O ana dek beladan başka bir getirisi olmayan Ava, bir kez daha işleri içerisinden çıkılması zor bir noktaya sürükler.

 

Unuttuğumuz gerçekler

Jim Jarmusch’un her zaman olduğu gibi, durduğumuz yerden geri adım atmamıza ve varoluşu tefekkür etmemize izin veren o ağır temposu ve karanlık atmosferi ile Only Lovers Left Alive herkese ve her zevke uygun bir film değilse de baştan çıkarıcı ve beklenmedik bir şey arayanlar bu zarif ve rüya gibi vampir destanında çok şey bulacak ve seyrederken asla sıkılmayacaktır.

Swinton ve Hiddleston’ın performansları sayesinde ilk bakışta soğuk görünen bu filmden insanın kalbine yayılan gerçek bir sıcaklık vardır.

 

Ruh hali, olay örgüsü, üslupsal güzelliklerin tadına varmak isteyenler için bu film unuttuğumuz gerçeklerin kusursuz bir ifadesi, aynı zamanda bazı şeylerin sonsuz olduğunun da bir hatırlatıcısıdır.

Haftanın diğer filmleri

Ali & Ratu Ratu Queens

Yönetmen: Lucky Kuswandi / Oyuncular: Iqbaal Dhiafakhri Ramadhan, Aurora Ribero, Nirina Zubir, Tika Panggabean, Asri Welas, Happy Salma, Bayu Skak, Ibnu Jamil, Cut Mini Theo, Marissa Anita, Arief Didu, Reza Chandika, Jonathan Sienkiewicz, Alphonso Walker Jr., Ian Whitt, Bari Hyman, Samantha Kudler, Vincent Ticali, Victoria Hope Chan, Arturo Rios / Süre: 100 dakika

“Yeter ki sen hayalinin peşini bırakma…”

 

Netflix’in Endonezya Yapımı Komedi Filmleri kuşağında 17 Haziran’da gösterime girmesi beklenen Ali & Ratu Ratu Queens adlı bu samimi ve duygusal filmde; babasının vefatının ardından uzun zamandır görmediği annesini bulmak için New York’a doğru yola çıkan bir genç, çok geçmeden hiç ummadığı yerlerde aşkı ve dostluğu keşfeder.

Annesi daha iyi bir gelecek için New York’a gittiğinde henüz küçük bir çocuk olan Ali, yıllardır annesinden gelecek bir haberi bekleyerek babasının yanında büyür ve genç bir delikanlı olur.

Ancak babasının vefat etmesinin ardından, daha fazla bu kavuşmayı ertelemek istemeyen Ali küçükken kendisini terk eden annesini bulmaya karar vererek yola koyulur.

Böylelikle annesini aramak için New York’a giden Ali, yol boyunca türlü zorluklarla yüzleşir; çünkü annesini bu şehirde aramak tam anlamıyla samanlıkta iğne aramak gibidir.

Bu yolculuk boyunca Ali, aile olmanın gerçek anlamını bulmanın birçok yolu olduğunu keşfedecektir.

Aşağıdaki Şeytan

Yönetmen: Bradley Parker / Oyuncular: Alicia Sanz, Adan Canto, Will Patton, Zach Avery, Chinaza Uche, Jonathan Sadowski, Jesse LaTourette, William Mark McCullough, Alpha Trivette, Tom Proctor, Nathan Phillips, Kevin Wayne, Duncan Novak, Bayland Rippenkroeger, Christopher Padilla, Apollo Bacala, Lea Hutton Beasmore, Keith Cox, Michelle Dobrozsi, Ana Iglesias, Lare Roberts, Damon Sudduth, Ian Teal, Lewis Wright / Süre: 88 dakika

 

“Bazı yerler belki de korkunç bir sebepten dolayı saklı kalmalıdır…”

Netflix’in Korku ve Gerilim Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen The Devil Below (Shookum Hills) adlı bu film; yıllar önce çıkan büyük bir yangın ile kapanan eski bir kömür madenini ve burayı bulmayı kafaya koymuş araştırmacı insanların yaşadığı macerayı konu alıyor.

Kuzey Amerika’daki Apalaş Dağları’nın derinliklerindeki yeraltı kömür madenlerinde yıllardır yanan bir yer vardır.

Uzak ve terkedilmiş yerleri keşfetme konusunda uzmanlaşmış olan dört amatör maceracıdan oluşan bir araştırma ekibi, dağların arasında saklı kalmış bu bölgede yıllar önce gerçekleşen kömür madeni yangını gizemi nedeniyle terk edilmiş olan Shookum Tepeleri’ni ziyaret eder.

Bir yerde gizem varsa, mutlaka orada olmayı kendilerine görev edinen bu dört araştırmacı, çıktıkları yolculukta beklenmedik olayları işleri gereği zaten beklemektedirler.

Ancak yangınların nasıl başladığını bulmak için çıktıkları bu keşifte araştırmalarını ilerleten ekip onların geliş nedeninden daha şaşırtıcı bir şeyle karşılaşır.

Keşfettikleri şey, sadece yıllar önce çıkmış gizemli bir yangınla kapatılan eski bir madenden daha fazlasıdır.

Bir Bilim İnsanı Hayal Edin

Yönetmen: Ian Cheney, Sharon Shattuck / Oyuncular: Mahzarin Banaji, Raychelle Burks, Kathryn Clancy, Nancy Hopkins, Paula Johnson, Adam Lewis, Corinne Moss-Racusin, Jane Willenbring / Süre: 103 dakika

 

“Cinsiyetçi ve ırkçı muamelenin bilimsel dünyadaki izdüşümü…”

Netflix’in Belgeseller kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Picture a Scientist adlı bu film; #metoo hareketinin bir sonucu olarak çeşitli mesleklerde cinsiyetçiliği ve tacizi ayrıntılarıyla anlatan hikayelere kapıların açıldığı bir zamanda ortaya çıkan yapımlardan.

Biyolog Nancy Hopkins, kimyager Raychelle Burks ve jeolog Jane Willenbring’in kendi alanlarında yaşadıklarına dayanan üç vaka çalışmasını kadraja alan belgesel, izleyicileri bu bilim insanlarının acımasız tacizlerden yıllarca süren psikolojik harbe ve ötekileştirilmeye dayanan kendi deneyimlerinin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Elbette yol boyunca, sıkışık laboratuvarlardan muhteşem saha istasyonlarına kadar, bilimin kendisini nasıl daha çeşitli, adil ve herkese açık hale getireceğine dair yeni bakış açıları sağlayan sosyal bilimciler, sinirbilimciler ve psikologlar da dahil olmak üzere bilimsel aydınlatıcılar da düşünce ve önerileriyle belgesele katkılarını sunuyor.

Nihayetinde sağlam bir şekilde hazırlanmış bu ilgi çekici belgesel bir bilim insanını içgüdüsel olarak bir kadın olarak hayal etmekte zorlananlar için yol göstermeye yardımcı oluyor.

Büyü

Yönetmen: Mark Tonderai / Oyuncular: Omari Hardwick, Loretta Devine, Lorraine Burroughs, Hannah Gonera, Kalifa Burton, John Beasley, Tumisho Masha, Steve Mululu, Peter Butler, Andre Jacobs, Leo Wringer, Tafara Nyatsanza, Doctor Khasu-Nkatlo, Chris April, Tiffany von Willingh, Yule Masiteng, Mandisa Duna, Ri-Karlo Handy, Bodhi Tonderai-Hodges, Sahara Tonderai-Hodges / Süre: 91 dakika

 

“Kara büyüye inanıyorsanız bu film sizin tüylerinizi ürpertecektir…”

beIN CONNECT’in korku ve gerilim filmleri kuşağında bu hafta gösterime giren Spell adlı bu film; uçak kazasından kurtulan bir adamın başından geçenlere odaklanıyor.

Geçmişte sorunlar yaşadığı babasının cenazesi için Apalaş Dağları’nın eteklerindeki kırsal bir bölgeye gitmek üzere özel uçağıyla yola çıkan Marquis T. Woods ve ailesi, havadayken şiddetli bir fırtınaya yakalanır.

Marquis bu sırada kontrolü kaybedince durum uçağın korkunç bir şekilde kaza yapmasıyla sonuçlanır.

Marquis henüz ayağa kalkabilecek güçte değilse de bir şekilde kazadan sağ çıkmayı başarır çünkü kazanın yakınlarında oturan yaşlı bir çift, onu iyileştirmek için yanlarına alır.

Kendini yaralı halde kapana kısılmış bir şekilde bulan Marquis bu arada olan biteni anlamaya çalışsa da ailesine ne olduğu hakkında hiçbir bilgisi yoktur.

Fakat bu süre içinde yaşlı çift, eski usul ilaçlarla Marquis’i kısa süre içinde sağlığına kavuşturmaya kararlıdır.

Ms. Eloise, Marquis’in derisinden ve kanından yaptığı bir figür ile onu sağlığına kavuşturmayı vaat etse de bu yardımsever yaşlı çiftin şifa amacıyla yaptıkları uygulamalar arasında bir de Voodoo bebeği ortaya çıkınca Marquis’in aklı tamamen karışır ve nihayetinde şüpheleri onu şüphelerinde haklı çıkarır.

Artık Marquis’in kapana sıkıştığı bu evden kurtulmak için kısıtlı bir zamanı vardır.

Hayran Kız

Yönetmen: Antoinette Jadaone / Oyuncular: Charlie Dizon, Micko Laurente, Camille Penaverde, Bea Alonzo, Paulo Avelino, Milo Elmido Jr., Aikah Agnote, Cristine Calawod, Marjorie Lorico, Jack Alimbuyugin, Sheenly Gener, James Fajardo, Gie Onida, Mina Cruz, Joshua Cabiladas / Süre: 100 dakika

 

“Hayran olduğun kişilerle tanışmak için can atma, çünkü bu seni hayal kırıklığına uğratabilir…”

2020 Metro Manila Film Festivali Ödül Gecesi’nde En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Kurgu ve En İyi Ses ödüllerini kazanan ve Netflix’in Filipinler Yapımı Dramalar kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Fan Girl adlı bu film; çılgın bir hayranın, fantezi ve gerçeklik arasındaki sınırı nasıl yanlış bir şekilde aşabileceğini ele alıyor.

Filmin başlarında, birlikte romantik filmler çeken gerçek hayat yıldızları Paulo Avelino ve Bea Alonzo, yeni filmlerini tanıtmak için bir alışveriş merkezinde hayranlarının karşısına çıkar.

Filmde kendini oynayan Filipinli yıldız Paulo Avelino’ya saplantılı bir şekilde hayran olan bir genç kız gösteriden sonra bir fırsatını bulup, Paulo’nun kamyonetinin arkasına saklanır ve yol boyunca gizlice hayran olduğu bu yıldızı izler.

Nihayetinde bu yolculuk sırasında yüz yüze gelen ikili, birlikte bir gün geçirdikten sonra genç kız idolünün huzurunda olmanın nasıl bir şey olduğunu keşfederken takıntıları bu ilişkinin seyrini farklı boyutlara doğru taşır.

Gümüş Patenler

Yönetmen: Michael Lockshin / Oyuncular: Fedor Fedotov, Sonya Priss, Yuriy Borisov, Kirill Zaytsev, Aleksey Guskov, Severija Janusauskaite, Cathy Belton, Margarita Adaeva, Mikhail Shelomentsev, Bato Shoinjonov, Aleksandra Revenko, Timofey Tribuntsev, Yuri Kolokolnikov, Denis Lavant, Konstantin Murzenko, Sergey Koltakov, Dmitriy Lysenkov, Vasiliy Kopeikin, Arina Merzliakova / Süre: 130 dakika

 

“Başkaları için yaşamayı bırak, kendin için yaşa…”

1865 yılında yayınlanan aynı adlı romandan uyarlanan ama aynı zamanda Romeo ve Juliet’den de esinlenen ve Netflix’in Kitaplardan Uyarlanan Rusya Yapımı Filmler kategorisinde 16 Haziran’da gösterime girmesi beklenen The Silver Skates (Serebryanye konki) adlı bu tarihi melodramda; karlar altındaki St. Petersburg’un donmuş nehir ve kanallarında patenleriyle dolaşan basit bir hırsız, bir aristokratın kızının kalbini çalar.

Acaba aşkları, önlerine çıkan engelleri aşabilecek mi?

1900’ün Noel Arifesi; St. Petersburg’un hemen her köşesi, nehirlerin ve kanalların donması sonucu buzla kaplanınca patenciler ve Noel pazarlarıyla dolup taştığı masalsı bir harikalar diyarına dönüştüğü zamanlardır.

Fakir bir fenercinin oğlu olan ve tek hazinesi, babasından miras kalan bir çift gümüş kaplama patenden ibaret olan on sekiz yaşındaki Matvey de bu şehirde buz pateni teslimatçısı olarak çalışmaktadır.

Ancak bir gün, çalıştığı işinden haksız yere kovulduğunda, fikirleriyle dikkat çeken devrimci ruhlu Alex tarafından yönetilen ve kendi ihtiyaçlarını karşılamak için kanallarda başkentin zengin sakinlerini soyan bir yankesici çetesine (Marksistlere) katılır.

Bu arada, üst düzey bir memurun kızı olan Alisa, babasının malikanesinde kendini bir mahkûm gibi hissetmektedir.

Kadının toplumdaki rolüne ilişkin babasının muhafazakâr görüşlerine ters düşen, ileri düzeydeki zekasıyla dikkat çeken ve bilim eğitimi almayı hayal eden Alisa’nın yolu bir gün bu genç delikanlı ile kesişir.

Ama bu tesadüfi karşılaşma cesur ve hırslı bir maceranın sadece başlangıcıdır, çünkü hikâyede sosyalist fikirlerden toplumun tabakalaşmasına, ortaya çıkan gelenek ve modernite çatışmasından babaların ve çocukların sonsuz çatışmasına uzanarak izleyicisinin üzerinde düşünmesini sağlayacak çok daha fazlası vardır.

Toplumsal eşitsizlik, din, siyaset, eğitim, cinsiyet eşitliği, aile ilişkileri, dostluk, namus ve ihanet gibi konuların yanı sıra toplum tarafından kabul görme ve reddedilme gibi konular da St. Petersburg’un tüm güzelliğini ve atmosferini ekrana taşıyan bu filmin ele aldığı kavramlar arasında yer almaktadır.

Güvenlik

Yönetmen: Peter Chelsom / Oyuncular: Maya Sansa, Fabrizio Bentivoglio, Valeria Bilello, Marco D’Amore, Beatrice Grannò, Ludovica Martino, Silvio Muccino, Giulio Pranno, Tommaso Ragno, Doris von Thury, Antonio Zavatteri / Süre: 118 dakika

 

“Korku evleri ve insanları ele geçirdiğinde güvenliğin bedeli ne olur?..”

Bir Sky Original prodüksiyonu olan ve Netflix’in Kitaplardan Uyarlanan İtalya Yapımı Gerilim Filmleri kategorisinde 16 Haziran’da gösterime girmesi beklenen Security adlı bu psikolojik drama; İtalya’nın Toskana bölgesine bağlı Lucca ilinde bulunan Forte dei Marmi adlı sahil komününde ortaya çıkan cinsel histeri hakkında bir hikâyeyi kadraja alıyor ve kendi çevrelerine duvarlar ören orta sınıfların sosyal paranoyası ile batı toplumundaki varlıklı yetişkinler ve gençler arasındaki çarpık ilişkileri irdeliyor.

Özellikle yaz aylarında sahiliyle insanı cezbeden Forte Dei Marmi, zengin seçkinler için güvenli, huzurlu, güneşiyle de ısıtan cennet misali şık ve sakin bir inziva yeridir.

Ama olayların geçtiği bu yer bu defa karakterlerinin hayatlarında dalgalanan ve onları sonsuza dek değiştiren bir kış hikayesine sahiptir.

Büyük sürprizler içermeyen filmde, mahalleden genç bir öğrenci olan Maria’nın kurbanı olduğu şiddetin etrafında dönen hikâyede Roberto, son teknoloji ürünü bilgisayarı ve tableti aracılığıyla takip ettiği gelişmiş bir video gözetim sistemi ile korunan villaların güvenliğinden sorumludur.

Bu güvenlik videolarından alınan düşük çözünürlüklü görüntüler filmin görsel odak noktasını oluştururken, bu görüntüler modern toplumlardaki kontrol sistemlerini yansıtmaktan çok CCTV estetiğini aşırı bir şekilde kullanmaktan kaçınarak “gözetleme retoriği” üzerinden sapkın bir cinsellik eylemlerinden beslenen bir röntgencinin bakışına hizmet ediyor.

Kaykaycı Kız

Yönetmen: Manjari Makijany / Oyuncular: Amy Maghera, Waheeda Rehman, Rachel Saanchita Gupta, Anurag Arora, Jonathan Readwin, Kamlesh Gill, Swati Das, Janthavy Norton, Sahidur Rahaman, Vinayak Gupta, Anish Christopher Kevin, Ankit Yadav, Shraddha Gaikwad, Vivek Yadav, Shafin Patel, Ambarish Saxena, Atita Verghese, Sohan Suhalka, Vivek Yadav, Darius Bharucha, Abhi Shek, Jacob Wiese / Süre: 107 dakika

 

“Korkuyu yenmenin tek yolu, onun üstüne gitmekten ve kendine inanmaktan geçer…”

Netflix’in Hindistan Yapımı Spor Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren Skater Girl adlı bu filmde; Hindistan kırsalındaki bir genç, hayatını değiştirecek kaykay tutkusunu keşfeder, ancak yarışlara katılma hayalinin peşindeki bu genci zorlu bir yol bekler.

Ufacık bir adımın birinin hayatını nasıl değiştirebileceğini gösteren filmin kahramanı Prerna, Hindistan kırsalında yaşayan genç bir kızdır.

Burada genç kızlar için yapacak pek bir şey olmasa da Prerna bir gün kaykay ile tanışır ve kaykayın yaşamının bir parçası haline gelmesiyle hayatı bambaşka bir hal alır.

Tahtanın üstüne çıktıkça kendini geliştiren ve özgürlüğünü kucaklayan Prerna’nın kaykaya olan bu ilgisini ailesi hoş karşılamaz, ancak Prerna’yı hayallerinin peşinden gitmekten hiçbir şey alıkoyamaz.

Ulusal şampiyonalara katılmak isteyen Prerna, bu süreçte önüne çıkan her engelle savaşır.

Kırık Kalpler Galerisi

Yönetmen: Natalie Krinsky / Oyuncular: Geraldine Viswanathan, Dacre Montgomery, Utkarsh Ambudkar, Molly Gordon, Phillipa Soo, Suki Waterhouse, Sheila McCarthy, Bernadette Peters, Nathan Dales, Ego Nwodim, Megan Ferguson, Nikki Duval, Emma Hunter, Taylor Hill, Roy Choi, Tattiawna Jones, Arturo Castro, Tricia Black, Ray Kahnert, Elon Gold, Raymond Ablack, Nicholas Carella, Trent Pardy, Bernard Kay, Jack Newman, Mel White, Stephanie Ng Wan, Melanie Leishman, Celeste Bruno, Izaak Smith, Chris Sandiford, Jacki Glick, Aiva Onfroy, Bradley Hamilton, Okiki Kendall, Jake Larton, Nicole Stawikowski / Süre: 109 dakika

 

“Türün klasik ritimlerini takip eden iyi bir romantik komedi arayanlara…”

Tivibu’nun Sinema-Komedi kanalında bu hafta gösterime girerek ilk kez ekranlara gelen The Broken Hearts Gallery adlı bu filmde; New York’ta yaşayan Lucy, bir sanat galerisinde asistan olarak çalışan genç bir kadındır.

Duygusal bir koleksiyoncu olan Lucy, yaşadığı her ilişkisinden kendisine hatıra kalacak bir şeyler toplamaktadır.

Son erkek arkadaşı tarafından da terk edildikten sonra sevgiden arta kalanlar için bir galeri açmaya karar veren Lucy, kısa sürede büyük yankı uyandıran bu galeri sayesinde, kendisi de dahil tüm romantikler için yeni bir başlangıç noktası oluşturur.

Mezbaha

Yönetmen: Abbas Amini / Oyuncular: Amirhossein Fathi, Mani Haghighi, Baran Kosari, Hassan Pourshirazi, Hamed Alipour, Sepideh Mazaheri, Vahid Nafar, Shaker Mousavi / Süre: 102 dakika

“İslam devriminin krallığında çürümüş bir şeyler vardır…”

 

Dünya prömiyerini 25. Busan Film Festvali’nde yapan ve TRT 2’nin Ev Sineması kuşağında 13 Haziran’da ekranlara gelecek olan Slaughterhouse (Koshtargah) adlı bu film; gergin bir atmosfer içinde yaşanan kedi fare oyunuyla, suç ve suçlu kavramlarını da sorgulayan yeni İran sinemasının örneklerinden.

Filmde; Amir daha iyi bir gelecek bulacağını hayal ederek gittiği Fransa’dan kısa bir süre önce İran’a sınır dışı edilince işsiz ve aylak bir şekilde babasıyla birlikte yaşamaya başlar.

Bir mezbahada çalışan babası, orada meydana gelen bir suçu örtbas etmesine yardım etmesi için onu aradığında geçinmekte zorlandığı için bu işi kabul etmek zorunda kalır ama sonrasında kendini zor bir sürecin içinde bulur.

Brezilya’dan gelen etlerle güçlü bir rekabetle karşı karşıya olan mezbaha, aynı zamanda sahte para kaçakçılığının da gerçekleştiği bir yerdir.

Hal böyle olunca Amir babasının hatırı için bu işe girişince korkunç bir suça karışır ve bu da onu döviz karaborsasına doğru sürükler.

Ama daha da ötesi, Amir babası haksız yere suçlanmasın diye ona yardım ediyorken bir gün kurbanın kızıyla tanıştığında işler iyice içinden çıkılmaz bir hale gelir.

Sadece Bir Baba Var: Kayınvalidenin Gelişi

Yönetmen: Santiago Segura / Oyuncular: Santiago Segura, Toni Acosta, Luna Fulgencio, Martina Valeria de Antioquía, Calma Segura, Carlos González Morollón, Sirena Segura, Leo Harlem, Sílvia Abril, Loles León, Lorena Berdún, Wendy Ramos, Marta González de Vega, Aníbal Gómez, Seve Miralles, Bigotes & Dientes, Diego Arroba, Ingrid Palomares, Mònica Pérez, Diana Navarro, Cloe Ruiz, Rocío García Soto, Martina Ruíz Grau, Leyre Azpiri, Ana López, Dacil Bastida, Ethan Pan Wang, Ana Guijarro, María Merino, Pablo Miragaya, José Mota, Florentino Fernández, Carmen Alcayde, Cristina Pardo, Nuria Fergó, Ainhoa Arteta, Carlos Areces, Lorenzo Caprile, Alberto Chicote, Sara Escudero, María del Monte / Süre: 96 dakika

“Korkulu rüya geliyorum demez…”

Tivibu’nun Sinema-Komedi kanalında bu hafta gösterime girerek ilk kez ekranlara gelen Father There Is Only One 2 (Padre no hay más que uno 2: La llegada de la suegra) adlı bu İspanyol aile komedisinde; Javier’in hayatı iki sebeple cehenneme dönecektir: Marisa’nın tekrar hamile olduğunu duyurması ve onlara destek olması için Javier’in korkulu rüyası olan büyükanneleri Milagros’u evlerine davet etmesi…

Kendi yarattığı sanal asistan Conchy’nin başarısından sonra, Javier ve Marisa beş çocuğuyla (Sara, Carlota, Rocío, Dani ve Paula) hayatı Madrid’de her zamankinden daha iyi geçiyor gibi görünüyordur.

Ancak, sorunların durdurulamaz bir şekilde sürpriz bir şekilde ortaya çıkması eli kulağındadır: Carmen, Javier’in erkek kardeşi Paco’ya çocuk sahibi olmanın olumsuzluklarını anlatıyordur; Marisa’nın hizmetçisi Rosaura, Marisa’nın arkadaşı Leticia’nın onu gizlice daha iyi iş koşullarında çalışması için ayartmasının ardından aileden ayrılacağını duyurur; Sara, Junior adında bir lise sınıf arkadaşıyla ilgilenmektedir; Rocío, flamenko müziğinin yıldızı olmak için Endülüslü olmaya takıntılı hale gelir; Dani sadece Eurodisney’i gezmek istiyor ve futbol oynamasını engelleyen okul koçuyla sorunlar yaşıyordur ve Paula günlerini evcil bir köpeği olduğunu iddia ederek geçiriyordur.

Ama durun daha bitmedi; bu arada Marisa, tüm bunlar yetmezmiş gibi Javier’e özel bir haber vermek için sabırsızlanıyordur; o yeniden hamiledir üstelik kendisi için yüksek riskli bir hamilelik olacağı endişesiyle Javier’in çok sevdiği (!) annesini evi organize etmesinde kendisine yardımcı olması için davet etmiştir.

Sahte Savaş 3: Bir Ulusun Ölümü

Yönetmen: Mike Gunther / Oyuncular: Will Yun Lee, Jermaine Love, Rory Markham, Bertrand-Xavier Corbi, Katie Keene, Fernando Chien, Chris Mulkey, Gina DeCesare, Michael Blalock, Mike McKee, Essam Ferris, Stephen Lang, Linnea Wilson, Marwan Naji, Maya Gunther, Ali Olomi, Hamada EL Hilali, Abraham Justice, Thomas Vieljeux, Jessica Trainham, Mike Behrman, Kelley Lucas, Anirudh Pisharody, Umit Tayanc / Süre: 95 dakika

 

“Özgürlüğün karanlıkta kalmasına izin vermeyenlerin hikayesi…”

Rogue Warfare 1 ile Rogue Warfare 2’nin devam filmi olarak çekilen ve Netflix’in Aksiyon ve Macera Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Rogue Warfare 3: Death of a Nation adlı bu savaş filmi; Orta Doğu’da yükselmekte olan bir terör tehdidinin dünyaya açılmasına izin vermemekle görevli bir grup askerin mücadelesini anlatıyor.

Batı ülkelerinin Orta Doğu’da, ülkelerine yaptıklarının karşılığını vermeyi amaçlayan bir terörist, insanlar arasında inanılan ve peşinden gidilen bir fikir haline gelir.

Ellerinde Sarin Bombası olan terörist ekibi, eğer bu bölgeden bombaları çıkarıp, Avrupa’ya dağıtırsa tüm dünya büyük tehlike altına girecektir.

Amerika Birleşik Devletleri bu bölgede, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere ülkeleri ile ortak bir özel kuvvet timi kurarak bu terörist akımını başlamadan durdurmayı hedeflemektedir.

Liderleri travmadan kurtulan seçkin askerlerden oluşan küresel bir ekip sık sık sıcak çatışmaya girdikleri bu bölgede, 36 saat içinde aşırılık yanlısı bu teröristin ölümcül planlarını durdurmak için sert bir mücadeleye girerek canları pahasına ülkelerini, hatta dünyanın tamamını bu eylemden korumaya çalışır.

Ancak ekibin bunu durdurmak için oldukça kısıtlı bir vakti vardır.

Sihirli Ejder

Yönetmen: Chris Appelhans / Oyuncular: John Cho, Jimmy Wong, Natasha Liu Bordizzo, Constance Wu, Will Yun Lee, Bobby Lee, Jimmy O. Yang, Ian Chen, Alyssa Abiera, Max Charles, Alexandre Chen, Gabriel Lee / Süre: 98 dakika

 

“Bir dilek hakkınız olsaydı, ne dilerdiniz?..”

Netflix’in Çin Yapımı Animasyon Filmler kategorisinde bu hafta gösterime giren, Jackie Chan’in yapımcılığını üstlendiği Wish Dragon adlı bu film; işçi sınıfından gelen, büyük hayalleri ve kısıtlı imkânları olan üniversite öğrencisi Din ile insanların dileklerini yerine getirebilen alaycı ve güçlü ejderha Long’un çıktıkları olağanüstü bir macerayı konu alıyor.

Çocukluk arkadaşına özlem duyan azimli genç Din, dilekleri gerçeğe dönüştüren ve imkânlarla dolu sihirli bir dünyanın kapılarını açan bir ejderle tanışır.

Kahramanlarımız, Din’in izini kaybettiği çocukluk arkadaşı Lina’yı bulmak için günümüz Şanghay’ının altını üstüne getirdikleri bu yolculukta hayata dair en büyük sorulardan bazılarını cevaplamak zorunda kalır.

Çünkü canınız ne isterse dileyebileceğiniz zaman, gerçekten önemli olanın ne olduğuna karar vermeniz gerekir.

Stray

Yönetmen: Elizabeth Lo / Süre: 72 dakika

“Zeytin ve arkadaşlarının gözünden bambaşka bir İstanbul…”

 

İstanbul’u bir de sokak köpeklerinin gözlerinden tanımaya hazır mısınız?

İstanbul sokaklarında hayatta kalmaya çalışan üç sokak köpeğini odağına alan, onların hikâyesi üzerinden şehre ve topluma da bir bakış atma fırsatı sunan Stray adlı bu ödüllü belgesel bu haftadan itibaren GAİN’de yayında.

Uzun süredir merakla beklenen ve yaşadığımız hayatlara farklı bir perspektiften bakmamızı sağlayan bu belgeselde, İstanbul sokaklarında dolaşan üç başıboş köpeğin gözünden, statüsüz ve güvenliksiz bir varlık olarak yaşamanın ne demek olduğu gözler önüne seriliyor.

Zeytin, Nazar ve Kartal şehrin sokaklarında dolanıp yemek ve yuva ararken, bizleri şehre ve insanlarına dair samimi hikayelere doğru bir yolculuğa çıkartıyor.

Bu yolculukta karanlık sokaklara, göz ardı edilen toplulukların yaşamlarına ve bakımsız tarihi kalıntıların hüznüne tanık olmak da var, dostluk, samimiyet ve neşeye de…

Yönetmenliğini Elizabeth Lo’nun üstlendiği filmde, köpeklerin dünyasını olabildiğince yakından izleyebilmek için, hikâyenin kahramanları Zeytin ve Nazar’a GPS özellikli tasmalar takıldı ve bu özel cihazlarla onların seviyesinden ses ve görüntü alındı.

Prodüksiyon takvimi, tüylü oyuncuların kendi yaşam akışlarına sadık kalınacak şekilde, oldukça “esnek” olarak hazırlanmak zorunda kalındı.

Yönetmen Lo, repliklerin olmadığı, mimiklerin ve jestlerin konuştuğu bu filmde köpeklerin gündelik yaşam örgülerine minimumda müdahale ederek, şehrin ve tüm sakinlerinin çarpıcı yaşamlarını en gerçek halleriyle sunmayı tercih etti.

Bu arada bu büyüleyici hikâye güzel bir iş birliğini de beraberinde getiriyor: GAİN ve Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İstanbul sokaklarını filmin yıldızları tüylü dostlarımız için daha güzel bir yuvaya dönüştürmek amacıyla bir destek kampanyası başlatıyor.

Geçtiğimiz yıl Tribeca Film Festivali’nde prömiyerini gerçekleştiren, Hot Docs Kanada Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Uluslararası Yapım Ödülü’nü alan, New York Times ve Rotten Tomatoes tarafından izlenilmesi tavsiye edilen belgesel filmi Stray, böylelikle samimi ve büyüleyici hikayesiyle İstanbul’un sokak köpekleri için bir yardım kampanyasına da vesile oluyor.

Üstelik 14 Haziran’a kadar HAYTAP’a 10 TL ve üzerinde bağış yapan herkese GAİN, 1 haftalık Premium üyelik hediye ediyor.

Şiva Bebeği

Yönetmen: Emma Seligman / Oyuncular: Rachel Sennott, Molly Gordon, Polly Draper, Danny Deferrari, Fred Melamed, Dianna Agron, Jackie Hoffman, Sondra James, Deborah Offner, Vivien Landau, Glynis Bell, Cilda Shaur, Ariel Eliaz, Richard Brundage, Al Choy, Gloria Schnure, Steven Wishman / Süre: 77 dakika

 

“Yeni ve sürekli değişen bir dünyaya uyum sağlama telaşında ortaya çıkan zaaflara, nevrozlara ve güvensizliklere geleneksel açıdan bakan kültürel bir hiciv…”

MUBI’nin Film Festivallerinin Gözdeleri ve Kameranın Ardındaki Kadınlar kategorilerinde bu hafta gösterime giren, Emma Seligman’ın 2018 yılında yönettiği aynı adlı kısa filmden uzun metraja uyarlanan Shiva Baby adlı bu kara komedi türündeki film; genç̧ bir kadının gelecek endişesi ve çevre baskısıyla dolu hayatını, bir evin içinde, mizahla beraber gerilimin de tavan yaptığı bir kurguyla anlatıyor.

Senenin en iddialı komedilerinden olmaya aday olan filmde, telefonundaki uygulamayla tanıştığı orta yaşlı erkeklerle takılan bir üniversite öğrencisi olan Danielle ailesiyle birlikte kimin öldüğünü bilmediği bir cenaze merasimine katılır.

Aile üyelerinin kendisine yönelik tepkilerinden mustarip olan genç Danielle, ailesiyle birlikte katıldığı bu Şiva ritüelinde (Yahudilikte hayatının kaybeden kişinin yakın aile fertleri tarafından gerçekleştirilen ve cenaze töreninden itibaren yedi gün süren yas ritüeli), birlikte olduğu ve finansal olarak sırtını yasladığı Max ile beklenmedik bir şekilde karşılaşır.

Yolculuk sırasında tanıştığı ve para karşılığında bir ilişki yaşadığı Max, karısı ve ağlayan bebeğiyle ortaya çıktığında tören onun için cehennem azabına döner ve bu özel günde beklenmeyen olaylar birbirini takip eder.

Emma Seligman’ın akıldan kolay kolay çıkmayacak bu ilk uzun metrajlı filmi, huzursuz etmek ve kahkaha attırmak arasında müthiş bir denge tutturuyor.

Rachel Sennott’ın her sahnede varlığını hissettiren güçlü oyunculuğu, filmin karanlık mizahını ve cinsellik, aile, din gibi konulardaki cesur yaklaşımını perçinliyor.

Flashback

Vakti zamanında kimi festivallerde, kimi sinemalarda kimi de ev videosu ve televizyon ekranlarında seyirciyle buluşan ama şimdi hem çevrim içi platformlarda hem de televizyon kanallarında bu hafta yeniden gösterime girecek olan 2020 öncesinde çekilmiş diğer filmleri sizin için derledim.

beIN CONNECT

Türkiye’nin ödemeli televizyon sistemi Digitürk’ün izleyicilerine diledikleri zaman diledikleri içeriklere ulaşma imkânı sağlayan dijital içerik platformu beIN CONNECT’in zengin kütüphanesinde bu hafta yayın programına eklenen filmler şöyle;

Abe (2019)
Bir Kahraman Nasıl Yaratılır (How to Build a Girl, 2019)
Clifton Tepesi (Clifton Hill, 2019)
Dar Elbise (2016)
Fırtınalı Bir Gece (Grand Isle, 2019)
Kaygı (2017)
Pinokyo (Pinocchio, 2019)
Vahşi Rose (Wild Rose, 2018)
Yeniden Başla (Demolition, 2015)
Zihin Kontrolü (Distorted, 2018)

FilmBox

Uluslararası medya kuruluşu SPI International bünyesinde yer alan film ve dizi kanalı FilmBox, etkileyici öyküleri, dünya yıldızları ile buluşturan sinema filmleriyle izleyicisine heyecan ve eğlence katmaya devam ediyor.

Ayrıca haziran ayında cumartesi geceleri Türk sinemasının popüler filmleriyle eğlenceyi evlerimize getiren FilmBox, ekranlarında sıcacık öyküleriyle en güzel Türk filmlerine yer verirken FilmBox Arthouse da 7. Sanat sinemanın unutulmaz eserlerini, efsane isimleri ve kült yapımları izleyicisiyle buluşturuyor.

İtalyan sinemasının altın çağı olarak da bilinen, İkinci Dünya Savaşı sonrası toplumsal dinamiklerden beslenen neo-realizmin (yeni gerçekçilik / neorealismo) akımının yaratıcısı Roberto Rossellini’nin 3 muhteşem filmi, 10, 11 ve 13 Haziran’da FilmBox Arthouse ekranlarında olacak.

Ülkemizin yanı sıra 25 ülkede 30 milyon kişiden oluşan geniş bir abone kitlesine ulaşan platformun haziran ayının bu ikinci haftasında farklı kategorilerde öne çıkan filmleri şöyle;

Almanya, Sıfır Yılı (Germania anno zero / Germany, Year Zero, 1948)
Aşkın Yolları (The Ways of Love, 1950)
Bütün Kızlar Toplandık (For Colored Girls, 2010)
İftarlık Gazoz (2016)
Maraton (De Marathon / The Marathon, 2012)
Ölüm Meleği (Semana Santa / Angel of Death, 2001)
Roma, Açık Şehir (Roma, città aperta / Rome, Open City, 1945)
Toprak Altında (Buried, 2010)

MUBI

Sinemanın her türlü form ve büyüklükteki ekranda izlenmesi gerektiğine inanan ve 10 milyondan fazla sinemaseveri aynı çatı altında buluşturan MUBI’nin dünyanın her yerinden en yeni yönetmenlerden en çok ödül kazananlara uzanan zengin programı yepyeni içeriklerle haziran ayının bu ikinci haftasında izleyiciyle buluşmaya devam ediyor.

Uzman ekiplerin festivalleri tarayarak bulup çıkardıkları birbirinden güzel, heyecanlı ve orijinal filmlerle hazırladıkları; özel kuşakları, yönetmen retrospektifleri, önde gelen film festivallerinden gösterimlerin yer aldığı yapımlar arasında bu hafta öne çıkan filmler şöyle;

Hatırlanınca Var Olan Hikayeler (Histórias que Só Existem Quando Lembradas, 2011)
Korkak (Kapurush / The Coward, 1965)
Küçük Şeyler (2019)
Sadece Aşıklar Hayatta Kalır (Only Lovers Left Alive, 2013)
Yeni Kız Arkadaşım (Une nouvelle amie / The New Girlfriend, 2014)
Zeytin Ağaçları Altında (Zire darakhatan zeyton / Through the Olive Trees, 1994)

Netflix

190’dan fazla ülkede 208 milyonu aşkın ücretli kullanıcının farklı türlerde ve dillerde diziler, belgeseller ve sinema filmleri izlediği, dünyanın eğlence odaklı lider yayın hizmeti sunan Netflix’in haziran ayının bu ikinci haftasında kütüphanesine eklediği filmler şöyle;

Alçak Arabalar (Lowriders, 2016)
Aşk Şarkısı (Song One, 2014)
Aziza (2019)
Azize (Saint Maud, 2019)
Belalı Rehine (Life of Crime, 2013)
Desperado (1995)
F.T.A. (1972)
Gilbert Grape’i Ne Yiyor? (What’s Eating Gilbert Grape, 1993)
Güneş de Bir Yıldızdır (The Sun Is Also a Star, 2019)
Hafta Sonu İçin Bir Adam (A Man For The Weekend, 2017)
Karate Kid (The Karate Kid, 2010)
Kasırgada Vurgun (The Hurricane Heist, 2018)
Lanetli Topraklar (The Ruins, 2008)
Örümcek-Adam: Evden Uzakta (Spider-Man: Far from Home, 2019)
Sir! No Sir! (2005)
Umut Işığım (Silver Linings Playbook, 2012)

PuhuTV

Doğuş Holding çatısı altında kurulan ve “Sen Nasıl İzlersen” sloganıyla faaliyetlerini sürdüren PuhuTV; bilgisayar, mobil cihazlar ve akıllı televizyonlar üzerinden erişilebilen uygulama yayınlarının yanı sıra film, dizi, çocuk türlerinde yerli ve yabancı içerikler sunmaya devam ediyor.

İnternet üzerinden hizmet veren bir medya sağlayıcısı olan PuhuTV’nin Türk filmleri kategorisinde yer verdiği yapımlar arasında Cüneyt Arkın’ın başrolünü üstlendiği filmler şöyle;

Adsız Cengaver (1973)
Ala Geyik (1969)
Alın Yazısı (1972)
Baba Kartal (1978)
Deli Yusuf (1975)
Kin (1974)
Severek Ayrılalım (1971)
Tuzak (1976)
Vahşi Çiçek (1971)
Yaralı Kurt (1972)

Tivibu

Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik eden Türk Telekom’un dijital televizyon platformu Tivibu, izleyicisine haziran ayında da komediden aksiyona bilimkurgudan festival filmlerine uzanan geniş bir seçki sunuyor. Platformun bu hafta öne çıkan filmleri ise şöyle;

7. Koğuştaki Mucize (2019)
Aşkın Gözü (Hikari / Radiance, 2017)
Boş Oda (Vacancy, 2007)
Çiçero (2019)
Dheepan (2015)
Geçmişin Sırları (After the Wedding, 2019)
Gölge Savaşçı (Ying / Shadow, 2018)
İğne İplik (Sui Dhaaga: Made in India, 2018)
Kahramanca Kaybedenler (La odisea de los giles / Heroic Losers, 2019)
Kimsesiz Çocuk Remi (Rémi sans famille / Remi, Nobody’s Boy, 2018)
Sarı Gül (Yellow Rose, 2019)
Superman II (1980)

TRT 1 & TRT 2

Diziler, belgeseller, çizgi filmler ve özel gösterimlerle dolu yayın kuşağıyla seyircisine ulaşan TRT’nin en çok izlenen kültür sanat kanalları izleyenlerine sinema şöleni yaşatmaya devam ediyor.

Her akşam ödüllü ve prestijli filmleri sinemaseverlerle buluşturan ve birbirinden değerli yapımları ekrana getiren TRT 1 ve TRT 2’nin bu hafta yayın kuşağında öne çıkan filmler şöyle;

Affedilmeyen (Unforgiven, 1992)
Beyaz Diş (Croc-Blanc / White Fang, 2018)
Çınar (2017)
Dağların Ardında (Tramontane, 2016)
Güzel Kokulu Ruhlar Gölünün Kadınları (Xiang hun nü / Woman Sesame Oil Maker, 1993)
Kanlı İntikam (Run for Cover, 1955)
Metresi Altı Buçuk (Metri Shesh Va Nim / Just 6.5, 2019)
Ölü Ekmeği (2019)

Dikkatimi çekenler

Kendi yaşam hikâyesi de epik bir sinema filminin konusundan farksız ve bir o kadar da inanılmaz olan, birey olarak sinemaya ilgi duyan ve film seyretmekten hoşlanan bir lider olan Mustafa Kemal Atatürk’ün sinemaya olan ilgisi az çok bilinen bir konudur.

YKY Tarih serisinden çıkan Ali Özuyar imzalı Gazi’nin Sineması adlı bu çalışma, birinci el kaynaklardan yola çıkarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sinemayla ilişkisini derinlikli ve bütünsel bir yaklaşımla ele alıyor.

 

Gerçek bir arşiv niteliği taşıyan bu kitap, okuyucusuna; sinema aracılığıyla, Cumhuriyet’in ilk yıllarına, dönemin sosyokültürel yapısına; Gazi’nin sinemaya, bireysel ilgisinin yanı sıra, ulusal belleğin oluşumunda ve toplumun modernleşmesinde bir araç olarak atfettiği öneme; izlediği, senaryosunu yazdırdığı, bizzat rol aldığı, önerdiği veya yapımına destek olduğu filmlere ve beyazperdedeki son yolculuğuna tanıklık etme imkânı sunuyor.

Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim…

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU